Van, uzun yıllardır göçmenler için zorunlu göç rotalarından biri. Van-İran sınır hattında zaman zamanda 2018 ve 2021 yılları arasında olduğu gibi kitlesel göçler yaşanıyor.
Günler süren zorlu yolculuğun ardından çoğunlukla İran, Afganistan, Pakistan'dan gelen göçmenlerin bir kısmı kenti transit geçerken, bir kısmı yaşamına kentte devam ediyor.
Van'ın İran'la olan 294 kilometrelik sınır hattında bulunan Çaldıran, Özalp ve Saray ilçeleri bu göçün değişmez birer rotası.
Buradan ülkeye giriş yapan göçmenler yol boyunca önemli ihlallerle yüz yüze kalıyor. İşkence, fidye, soyma, taciz, tecavüz bu ihlallerden birkaçı.
Yolculuktan sonra kente varan göçmenlerin karşı karşıya kaldığı sorunlar devam ediyor.
Ekonomi, sağlık, dil bariyeri, sağlık gibi birçok alanda önemli zorluklar yaşanıyor.
Bu zorluklar, kadın göçmenler için daha çok derinleşiyor, çeşitleniyor. Kentte yaşayan kadınlar, daha yavaş ilerleyen bir uyum süreci geçiriyor.
Bunun en başat nedeni de dil ve sosyalizasyon süreci. Tam da bu motivasyonla kentte 'Göçmen Kadınlar Anlatıyor' isimli bir çalışma başlatıldı.
Her bölümde farklı kadınların yaşamlarını kendi anadiliyle anlattığı video haber dizisi geçtiğimiz ocak ayında yayın hayatına başladı ve şimdiye kadar dört bölümü yayımlandı.
Bir yıl boyunca devam edecek çalışma aracılığıyla farklı ülkelerden değişik gerekçelerle göç eden kadınların yaşamlarına, yolculuklarına ve buradaki yaşamlarına bir projeksiyon sunuluyor.
Gazeteci Balı: Kendilerini kendi ifadeleriyle anlatacakları bir zemine ihtiyaç vardı
Projenin yürütücüsü gazeteci Şenol Balı, çalışmayı "Kendilerini kendi ifadeleriyle anlattıkları bir platform" şeklinde tanımlıyor.
Balı, şunları söylüyor:
Son yıllarda ülkenin bir gerçeği haline gelen göç olgusu, son 30 yıldır farklı ülkelerden gelen insanların ülkeye giriş yaptıkları sınır kenti Van'ın da bir parçası durumunda. Van, 294 km'lik sınır hattıyla Avrupa veya batı metropollerine gitmek isteyen göçmenlerin en değişmez rotası. Ancak bu rota, tüm göçmenlerin birçok ihlalle yüz yüze kaldıkları bazen yaşamından oldukları bir ölüm tarlasına dönüşebiliyor. 2021 yılının yazından Taliban'ın ülkedeki hakimiyeti sağlamasından sonra zirve yapan göçle ilgilenmeye başladığımızda göçmenlerin hem haftalar süren yolculuk sırasında hem de kente kalanların burada yaşadığı sorunlara daha yakından şahit olduk. Yaşadıkları bu sorunların görünmesi, bilinmesi lazımdı. Özellikle kadın göçmenlerin bu noktada büyük bir dezavantajı söz konusu. Dil bariyeri ve geleneksel kaygılardan dolayı entegrasyon süreci daha yavaş ilerleyen, sağlıktan eğitime birçok alanda sorunlarla mücadele eden kadınların kendilerini anlatabilecekleri bir zemine ihtiyaçları vardı.
Kurulan platformla kadınların kendilerini kendi anadilleriyle anlattığını söyleyen Balı, "Tüm bunları yaparken elbette temel hareket noktamız temel kaygımız göçmenlerin yaşadığı trajediye işaret etmek orayı görünür kılmak temeli içerisinde onlara hem kişisel hem kolektif bir fayda sağlamaktı. Bütün haber bakış açımızı bunun üzerinden kurduk" dedi.
"Artan nefret söylemine karşı insan merkezli bir bakış açısına katkı sunmaya çalışıyoruz"
Peki, neden sadece kadınlar?
Bu soruyu "Afganistanlı kadınlar başta olmak üzere kadın göçmenlerin sorunlarla iç içe, izole bir hayat yaşıyorlar" şeklinde yanıtlayan Balı, sözlerine şunları ekledi:
Projemizde kadın göçmenlerin hikayelerine yer vermek istedik. Çünkü erkekler çalışmak zorunda olduklarından dolayı kadınlara göre daha çok sosyalleşiyor ve dili daha erken öğreniyorlar. Ayrıca sosyal ilişkilere de daha kolay entegre oluyorlar. Fakat kadınlar için durum aynı değil. Gözlemlerimiz dahilinde özellikle Afgan kadınların hem geleneksel kodlarından ötürü hem de İslami tedrisatın verdiği bir yaklaşımla daha izole bir hayat daha asosyal bir hayat sürdüğü sonucuna vardık. Ve bu insanların kendilerini ifade edebilecekleri bir mecra ihtiyacı oluşturmaya çalıştık.
Balı'ya göre yaklaşan seçimlerin kurgulanacağı alanlardan biri göçmen olgusu olacak.
Balı, bunun için göçmenlere karşı insan merkezli bir yaklaşıma katkı sunmak gerektiğine inanıyor;
Uzun yıllardır bir göç rotası olmasına rağmen diğer illere oranla Van, göçmenleri oldukça sahiplenen bir noktada. Bugüne kadar herhangi bir olumsuz reflekste oluşmuş değil. Lokal olarak destekte sağlıyorlar. Zamanla bu durum nasıl değişir bilemiyoruz tabii fakat biz göçmenler ve burada yaşayan insanlar arasındaki uçurumu az da olsa kapatmaya aralarındaki temasın bir bağa evrilebileceği bir zemin oluşturmaya hizmet etmeye çalışacağız. Onlar anlatsın biz bilelim istiyoruz. Van'da başlattık, ancak bunu Türkiye'nin geneline yaymak gibi bir çaba içerisindeyiz.
© The Independentturkish