Son dönemde yaşanan vize sorunları, özellikle Türkiye'den Avrupa Birliği (AB) ülkelerine seyahat etmeyi planlayan pek çok Türk vatandaşının hesabını bozuyor.
Özellikle bekleme sürelerinin uzaması, vize başvuruları için verilen randevu tarihinin 2-3 ay sonrasını bulması ve ret oranının katlanması nedeniyle pek çok kişinin planları aksıyor.
Erdoğan: Siyasi şantaj haline gelen sorunu çözeceğiz
Schengen (Şengen) vizesinin "siyasi yaptırım olarak kullanıldığı" görüşü öne çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sorunun "siyasi bir şantaj" haline gelse de çözüleceğini söylüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
22 ülkeyi kapsayan AB ile yaşanan vize sıkıntılarını, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya ve Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel'le konuştuk.
"Sistemli bir engelleme yaşanıyor"
Yaşanan durumun siyasi olduğuna dikkati çeken TURSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, vize müracaatları konusunda "sistemli bir engelleme" yaşandığını savundu.
"Vize ret oranı yüzde 50 civarına yükseldi"
2022'de ret verilen vize müracaat oranı yüzde 15'in üzerindeyken 2023'te bu oranın yüzde 50 civarına yükseldiğini ifade eden Bağlıkaya, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülkenin turizm amaçlı seyahatinin kısıtlanmasını doğru bulmadığı belirtti.
"Vizede sıra karaborsası yaşanıyor"
Vize sürecini hızlandırmak veya randevu bulabilmek adına yüksek meblağların talep edilmesini eleştiren Firuz Bağlıkaya, Schengen ihtiyacı olan bazı kişilerin 300 euroluk VIP hizmete yönelmek zorunda bırakıldığını ifade etti. Bu durumu "vize karaborsası" olarak nitelendiren Bağlıkaya, sonuç olumsuz olursa paranın geri alınmadığını da hatırattı.
"Yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık planlama talebi büyüyor"
Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel ise Schengen vizesi sorununun büyümesi nedeniyle "vizesiz seyahat" olarak adlandırılan programlara ilginin arttığını ileri sürdü.
"Yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık planlama" olarak da adlandırılan programa talebin büyüdüğünü belirten Demirel, bunun bir nevi "sigorta" olarak görüldüğünü kaydetti.
Türk vatandaşlarının yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık talebinin en çok hangi ülkelerde yoğunlaştığını da sorduğumuz Demirel, bunun varlık seviyesine göre değiştiğini vurgulayarak, "2 milyon dolar toplam varlığı olan farklı, 30 milyon doları olan farklı bir planlama yapıyor" şeklinde konuştu.
En düşük varlık sahibi kişilerin Portekiz, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerden gayrimenkul satın alarak oturum aldığını belirten Demirel, "Yunanistan programı için 250 bin euroluk, İspanya için ise 500 bin euroluk gayrimenkul yatırımı gerekiyor. İtalya için ise 250 bin euro finansal yatırım yapma şartı aranıyor" dedi.
"5 Karayipler ülkesinden 100 bin dolarlık bağışla vatandaşlık elde etmek mümkün"
Oturumdan daha yüksek bir hak olan vatandaşlık için ise varlık seviyesinde artış gerektiğini vurgulayan Demirel, bunda da Karayipler’deki 5 ülkenin (Grenada, St. Lucia, Antigua ve Barbuda, St. Kitts ve Nevis) öne çıktığını, 100 bin dolarlık bağış karşılığında bir sene içinde vatandaşlık elde ederek Birleşik Krallık ve AB ülkelerine vizesiz girişin sağlandığını kaydetti.
"Malta'da istisnai yöntemlerle bir yıllık oturum sonrası vatandaşlık alınabiliyor"
Dönem dönem haberlere konu olan Malta'ya ilişkin gereklilikleri de sorduğumuz Burak Demirel, ekonomiye 600 bin eurodan başlayan bağış gibi istisnai yöntemlerle bir yıllık oturum sonrasında vatandaşlık almanın mümkün olduğunu söyledi.
750 bin euro yatırımla 3 yıl oturum ve sonrasında Malta vatandaşlığı başvurusu yapılabildiğini kaydeden Demirel, bu sayede 185 ülkeye vizesiz girilebildiğini aktardı.
"Vize reddi almadan başvuru yapılmalı"
Son olarak Demirel, oturum başvurularının vize reddi almadan önce gerçekleştirilmesi konusunda da uyardı.
© The Independentturkish