50/d sorunu yaşayan akademisyenler: Kadrolarımız rektör inisiyatifine bırakıldığından açıkta kaldık

Görev süresi 2018-2022 tarihleri arasında sona eren yaklaşık bin araştırma görevlisi, yasa kapsamına alınmak için mücadelelerine devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temaslarını sürdüren 50/d'li akademisyenler, "Fırsat eşitliği istiyoruz" diyor

Türkiye'de 2018-2022 yılları arasında mezun/ilişiği kesilen bine yakın 50/d’li araştırma görevlisi bulunuyor. Toplam Dr. Öğretim Üyesi 41 bini geçerken, öğretim görevlisi sayısı 38 bin civarında / Fotoğraf: AA

Sözleşmeli personelin kadroya geçişleriyle ilgili süreç devam ediyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sözleşmeli personelin kadroya alınmasına ilişkin 12 maddelik taslak metni geçen hafta AK Parti grubuna gönderdi, kanun teklifi hazırlıklarına başlandı.

Bu kapsamda, kamudaki yaklaşık 520 bin sözleşmeli personelden 420 binden fazlasının memur kadrolarına atanması beklentisi doğdu.

Ancak kapsam dışında tutulan bir kesim var: Onlar, görev süresi 2018-2022 yılları arasında sona eren 50/d'li araştırma görevlileri.

Aslında üniversitelerin 50/d kadrosunda görev yapan araştırma görevlilerinin 33/a statüde daimi kadroya aktarılmasıyla ilgili olarak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanun tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunuldu. 

Ancak 2018-2022 yılları arasında mezun/ilişiği kesilen 50/d'liler, kanun taslağı kapsamı dışında bırakıldı.

Independent Türkçe'nin görüştüğü genç akademisyenler, belediye ve bağlı kuruluşlarda çalışan personeller için gündeme gelen 'sözleşmeliye kadro' düzenlemesinin kendileri için de yapılmasını talep etti.

"Hak arayışlarını" sürdürdüklerini belirten isimler, "Madem 50/d sorunu çözülmek isteniyor, bizi de dahil etmeleri gerekli" diyerek, kadro alacak yüzbinlerce kişi arasına dahil edilmeyi istedi.

Türkiye'de yaklaşık 40 bin 50/d'li araştırma görevlisinin bulunduğunu belirten isimler, eğitimleri sürdüğü için görevleri devam edenlerin daimi kadroya geçecekken, kendilerinin (yaklaşık bin kişi) kadro dışı bırakılmasına tepki gösterdi.

Ortada "fırsat eşitsizliği" olduğunu dile getiren akademisyenler şöyle konuştu:

"50/d tipi kadro, eğitimi süresince geçerli bir kadro. Doktoramızı aldığımız gün bize, 'Sözleşme süreniz bitti, daimi kadroda değilsiniz' deniliyor. '50/d sorununu çözeceğiz, araştırma görevlilerinin işsiz kalmasını engelleyeceğiz' denildi ama kadrolarımız üniversitelerin, rektörlerin inisiyatifine bırakıldığından biz açıkta kaldık. Halbuki bizler, eğitimlerini doktora seviyesine taşımış, birçok bilimsel çalışmada yer almış, devletimizin bize olan yatırımlarının farkında olan ve bu farkındalıkla üniversite eğitiminin geleceğine katkı sağlamayı amaçlayan bireyler olarak, sesimizi duyurmak ve mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz."

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Konuştuğumuz genç akademisyenlerden birisi ise 8 yıl üniversitede hizmet vermesi sonrası adeta ortada bırakıldığı gerekçesiyle tepkiliydi. İsminin yazılmasını istemeyen akademisyen, "Daimi kadro kaldırılarak herkes sözleşmeliye çevrildi ve durum, üniversitelerin inisiyatifine bırakıldı. Üniversiteler arasında bir birlik olmadı. Örneğin, Akdeniz Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, sözleşmeli 50/d'li görevlilerini kadroya geçirmezken, Nevşehir, 9 Eylül gibi üniversiteler geçirdi. Nerede eşitlik?" diye sordu.

