Rusya’nın 21 Kasım sabahı düzenlediği saldırılar, İdlib’in kuzeyindeki Suriye- Türkiye sınırına yakın Babaska kamplarında yerlerinden edilmiş binlerce kişi arasında endişeye neden oldu. Diğer yandan Bab el-Hava’daki sınır hastanesi yönetimi, saldırıların artacağı endişesiyle hastaları ve sağlık personelini kliniklerden tahliye etti.
İdlib’deki aktivistler şu açıklamada bulundu:
“Üç Rus savaş uçağı, sabah saatlerinden yerinden edilmişlerin yaşadığı kamplarla dolu Babaska bölgesini ve (İdlib’in kuzeyinde Türkiye ile sınır) Bab el-Hava Sınır Kapısı’na yakın bölgeleri hedef aldı. Yüksek patlayıcılı füzelerle altı hava saldırısı düzenledi.”
Ancak açıklamada herhangi bir ölü ya da yaralıya ilişkin bili verilmedi. Aktivistlere göre Rus savaş uçaklarının devam eden saldırıları, yüzlerce yerinden edilmiş aile ve çocuğu, hava saldırılarının artması korkusuyla zor koşullar altında açık alanlara kaçmaya sevk etti.
Rus hava saldırılarıyla eş zamanlı olarak, Lazkiye kırsalındaki Kabani ve Kürt Dağı bölgelerindeki muhalif grupların askeri mevzilerini hedef alan benzer saldırılar düzenlendi. Suriye rejim güçleri ile İranlı milisler tarafından İdlib ve Halep’in batı kırsalında ‘çatışmasızlık alanlarına’ yönelik yoğun kara bombardımanı gerçekleştirildi. Milisler, Şeyh Süleyman eksenini, Halep’in batı kırsalındaki Darat Izza kasabasını, Kafr Nuran, Kafr Taal, Maklabis, el-Habata köylerini 30’dan fazla top ve füze mermisi ile bombaladı. Saldırı, üç sivilin yaralanmasına neden oldu. Aynı şekilde İdlib’in güney kırsalındaki Felifel, el-Bara, el-Fatira, Deyr Sunbul köyleri, Hama’nın kuzeybatısındaki el-Gab Ovası, Suriye rejim güçlerinin yoğun topçu ve füze bombardımanına tanık oldu. Saldırı sonucunda siviller yaralanırken, bir araçta da yangın çıktı.
Diğer yandan İdlib’in kuzeyindeki Babaska bölgesinde yerinden edilmiş kişiler için kurulan kamplardan birinin yöneticisi olan Mahmud Diyab şu açıklamada bulundu:
“Rus hava bombardımanı, yerinden edilmişler için kurulan ve Suriye’nin farklı yerlerinden yaklaşık 400 bin kişinin yaşadığı 30’dan fazla kampı içeren bir alanı hedef aldı. Bu, insanların hayatını tehdit eden ve boğazlarını sıkan ciddi bir meseledir. Son bombalamalar nedeniyle yüzlerce aile ve çocukları, çocukların çığlıkları ve feryatları arasında, kampları çevreleyen dağlara ve açık alanlara sığındı. Bombardımanda özellikle de Bab el-Hava sınırındaki hastaneye oldukça yakın bölgeler hedef alındı. Bu durum, hastane yönetimini tıbbi personeli, çoğunluğu yerinden edilmişlerden oluşan hastalar ve denetçileri derhal tahliye etmeye sevk etti. Rus savaşçılar İdlib’in kuzeyindeki kamp alanlarına hava saldırıları düzenlemeye devam ederse, yerinden edilmişlerin hayatlarını kurtarmak amacıyla (özellikle hedef alınan bölgeler sınırlarından sadece birkaç yüz metre uzakta olduğu için) Türkiye’ye başvurmaktan başka çare kalmayacak.”
Suriyeli aktivist olan Ahmed Hac Mahmud da Rus hava saldırılarının, Rusya, Türkiye ve İran arasında 22 ve 23 Kasım tarihlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da (Nur-Sultan) yapılacak Suriye konulu yeni bir ‘Astana görüşmeleri’ turundan kaynaklandığını savundu.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat
