"Kurye avukat" iddiasına barolardan yanıt: Hukukçuların kriminalize edilmesi kabul edilemez

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatlara yönelik sert açıklaması tartışmaya yol açtı. Baro başkanları, avukatların hedef gösterildiğini ve bunun kabul edilemez olduğu söyledi

Baro Başkanları avukatların hedef gösterilmesine tepkili / Fotoğraf: AA

Ne zaman PKK'nın avukatları içeri tıkılır o zaman Türkiye'de PKK diye göreceksiniz bir şey kalmaz. Hedef onlardır. Bu kadar açık ve net. Çünkü cezaevlerinden dışarıya, dışarıdan cezaevlerine ve dışarıdan dışarıya aynen DHKP-C'de olduğu gibi bütün bilgileri taşıyan, bütün nefreti taşıyan, bütün fitneyi taşıyan, bütün örgütsel operasyonu ayakta tutmaya çalışan nitelik bunlardadır. Bunlar avukat değildir. Bunlar avukatlık mesleğini icra etmiyorlar. Bunlar maalesef terör örgütü üyesi mesleğini icra etmektedirler."

Bu sözler İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ait.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Soylu bu sözleri dün İstanbul Şişli'de Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve aileleriyle buluşma kahvaltısında söyledi.

Avukatlara yönelik açıklama, kamuoyunda tartışmalara neden oldu.

Birçok baro başkanı ve hukukçu, avukatların tehdit edilerek kriminalize edildiği açıklamasında bulundu.

Kimi hukukçular da açıklamayı seçim öncesi avukatlara yönelik bir gözdağı olarak değerlendirdi.

 

Avukat
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun avukatlara yönelik sert açıklaması tartışmaya yol açtı / Fotoğraf: AA

 

Bilindiği gibi seçim öncesi 25 Nisan'da Diyarbakır merkezli bir operasyon gerçekleştirilmiş, içlerinde avukat, gazeteci ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de olduğu 150'ye yakın kişi gözaltına alınmıştı.

Peki gerçekten avukatlar cezaevinin mesajını dağa, dağın mesajını da cezaevine mi taşıyor? Barolar "kurye avukat" iddiasına ne diyor?

"Yargı üzerinden tutuklama ve tehdit söz konusu"

Van Baro Başkanı Sinan Özaraz, açıklamanın avukatlık mesleğini hedef alarak kriminalize ettiğini söyledi.

Söylemin süreklileşen bir hal aldığına değinen Özaraz'a göre, açıklama aynı zamanda avukatlara yönelik yargı üzerinden bir tutuklama ve tehdit söz konusu.

 

Sinan Özaraz
Sinan Özaraz / Fotoğraf: Twitter

 

Konunun yaklaşan ikinci tur seçimlerle de ilintili olduğunu kaydeden Özaraz, "Bilindiği gibi Türkiye'nin her yerinde avukatlar seçim güvenliği anlamında ciddi sorumluluk alıp sandık güvenliği sağlayan bir meslek örgütüdür ve bundan rahatsız duyuluyor" dedi.

Avukatların Türkiye'de adil yargılanma, savunma hakkı ve hak arama özgürlüğünün teminatı olduğunu ifade eden Özaraz, "Eğer siz avukatları kriminalize ederseniz aynı zamanda toplumun haklarına saldırmış olursunuz. Bir mesleği kriminalize etme hakkına sahip değilsiniz, bu söylem doğru değil ve kabul etmiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Yargı bağımsızlığı açısından ciddi bir sorun"

Batman Baro Başkanı Erkan Şenses de Türkiye Barolar Birliği Kurucu Başkanı Av. Prof. Dr. Faruk Erem'in "İnsana ve topluma ilişkin hiçbir sorun adaletin denetimi dışında kalamaz" sözünü hatırlattı.

Avukatların söz konusu adalet denetiminin en önemli sacayağı olarak hukuk devletinin güvencesi olduğunu kaydeden Şenses, "Avukatlık, siyasi aktörlerin siyasal mühendislik çalışmalarına malzeme yapılamayacak kadar önemli bir meslek grubudur. İçişleri Bakanı'nın sözleri Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği Avukatların Rolüne Dair Temel Prensiplerine de aykırıdır" ifadelerine yer verdi.

 

Erkan Şenses
Erkan Şenses / Fotoğraf: Twitter

 

Yürütme organı olan bir bakanlığı temsil eden İçişleri Bakanı'nın ayrı bir erk olarak yargı organına talimat niteliğinde beyanlarda bulunmasının yargı bağımsızlığı açısından ciddi bir sorun teşkil ettiğine değinen Şenses, devamında şunları kaydetti:

"İçişleri Bakanı'nın yargının görevine giren bir hususta kesin bir yargıyla avukatları hedef göstermesi Türkiye'de yıllardır tartışılan ancak kurulamayan adli kolluk teşkilatının kurulmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Adli kolluk teşkilatı kurulursa İçişleri Bakanı'nın yargının görevine giren meselelerdeki aktif tutumu sona erecektir. Bu sözlere karşı barolar olarak avukatları ve avukatlık mesleğini savunmaya devam edeceğiz."

"Avukatların müvekkilleriyle özdeşleştirilmesi doğru değil"

Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz de avukatları zan altında bırakan açıklamanın doğru olmadığı görüşünde.

Genel olarak avukatları kriminalize eden açıklamanın kabul edilemez olduğunu dile getiren Dilsiz, "Böylesi önemli bir süreçte ve seçim yaklaşıyorken, baro olarak açıklama yapıp yapmama konusunda bir şüphe duyduk ama avukatlık kanununun 76 ve 95. Maddelerine istinaden görevini yürüten baroların böylesi bir açıklamaya sessiz ve duyarsız kalması beklenemezdi" dedi.

 

Rojhat Dilsiz
Rojhat Dilsiz / Fotoğraf: Twitter

 

Avukatların yaptıkları iş ve savundukları müvekkilleriyle özdeşleştirilmesinin yanlış olduğuna dikkati çeken Dilsiz, "Bu öyle bir hale geldi ki sanki örgüt üyeliğiyle yargılananları savunan avukatlar da o örgüte hizmet diyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Bu söylemi kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu.

"İçişleri Bakanı özür dilemeli"

Şanlıurfa Baro Başkanı Abdullah Öncel ise avukatların hedef gösterilerek kriminalize edilen açıklamanın ilk olmadığını söyledi.

İçişleri Bakanı'nın daha önce yaptığı gibi yeni dönemde de benzer dili kullanarak avukatları hedef göstermeye devam edeceğinin bir işareti olarak değerlendiren Öncel, "Daha önce de müvekkilimizle özdeşleştirildik, kriminalize dildik, hedef gösterildik, gözaltına alındı ve ceza aldık. Anlaşılan bu yeni dönemde de devam edecek. Bizim için açıklamanın meali budur" yorumunda bulundu.

 

Abdullah Öncel
Abdullah Öncel / Fotoğraf: Twitter

 

Tüm hedef gösterilmelere rağmen avukatlar olarak hiçbir zaman hukukun üstünlüğü ilkesi ve mücadeleden taviz vermediklerinin altını çizen Öncel, "Mesleğimizin onurunu ve avukatlığın bize yüklemiş olduğu misyonun gereği neyse yapamaya devam edeceğiz" dedi.

"Tehditlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz"

Talihsiz açıklamadan dolayı İçişleri Bakanı'nın barolardan özür dilemesi gerektiğini ifade eden Öncel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Seçim öncesi Diyarbakır merkezli özellikle sandık güvenliği noktasında çalışan meslektaşlarımıza yönelik bir operasyon yapılmıştı. Son açıklamada da ikinci tur öncesi seçim koordinasyonunda görev alacak arkadaşlara tehdit amaçlı bir açıklama. Tarihi misyonumuz ve avukatlık mesleğinin gereği olarak üzerimize yüklenen görevi yerine getireceğiz. Biz tehditlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bunun kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU