Türkiye'nin 10 kentini vuran ve "cumhuriyet tarihinin en büyük felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depremlerinin 5. günü.
19 bin 875 kişinin yaşamını yitirdiği, 79 bin 717 kişinin de yaralandığı faciada tablo her geçen saat ağırlaşıyor.
Yas tutan ülkedeki tek teselli, enkazdan canlı kurtarılanlar oluyor.
Umutları taze tutan bu isimlerden biri 19 yaşındaki Mert Şahin.
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Şahin, merkez üssü Kahramanmaraş olan depreme Hatay'da yakalandı.
Antakya ilçesindeki bir apartmanın enkazında olduğuna dair Whatsapp gruplarında ve sosyal medyada çeşitli paylaşımlar yapıldı.
Özellikle şu fotoğrafla pek çoğumuzda Mert'e dair bir göz aşinalığı oldu ve enkaz altındaki diğerleri gibi, kendisine dair iyi haberler alabilmeyi umut ettik.
Enkaz altında 34 saat kaldı, 35'inci saatte kurtarıldı
Mert Şahin'in sağ kurtarıldığına ilişkin Twitter paylaşımını görünce kendisine ulaşıp, yaşananları onun ağzından dinlemek ve aktarmak istedik.
Ancak çekindik de... Ölümün kıyısından dönen birini daha fazla yormak ve dahası, canı üzerinden prim yapıyor gibi algılanmak istemedik.
Bu hassasiyetlerimi belirterek attığım mesaja samimiyetle yanıt verdi. Konuşmak, sesini duyurmak ve başkaları için umut olabilmek istediğini de ekleyince sevindik.
34 saat enkaz altında kalan Mert Şahin'i fazla yormadan, hislerini anlatmasını istedik.
Manisa Salihli'de yaşadıklarını ancak kendisinin üniversite eğitimi için İstanbul'da ikamet ettiğini belirten Şahin, bir yakınlarının cenazesine katılmak için o hafta Hatay'da bulunuyor, akrabalarıyla birlikte kalıyormuş. Depremin bir gün sonrasına (7 Şubat Salı) da İzmir'e dönüş bileti varmış.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Ses duyamadığımda, kimse cevap vermediğinde çok çaresiz hissediyordum"
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi'nde tedavisi süren Şahin, olay öncesi dizi izlediği için uyanık olduğunu ve depremi ilk anda hissedip bağırarak sesini birilerine duyurmaya çalıştığını söyledi.
Antakya'da 5 katlı bir apartmanın 2. katındaki evde depreme toplam 6 kişi yakalandıklarını belirten Şahin, kendisiyle birlikte 3 kişinin hayatta olduğunu, 2 kişinin yaşamını yitirdiğini, bir kişiye ise ulaşılamadığını aktardı.
Enkaz altında kaldığı 1,5 günlük süre boyunca kendinde olduğunu ancak arada ses duyamadığında ya da bağırdığında kimse cevap vermediğinde (kendisini) çok çaresiz hissettiğini belirten Şahin, özellikle 24 saatin sonrasında gücünün azalmaya başladığını dile getirdi.
"Dayımın sesini duyunca ben de bağırıp, telefonumun flaşını açtım"
Mert dehşet anlarını şu sözlerle aktardı:
"Dizi izlemiştim, tam telefonumu kapatıp yatmak üzereydim. Sallanmaya başlayınca, annemleri anneannemleri uyandırmak için bağırdım. Annem ile kuzeni benim hemen üst tarafımdaydı. Onlar yıkılma açısından dolayı en üstte kalmışlar. Dayım onları hemen çıkardı. Beni de -telefonumu yanıma sakladığım için- flaşla dayım gördü, o sayede iletişim kurduk. Dayım bağırıyordu, sesini duyunca ben de bağırıp, telefonumun flaşını açtım. Beni gördü. Annemlerle enkazdayken konuşuyorduk. Dayıma, 'Benim üstümdeler' dedim. Benim üstümde beton vardı ama onlarda yokmuş. 'Onları çıkar' dedim. Dayım çıkardı onları. Allah'tan dayım yer açtı, oradan bana su attı, benimle konuşabiliyordu. Annem çıkınca benimle konuştu hep. Anneannem benden hemen sonra, 36. saat gibi çıkarıldı ancak böbrek yetmezliğinden dolayı yaşayamadı. Dedemin de cansız bedeni çıktı. Geride kalan bir kişiye henüz ulaşamadılar.
"Kimse kimseye yardım edemiyordu, dayım Antakya'ya yürüyerek gelmiş"
Hatay'ın farklı yerinde depreme yakalanan dayısının hemen ailesini üniversite hastanesine bırakıp, kendilerine yardıma gittiğini söyleyen Mert Şahin, "Kimse kimseye yardım edemiyordu. Her yer kapalı, bütün yollar. Dayım o kadar yolu yürüyerek gelmiş" dedi.
"Ben çıkarıldığımda bile hala ekip yoktu"
Kendisinin enkaz altından çıkarıldığı 35. saatte bile yetkili ekiplerin olay yerinde olmadığını savunan Şahin, bir tanıdıklarının şirketten ekip bulduğunu ve o 10 kişilik grubun çalıştığını aktardı. Üzerinde yüklü beton bulunduğundan kurtarma çalışmalarında daha kötü bir duruma sebebiyet vermekten de endişe edildiğini kaydeden Şahin, "AFAD’ı çok bekledik ama uzun süre gelmedi. Dedemlerin el aletleri satan dükkanı vardı, gitmişler hilti falan almak için ama oralar da yağmalanmış zaten. Eşyaları kalmamış. Oradan bulabildiklerini almışlar. Başka tanıdıklar jeneratör etraftan temin etmeye çalıştı. Öyle hiltiyle, testereyle keserek odaya girmeyi başardılar" diye konuştu.
"Tüm gönüllülere teşekkür ediyorum"
2,5 yıl önce İzmir Bayraklı'yı vuran deprem ve geçen yıl İstanbul'u etkileyen sarsıntılara da tanıklık ettiğini, bu kez de benzer büyüklükte bir durumun yaşanacağını sanarak "geçer" diye düşündüğünü aktaran Şahin, "Anneannemlerin evi eskiydi, şiddet artmaya başlayınca, gürültü de arttı. Yatağın içinde bir yere kendimi sıkıştırdım" dedi.
Hatay'daki hastanede tedavisi süren Şahin, deprem sonrası yardıma koşan doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere her kesimden gönüllülere teşekkür ederken, bu sayının artmasını diledi.
"İlk kez sağ ayağımı oynatabildim"
Şu anki sağlık durumunu ve tedavisindeki aşamayı da sorduğumuz Mert Şahin, enkaz altında uzun süre kaldığı için ayaklarını hissetmezken dün ilk kez sağ ayağını oynatabildiğini aktardı.
"Tanıyan tanımayan pek çok kişinin beni beklediğini duymak güç verdi"
Tanıyan tanımayan pek çok kişinin kendisini beklediğini duymanın büyük güç verdiğini vurgulayan Mert Şahin; aileleri, yakınları enkaz altında olan bazı kişiler için umut olabildiyse, onlara bir nebze de olsa güç verebildiyse bundan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Şahin; ablası ve birkaç arkadaşının İstanbul'dan geldiğini ve kendisine, onu hiç tanımayanların bile sosyal medyadan güzel dileklerde bulunduğunu öğrenmesinin kendisine güç verdiğini belirtti.
"Basit şeyler yüzünden insanlar birbirini kırmasın"
Enkaz altında sıkışmış vaziyetteyken "çıkıp, gün yüzü görebilmeyi ve rahat olabilmeyi" dilediğini söyleyen Mert Şahin, bir gün ayağa kalkıp sevdiklerine sarılabilmeyi diledi.
Şahin'in hasta yatağından bir de mesajı vardı:
"Sadece şunu söylemek isterim; din, dil, ırk, siyaset, hiçbir şey gözetmeden insanlara yardım edin. Düşünmeyin ne olduğunu, yapın yeter. Çünkü illâ ulaşıyor birilerine. Herkese geçmiş olsun. Basit şeyler yüzünden insanlar birbirini kırmasın. Hiçbir kırgınlık olmadan, sevdiklerime sarılmak istiyorum.
© The Independentturkish