İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA) İran’ın nükleer faaliyetlerini denetlememekle suçladı. Birleşmiş Milletler ajansının ‘politize bir yapı haline gelme, dolayısıyla konuya önem gösterme düzeyini kaybetme’ riski taşıdığına dikkat çekti.
Netanyahu, İran’ın UAEA’ya yalan söylemeye devam ettiğini söyledi. UAEA’nın İran baskılarına teslim olmasını, bu kurumun çalışmalarına yönelik kara bir leke olarak değerlendirdi.
Netanyahu Bakanlar Kurulu toplantısında “5 yıl önce İran’ın gizli nükleer arşivinden İsrail’e getirdiğimiz bilgileri dünyanın gözü önünde ifşa ettik. Bu bilgiler, İran’ın izleme anlaşmalarını ihlal ettiğini ve nükleer sektöre masum sivil amaçlar yerine askeri amaçlarla girdiğini kesin olarak kanıtlıyor” dedi.
Bu alışılmamış eleştiri, UAEA’nın geçen hafta yayınladığı, İran’ın gündeme gelen gizli sitelerden birinde uranyum parçacıklarının keşfedilmesine ilişkin tatmin edici bir yanıt verdiğini ve şu anda uygulanmayan 2015 nükleer anlaşması kapsamındaki bazı izleme ekipmanlarını yeniden kurduğunu belirten raporunun ardından geldi.
İran’ın uranyum saflığını yüzde 60’a kadar zenginleştirmesinin ardından, saflık oranı daha da artırılırsa iki nükleer bomba yapmak için yeterli orana ulaşıyor ancak İran bunu istediğini veya planladığını reddediyor. Bu bağlamda İsrail, uluslararası diplomasi İran’ı durdurmakta başarısız olursa önleyici askeri saldırılar başlatma yönündeki tehditlerini artırdı.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre Netanyahu, İsrail kabinesinin bir toplantısı sırasında televizyonda yayınlanan açıklamalarda “İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na yalan söylemeye devam ediyor. Ajans’ın İran baskısına boyun eğmesi, tarihindeki kara bir lekedir” ifadelerine yer verdi.
Netanyahu “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı siyasi bir örgüt haline geldiyse, İran’daki izleme faaliyetleri de İran’ın nükleer faaliyetleri hakkında yayınlayacağı raporlar da yararsız olacaktır” ifadelerini sözlerine ekledi.
Netanyahu’nun eleştirisi, toplamda 35 üyesi bulunan UAEA bünyesindeki Guvernörler Kurulu’nun üç ayda bir yaptığı toplantının öncesinde geldi. Söz konusu toplantının, ajansın Viyana’daki genel merkezinde UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi’'nin giriş konuşmasıyla başlaması ayrıca toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlamak için bir basın toplantısı düzenlenmesi planlanıyor.
Ajans çarşamba günü yaptığı açıklamada, önceki yıllardaki soruşturma ve ilerleme eksikliğinden sonra, İran’ın soruşturmaya dahil edilen üç bölgeden birinde uranyum parçacıklarının bulunmasına ilişkin tatmin edici bir yanıt verdiğini belirtti.
Viyana’daki üst düzey bir diplomat Reuters’a, bu parçacıkların Sovyet döneminden kalma bir laboratuvar ve maden ile açıklanabileceğini söyledi. UAEA’nın başka sorusu olmadığını dile getirdi.
Netanyahu net bir şekilde bu açıklamalara gönderme yaparak “İran’ın yıllardır ileri sürdüğü ve yasaklanmış yerlerde nükleer maddelerin varlığını haklı çıkarmaya yönelik argümanları güvenilmez, hatta teknik olarak imkansız” ifadelerini kullandı.
Ayrıca “UAEA’nın bu geçersiz bahaneler karşındaki gevşekliği, İran yöneticilerine ihlalleri için herhangi bir bedel ödemek zorunda olmadıkları ve nükleer silah arayışlarında uluslararası toplumu yanıltmaya devam etmelerine izin verildiği mesajını veriyor” ifadelerini kullandı. Bununla birlikte üst düzey diplomat, UAEA’nın değerlendirmesinin, İran’ın onlarca yıl önce söz konusu bölgede nükleer silahlarla ilgili patlayıcı madde testleri yaptığını kanıtladığını sözlerine ekledi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, 2018’de İran nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından, Tahran uranyum zenginleştirme adımlarını artırdı. Anlaşmanın yeniden canlandırılmasına ilgi gösteren Başkan Joe Biden’ın görevi devraldığı zamanlarda Tahran, Fordo ve Natanz tesislerinde zenginleştirme oranını yüzde 20 ve yüzde 60’a çıkardı.
İsrailli ve Batılı yetkililer, Tahran’ın birkaç hafta içinde yüzde 60’lık zenginleştirme seviyesinden nükleer silahlar için gerekli olan yüzde 90’a çıkabileceğini söylüyor.
2012’de Birleşmiş Milletler toplantısında yaptığı bir konuşmada Netanyahu, İran’ın uranyum zenginleştirmesini yüzde 90 saflığa kadar artırmasının, önleyici operasyonlara yol açabilecek bir ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.
Netanyahu pazar günkü toplantısında uyarısını yineleyerek “Her halükârda önderliğimiz altındaki İsrail de elleri boş durmuyor. Gerek kamuya açık gerekse kapalı kapılar ardında, tutumlarımıza bağlı kalıyoruz” dedi.
Bununla birlikte, uzmanlar, nükleer silahlara sahip olduğuna inanılan gelişmiş bir orduya sahip olan İsrail’in, İran’ın geniş, uzakta ve iyi korunan tesislerine kalıcı hasar verip veremeyeceği hakkında fikir ayrılığı yaşıyor.
İsrail Enerji Bakanı Yisrael Katz “Karar noktasına varırsak, İran’ın nükleer bombaya sahip olması ya da bizim bir şeyler yapmamıza yönelik iki seçenek olur. Bizim kararımız da harekete geçmek olur” ifadelerini kullandı.
İsrail güvenlik kabinesi üyesi Katz, radyoda yaptığı açıklamada ayrıca “Şu anda tüm hazırlıklarımızı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Şarkul Avsat