Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) yapımcı Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu Exxen isimli platformun açtığı bir davada “savunma yapmayı unuttuğunu” yazdı. Pehlivan, Danıştay’ın dava hakkındaki kararını ilerleyen günlerde vereceğini bildirdi ve “Belki de Acun Ilıcalı RTÜK’ün sansür yasasında bazı iptallere sebep olacak. Lakin, bunun bedeli kurum içine nasıl yansıyacak; izleyeceğiz” yorumunu yaptı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Pehlivan’ın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:
Duymuşsunuzdur, Acun Ilıcalı mesai saatlerini eleştirirken şöyle dedi:
“Benim bünyesel olarak bir şeyi yapma zorunluluğuna antipatim var. Niye erken kalkılıyor? Bence insanların uyuması lazım.”
Ilıcalı bu sözleri geçen hafta söyledi ama meğer devlette çoktan onun gibi düşünenler varmış.
Ne mi demek istiyorum? Anlatayım...
1 Ağustos 2019 tarihli Resmi Gazete’ye bakanlar görebilir. O gün, internetten yayın yapan dijital platformlara dair bir yönetmelik yayımlandı. Kamuoyunda “sansür yasası” olarak adlandırılan bu yönetmelikle, Netflix’ten Exxen’e kadar birçok yayıncı RTÜK’ün denetimine girdi.
Şimdi...
Tartışma yaratan bu yönetmeliğe karşı birçok kurum dava açtı.
Duydum ki onlardan biri de Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu dijital platform Exxen’di.
Ilıcalı’nın asıl itiraz ettiği ise yönetmelikteki bir maddeydi. Buna göre, dijital platformlar yıllık gelirlerinin binde beşini RTÜK’e vermek zorundaydı. Exxen de işte bu maddenin kanuni dayanağı olmadığını savunuyordu ve iptali için Danıştay’a başvurdu.
Danıştay 13. Dairesi de Acun Ilıcalı’nın açtığı bu davayı haliyle RTÜK Hukuk Müşavirliği’ne bildirdi. Zira, RTÜK’ün 30 gün içerisinde karşı savunma yapması gerekiyordu. Son gün 12 Eylül 2022 idi...
Buraya kadar her şey normal.
Gelin görün ki...
Sanki Acun Ilıcalı’nın “Bence insanların uyuması lazım” sözünü dinler gibi çok ilginç bir şey oldu RTÜK’te: İktidar yandaşı olmayanlara karşı mangalda kül bırakmayan koca kurumun hukuk birimi savunma yapmayı unuttu!
Evet, yanlış okumadınız. RTÜK, Acun Ilıcalı’nın kendisine açtığı davaya karşı savunmasını hukuki şart olan zamanda vermedi. Ve ne zamanki bu vahim olay “fark edildi”, savunma olması gerekenden ancak sekiz gün sonra Danıştay’a ulaştırıldı.
"Yoksa bilinçli mi yapıldı?"
Şimdi son durum ne mi? Şu:
RTÜK Ilıcalı’nın davasına dair savunma yapmamış hale düştü.
Haliyle kurumda şu ihtimal ciddi ciddi tartışılıyormuş:
“Ya bizim tezlerimizi dava dosyasında görmeyen Danıştay o hükmü iptal ederse ne olacak?”
Ben yazayım: Kamu için milyonlarca liralık zarar, Acun Ilıcalı için ise ciddi bir kâr olacak.
Öğrendim ki RTÜK üyesi İlhan Taşcı’nın ciddi bir şüphesi de var. “Acaba savunma tarihini atlama işi bilinçli mi yapıldı” diye soruyor ve ekliyor:
“Öncelikle şunu söyleyeyim; davaya konu yönetmelik esasında basın özgürlüğünü hedef alıyor. Ancak Exxen’in iptal başvurusundaki gerekçesi özgürlük kısmıyla değil, tamamen mali boyutuyla ilgili. Yoksa, özgürlüğünün kısıtlanmasından yakınmıyor davacı. RTÜK Hukuk Müşavirliği yasada öngörülen sürede idarenin savunmasını yapmadığı için, Danıştay 13. Dairesi de doğal olarak kurulun tezlerini ve gerekçesini bilmeden karar vermek durumunda kalacak. Dairenin Exxen lehine bir karar vermesi halinde ciddi bir kamu zararı oluşacak. Platform açısından ise ciddi maddi avantaj sağlama sonucunu yaratacak.
Burada bakılması gereken en önemli nokta, sorumluların idarenin tezlerini yasal süresi içerisinde neden Danıştay’a iletmedikleridir. Tarihi atlama işi bilinçli mi, yoksa tamamen bir hesaplama hatasından mı kaynaklanmıştır? Bunun mutlaka açığa çıkarılması gerekir. Bunun için de sorumlular hakkında inceleme ve soruşturma başlatılmalıdır.
İşin daha da hazin tarafı, bu vahim durum RTÜK Üst Kurulu tarafından çok sonradan ve dolaylı olarak öğrenilmiştir.”
Sözün özü...
Danıştay son sözü önümüzdeki aylarda söyleyecek. Belki de Acun Ilıcalı RTÜK’ün sansür yasasında bazı iptallere sebep olacak. Lakin, bunun bedeli kurum içine nasıl yansıyacak; izleyeceğiz.
Cumhuriyet