 

öğrenci kütüphane sınıf dil kitap Pixabay.jpg
'Sözleşmeliye kadro' kapsamında yaklaşık 500 bin kişinin daimi kadroya alınacağı açıklanmıştı. Madde 6'ya eklenen Geçici Madde 84'e göre istihdam edilen 50/d'li araştırma görevlileri bu kanundan faydalanırken, mezun/ilişiği kesilen 50/d'lilerin kapsam dışı kalması, mağduriyet yaşanmasına neden olmuştu. Ancak yine aynı kanun tasarısında madde 8'e eklenen geçici madde 13'e göre belediye ve bağlı kuruluşlarda sözleşmeli personele geriye dönük olarak tekrar memur kadrolarına atanabilme şansı tanınmıştı / Fotoğraf: Pixabay

 

"YÖK bürokrasisi görevini yapmadı"

Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Dr. Vahdet Özkoçak, yaşananların sorumlusu olarak Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK) işaret etti. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadro konusunda gerekli talimatı verdiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in de bu durumu müjdelemesine rağmen YÖK bürokrasisinin görevini yapmadığını ve gereğini yerine getirmediğini ileri süren Özkoçak, bazı isimlerin genç akademisyenleri "süründürmek" niyetinde olduğunu savundu.

 

Vahdet Özkoçak
Vahdet Özkoçak / Fotoğraf: Twitter / @vahdetozkocak 

 

"110 binin üzerinde doktoralıya ihtiyaç var"

"Ekonomi ve maliyeye yük olmayacak bu genç bilim insanlarının istekleri yerine getirilmeli" diyen Vahdet Özkoçak, Türkiye'de hep öğretmen sayısındaki eksiklik dile getirilse de akademisyenlerle ilgili de benzer bir durumun varlığına işaret etti.

Ülkedeki 208 üniversitede, akademinin farklı alanlarında 110 binin üzerinde doktoralıya ihtiyaç olduğunu ileri süren Özkoçak, "'Akademinin tümörü' dediğimiz 50/d sorunu için yapılması gereken belli; iktidar ve muhalefet birlik olup binin üzerinde arkadaşımızın geri dönüşünü sağlamalı. En büyük savurganlık okumuş insanı okuduğuna pişman etmektir. Bin genç meslektaşımızın kadrosuna kavuşması elzemdir" şeklinde konuştu.

Meclis komisyonuna 10 sayfalık taslağın gittiğini, bu hafta görüşmelerin başlamasını beklediklerini belirten Özkoçak, 50/d'li araştırma görevlilerinin mağduriyetinin en geç gelecek hafta çözülmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.

Ne olmuştu?

15 Kasım 2017'de Ek-38. madde ile YÖK, üniversitelere araştırma görevlisi atamalarının 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren tek tip olarak 50/d statü ile yapılacağını, 33/a kadro statüsünü 2018 tarihiyle kaldıracağını belirtmişti.

Bünyelerinde çalışan 50/d'li araştırma görevlilerinin 33/a statülü daimi kadroya geçiş kararı ise üniversite rektörlerinin inisiyatifine bırakılmıştı.

Aynı tarihlerde üniversiteler arasında 50/d’den daimi kadroya geçiş kriterlerinde herhangi bir uygulama birliği gözetilmeksizin bazılarında daimi kadroya geçişler yapılırken, kimilerinde konu gündeme dahi alınmamıştı.

Şimdi ise üniversitelerde 2547 sayılı kanunun 50/d maddesince sözleşmeli kadrolarda görev alan araştırma görevlileri de kapsam dahiline alındı.

Görev süresi 2018-2022 yılları arasında sona eren 50/d'li araştırma görevlileri ise YÖK tarafından 33/a daimi kadro atamasının tamamen kaldırılması ve sonrasında üniversiteler arasında uygulama birliğinin olmaması nedeniyle "hak arayışına" geçti.

Bakan Bilgin: 50/d, rektörlerin, araştırma görevlileri üzerinde keyfi kullanabilecekleri bir baskı aracıydı

Bakan Bilgin de "50/d, araştırma görevlilerinin uzun yıllardır yaşadığı bir iş güvencesi sorunudur" demiş, hatta bir televizyon programında "50/d, rektörlerin, araştırma görevlileri üzerinde keyfi kullanabilecekleri bir baskı aracıydı" değerlendirmesinde bulunmuştu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU