Bu haftanın başından bu yana Libya'nın başkenti Trablus, iki gün içinde meydana gelen üç silahlı saldırının ardından, şehirdeki güvenlik durumunun kırılganlığını gösteren zor günlerden geçiyor.
Geçen günlerde tehlikeli ve benzeri görülmemiş bir olay yaşandı. Libya Parlamentosu'ndaki bir milletvekilinin evine bazı siyasi duruşlarına misilleme olarak silahlı unsurlar tarafından saldırı düzenlendi ve saldırı sonucu milletvekilinin evi zarar gördü.
Başkenti kontrol eden Abdülhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ni önümüzdeki dönemde rahatsız edecek tek konu güvenlik kaygısı değil.
Dibeybe Hükümeti, Trablus İstinaf Mahkemesi'nin Türkiye ile geçen yıl imzalanan petrol ve doğalgaz anlaşmasını geçersiz kılmasının ardından Libya yargısıyla karşı karşıya gelmek zorunda kalacak gibi görünüyor.
Ulusal Birlik Hükümeti'ne devam eden siyasi ve askeri desteğin en büyük garantörü Ankara'dır.
Bilinmeyen kurşunların dönüşü
Trablus'ta aylarca süren görece sükûnet ve istikrarın ardından, kaynağı bilinmeyen kurşunlar 48 saat içinde 3 kişinin ölümüne yol açtı. Yaşanan olaylar bölge sakinleri arasında paniğe neden oldu.
Geçen pazar ile pazartesi günleri arasında şehir, cinayet, ortadan kaybolma ve Libyalı Milletvekili Sare es-Suveyh'in evine saldırı da dahil olmak üzere, cezai ve siyasi nitelikte çok sayıda suça tanık oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu suçlar dizisi İdari Kontrol Amirliği'nde çalışan Libya vatandaşı Kemal Bediri'nin arabasında vurularak öldürülmesinin ardından başkent Trablus'taki "Halk Salonu" yakınlarında cesedinin bulunmasıyla başladı.
Birkaç saat sonra İdari Kontrol Amirliği'ndeki meslektaşı Mehenned el-Ayadi kaçırıldı ve akıbeti henüz bilinmiyor.
Yerel basında, "İdari Kontrol Amirliği'nin Soruşturma Daire Başkanlığı'nda görev yapan Bediri'ye yakın kaynakların, onun bir süredir incelemekte olduğu bazı hassas dosyalar nedeniyle tehditler aldığını aktardıkları" yazıldı.
Tehlike çanları
İdari Kontrol Amirliği, Kemal Bediri'nin hayatına mal olan olayı "iğrenç bir suç" olarak nitelendirerek kınadı.
Kurum tarafından yapılan açıklamada "Olayın, devletin ve güvenlik kurumlarının dikkatini kanun kaçaklarını tutuklayıp cezalandırmaya çekmek için yeniden çalan bir tehlike çanı" olduğu ifade edildi.
Ayrıca, "ülkenin güvenlik ve istikrarını korumak için yasayı uygulamanın ve ilan etmenin gerekliliği" vurgulandı ve bu suçun nedenleri hakkında dolaşan söylentiler de yalanlandı.
Yaşanan olay, iki kişinin vurularak öldürülmesi suçlarıyla aynı zamana denk geldi. İlki, Trablus'un en büyük mahallelerinden biri olan Endülüs mahallesinde, genç bir adamın bir arabadan başka bir gence silahını doğrultarak yedi kurşunla onu vurup öldürmesiydi.
İkincisiyse, Trablus Emniyet Müdürlüğü'nün, deniz kıyısında vurularak öldürülmüş kırklı yaşlarında bir adamın cesedini bulmasıydı.
Milletvekilinin evine zarar verme girişimi
Trablus'tan Temsilciler Meclisi (TM) Üyesi Sare es-Suveyh pazartesi günü, başkentin batısındaki evinin, bazı siyasi duruşlarına itiraz eden silahlı kişilerce "RPG" füzeleriyle saldırıya uğradığını açıkladı.
Es-Suveyh, "Kimliği belirsiz silahlı kişiler ilk kez cuma günü şafak vakti evi hedef aldılar. İkinci saldırıysa cumartesi akşam saatlerinde gerçekleşti" dedi.
Es-Suveyh, "Bu saldırı, aile üyeleri evin içindeyken oldu. Ancak kimse zarar görmedi ve herhangi bir can kaybı veya yaralanma kaydedilmedi" şeklinde konuştu.
Saldırının panik ve korkuya yol açtığını, komşular ve bölge sakinleri de dahil olmak üzere sivilleri evlerine kapattığına dikkat çeken es-Suveyh, şunları söyledi:
Yetkili makamlarla temasa geçildi. Bu saldırının demokratik çalışmamı uygulamamdan ve Temsilciler Meclisi'nde seçmenlerin temsilcisi olarak görevimi yerine getirmemden başka bir nedeni yok.
Geniş kınama
Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi, Trablus'taki güvenlik ve siyasi durumla ilgili ciddi sonuçları olduğu için Milletvekili Sare es-Suveyh'in evine yapılan saldırıyı kınama konusunda anlaştılar.
Temsilciler Meclis yaptığı açıklamada, "halkın temsilcileri olan milletvekillerine yönelik bu tür saldırıları" kınadığını teyit etti.
Bu eylemlerin, milletvekillerinin, bölgelerini ve seçmenlerini temsil etme çalışmalarını yürütmekten caydırmayacağının altını çizdi.
Başsavcı, "Bu olayla ilgili yasal önlemlerin alınması ve suçluların yargılanarak adalet önüne çıkarılması" çağrısında bulundu.
Ayrıca Danıştay, "saldırıya karışanların yakalanıp adalete teslim edilmesi" çağrısında bulundu.
Meclisi, "güvenlik ve kolluk kuvvetlerinin güvenliği sağlama ve hem vatandaşların hem de yetkililerin güvenliğini korumada aktif rol oynamalarına duyulan ihtiyacı" vurguladı.
İçişleri Bakanlığı'na eleştiri
Bu endişe verici güvenlik olayları, Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı'na yönelik bir eleştiri kampanyasının başlamasına neden oldu.
Bu kampanyanın nedeni, sadece başkentin yaşadığı göze çarpan güvenlik kaosu değil, aynı zamanda ona komşu olan Zaviye şehrinin de aylardır tanık olduğu ve bakanlığın herhangi bir şeyi aydınlatamadığı ve sorumluları adalete teslim edemediği gizemli suikastlar.
Bakanlık, Trablus ve diğer şehirlerde güvenliği kontrol etmek için kapsamlı bir güvenlik planı açıklayarak bu eleştirilere yanıt vermeye çalıştı.
Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanı Imad Trabelsi, "Bakanlık, başkenti güvence altına alma planının ilk aşamasını fiilen başlattı" dedi.
Trabelsi, "İçişleri Bakanlığı'nın, ülkenin her yerinde maksimum güvenlik hedeflerine ulaşmak için bilimsel bir stratejiye göre güvenlik performansını yükseltme kararlılığını" ifade etti.
Ayrıca, "Hukukun üstünlüğünü genişletmek için vatandaşlara açık ve net bir güvenlik politikasına uygun olarak hizmet sunmayı ve insan gücü ve maddi imkanlardan yararlanmayı" taahhüt etti.
Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanı, "Kanun kaçaklarını caydırmak ve oluşturulan güvenlik planını uygulamak için Trablus'taki emniyet müdürlüklerine donanımlı mekanizmalar dağıtılmasının gerekliliğine" atıfta bulundu.
Türkiye ile anlaşmanın dondurulması
Trablus İstinaf Mahkemesi, Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti ile Türkiye arasında geçen ekim ayında imzalanan petrol ve doğal gaz aramalarına ilişkin tartışmalı mutabakat zaptının uygulanmasını askıya aldı.
Dibeybe Hükümeti şu ana kadar bu yargı kararı hakkında yorum yapmadı.
Türkiye ile yapılan bu anlaşma, iki ülkenin şirketlerinin Libya ile Türkiye arasında ortak deniz alanlarında petrol ve gaz aramasına izin veriyor.
Bu anlaşma, onu reddeden Avrupa'nın tam desteğini alan Mısır ve Yunanistan gibi birçok bölge ülkesinin güçlü itirazlarına yol açtı.
Ulusal Birlik Hükümeti bu hamlesinin "Libya halkının yüce çıkarlarına hizmet ettiğini" savundu.
Anlaşmanın imzalanmasının ardından Ulusal Birlik Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Necla Menguş ve Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu bir basın toplantısı düzenleyerek askeri güvenlik eğitimi, petrol ve doğalgaz enerjisi ve hidrokarbon alanlarında mutabakat zaptı imzaladıklarını duyurmuşlardı.
Necla Menguş, muhtıraların "her iki tarafın da çıkarına olduğunu ve küresel enerji krizinin çözümüne katkıda bulunduğunu" ifade etmişti.
Mevlüt Çavuşoğlu da "Bu, iki ülkenin meselesi ve hiçbir ülkenin bu işe karışmaya hakkı yok" demişti.
Türkiye ile bu anlaşmaların imzalanması, eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında iki ülke arasındaki deniz yetki alanlarının çizilmesine ilişkin tartışmalı başka bir anlaşmanın imzalanmasından yaklaşık 3 yıl sonra geldi.
Trablus ile Ankara arasında imzalanan yeni mutabakata aynı ülkelerden benzer tepkiler geldi.