Milli İstihbarat Akademisi (MİA), 1928'de yazılan ve halkı casusluk tehditlerine karşı bilinçlendirmeyi amaçlayan "Casuslardan Korunma" başlıklı Osmanlıca yayını Latin harflerine aktararak yeniden yayımladı.
MİA'dan yapılan açıklamada, "Casuslardan Korunma" başlığıyla 1928 yılında Harbiye Mektebi Tabiye muallimlerinden Binbaşı Sami tarafından kaleme alınan kitapçığın, MİA İstihbarat ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Dr. Serhat Aslaner tarafından yeniden hazırlandığı belirtildi.
Erken Cumhuriyet Dönemi'nde yayımlanan kitapçığın, o dönemde genişleyen istihbarat faaliyetleri çerçevesinde halkı bilinçlendirme amacıyla hazırlanmış bir rehber niteliğinde olduğu kaydedildi.
Türk milletinin, yabancı ülke servislerinin açık ve örtülü operasyonlarına karşı farkındalığını artırmak için kaleme alındığı belirtilen kitapçığın, o dönemin tehdit algılarını ve karşı istihbarat stratejilerini bugüne taşıdığı ifade edildi.
İstihbarat faaliyetlerinin hızla arttığı, dış tehditlerin özellikle casusluk faaliyetleri aracılığıyla toplumun en ince noktalarına kadar nüfuz etmeye çalıştığı bir dönemde yayımlandığı aktarılan kitapçığın, halkı ve orduyu bu tehditlere karşı uyarmayı, casusluk yöntemleri ve davranış biçimlerine karşı farkındalık yaratmayı hedeflediği bildirildi.
1928 yılında halkı casusluk tehditlerine karşı bilinçlendirmek amacıyla basılan “Casuslardan Korunma” kitapçığını yeniden yayınlandık.
— Milli İstihbarat Akademisi (@miaedutr) February 7, 2025
Kitapçık, günümüzden geriye dönüp bakıldığında, dönemin tehdit algılarını, devletin istihbarat ve casusluk faaliyetlerine yaklaşımını ve… pic.twitter.com/XN280YE4JY
Sade bir dil ile yazıldığı ve geniş halk kitlelerine ulaşmayı amaçladığı belirtilen kitapçığın, bir bilgilendirme metni olmanın ötesinde, halkın yabancı servislerin istihbarat faaliyetlerine karşı direncini artırmayı ve kritik bilgilerin yanlış ellere geçmesini engellemeyi amaçlayan bir iletişim kampanyası olarak değerlendirildiği aktarıldı.
Açıklamada kitapçığın, istihbarat ve karşı istihbarat faaliyetlerine dair toplumsal bilinç oluşturmayı ve halkın bu konuda daha donanımlı hale gelmesini sağlamayı amaçladığına işaret edildi.
Kitapçığın ayrıca, dönemin tehdit algılarının ve bu tehditlere karşı geliştirilen stratejilerin anlaşılmasına, devletin istihbarat alanındaki yaklaşımının ve halkın bu alanda bilinçlendirilmesi için kullanılan yöntemlerin ortaya konulmasına katkı sunduğu ifade edildi.
MİA tarafından yayına hazırlanan ve internet sitesinden erişime açılan çalışmanın, "Casuslardan Korunma" kitapçığının çevrim yazısının yanı sıra, konuya dair bir giriş metni ve yine konuyu destekleyici mahiyette seçilmiş ek okuma parçalarını da içerdiği bilgisi verildi.
Açıklamada, "Casuslardan Korunma" kitapçığından bazı dikkati çekici kesitler de yer aldı.
Söz konusu kesitlerde şu ifadeler kullanıldı:
Soru: Birinci ve ikinci kısımlarda casus ve boşboğazların nasıl adam olduklarını iyice anladın mı?
Cevap: Evet efendim, çok iyi anladım.
Soru: O halde bunlara karşı ne yapmak lazımdır?
Cevap: Boşboğazların ağzını tutmak casusların da haber almak için yapacakları tertibatları bozmak lazımdır.
Soru: Arkadaşlarından birisi böyle boşboğazlık yapmak isterse ne yaparsın?
Cevap: Yapmaması için birkaç defa tembih ederim, eğer dinlemezse derhal zabite malumat veririm.
Soru: Bir insan boşboğazlık yapmamak için ağzını nasıl kapamalıdır?
Cevap: Gerek bildiğini ve gerekse yalan yanlış işittiği sözleri hiçbir yerde söylememek suretiyle ağzını kapamalıdır.
Soru: Casuslara karşı nasıl davranırsın?
Cevap: Efendim, bunlarla uğraşmak çok güçtür. Eski hikayelerde işittiğimiz gibi yedi başlı su aygırı var imiş, işte casuslar da tıpkı buna benzermiş, bir kafasını kesersek yerine bir kafa daha türermiş. Bunun için bu gibilerle ancak hükümetimizin yaptığı muntazam teşkilatla karşı gelinebilir.
Soru: Sizlere hiçbir vazife düşmez mi?
Cevap: Evet efendim. Yalnız biz askerler değil bütün memleket halkı dahi casuslarla uğraşmalıdır. Herkes memleketi hakkında iyi, kötü her ne işitirse derhal haber vermelidir ve bir adamın casus olduğundan şüphe edilirse hemen yakalayıp asker ise zabitine, başı bozuk ise polise teslim etmelidir.
AA