Akrabası Ahmet Emre Y.'yi 9 yaşından 18 yaşına kadar istismar edip intihara sürüklediği iddiasıyla yargılanan Vedat Tarhan'ın tahliyesine itiraz edildi.

İtirazı değerlendiren savcılık tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Ayrıca, sanık Vedat Tarhan'ın Ahmet Emre Y. ile konuşmasında istismarı kabul ettiği ortaya çıktı.

9 yaşından 18 yaşına kadar istismara uğrayan Ahmet Emre Y., askerdeyken geçirdiği sinir krizinden sonra yaşadıklarını ailesine anlattı. Ardından Vedat Tarhan'ı arayarak geçmişte yaşananları konuşup, ses kaydı aldı.

Elindeki kayıtla birlikte savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu. Savcılık, suç duyurusuyla ilgili kendisinin ifadesine başvurmakta gecikti.

Ahmet Emre Y.'nin ablasının aktardığına göre, 52 gün boyunca ifadeye çağrılmaması, yaşadığı travmayı derinleştirdi ve 29 Nisan'da 15'inci katta bulunan evinin balkonundan atlayarak yaşamına son verdi. 

Savcılık müebbet istedi, mahkeme ilk duruşmada tahliye etti

İntihar vakasını incelemek üzere olay yerine gelen savcı, istismarı öğrenince Ahmet Emre Y.'nin suç duyurusuyla intihar vakasını birleştirdi.

İstismarla suçlanan Vedat Tarhan, 1 Mayıs'ta tutuklandı. Hazırlanan iddianamede Vedat Tarhan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Tarhan, 8 Ağustos'ta ilk kez hakim karşısına çıktı ve tahliye edildi. 

Ses kaydında istismarı kabul ediyor

Independent Türkçe'nin gündeme getirdiği olayla ilgili savcılık, Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı göndererek, Vedat Tarhan'ın tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. 

Savcılık, itirazına, Ahmet Emre Y.'nin suç duyurusunda sunduğu ses kaydının içeriğine dikkat çekildi. Ses kaydının çözümlemesinde, Vedat Tarhan'ın istismarı kabul ettiği görülüyor.

Mahkeme "Kaçma şüphesi yok" dedi, sanık evini satışa çıkardı

Ahmet Emre Y.'nin ailesinin avukatı Merve Uçanok'un verdiği bilgiye göre, Vedat Tarhan tahliye edildikten sonra sahibi olduğu köy evini 500 bin liraya satışa çıkararak kaçma hazırlığı yapıyor.

Tarhan'ın tahliye gerekçesinde ise, "Sanığın kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunmadığı" ifade edilmişti.