İmamoğlu: Halkın verdiği yetkiyi öyle bir avuç insan alamaz

İBB Başkanı, “Mücadelemiz daha güçlü başlıyor Allah'ın izniyle” dedi

Fotoğraf: CHP

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada karar açıklandı.

Mahkeme, İmamoğlu'na, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi ve TCK'nın 153'üncü maddesi uyarınca ‘siyasi yasak’ hükmünü uyguladı. Hâkim, verdiği cezada takdir indirimi yapmadı.

İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesi için verilen kararın kesinleşmesi gerekiyor.

İmamoğlu, kararın ardından yaptığı açıklamada, “Halkın verdiği yetkiyi öyle bir avuç insan alamaz. Mücadelemiz daha güçlü başlıyor Allah'ın izniyle” dedi.

Yavaş'tan destek

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, İmamoğlu’na destek verdi. Yavaş, “Bugün alınan karar adaletten ve hukuktan bağımsızdır. Hiçbir siyasi çıkarın, halkımızın iradesinden üstün olmasını kabul etmiyoruz. El ele çıktığımız bu yolda biz daima doğrudan yana olacağız. Başkanım Ekrem İmamoğlu” dedi.

Kılıçdaroğlu: Bu ülkede artık darbeci de yasakçı da saraydır!

Almanya ziyareti yarıda keserek Türkiye'ye dönüş yolunda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim ki, bu ülkede artık darbeci de Saraydır, yasakçı da Saraydır! Öyle de muamele göreceklerdir" dedi. 

Kılıçdaroğlu'nun video paylaşımı şöyle: 

Akşener, İmamoğlu ile birlikte konuştu

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, mahkumiyet kararı sonrasında İmamoğlu ile birlikte Saraçhane’deki İBB Binası önünde halka seslendi.

Akşener, “Dünün korkakları nasıl kaçarak gittilerse, bugünün korkakları da kaçarak gidecekler. İradenize güvenin. Birinci turda, 2019, 31 Mart’ı hatırlayın. Ne yaptılar? Haksızlık yaptılar. Ne oldu 800 bin fark attınız. Korkunun ecele faydası yok. Bugün burada bir irade var. Bugün bu irade bir mahkeme kurdu. Bugün başkana verilen cezanın karşılığı bir mahkeme kurdu. Asıl mahkeme burası. Saraçhane’de kurulan mahkeme. Şimdi, çok korkuyorlar, yarın altı genel başkan olarak burada olacağız ve bu haksızlığın karşısında duracağız. Bu millet hiçbir zaman istibdata boyun eğmedir, ne diyoruz; kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” diye konuştu.  

İBB önünde toplanan halka otobüsün üzerinden seslenen Akşener şunları kaydetti: 

Hey gidi Saraçhane ne çektiniz? Bundan yıllar evvel burada okuduğu bir şiirle mahkum olan bir büyükşehir belediye başkanı vardı. (Kalabalıktan gelen yuhalama sesleri üzerine) Yok, yok biz yuhalamayız biz gereğini yaparız. Ve o büyük şehir belediye başkanı buradan sizlere seslenip demişti ki; ‘Bu şarkı burada bitmez.’ Doğrudur o şarkı orada bitmedi. Bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum bu şarkı da burada bitmeyecek. Bugün iktidarda yarından çok korkan bir irade var. İnsanlar korktuğu zaman ceza verirler. İnsanlar korktuğu zaman zulüm yaparlar, haksızlık yaparlar. Onun için bugün Ekrem kardeşim için, Ekrem başkan için verilen bu kararın arkasında bir büyük korku var. Size duyulan korku var, demokrasiye duyulan, millet iradesine duyulan korku var. Evet, onlar korkuyor ama biz korkmuyoruz yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat diyoruz. Yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat diyoruz. Yıllar evvel bu meydanda şiir okuduğu için muhtar olamaz denilen, onunla ilgili manşet atılan bir büyükşehir belediye başkanı vardı ama velakin bakın o Cumhurbaşkanı oldu çünkü millet iradesine el uzatılmıştı. Allah’ım büyüksün kimler kimlerle beraber.

Akşener, yurttaşların “Hükümet istifa” sloganları atması üzerine konuşmasını şöyle sürdürdü:

Yok onlar istifa etmez. Ne olacak biliyor musunuz? Bugün bu kararı verenler, siyah cübbelerini haksızlığa kılıf edenler, verdikleri kararın başında ne yazacak biliyor musunuz; ‘Türk milleti adına’ diyecekler. Ne yapacaksınız? Sandıkta gereğini yapacaksınız. Hem de o sandıkta hür irademizle, helal oylarımızla diyeceksiniz ki; ‘Hadi bakalım sizi gönderiyoruz’ diyeceksiniz. Ve diyeceksiniz ki; ‘Korkunun ecele faydası yoktur. Dünün korkakları nasıl kaçarak gittilerse, bugünün korkakları da kaçarak gidecekler. İradenize güvenin. Birinci turda, 2019, 31 Mart’ı hatırlayın. Ne yaptılar? Haksızlık yaptılar. Ne oldu 800 bin fark attınız. Korkunun ecele faydası yok. Bugün burada bir irade var. Bugün bu irade bir mahkeme kurdu. Bugün başkana verilen cezanın karşılığı bir mahkeme kurdu. Asıl mahkeme burası. Saraçhane’de kurulan mahkeme. Şimdi, çok korkuyorlar, yarın altı genel başkan olarak burada olacağız ve bu haksızlığın karşısında duracağız. Bu millet hiçbir zaman istibdata boyun eğmedir, ne diyoruz; kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet.

İmamoğlu: Bizim 2023 ideallerimiz var

Akşener’in ardından yeniden mikrofonu alan İmamoğlu’nun konuşması ise şöyle oldu: 

Bu akşam burada buluşmamızın temel sebebi, yaşadığımız büyük hukuksuzluk. Biz, hayatımızda aklımıza gelmeyecek şeyleri yaşıyoruz. Bu akşam saygıdeğer Genel Başkanımız bizimle beraber duygularını paylaştı. Değerli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu beni aradı ve yarın 6’lı Masanın liderleriyle birlikte yine İstanbulluların evinde, Saraçhane’de olacağız. Zamanını sizinle paylaşacağım. Yarın halkımızı buraya davet ediyorum. Birlikte dertleşeceğiz, birlikte konuşacağız. Önümüzdeki aydınlık günlere birlikte bakacağız. Bu dava Türkiye'nin düştüğü durumun özetidir.

Ezan nedeniyle konuşmasına bir süre ara veren İmamoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

Ezan sırasında edilen dualar, kabul olur. Ben, buna inanıyorum. Ve gerçekten bugün utanç duyduğumuz bu anı, bu ortamı bize yaşatan bu sürecin, o kötü kararını yaşayıp, sizleri buraya davet etmeyi elbette istemezdim. Ama bu dertleşmeyi, sizin kararınızın yok sayıldığı bir ortamda yapmasaydık, bu şekilde bir alışkanlık haline getirerek, gerçekten bu ülkeyi yaşanmaz hale getirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurduk. Onun için sizi buraya davet ettik ve sizinle dertleşiyorum. Bu mahkeme, bu dava, Türkiye’de adaletin kalmadığının ispatı. Bu dava, ülkeye adalet ve demokrasi gibi en ulvi değerleri getirmek istemeyen insanların yönettiği bir davadır. Hatta ‘Devlet biziz, millet biziz. Her şeyin sahibi biziz’ diyen insanların aymaz, utanmaz bir biçimde süreci etki altına alıp, karar verdikleri bir davadır. Millet iradesiyle kavga ederek, bu süreci bir avuç insanın istediği yörüngeye oturtmak isteyenlerin ortaya koyduğu bir davadır. Keşke bu dava, bir hukuk davası olsaydı, adalet önünde bir yargılanma süreci olsaydı. Aslında bu dava, var olan süreçte ‘bozuk düzen’ diye tarifleyeceğimiz bir düzenin davasıdır.

Aldıkları her karar, kendi çıkarları için kıymetli hemşehrilerim. Milletimizin yaşadığı zorluklar, yoksullaşması, eğitimden adalete birçok sorunun üstünü kapatmak için ortaya koydukları çirkin bir irade sürecinin sonucudur. Çocuklarımızın gelecekle ilgili umudunun kalmadığı bir ortamda, ortaya sudan sebeplerle, uydurma gerekçelerle dava üreterek, hukuku da zedeleyerek, hepimizi yaralayan bir süreçtir bugün. Bu bozuk düzeni kuran, bu bozuk düzenin sahibi olan o bir avuç insan, artık mertçe, dürüstçe, cesurca mücadele etmeyi de bırakmışlardır. Kendi düzenlerini korumak için alavereye, dalavereye başvurarak, akla hayale gelmeyen iş ve işlemleri yürürlüğe koyan insanların sürecidir. Bu bozuk düzen, aslında 31 Mart gecesi Anadolu Ajansı üzerinde o verileri kapatıp seçimi elimizden almaya cesaret ettikleri gün başlamıştır. Hukuka karşı, demokrasiye karşı asla ve asla mücadele edemeyecekler.

"Bu sözler senin değil mi?"

İstanbul; büyük bir irade ortaya koydunuz. İstanbul'da kocaman bir demokrasi tokadı attınız. Seçimi vermek istemediler. Söke söke aldınız. 6 Mayıs'ta seçimi iptal ettiler. Tokatı misli misli attınız. Ama doymadılar, doyamadılar. Değerli hemşehrilerim, bugünkü davada ceza ortaya koydukları irade, çirkin bir sonuçtur. Bakın size bir okuyacağım sözü lütfen dinleyin: ‘Görüyoruz ki yargı, gerçekten bağımsız değil. Böylece yargının işleyişine, adaletin değil, siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz güç ve çıkar odakları, seçimde sandıkta karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol, yanlış bir yoldur. Çünkü adalet, gün gelecek yargıyı, siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.’ Ne kadar doğru cümleler. Ben de aynen öyle düşünüyorum. Ama yahu bu kararı aldıran zat; bu sözler senin değil mi? Bu sözler, bu belediyenin başkanı iken sizinle ilgili alınan kararla ilgili yaptığınız konuşmadan. Görüyorsunuz değil mi? Nereden nereye…

’Millet, millet’ diye yola çıkanlar, bugün ‘Millet bizi istiyor, devlet bizim’ diyorlar. Sonuç alamayacaklar. Size bir şey söyleyeyim mi? Kıymetli hemşerilerim, bu sabahki umudum bir ise, şu anki umudum bin bir. Bugün milletin canı yanmış. On binlerce insan burada. Bir araya gelmek için, ben sizi nereye davet edeceğim? Elbette ki Saraçhane'ye. Milletin evine, milletin yuvasına. Bakın şurada bile bozuk düzen, benim emniyet mensubu kardeşlerimi zor durumda bırakıyor. ‘Müsaade edin’ dememize rağmen, o aklın buradaki yansımaları, ‘Yolu kapatma’ diyorlar. Yani ne için biliyor musun? Buraya gelen, zor durumda kalsın diye. Bir örnek vereyim mi size? Burada, sözüm ona kendi ittifaklarının liderleri, 15 gün önce de çağrı yaparak, bir toplantı yapacaklarını dile getirdiler. Ta bu yoldan Fatih Cami'ne kadar, bu caddeyi kapattılar. Ben de herhalde dedim; ‘On binlerce, yüz binlerce demiyorum, on binlerce vatandaş gelecek. Ben de İstanbul halkı adına yine onlar için ikram araçlarımı yüz metrede bir sıraladım. Üç bin kişiyle miting yaptılar; üç bin kişi. Bunu şundan anlatıyorum: Bakın siz, gücünüzü bizi zora sokmak için, bizi sıkıntıya sokmak için mahkemede, orada burada kullanarak, demokrasiyi sıkıntıya uğratarak bulunuyor olabilirsiniz. Ama nafile, nafile, nafile, nafile.

 

"Yarın 6'lı masanın liderleriyle burada olacağız"

Değerli dostlar; yarın, yine burada olacağız. Sizleri davet edeceğiz ve dertleşeceğiz. Başta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, çok kıymetli İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ve altılı masanın diğer siyasi parti liderleriyle birlikte, bir arada olacağız. Demokrasi için mücadele edeceğiz. Bu ülkenin adalete ihtiyacı var. Bu ülkenin merhamete ihtiyacı var. Bu ülkenin vicdanına ihtiyacı var. Bu ülkenin umudu, umudunuz eksilmesin. Kıymetli hemşehrilerim, ben buradan sadece İstanbul'a değil; başkentimiz Ankara'ya, İzmir'e, Hakkari'ye, Edirne'ye, Sinop'a, Adana'ya, Diyarbakır'a bütün şehirlere sesleniyorum. Trabzon'a sesleniyorum. Hepsine sesleniyorum. Niye biliyor musunuz? Bugün burada yaşatılan şeyi, ülkemizin her yerinde insanlarımıza yaşatılabilir. Milletçe ayağa kalkacağız. Bizi mahkum etmeye kalkanları pişman edeceğiz. Nerede edeceğiz? Sandıkta edeceğiz, sandıkta. Onlar, bizi germek istiyorlar. Onlar, bizi kızdırmak istiyorlar. Onlar, bizi öfkelendirmek istiyorlar. Ama biz ne yapacağız biliyor musunuz? Bizim ideallerimiz var. Bizim 2023 ideallerimiz var. Hep birlikte, omuz omuza, gece gündüz çalışacağız. Milletimizi aydınlık günlere taşımak adına, 2023 yılında seçimlerde bu ülkenin üstüne çökmeye çalışan zihniyeti, hep birlikte göndereceğiz. İstanbul'da başardık, Türkiye'de başaracağız. Bizi yıldırmak isteyenlere buradan söyleyeyim: Aradan 3,5 sene geçmiş olabilir. Ama benim hala gençliğim var, gençliğim. Hala umudumuz yüksek. Benim gibi, milyonlarca ceketini çıkarıp, kollarını sıvayacak Türk milleti var. Adalete susamış, Türk milleti var. Sizden, söz almak istiyorum. 2023’te her şey çok güzel olacak.  Ankara duysun; bugün o mahkemeye müdahale eden akıl duysun. Allah'a emanet olun.
 

Saat 16.00'yı işaret etti

İmamoğlu, "Millet, iradesine liderleriyle sahip çıkıyor" diyerek, 6'lı masadaki genel başkanlarla buluşmak üzere vatandaşları saat 16.00’da Saraçhane’ye davet etti.

Kılıçdaroğlu, Saraçhane'de

Mahkemenin kararının ardından Almanya ziyaretini yarıda keserek Türkiye'ye dönen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Saraçhane'ye geçti. 

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'na, "16 milyon seni kucaklıyor" dedi.
 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU