Sudan'da geçen hafta cumayı cumartesiye bağlayan gece, Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri (RFS) arasında başlayan çatışmalar devam ediyor.
Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes, yaptığı açıklamada, çatışmalarda şu ana kadar çoğu sivil 185 kişinin öldüğünü ve 1800'den fazla kişi de yaralandığını söyledi.
Perthes, açıklamasının devamında, bazı ülkelerin iki taraf arasında arabuluculuk teklifinde bulunduğunu ama iki tarafın da bunu kabul etmediğin, iki tarafın da karşı tarafın pes etmesini beklediğini belirtti.
Hemedti olarak da bilinen Hızlı Destek Güçleri (RFS) komutanı, Muhammed Hamdan Dagalo, pazartesi günü Twitter'da yaptığı açıklamada, El-Burhan'ın peşine düşüp onu adalete teslim edeceğiz dedi ve uluslararası toplumu Sudan'a müdahale etmeye çağırdı:
Uluslararası toplum şimdi harekete geçmeli ve sivilleri havadan bombalayan radikal İslamcı Sudanlı General Abdel Fattah Al-Burhan'ın suçlarına müdahale etmelidir. El-Burhan'a bağlı ordu masum insanlara karşı acımasız bir kampanya yürütüyor ve onları MiG savaş uçakları ile bombalıyor.
Biz, Sudan'ı karanlıkta tutup dünyadan izole etmek isteyen ve demokrasiden uzak tutmayı uman radikal İslamcılara karşı savaşıyoruz. El-Burhan'ın peşine düşüp adalete teslim edeceğiz.
Şu anda yürüttüğümüz mücadele demokrasinin bedelidir. Biz kimseye saldırmadık. Eylemlerimiz sadece güçlerimize yönelik kuşatma ve saldırıya bir yanıttır. Sudan halkının uzun süredir hasretini çektiği demokratik ilerlemeyi sağlamak için mücadele ediyoruz.
Halkın emniyetini ve güvenliğini sağlamak için mümkün olan her türlü önlemi alıyoruz. Onlara zarar gelmesine izin vermeyeceğiz ve Sudan'da demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü korumak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Kazanacağız, barış ve istikrarı sağlayacağız.
Sky News'e konuşan Sudan Askeri Konseyi başkanı ve Sudan ordusunun da başında bulunan Abdulfettah el-Burhan, Sudan ordusunun daha fazla sivil can kaybı olmaması için bazı bölgelerden çekildiğini ve RSF müzakere yapmaya açık olduğunu söyledi.
El-Burhan, "Rakip yenilse, teslim olsa bile her savaş müzakere masasında biter" dedi.
Ordudan yapılan açıklamada da "RSF'yi başkentten atana kadar hava saldırılarına devam edeceğiz" ifadelerine yer verildi.
Hızlı Destek Güçleri komutanı Hemedti'nin çete liderliğinden generalliğe giden yükselişi
1980'lerde Çad'daki savaş ve kuraklıktan kaçarak Sudan'ın Arap olmayan Fur yerlilerinin çoğunluğu oluşturduğu Darfur bölgesine sığınan Çadlı Arap bir ailenin çocuğu olan Hemedti, 1990'larda henüz 20li yaşlardayken 1989 yılında bir darbe ile işbaşına gelen Ömer el-Beşir tarafından silahlandırılan ve Darfurdaki yerli Fur aşiretleri mensuplarına saldıran çetelere katıldı.
2003'te yerli Fur halkının Darfur isyanı başladığında, Hemedti, kendi bölgesinde Cancawid militanlarının emiri oldu ve komşu Fur köylerine yönelik saldırılara öncülük etti.
Darfur Arapça "Furlerin evi ya da Furlarin memleketi demektir." Darfur bölgesinde kendilerine Fur denilen bir halk yaşıyor.
Hemedti, 2006 yılında kendisine sağlanan yeni silahlarla donanmış olarak, Kuzey Darfur'un isyancıların kontrolündeki bölgesinde bir baskında çok sayıda Darfurlu erkeği öldürdü ve kendisine bağlı milislerin kadınlara tecavüz ettiği iddia edildi.
Hemedti, 2009'da Ömer El-Beşir tarafından bölgedeki valinin danışmanı görevine atandı ve Cancavid milisleri, 2013'te Hızlı Destek Güçleri adı ile Ömer El-Beşir'in en sadık adamı olan Hemedti'nin komutasında yeni resmi bir askeri güç şeklini aldı.
Hızlı Destek Güçlerinin Darfurdaki şiddet ve katliamları 2015'e kadar devam etti.
Ailesi Çad'dan Darfur'a geldikten sonra Darfur'da ilkokula başlayan ve ilkokul üçüncü sınıfta okulu bırakıp ailesine deve ticaretinde yardım eden Hemedti, Ömer El-Beşir'e yakınlığı nedeni ile, 2019'a gelindiğinde, çeşitli sektörlerde birçok şirkete sahibi olup, Sudan'ın en zengin kişilerinden biri oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Darfur'da Cancavid milislerinin yaptığı katliamlardan Ömer el-Beşir'in sorumlu olduğunu söyleyerek 2009'da Ömer el-Beşir için tutuklama kararı çıkarttı.
El-Beşir, tutuklanma korkusu ile o tarihten sonra kararı tanıyan ülkelere gitmedi, Türkiye'de Erdoğan hükümeti, son ana kadar el-Beşir'i destekledi ve el-Beşir 2017 yılında Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulundu.
1989'da seçilmiş hükümete yaptığı bir darbe ile yönetimi ele geçiren Ömer Beşir, 30 yıl Sudan'ı yönetti ve 2019'da askeri bir darbe ile devrildi
Aralık 2018'de Sudan'da Ömer El-Beşir'e karşı başlayan gösteriler yaklaşık 5 ay sürdü ve el-Beşir'e bağlı güç olan Hemadti'nin komutanı olduğu Hızlı Destek Güçleri, gösterilerde Beşir'in yanında yer aldı ve çok sayıda gösterici bu güçler tarafından öldürüldü.
Beşir'in gideceğini anlayan Hemedti, Beşir'e karşı tavır almaya başladı ve Nisan 2019'da Beşir bir askeri darbe ile görevden uzaklaştırıldı.
Ömer el-Beşir'in Darfur'daki isyanı milis güçleri ile daha kolay bastırmak için kurduğu ve para ve silah temin ettiği Cancavid milisleri artık kendi başına bir ordu olmuş, istediğini yapan kontrol edilemez tehlikeli bir canavara dönüşmüştü ve artık Beşir'e de sırtını dönmüştü.
Beşir'in 2019'da devrilmesinden sonra yaşanan gelişmeler ve Hemedti ile Burhan'ın güç savaşı
Beşir'in 2019'da darbe ile devrilmesinden sonra, general Abdülfettah El-Burhan başkanlığındaki Geçici Askeri Konsey ülke yönetimini ele aldı.
Hemedti, Geçici Askeri Konsey başkan yardımcısı görevine getirildi. Halk darbe yapan askerlerin yönetimi sivillere devretmesi talebi ile gösterilere devam etti.
3 Haziran 2019'da Hemedti'nin komutanı olduğu Hızlı Destek Güçlerine bağlı milisler bazı askerlerin de desteği ile Başkent Hartum'daki göstericileri ateş açtı, 100'den fazla sivil öldürüldü ve gösteriler kanlı bir şekilde bastırıldı.
Aynı yılın ağustos ayında asker ve sivillerden oluşan yeni ve Hemedti'nin de üyesi olduğu 11 kişilik geçici bir konsey kuruldu ve geçici sivil bir başbakan göreve getirildi.
Ekim 2021'de Geçici Kosney'in başkanı Abdülfettah El-Burhan yeni bir darbe yaparak sivilleri görevden uzaklaştırdı, Hemedti de bu darbeye destek verdi ve Geçici Egemenlik Konseyi başkan yardımcılığı görevine devam etti.
2021'deki ikinci darbeden sonra uluslararası baskılar ile askerler, içinde sivillerin de olduğu ülkeyi seçimlere götürecek yeni bir geçiş süreci konseyi kurulması için sivillerle görüşmeler yapmaya başladı.
Yapılan görüşmeler bir anlaşma ile sonuçlandı. Anlaşmanın şartlarından birisi de Hemadti'nin komutanı olduğu ve ordudan bağımsız hareket eden Hızlı Destek Güçleri'nin orduya bağlanmasıydı.
Bu konuda nihai anlaşmanın 1 Nisan 2023'te imzalanacağı açıklandı, 1 Nisan'da yeni bir açıklama yapılarak anlaşmanın imzalanmasının 6 Nisana ertelendiği açıklandı.
Ülkede birçok katliamın faili olan ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin el-Beşir için tutuklama kararı çıkartmasına neden olan Hemadti'nin de yargılanmasını isteyen ciddi bir kesim vardı, Hemadti elinde bulundurduğu milis gücü kaybederse yargılanmaya giden yolun önü açılabilirdi.
Hemedti, kendisinin güç kaybedeceği ve işlediği suçların hesabını vermek durumunda kalabileceği endişesi ile kendisine bağlı milislerin orduya katılmasını öngören anlaşmayı imzalamak istemedi, 6 Nisan'da da anlaşma imzalanmadı ve anlaşmanın imzalanmasının ileri bir tarihe ertelendiği açıklandı.
Hemedti, Cancavid milislerinin lideri olarak Darfur'da katliamlar yaparken, bölgede Sudan ordusunun operasyonlarını planlayan ve Hemadti ile saldırıları kordine eden istihbarat Subayı olan el-Burhan arasında var olan güç mücadelesi artık iyice su yüzüne çıkmıştı ve Hemedti Sudan'da tüm gücü ele geçirmek için Abdulfettah el-Burhan'a karşı geçen cuma gecesi harekete geçti.
Hızlı Destek Güçlerini başkent Hartum'a kaydıran Hemedti, başkentte ordu karargahı, başkanlık sarayı ve diğer resmi kurumları ele geçirmek için bu kurumlara saldırılar başlattı.
Ordudan bağımsız bir ordu olan Hızlı Destek Güçleri'nin 100 bin kadar üyesi olduğu tahmin ediliyor.
International interest adlı araştırma ve danışmanlık şirketinin müdürü Tunuslu Sami Hamdi, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, çatışmaların Burhan'ın RSF güçlerini feshedip orduya katmak istemesi nedeni ile çıktığını söyledi:
Bu çatışmaların nedeni, Burhan'ın, Hemedti'nin RSF'sini orduya katıp dizginlemek ve tüm ordunun kontrolünü elinde bulundurmak istemesidir. Hemedti, Burhan'ın yönetimi kendilerine devretmesini isteyen Özgürlük ve Değişim Güçleri (FFC) tarafından da bir alternatif olarak görüldü. Bunu farkeden Burhan, şubat ayında Hemedti'nin RSF'sinin orduya dahil edilmesi gerektiğini kamuoyuna açıkladı ve Hemedti bunun kendisine karşı bir tehdit olduğunu algıladı gücü kaybetmemek için Burhan'a karşı harekete geçti.
Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, (BAE) ve Rusya'nın Hemedti'yi desteklediği şeklinde iddialar ortaya atılmış olsa da bu konuda ciddi deliler veya bu ülkelerden resmi bir açıklama yapılmadı.
Katar'ın Hemadti'yi desteklediği söyleyenler, Katar'a ait El-Cezire televizyonunun Hemedti lehine yayın yapmasını delil olarak gösteriyorlar. Hemedti daha önce Rusya'yı ziyaret etmişti ve Rusya ile ilişkilerinin iyi olduğu biliniyor.
Hemedti'nin RSF güçleri, Yemen'de BAE'nin yanında Husi milislerine karşı savaşıyor, ayrıca General Hafter'in güçlerini desteklemek için Libya'da da RSF güçleri bulunuyor.
Sudan ordusundan General Şemseddin Kabaşi, salı günü basına yaptığı açıklamada, birisi badıda olmak üzere, Sudan'ın iki komşusunun Sudan ordusuna karşı Hızlı Destek Güçlerini desteklediğini ve onlara silah gönderdiğini söyledi.
Kabaşi, açıklamasında şunları kaydetti:
Biri Batı'da bulunan iki komşü ülkenin Hızlı Destek Güçlerine (RSF) destek verdiği bilgisini doğruladık. İki uçak, RSF'in elinde bulunan Merove havalanına silah getirdi, üçincü bir uçağın inişi başarılı olamdı. Sudan'ın batısında iki uçak, Sudan'ın komşusu ülkenin toparaklarını sınıra yakın bir bölgeye indi ve Sudan'a RSF güçlerine karadan erzak taşındı. Bu yardımlar bazı ülkelerin, kendi kontrolünde olmayan gruplar tarafından gerçekleştiriliyor olsa bile bu eylemlerin gerçekleştirilmesinden üzüntü duyuyoruz. Devlet, isyankar da olsa vatandaşlarının eylemlerinden şu ya da bu şekilde sorumludur.
Kabaşi'in ima ettiği batıdaki ülke Çad'dır. Çad'da Hemeti'in akrabaları hükümette önemli konumlarda bulunuyorlar. Sudan'daki yerel basın, öbür ülkenin de Orta Afrika Cumhuriyeti olduğu yazıyor.
Hemedti, darbeden sonra oluşturulan yürütme konseyinin başkanı Abdülfettah El-Burhan'ın yardımcısıyken kendisi geçen cumartesi günü isyan edip Sudan ordusuna saldırdığı halde, dışarıdan ve içeriden destek almak için daha birkaç gün öncesine kadar yardımcılığını yaptığı Abdulfettah El-Burhan ve ordu mensuplarına darbeci hainler diyor.
Bir taraftan Burhan'ı darbeci olmakla suçlarken, öbür taraftan eski İslami rejimi geri getirmek istemekle suçluyor.
Sami Hamdi, bu konudaki iddialar hakkında da şunları söyledi
Ben Katar ve Rusya'nın özellikle bu çatışmaya dahil olduğunu düşünmüyorum. Bundan daha çok bu ülkelerin, Hemedti, Burhan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD tarafından desteklenen sivil Özgürlük ve Değişim Güçleri (FFC) arasındaki iç dinamiklerle ilgisi var. Bu olayda en aktif ülke Hemedti'nin sosyal medya hesaplarının da yönetildiği BAE'dir. Hemedeti'nin sık sık BAE'yi ziyaret etmesi de BAE ile olan güçlü ilişkisinin bir kanıtıdır.
Hemedti'nin Sudan ordusuna saldırmasından birkaç gün önce BAE'den Bin Zayed'in Mısır'ı ziyaret etmesi, bu konuda Mısır'ın Burhan'ı desteklememeye ikna etmek için olduğu anlaşılıyor ve bunun başarıldığı anlaşılıyor. Hemedti güçleri, Mısır Askerlerinin Sudan'da tatbikat için bulundukları askeri üste gözaltına alındı ve kötü muameleye tabi tuttu ama bu konuda Mısır'dan ciddi bir tepki gelmedi.
RFS güçleri ilk günde Kuzeydeki Mısır askerlerinin de bulunduğu ve ülkenin en büyük ikinci havaalanı olan Merove havaalanını ve Hartum'da bazı bölgeleri ele geçirmesinden sonra fazla bir ilerleme sağlayamadı.
Ordunun asker ve silah sayısı daha fazla ayrıca ordunun elinde savaş uçakları olması da orduya üstünlük sağlıyor.
Hemedti, kısa sürede başkenti ele geçirme planı yapmıştı fakat bunu başaramadı, bundan sonra düşündüğü bu isteğini gerçekleştirmesi de pek olası görünmüyor.
Iraklı Gazeteci Sufian Sammarai, bu konuda sorduğumuz bir soruya verdiği cevapta, "Hemedeti'ye bağlı Hızlı Destek Güçleri'nin Hartum'a saldırmalarının sebebinin Sudan'ı ikiye bölmek ve Sudan'daki gaz, uranyum ve altın madenlerini ele geçirip daha sonra komşu ülkelere saldrımak, Hemedti bunları yaparken de Filistin davası sloganı ve diğer dini sloganlar kullanacak" dedi.
Hemedti'nin uluslararası topluma Sudan'a müdahale çağrısı yapmasının bir sebebi de bu savaşı kaybedebileceğini düşünmesi nedeni ile olduğu anlaşılıyor.
Ateşkes sağlanması içinde ABD'nin de olduğu ülkeler iki ateşkes için iki tarafa yaptığı baskılar sonucu salı günü saat 18'den itibaren 24 saatlik ateşkes için anlaşmaya varıldığı duyruldu ama taraflar tarafların ateşkese uymadığı söylüyorlar.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Japonya gezisi sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Dün bir Amerikan diplomatik konvoyunun üzerine ateş edildiğini söyledi.
Bliknen, "Tüm vatandaşalrımız güvende ve zarar görmedi, ancak bu eylem pervasızdı, sorumsuzdu ve tabii ki güvensizdi. Diplomatik plakalıi ABD bayraklı bir diplomatik konvoyun üzerine ateş açıldı" dedi.
© The Independentturkish