AK Parti ziyaretinden sonra tekrar gündemde: HDP'yi PKK ile bir tutmak doğru mu?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AK Parti heyetinin ziyareti, HDP'nin PKK ile olan bağı tartışmasını tekrar gündeme getirdi. Tepki gösterenler olduğu gibi destek verenler de var

Türkiye'de Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) PKK ile bağı uzun süredir tartışılan bir konu.

Cumhur İttifakı'nın yöneticileri başta olmak üzere birçok siyasetçi bu iddiayı gündeme getiriyor.

Adalet Bakanlığı'nın başkanlığında bir heyet, başörtüsü meselesiyle ilgili anayasa değişikliği için HDP'nin kapısını çalınca bu tartışma yeniden başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

AK Parti heyetinin HDP'yi ziyaret ettiği görüntüler paylaşılınca tabiri caizse sosyal medya koptu.

Birçok siyasetçi "Hani HDP teröristti" şeklinde paylaşımda bulunarak tepki gösterdi.

"Türkiye bu ikiyüzlülüğü hak etmiyor"

Sosyal medya hesabından tepki gösterenlerden biri de eski Kültür ve Turizm Bakanı Fikri Sağlar.

"İnsanda biraz utanma olur" eleştirisinde bulunan Sağlar, "Her gün HDP'yi "PKK'nın siyasi uzantısı" olmakla ve muhalefeti de HDP ile işbirliği yapmakla suçlayan AKP, sonra hiçbir şey olmamış gibi HDP'ye gidip 'birlikte anayasa yapalım' diyor. İnsanda biraz utanma olur. Türkiye bu ikiyüzlülüğü hak etmiyor" dedi.

"Bir gün meşru parti, diğer gün terörist yapı!"

Tepki gösteren bir diğer isim ise Atılım ve Demokrasi Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen oldu.

Ekmen, "AK Parti'nin HDP'yi son ziyareti, 25 Haziran 2020'de çoklu baro teklifi nedeniyle yapıldı. Mesele şu ki; bu iki tarih arasında HDP'yi dışlayan ve terörize eden söylemde bir değişiklik olmadı. Bir gün meşru parti, diğer gün terörist yapı! Paşa gönülleri nasıl isterse…" paylaşımında bulundu.

 

AK Parti'li kimi milletvekilleri ise muhalefetin yaptığı eleştirilere karşı tepkili. 

AK Partili vekil: HDP legal bir parti

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, Şanlıurfa'da yerel yayın yapan EDESSA TV'de konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede "HDP legal bir parti. Kanunlara göre kurulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında faaliyet yapıyor" diye konuştu.

"PKK'nın siyasi uzantısıysa niye onlarla anayasayı konuşuyoruz"

AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi Şamil Tayyar ise Cevheri'nin aksine partisini eleştirdi ve tartışma daha da alevlendi.

Eski İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner'in "AK Parti karar vermeli: HDP'yi kendisiyle oturulup konuşulacak ve desteği önemsenecek bir parti olarak görüyorsa o vakit HDP'ye dair dilini ve yaklaşımını değiştirmeli. Sadece HDP'ye dair değil, HDP ile siyaseten ilişkilenen diğer partilere ilişkin dilini ve yaklaşımını da…" paylaşımını alıntılayan Tayyar, şu ifadelere yer verdi:

"Kesinlikle. AK Parti, HDP'ye nasıl bakıyorsa o düzlemde ilişkisini yürütmelidir. PKK'nın siyasi uzantısı ve kapatılması gereken bir partiyse, onlarla niye Anayasayı konuşuyoruz? PKK ayrı HDP ayrıysa aynılaştıran dil ve üsluba niye ihtiyaç duyduk? Bu muhakemeyi yapmalıyız."

 

 

Independent Türkçe olarak "HDP'yi PKK ile bir tutmak doğru mu?" sorusuna yanıt aradık.

AK Parti MKYK Üyesi Alaattin Parlak, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı Serkan Ramanlı, Ses Parti Genel Başkanı Ayhan Bilgen, Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Cuma İçten ve Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan'a sorduk, verdikleri yanıtlar ise şöyle:

"Çalışmaları farklı taraflara yorumlamak doğru değil"

AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Alaattin Parlak:

"Adalet Bakanı ve milletvekili arkadaşlarımız toplumsal mutabakat sağlamak adına yeni anayasa çalışmaları kapsamında TBMM'deki tüm siyasi partilerle görüşme sağlamak, fikir ve kanaatlerini almak için görüştü. Fikir ve kanaatleri alındığı zaman toplumun büyük bir kısmının benimsediği sonuçlar ile karşı karşıya kalınır. Sadece HDP değil, diğer bütün siyasi partilerle görüşme olması son derece önemlidir. Bilindiği gibi geçmiş yıllarda da benzer anayasa çalışmalarının olduğunu biliyoruz. 

Yapılan çalışmayı farklı taraflara yorumlamanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu bir süreçtir. Toplumun büyük kesiminin anayasa sürecine destek vermesi çok önemlidir. Ancak son zamanlarda görüşmenin yapılması toplumda farklı algılara sebebiyet vermeye başladı. Ancak bunu Meclis çalışmaları, önerge ve kanun değişikliği çalışmalarına katkı gibi değerlendirmek lazım. Geri kalan noktaları tartışmak, Türkiye'de siyasetin önünü tıkar ve bizi tekrar geçmişe götürür. Bunun ne ülkeye ne de siyasi partilere bir fayda sağlayacağını düşünüyoruz." 

 

AK Parti heyeti HDP'yi ziyaret etti
AK Parti heyeti HDP'yi ziyaret etti / Fotoğraf: AA

 

"HDP, PKK'nın bir uzantısıdır"

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:

"HDP, PKK ile birdir, tamamen uzantısıdır. HDP, PKK tarafından yönetilir. Eğer bir tutulmak istemeseydi ondan kendini ayırırdı. Şimdi kimse kimseyi aldatmasın. PKK ile HDP aynıdır, daha doğrusu HDP PKK'nın yönettiği bir örgüttür. Yasal olanakları kullanmak için HDP'nin kuruluşuna da PKK karar vermiştir. HDP terörist ve para toplar, PKK'nın propagandasını yapar. Yani PKK'nın yapamayacağı işleri yasal planda HDP'ye yaptırırlar. Bu bakımdan HDP, PKK'nın bir aracı, bir enstrümanıdır."

"Silah bir hak aracı olmaktan çıkmalı"

Türkiye'nin Sesi Altınçağ Partisi (SES Parti) Genel Başkanı Ayhan Bilgen:

Tabii ki HDP, PKK ile bir tutulamaz. Bir tutma doğru değil. Sonuçta sosyolojik ve tarihsel arka plan ile varmak istediğiniz hedefi birbirinden ayırt ederek tartışmak gerekir. Evet, bu tarihsel arka plana bakıldığında birbirine değen durumlar var ama Türkiye'nin ve Kürtlerin hedeflemesi gereken demokratik siyasetle silahın artık birlikte yürümeyeceği gerçekliğini inşa etmektir. Böyle bir kabul gelecek kurmayı, başka bir alternatif inşa etmeyi imkansızlaştırır. Türkiye'de Kürt sorunu nereye gitmeli? Kürtler siyasette nereye ulaşmalı? Buna odaklanmalıyız. Burada da artık silahın bir hak arama aracı olmaktan çıkması gerçeğidir. Bu da siyasetin demokratikleşmesinden geçer. Eğer risk alınacaksa Kürt siyaseti dahil tüm siyasi partiler sorumlu davranmalı. Ben siyasetin kilitlenmesini bir başarı olarak görmüyorum. Yani kilit rol oynamak siyasette ön açmaz, kolaylaştırıcı rol oynamaz. Siyasette anahtar rol oynamak lazım. Yani kilitlenmiş, tıkanmış siyaseti açmaya çalışmak lazım. Bunun da yolu silahın gölgesinde bir siyaset değil, doğrudan doğruya siyasetin risk ve sorumluluk aldığı demokratik bir toplum düzenin kurulmasından geçer."

 

Bekir Bozdağ - Saruhan Oluç
Bekir Bozdağ - Saruhan Oluç / Fotoğraf: AA

 

"HDP ile PKK'yı aynı görmüyoruz"

Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Serkan Ramanlı:

"Bu konudaki görüşlerimizi daha önce kamuoyu ile pek çok kez paylaşmıştık. Bize göre HDP mevcut yasalara göre kurulmuş yasal bir siyasi partidir. Eğer HDP illegal bir yapı olarak görülüyorsa neden kendisine hazineden yardım yapılmaktadır diye sormak lazım. Biz HDP ile PKK'yı aynı görmüyoruz. HDP'nin aksine PKK illegal ve silahlı bir yapıdır. HDP ile PKK arasındaki ilişki konusunda bizim bir değerlendirme yapmamıza gerek olmadığı kanaatindeyim."

"AKP çıkarları sözkonusu olunca sakınca görmüyor"

Eski Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın:

"HDP'yi PKK ile bir tutmanın son derece yanlış olduğu kanısındayım. Baştan bu yana 'Kürt sorunu başka terör sorunu başkadır' diye görüşlerimi dile getiriyorum ve bugün de bu görüşü koruyorum. Dolayısıyla ikisini aynı görülmesi, değerlendirilmesi bana göre son derece yanlış. AKP'nin HDP ile bu süreçte anayasa değişikliği için görüşme yapması, genelde iyidir ama özelde de AKP'nin çifte standartlı bir parti olduğunun çok açık bir göstergesidir. AKP kendi çıkarları ya da kendi uygulamaları olduğunda HDP ile temas kurmaktan hiçbir sakınca görmemekte. 2015'te AKP HDP ile birlikte hükümet kurdu. Davutoğlu, hükümetine 2 tane HDP'li vekilinin alması bunu bir ifadesidir. Seçimin getirdiği bir zorunluluk diye görülmesi sözkonusu değildir ve hükümeti de Erdoğan onayladı. O dönem hükümetin kurulmasında bir sakınca görmemişlerdi. Daha sonrası için de benzer örnekler vermek mümkün. Mesela HDP'ye hazine yardımı yapılıyor. Bu parti PKK ile ayı kuruluşsa nasıl hazine yardımı yapılıyor? Önemli bir konu olan anayasayla ilgili bir değişiklik yapıyorsanız neden o zaman HDP'ye gidiyorsunuz? Bu AKP'nin çifte standartlı olduğunun göstergesidir. Biz CHP olarak Türkiye'deki bütün partiler ile görüşüyoruz ve tüm partilerin birbirleriyle görüşmesinin demokrasinin bir gereği olduğuna inanıyoruz."

"Partileri dışlamak ülkeye zarar verir"

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Cuma İçten:

"HDP mevcut yasalar doğrultusunda meşru bir şekilde kurulmuş siyasi bir partidir. Hem Meclis'te grubu var hem diğer partiler gibi devletten hazine yardımı alıyor. Ayrıca 5 milyonun üzerinde oy alıyor. Ne olursa olsun meşru şartlarda kendilerini ifada edebilecek zeminleri oluşturmak terör örgütlerin elini zayıflatır. Velev ki birileri bunu ima ediyorsa bile aksine teröre karşı olanların bu tür siyasi partilerin çalışma alanlarını daha kolaylaştırıp daha meşru hale getirmeleri gerekir ki terör bu konuda fayda elde etmesin.

Öte yandan bir partiyi terörist olarak gösteriyorsan neden o zaman hazine yardımı yapılmasını destekliyorsun? Terörize ettiğiniz bir parti ile görüşme yapmak onların deyimiyle "teröristle görüşme" algısı oluşturacaktır. Bu son derece tehlikeli bir konudur. Anayasal çerçevede faaliyet yürüten bütün siyasi partileri meşru olarak görüyorum hem iktidar hem de muhalefetin tüm siyasi partiler ile iletişim içerisinde olması gerekir. Herhangi bir siyasi partiyi terörize etmek, dışlamak veya hukuk dışına itmek ülkeye zarar verecek bir faktördür. Bugün AK Parti'nin bu görüşmeleri yapıyor olması aslında kendisinin de ne kadar bir çelişki içerisinde olduğunun da bir kanıtıdır. MHP'nin de AK Parti gibi bir anlayışa sahip olmasını umuyorum."

"HDP 6-7 milyon oy alan bir siyasi partidir"

Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş:

"HDP 6-7 milyon vatandaşımızı temsil eden bir siyasi partidir. HDP program, tüzük ve çalışmalarıyla bir Türkiye partisi olma iddiasında ve Türkiye'nin demokratikleşme süreci içerisinde neticeye ulaştırma amacıyla çalışmalarını şekillendiriyor. Tabii ki PKK ile olan ilişki veya bağlantıları sebebiyle HDP hakkında farklı değerlendirmeler olabiliyor. Demokratik sistem içerisinde bu doğrudur, farklı değerlendirmeler olabilir ama tüm bu farklı değerlendirmeler HDP'nin mevcut durumuyla meşru, hukuki bir yapıya sahip olduğunu da reddedilmesini doğru kılmaz. HDP meşru ve siyasi bir partidir, anayasamızın güvencesi içerisinde faaliyet göstermekte, kitlesel bir parti ve ağırlıklı olarak Kürt vatandaşlarımızın ama her kimlikten insanların destekleyebildiği bir siyasi partidir. Meseleye böyle bakmak lazım. Demokrasiye dayanan anayasal sistemimizin ilkeleri içerisinde HDP'ye baktığımız zaman meşruiyetini tanıyarak hukuki yapısının bilinci içerisinde, 6-7 milyon vatandaşlarımızın haklarını koruyabilmek için HDP ile ilişki kurulması tabii ki normaldir."

"Seçime doğru normalleşme daha da artacak"

Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan:

"Bu yaklaşım problemli bir yaklaşımdır. HDP Meclis'te temsil edilen, Meclis Başkanvekilliği bulunan ve yasalar çıkarılan bir konumdadır. Tartışma sadece iktidar tarafından değil, birçok yazar, çizer, televizyon programcısı tarafından da dillendiriliyordu. Bu ayı zamanda Türkiye'de biraz tartışmalı bir durum da yaratıyordu. Madem böyle niye TBMM'de? Niye seçim yardımı alıyor? Dolayısıyla bu tartışma kamuoyunda güvenirliği de azaltıyordu. Aslında bu son girişim daha önce kullanılan dile karşı bir tartışma yaratıyor. Aslına bakıldığında görüşme olağan bir durum. Örneğin Meclis Başkanı grup toplantılarında grup başkanlarıyla toplantılar yapabiliyor. Dolayısıyla görüşme ile süreç biraz daha normalleşiyor. Seçime doğru bu normalleşmenin daha da artacağını düşünüyorum. Çünkü son dönemde AK Parti içerisindeki yönetici ve bazı milletvekilleri bu yolda adımlar atılması gerektiğini ifade ediyorlar. Seçimlere doğru iktidar tarafından daha demokrat bir dili kullanacağını düşünüyorum."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU