Yer çekirdeğine yakın noktada 4,5 milyar yıllık elmas rezervi keşfedildi

Şiddetli yanardağ patlaması sonrası yüzeye çıkan elmaslar yıllardır hareketsiz bekliyordu

Elmaslar, bilim insanlarına Dünya’nın oluşumundan kısa süre sonra başlayan şiddetli yanardağ patlamalarının meydana geldiği dönem hakkında önemli bilgiler veren “mükemmel zaman kapsülleri” (Graham Pearson)

Yeryüzünden 410 km'den daha fazla derinde ve Dünya çekirdeğine yakın bir yerde Ay’dan daha yaşlı büyük miktarda elmas rezervi keşfedildi.

Brezilya’daki şiddetli yanardağ patlamasıyla yüzeye çıkan elmaslar, 4,5 milyar yıldır hareketsiz bekliyordu.

Bilimsel Science adlı bilimsel yayında yer alan araştırmaya göre uluslararası bilim insanlarından oluşan grup çok eski kaynağın yerini tespit etmek için elmaslardaki helyum atomlarının izotoplarını (helyumun farklı atomik yapılarını) ölçtü.

Araştırmacılar elmasların “mükemmel zaman kapsülleri” görevi gördüğünü ve onlara gezegen oluştuktan kısa süre sonra başlayan kargaşa dolu dönemin içyüzünü anlamak için önemli bilgiler verdiğini söyledi. Bu dönem boyunca jeolojik kuvvetler öyle büyük şiddetle aktifti ki genç gezegenin ilk halinden geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı.

Tüm bu değişime rağmen yine de mantoda, kabukla çekirdek arasında bir yerde, nispeten rahatsız edilmeden kalabilmiş alanların varlığından şüpheleniliyordu.  Ancak bugüne kadar herhangi bir kanıt elde edilememişti.

İlk ipuçları 1980’lerde ortaya çıkmıştı: bilim insanları belirli noktalardaki bazalt lavların helyum-3 ve helyum-4 oranlarına sahip olduğunu fark ettiler ki bu alışıldık miktarın üzerindeydi. İşin ilginç yanı da bu oranların Dünya’nın ilk oluştuğu zamanlarda gezegene çarpan gök taşlarının helyum oranlarını birebir yansıtmasıydı.

Bu bilgi de lavın Dünya derinliklerindeki kaynaklardan geldiği ve milyarlarca yıldır hiç değişmediği fikrini ortaya çıkardı.

 

 

Araştırmayı yürüten grubun başındaki Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Dr. Suzette Timmerman “Bu kalıp daha önce ‘okyanus adası bazaltlarında’ gözlemlenmişti. Yani Dünya’nın derinliklerinden gelen, Hawai ve İzlanda gibi adaları oluşturan lavlarda” dedi.

Timmerman “Problem şu ki bu bazaltlar yüzeye gelseler bile, onların geçmişinden sadece bir kesit hakkında bilgi alabiliyoruz. Erimiş hallerinin geldiği manto hakkında çok şey bilmiyoruz” diye devam etti.

Daha fazla bilgi edinebilmek için araştırmacılar yeryüzünün 150 ila 230 km altında, epey derinlerde oluşmuş elmasların helyum izotop oranlarını inceledi.

Zimmerman sözlerine şöyle devam etti:

Elmas bildiğimiz en sert, yok edilmesi en zor doğal maden. Bu yüzden bizim için Dünya’nın derinliklerine bakmak için pencereler aralayan mükemmel bir zaman kapsülü işlevi görüyorlar. Brezilya’daki Juina bölgesinde, yeryüzünün epey derinliklerinden gelen 23 elmastan helyum gazı çıkarmayı başardık. Bunlarda çok eski kaynaklarda görmeyi bekleyeceğimiz izotop özellikleri kompozisyonu keşfettik ve gazların belki de Dünya ve Ay’ın çarpışmasından önceki zamanlardan kaldığını doğruladık.

Bilim insanları incelemeleri sonrası bu elmasların yeryüzünün 410 ila 660 km derinliğindeki “geçiş bölgesi” adı verilen alandan geldiğini söyleyebiliyor.

Dr. Timmerman “Bu demek oluyor ki Dünya’nın oluştuğu zamanlardan kalan bu bilinmeyen kaynak ya bu alanda ya da daha da derinlerde yer alıyor” dedi.

Kimse bu kaynağın boyutunu bilmiyor ve bazı araştırmacılara göre birden fazla sayıda kaynak olabilir.

Santa Barbara’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmaya dahil olmayan Profesör Matthew Jackson sonucu “ilginç” bulduğunu söyledi. Araştırmayı yürüten bilim insanlarına bu tip çok eski kaynakların Dünya derinliklerindeki konumlarını saptamak için yardım edebileceğini ekledi.

Jackson “Bu çalışma, bu tipteki kaynakları anlamak için çok önemli bir adım ve gelecekte yürütülecek çalışmaların da önünü açıyor” diye konuştu.  

Bilim insanları çalışmalarını bu ayın ilerleyen günlerinde Barselona’daki Goldschmidt konferansında sunacak.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU