Hazine destekli KGF kefaleti…
Hazine garantili…
"Biz karşılayacağız"…
Hemen her ay farklı bir konu nedeniyle haber satırlarında yerini bulan bu kavramlara, okuyucu da yabancı değil artık.
Konut alınacaksa, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler'e (KOBİ) kredi verilecekse, bir köprü yapılacaksa hatta emeklilikte yaşa takılanların (EYT) kıdem tazminatları ödenecekse, paranızı dövizden alıp Türk lirasına çevirecekseniz, devlet bir şekilde belli bir miktarın garantisi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ev taksitlerinin bir kısmı devletten
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, orta sınıf için oluşturulan "Yeni Evim" konut alım programını 4 Ocak'ta açıklarken, bu konutları yapacak müteahhitlere hazine destekli KGF kefaletiyle başlangıçta 25 milyar liralık finansmana erişim imkanı sunulacağını duyurmuştu.
Aynı toplantıda ev satın alan vatandaşların ilk 3 yılda ödeyecekleri kredi taksit tutarının belirli bir kısmını Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın üstleneceğini söyledi.
KGF destekli kıdem tazminatı
Bakan Nebati, bu açıklamasından bir hafta sonra Anadolu Ajansı'na verdiği mülakatta, "EYT ile emekli olacak çalışanın kıdem tazminatını biz karışlayacağız. Kredi Garanti Fonu (KGF) ile EYT'linin hesabına yatırılacak" dedi.
"Vatandaşlarımıza diyoruz ki 'sen rahat ol, kıdem tazminatın hazır' diyoruz" ifadesini kullanan Nebati'ye göre işverene sunulacak KGF destekli krediler, düşük faizli, altı ay ödemesiz ve 36 aya kadar vadeli olacak.
Reuters'ın hesaplamalarına başvurduğu iki ekonomist, yaklaşık 14 milyon emekliye EYT'lilerin tamamının eklenmesi halinde tek seferlik tazminatların 300 milyar TL, kamuya yıllık maaş ödemelerini ise yaklaşık 150 milyar TL olarak hesapladı.
Hazine garantili döviz
Bundan tam bir sene öncesine geri dönelim şimdi de. Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile tanıştığımız 2021 sonuna.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKM'yi ilk kez 20 Aralık 2021'de duyurduğunda "döviz getirisine, Türk lirası varlıklarla da ulaşabileceksiniz" vaadi veriyordu.
Erdoğan, "İnsanlarımızın bankadaki Türk lirası varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek" diyordu. Bu, bir anlamda, "Dövizini boz. Türk lirası al. Ola ki döviz yükselmeye devam etti, dövizde kalsaydın daha çok kazanacaktın. Bu durumda işte o kaybı devlet karşılayacak" demekti.
"İnsanların döviz yatırımı neden döviz almayanların da sırtına biniyor?", "Bu yine dövize endeksli Türk lirası almaktır" eleştirilerine neden olan bu uygulamanın başlangıcından bu yana 13 ay geçti.
KKM'nin yıllık faturası: 95 milyar lira
O dönem 18 liradan bir anda 11 liraya düşen dolar/TL, 18 lira 80 kuruşa ulaşarak yeni rekorunu kırdı.
Hazine'ye bir yıllık maliyeti ise 95 milyar lira oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı, bu miktar için "çok rahat bir şekilde karşılanabilecek bir maliyet" diyor.
Hatta bu duruma, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı olan döviz içeriden karşılanmıştır" yorumunu yapıyor.
TEPAV: 20 yılda 150 milyar dolardan fazla ödenecek
Tüm bunların yanı sıra Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'na (TEPAV) göre hükümet, 2021'den 2045'e kadar havalimanı projelerine 7,3 milyar, otoyol ve köprü projelerine 32,1 milyar, şehir hastanelerine 78,2 milyar, Akkuyu Nükleer Santrali için ise 35 milyar dolarlık gelir garantisi sağlamış durumda.
Bugünkü kurla, "Bu projelerin 2 trilyon 868 milyar Türk lirası gelir getireceğini garanti ediyoruz, ulaşılmadığı durumda farkı biz ödeyeceğiz" demek.
"Türkiye'de ihtiyaçtan projeye gidilmiyor, projeden ihtiyaca gidiliyor"
Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada gelişmiş ülkelerde otoyol ve köprü gibi projelerin talep riskinin işletmeci tarafından alındığını hatırlattı.
"Türkiye'de bu projeler için talep tahmini yapılmıyor, ihtiyaçtan projeye gidilmiyor, projeden ihtiyaca gidiliyor" diyen Emek, köprü maliyetlerinin karşılanması kâr dahil bir gelire ihtiyaç olduğunu hatırlatarak "Bu gelir, 'Kullanım bedeli X Ücret'. Ya kullanım bedelini ya ücreti ya da ikisini birden yükselteceksiniz. Türkiye'de öyle oluyor" ifadelerini kullandı.
"Projeler için verilen garantinin tutması beklenemez çünkü gerçekçi tahminler yok" diyen Emek, 18 Mart 2022'de hizmete açılan Çanakkale Köprüsü'nden örnek verdi:
Çanakkale Köprüsü için 'Dünyanın en büyük köprüsünü yapın' diyor. Müteahhit 'Çanakkale Köprüsü benim çocukluk hayalim ama bizim planımıza göre boğaz rüzgarlarına dayanan köprünün boyu bin 510 metreydi' diyor.
Bugün Çanakkale Köprüsü 2023 metrelik orta açıklığı ile dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü.
Neden 2023 metre? Japonya'daki Akashi Kaikyō Köprüsü'nün orta açıklığı 1991 metre. Dünyanın en büyüğünü yapmak için bu sayının üzerine çıkmak istiyorlar. 2000'e kadar çıkınca da bürokratlar istiyor ki sembolik bir anlamı da olsun, 2023 metre olsun.
Köprünün yüksekliğinde de 18 Mart 1915 Çanakalle Zaferi baz alındı. 18 Mart, 'üçüncü ay' demek. '18'in önüne üç koyun 318 olsun' dendi, yüksekliği de 318 metre yapıldı.
Raporda 45 bin araç geçemez dendi, 14 bin araç geçti
Uğur Emek'in açıklamasına göre hesaplama böyle olunca işletmeci de talep garantisini kabul etmiyor.
Emek, değerlendirme raporunu yapan firmanın, "Sözleşme süresi boyunca asla 45 bin araç geçemez. Maksimum 12-13 bin olur" şeklinde not düştüğünü hatırlattı. Temmuz 2022'de bayram arefesinde köprüyü kullanan araç sayısı 14 bindi.
"Cebimizden beş kuruş çıkmayacak"tan, taksitle ödemeye...
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Emek'in de açıkladığı gibi Türkiye, bu garantiler için döviz üzerinden borçlanıyor.
"Normalde proje finansmanında projenin teminatı geliridir. Gelir akışı önce kredi geri ödemesi için kullanılır" diyen Emek, "Bizim gelir akışımızın gerçekleşme şansı yok ve sağlıklı değil. O nedenle garanti veriliyor. İşletmeci başarısız olursa Hazine, borcu üstelenecek. Normalde bu da yok dünyada" açıklamasını yaptı ve ekledi:
Finansal kuruluşlar sizin sözleşmelerinizi beğenmiyorlar. Sözleşmeleriniz, proje finansmanına uygun ve ayrıntılı biçimde yazılmıyor. Yazılmayınca "Gelir garantisi ver. Borç üstlenme taahhütünde bulun" diyorlar.
Şehir hastaneleri projelerinde durum daha farklı. Orada tüm ödemeleri, doğrudan Sağlık Bakanlığı yapıyor. Bu bir kamu alımıdır. 'Yatırım yapıyoruz, taksitle ödüyoruz' diyorlar. Konu, 'cebimizden beş kuruş çıkmayacak'tan, 'taksitle ödeme'ye geldi.
1990'lı yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı'nda planlama uzmanı olarak görev yapan Emek, mevzuata göre Karayolları Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı'nın bilançolarında garanti ve ilgili istatistikleri de açıklamaları gerektiğini hatırlatıyor:
Karayolları Genel Müdürlüğü, otoyolların ve köprülerin trafik verilerini yayınlar. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün istatistiklerini görebilirsiniz. Ancak Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Gebze-İzmir otoyolu, Ankara-Niğde otoyolu, Kuzey Marmara otoyolundan kaç araç geçtiğini göremezsiniz.
Bakan, bayram gibi seçilmiş günlerde trafik açıklıyor. 'Avrasya Tüneli'nden geçişler, yüzde 90'u geçti' deniliyor. Ama bu, bir ay için söyleniyor.
Avrasya Tüneli'nin sahibi ATAŞ'ın yayınladığı rapora göre yıllık kullanım yüzde 71'i geçmiyor. Nitelikli yalan söylüyorlar.
Geçen için 790 lira, geçmeyen için 974 lira ödeniyor
Emek'in vurguladığı bir noktada sözleşme bedeli ve gişe ücretleri arasındaki fark.
"Köprülerin ve yolların fiyatları çok pahalı olduğundan vatandaş kullanmıyor diye sözleşme ücretini gişeye yansıtmıyorlar" diyen Emek'in de belirttiği gibi Osmangazi Köprüsü sözleşme ücreti 974 lira, gişedeki ücret, 184,5 lira.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 Ocak'ta yaptığı "Otoyol ve köprü hizmetlerinin fiyatlarında yıl boyu herhangi bir artışa gidilmeyecek. Nureddin senin cebinden para çıkmıyor" açıklaması ile ilgili olarak Emek, "Rahat olsunlar çıkacak" açıklamasını yaptı ve şöyle devam etti:
974 lira sözleşme bedelli, 184 lira geçiş ücretli köprüyü her kullanan için Karayolları Genel Müdürlüğü, 790 lira şirkete ödeme yapıyor. Geçmeyen için de 974 lira ödemeye yapıyor.
"Şehir hastanelerinde durum daha beter" diyen Emek, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 2019'da yaptığı "Artık bu hastaneleri kendi bütçemizle yapabilecek tecrübeye sahip olduk" açıklamasını hatırlattı:
Şehir hastanelerindeki gibi doğrudan bütçeden ödenen model, 1991'de İngiltere'de keşfedildi. Gerekçesi, borçları saklamaktı. Bu tip projelerde muhasebe hileleriyle borçları saklayabiliyorsunuz. Böyle olunca kamu borcu, olduğundan düşük gösteriliyor.
Ancak dünya bunu yasaklayarak bütçelerde bunun şeffaf şekilde gösterilmesini istedi. Gerçek borcun içinde sayılmaya başlayınca ülkelerin borçluluk oranları arttı.
"Garanti ödemeleri bilançoda gösterilde borç/GSYH yüzde 20 artar"
Türkiye'nin bu harcamaları kamu borcu içerisinde göstermediğini söyleyen Uğur Emek, "Gösterilse, şehir hastaneleri, ulaştırma projeleri ve nükleer santral için sunulan gelir garantileriyle, kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı, yüzde 20 daha yüksek olur" açıklamasını yaptı.
Bu projelere verilen 160 milyar dolarlık garantinin 151 milyar dolar gibi bir seviyeye ödenerek düşürüldüğünü aktaran Emek'e göre bilançolarda yüzde 20'lik bir borç saklanıyor.
Kredi Garanti Fonu nedir?
Şimdi gelelim yukarıda da adı geçen Kredi Garanti Fonu'na.
1991'de kurulan KGF, kurumsal bir kefalet kuruluşu.
Teminat yetersizliği nedeniyle çeşitli kredi ve destek imkânlarından yararlanamayan KOBİ ve bunların dışındaki işletmelerin, "müteselsil kefil" olmak suretiyle krediye erişimlerini sağlıyor.
Müteselsil kefil ise borcun yerine getirilmesinde aynen borçlu gibi borcun ödenmesini üstlenen kişi/kuruma deniliyor. Kefilde, kişi ödenemeyen borcun ikinci sorumlusuyken, müteselsil kefilde borca bir bakıma ortak olunuyor.
KGF bir devlet kuruluşu mu?
Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş bir anonim şirket gibi çalışan KGF'nin kamu kuruluşu olan ve kamu kuruluşu sayılan ortakları: KOSGEB, TOBB, TESK ile Eximbank, Halkbank, Vakıfbank, Vakıf Katılım Bankası, Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım Bankası.
Akbank'tan Türkiye Emlak Katılım Bankası'na kadar 20'den fazla özel banka da KGF'nin diğer ortakları.
Hazine, KGF'ye kaynak aktarıyor mu?
Avrupa'da faaliyet gösteren garanti kuruluşları örneklerinden yararlanılarak kurulan KGF, devlet tarafından destekleniyor. Bu nedenle damga vergisi, kurumlar vergisi ve bazı harçlardan istisna ve muaf tutulmuş durumda.
2008 küresel krizi sonrası KOBİ'lerin desteklenmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan KGF'ye 1 milyar lira destek sağlanmıştı. Bu miktar 2015'te Bakanlar Kurulu kararı ile 2 milyar liraya, 2017'de ise 25 milyar liraya çıkarıldı.
2016'da 20 milyar TL olan KGF kefalet tutarı ise 2017 sonrası 250 milyar liraya yükseltildi.
KGF, bir kredinin ne kadarına kefil oluyor?
KGF, bireysel krediler, tüketici kredileri ve çek karnesi kredisi ile şirket kredi kartları hariç, işletmelerin ihtiyaç duyduğu işletme ve yatırım finansmanı için her türlü nakdi ve gayri nakdi kredilere yönelik kefalet veriyor.
Kredi Garanti Fonu, kredi tutarının tamamına değil belli bir oranına kadar kefil oluyor.
Ancak hazine destekli kefaletler özelinde, ihracatı veya döviz kazandırıcı faaliyeti olan firmaların, bankalar aracılığıyla Eximbank'a yönelik veya banka kaynağından kullandırılacak Türk lirası / yabancı para kredilerine yönelik kredi taleplerine yüzde 100'e kadar kefalet sağlanıyor.
Kefil olunan borcunu ödeyemezse ne oluyor?
İşletmenin krediyi ödeyememesi durumunda krediyi veren banka, KGF'den tazmin talebinde bulunuyor.
KGF, tazmini karşılamak suretiyle kefaletten doğan sorumluluğunu yerine getiriyor.
Hazine destekli KGF nedir?
Kredi Garanti Fonu ile kıyaslandığında "hazine destekli" ya da "hazine garantili KGF kefaleti" kavramı biraz daha yeni.
KGF'ye Hazine desteğinin de getirilmesi, 2008 sonrası küresel krizden olumsuz etkilenen KOBİ'ler için oluşturulmuş bir tedbirdi.
Bu kapsamda 2009/15197 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile "Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar" 15 Temmuz 2009'da Resmi Gazete'de yayımlandı.
Böylelikle kredi kullanmak için gerekli teminatı yaratamayan KOBİ'lere finansmana ulaşımda kolaylık sağlamak üzere Kredi Garanti Fonu'na hazine desteğinin verilmesi kararlaştırıldı.
O dönem finansal kurumların KGF 'ye ortak olmaları konusunda çağrıda bulunulmuş Ekim 2009'da Hazine'den KGF'ye 1 milyar liralık destek sağlanması ve 20 bankanın ortaklık yapısına katılma için imzalar atılmıştı. Bugün ise KGF'nin ortaklık yapısı şu şekilde:
En büyük ortak TOBB'un ortaklıktaki payı yüzde 33,1, ortaklığa koyduğu sermaye miktarı ise 79 milyon 645 bin liraydı. Bugünkü payı ise yüzde 28,29'a gerilemiş durumda.
"KGF'nin borçları ödeyemezse Hazine, kaynak aktaracak"
Başkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek, "Hükümetin en sevdiği iş, kredi yaratarak insanları borçlandırmak. 2016-2017 yıllarından beri her türlü krizi, kredi ile çözmeye çalışıyorlar" diyor.
Hazine destekli KGF teminatını ise Emek, "Bankaların verdiği kredi için KGF teminat veriyor. Borçlular borcunu ödemezse KGF ödeyecek. Ancak KGF, "bende bu para yok" deyince o zaman Hazine garanti verecek. KGF'nin borçları ödemesi için Hazine, kaynak aktaracak" şeklinde açıklıyor.
Hükümetin kredilerin üretim ve yatırım için kullanılıp kullanılmadığını denetleyeceklerini açıklaması ile ilgili ise "Geçmişteki uygulamalardan biliyoruz: Kişi, KGF'den kredi çekiyor. Gidiyor kendisine araba, ev alıyor. Üretimde kullanmıyor. Denetimi sıkı tutacaklarını söylüyor ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Ben geçmişte ne yaptıklarına bakarım. Geçmişte sıkı tutmadıklarını kabul ediyorlar demek ki şimdi bu açıklamayı yapıyorlar" dedi.
200 milyar liralık Hazine destekli KGF
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 11 Ocak'ta İstanbul'da düzenlenen bir lansmanla "Hazine Destekli Kefalet Sistemi Yatırım Destek Paketleri"ni açıkladı.
Bu paketlerin sayısı toplam 14. İçinde 25 milyar liralık EYT desteği de 35 milyar liralık ihracat desteği de 20 milyar liralık "Yeni Evim" konut programı desteği de bulunuyor.
Bu 14 paketin kefalet miktarı 200 milyar lira. Kredi hacmi ise 250 milyar lira. Kefalet oranı asgari yüzde 70.
Firmalar, finansal sağlamlıklarına, geçmiş borç ödeme davranışlarına ve teminat ihtiyaçlarına göre beş gruba ayrılacak.
Kredibilitesi çok yüksek olan, teminat sorunu yaşamayan birinci grup firmalar ile kredibilitesi çok düşük olan beşinci gruba ise kefalet kullandırımı olmayacak. Kara listeye girecek firmalar, Hazine Destekli Kefalet Sistemi'nden artık yararlanamayacak.
Kefaletin yüzde 60'ı üçüncü grup, yüzde 30'u ikinci grup, yüzde 10'u ise dördüncü grupta yer alan firmalara kullandırılması planlanıyor.
Nebati'ye göre KGF paketi sonrası firmaların, "kredi bulamıyorum" deme imkanı kalmadı.
Hazine ve Maliye Bakanı, "Bu krediyi çekip otomobil alanlar var" gibi eleştirilerle ilgili olarak, kefaletlendirmenin, Faturaya Dayalı ve Fatura Kayıt Sistemleri üzerinden kontrol edildiğini, amaç dışı kullanımın kesinlikle engelleneceğin söyledi.
Yedi yılda 7 milyar TL olan kefalet tutarı, 2017'de 194 milyara yükseldi
2015-2020 yılları arası Kredi Garanti Fonu Genel Müdürlüğü görevini yürüten İsmet Gergerli, 2019'da Hürriyet'e verdiği röportajda Türkiye'deki kredilerin yaklaşık yüzde 11'lik kısmının KGF mekanizması ile kredilendirildiğini söylemişti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre hazine destekli kefalet sisteminde 2009-2016 arası kullandırılan kredi tutarı 9 milyar 862 milyon 945 bin 984 lira. Kullandırılan kefalet tutarı ise 7 milyar 92 milyon 563 bin 952 lira.
2017'de kullandırılan kredi tutarı 218 milyar liraya kefalet tutarı ise 194 milyar liraya kadar çıktı. 2020'ye gelindiğinde bu veriler sırasıyla 608,4 milyar ve 513,6 milyar liraydı.
30 Aralık 2022 haftasında hazine destekli KGF kefaletiyle kullandırılan kredilerin toplamı 701,6 milyar liraydı. Kefalet tutarı ise 592,7 milyar lira.
KGF'nin 2021 Faaliyet Raporu'nda yer alan bilgilere göre kurumun faaliyete başladığı 1994'ten 2021 sonuna kadar kullandırdığı ticari kefaletlerin (bireysel hariç) 16 milyar 94 milyon lirası tahsili gecikmiş alacağa dönüştü.
2020 yıl sonunda yüzde 2,38 olan takibe dönüşüm oranı 2021 yıl sonunda yüzde 2,62 oldu.
Tahsili gecikmiş alacağa dönüşen tutarın yüzde 4,4'ü KGF'nin özkaynağı, yüzde 95,6'sı ise Hazine destekli ticari kefaletlere ait.
Özkaynak destekli tahsili gecikmiş alacakların 2020 yıl sonunda yüzde 5,47 olan takibe intikal oranı, 2021 yıl sonunda yüzde 3,81 olarak gerçekleşti.
Hazine destekli ticari kefaletlerde ise 2021 sonu itibariyle toplam 15 milyar 390 milyon lira kefalet takibe intikal etti.
Hazine destekli ticari kefaletlerde 2020'de yüzde 2,31 olan takibe dönüşüm oranı, 2021'de yüzde 2,58 yükseldi.
© The Independentturkish