Bunların bayrağı var mı? Bunların ezanı var mı? Bunların dini var mı? Ne diyor? 'Bizim desteğimiz Kılıçdaroğlu'nadır'. Dini olmayan, diyaneti olmayan, bayrağı olmayan, ezanı olmayan kimler destekliyor bay bay Kemal'i? Bu teröristler. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleri dün Antalya'da gerçekleştirdiği mitingde söyledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kullanılan ifadeler muhalefetin tepkisine neden oldu.
"Aşmamız gereken eşik bu"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
Konuşmanın görüntülerini alıntılayan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı gençlere şikayet etti:
"İşte gençler, aşmamız gereken eşik bu ve sizsiz olamıyor maalesef."
İşte gençler, aşmamız gereken eşik bu ve sizsiz olamıyor maalesef. https://t.co/vLfFlxWuyG
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) May 3, 2023
Seçimlere sayılı günler kala, siyasilerin kullandığı dilin daha da sertleşiyor.
Peki rakibine "kutsallar" üzerinden yüklenmek, din, iman, ezan ve bayrak gibi söylem seçmen üzerinde ne kadar etkili?
Uzmanlar, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"İnandıkları sürece bu propagandayı sürdürecekler"
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Erdoğan'ın kendi tabanına mesaj verdiği görüşünde.
Önemli olanın söylenenlere inanılıyor olması olduğuna vurgu yapan Kalaycıoğlu, "İnandırdıkları sürece bu propagandayı sürdürecekler" dedi.
Liderler ne söylese söylesin tabanın inanma eğiliminde olduğunu aktaran Kalaycıoğlu, "Söylemin başka bir etki yaratabileceğini düşünmüyorum. Yapsa yapsa ayrıştırıcı bir etki yapar, başka bir etkide bulunmaz ama kendi tabanları buna inanıyor" diye konuştu.
"Bu üstü örtülü bir tehdittir"
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu da Kalaycıoğlu ile benzer görüşte.
Söylemin daha çok kendi saflarını sıklaştırmak yönünde etki yarattığına değinen Çarkoğlu, "Bu tür söylemlerle kararsız seçmeni karar vermeye veya kendi tarafınıza çekmek kolay değil, çünkü genelde o tür seçmen kararsız değil. Bu daha çok safları sıklaştırma yönünde bir etki yaratıyor" yorumunda bulundu.
Açıklamaların seçimin sonucunu belirleyecek kadar etkili olduğunu düşünmediğini belirten Çarkoğlu, devamında şunları kaydetti:
Şu andan itibaren ya karasız ya da karşı tarafın seçmenini ikna ederek kendi safına çekmen lazım. Bu söylem ile onu yapmak da pek mümkün görünmüyor. Burada amaç karşı taraf bir uyarı ve üstü kapalı da olsa bir tehdittir. Açıkçası buna niye ihtiyaç duyuluyor bunu anlamakta zorlanıyorum."
"İktidar kadar muhalefet de yanlış yapıyor"
Eski Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı ve 25. Dönem İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ise hem iktidar hem de muhalefetin benzer söylemleri kullanmasının doğru olmadığı kanaatinde.
Paradigma üzerinden kitlelere ulaşım sağlanması gerektiğine dikkati çeken Doğan, "Birlikte yaşamın güçlendirilmesi, ileriyi görme ve toplumsal bir barış projesine yoğunlaşmamız gerekirken, iktidara kısa yoldan ulaşma çabası siyasetin konusu olmamalı" ifadelerini kullandı.
Partili bir cumhurbaşkanının bu siyasetinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Doğan, bunun toplumsal barışın önünde engel olduğunu belirterek, şunları söyledi:
İnsanları dinsizlik, mezhepsizlik ve inançsızlıkla suçlayamazsınız. Burada iktidarı korumak var. Bir de karşısında iktidara ulaşmak isteyen muhalefetin de yanlış yaptığını düşünüyorum. İnanç ve etnik siyaset üzerinden hiç kimsenin başarılı olma şansı yok. Siyasal İslam'ın ortaya koyduğu projeye karşı muhalefetin de maalesef inanç üzerinden bazı şeyleri ortaya koymak istemesi siyaseten doğru bir şey olarak kabul edilemez. İnançlar özgünlüğüyle kalmalı, bu insanların vicdanında saklı olan bir husustur. Siyasetçi bunun peşinde koşmamalı."
"Kendi seçmeninin önceliklerini değiştirme gayreti var"
Siyaset bilimci Dr. Nesrin Nas da söylemin muhalif seçmeni çok etkileyemeyeceği görüşünde.
Söylemin muhatabının Erdoğan'ın kendi kitlesi olduğuna kaydeden Dr. Nas, "Erdoğan bir şekilde kendi kitlesini konsolide etmeye, kopuşları engellemeye çalışıyor" şeklinde konuştu.
Dr. Nesrin Nas, sözlerini şöyle tamamladı:
Bu söylemler aynı zamanda kendi seçmeninin önceliklerini değiştirerek örneğin hayat pahalılığı, et, süt ve soğan fiyatlarını, geçim zorluğunu bütün bunların konuşulmasını engellemeye çalışıyor. Yani söylemin Erdoğan'a ilave bir oy getirisi yoktur."
© The Independentturkish