İklim aktivistlerinin yeni hareketi Just Stop Oil (Sadece Petrolü Durdurun), son haftalarda gündemden düşmüyor.
Farklı ülkelerdeki müzelerde sergilenen tablolara çorba ve püre döken, Londra'da sokakları trafiğe kapatan ve petrol tankerlerine tırmanan aktivistler, insanları şaşırtıyor hem de tartışma yaratıyor.
Kimisi iklim krizine karşı dünyayı harekete geçirmek için bu tür radikal protestoların gerektiğini savunurken, kimisi de bu eylemleri IŞİD'in sanat eserlerine verdiği zararla kıyaslayacak kadar ileri gidiyor.
Peki Just Stop Oil tam olarak kimdir? Şimdiye kadar hangi eylemleri yaptılar ve neden bu yöntemleri seçiyorlar? Petrol şirketleriyle ilişkili olduklarına dair iddialar doğru mu?
Ressam ve aktivist Eymen Aktel'in görüşleriyle bu protestoların sanat dünyasında nasıl yankı uyandırdığını irdeledik. Hareketin en genç üyesi Zak'in de katkılarıyla Just Stop Oil aktivisti olmanın ne anlama geldiğini tartıştık.
Just Stop Oil hareketi nedir?
Just Stop Oil, kendini işbirliği içindeki bir dizi çevre örgütünden aktivistlerin oluşturduğu bir koalisyon olarak tanımlıyor.
Şubat 2022'de kurulan hareketin temel amacı Birleşik Krallık hükümetinin yeni petrol projelerini durdurmak. Aktivistler aynı zamanda yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmasını talep ediyor ve atıkları azaltmak için binaların daha iyi ısı yalıtımına sahip olmasını istiyor.
Grubun internet sitesinde şu ifadeler yer alıyor:
Hükümetin, Birleşik Krallık'ta fosil yakıtların araştırılması, geliştirilmesi ve üretimi için verdiği tüm yeni ruhsatları ve izinleri sona erdirmeyi taahhüt etmesini sağlamak için birlikte çalışıyoruz.
1900 kez gözaltına alındılar
İlk eylemlerini 14 Şubat'ta başlatan hareket, temmuzdan itibaren bir aylık kesintisiz protestolar düzenlemeye yöneldi. Her ay farklı bir eylem tarzı belirliyor ve hükümetin talepleri karşılamasına "fırsat vermek" için protestolarına kısa aralar veriyor.
Just Stop Oil aktivistleri, nisan ve kasım arasındaki protestolar sırasında 1900 kez gözaltına alındı. En az 7 aktivistin de halen hapiste olduğu biliniyor.
12 yaşındaki eylemci: Seyirci kalmaktansa gözaltına alınmayı yeğlerim
Hareketin en genç üyesi, "Zak" adını kullanan 12 yaşındaki iklim aktivisti de gözaltına alınan eylemcilerden biri. Zak nisanda İngiltere'nin Essex bölgesinde bir petrol tankerinin üzerine tırmandığı için arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alındı.
Independent Türkçe'ye konuşan Zak, bu tür gözaltıların siciline işlemesinden korkmadığını, iklim krizinin etkilerini daha çok önemsediğini ifade etti.
"Hükümete ve fosil yakıt şirketlerine anlamlı biçimde meydan okumak için bir kez gözaltına alınmam ve parmaklıklar ardında birkaç saat geçirmem gerekiyorsa benim için sorun yok" diyen genç aktivist, sözlerini şöyle sürdürdü:
Seyirci olarak beklemektense, hükümetlerimizin pervasız icraatlarına meydan okuyan eylemlerde bulunmayı tercih ederim.
Just Stop Oil'in şimdiye dek en ses getiren protestoları şu şekilde:
BAFTA'yı ve futbol maçlarını bastılar
Aktivistler ilk sansasyonel eylemlerini 13 Mart'ta yaptı. İlk olarak 20 kadar aktivist 75. Britanya Akademisi Film Ödülleri'ni (BAFTA) basmaya çalıştı ama güvenlik güçleri tarafından engellendi.
Bunun üzerine 4 aktivist bilet alarak kırmızı halıya girmeyi başardı. Kırmızı Halı'da gömleklerini çıkararak "Sadece Petrolü Durdurun" yazan tişörtlerini gösteren protestocular, Adam McKay'in 2021 yapımı Yukarı Bakma (Don't Look Up) filmine atıfta bulunarak "Yukarı bakın, petrolü durdurun sloganı attı.
21 Mart'ta ise futbol maçı protestoları başladı. İlk olarak, Liverpool'daki Goodison Park'taki oynanan maçta Louis McKechnie adlı bir aktivist sahaya koşarak oyunu duraklattı ve kendisini kale diğerine boynundan bağladı.
Ertesi gün, bir başka aktivist de kısa süreliğine Molineux Stadyumu'nda sahaya çıktı. 24 Mart'ta ise 6 aktivist Londra'nın kuzeyindeki Tottenham Hotspur Stadyumu'ndaki maçı duraklattı.
Petrol tesislerini işgal ettiler, tankerlere tırmandılar
1 Nisan'dan itibaren, İngiltere'nin güneydoğusuna petrol tedariğini engelleme amacıyla 10 kritik petrol tesisi abluka altına alındı. Bunlar arasında Kingsbury, Navigator ve Grays petrol terminalleri vardı. Navigator Thames, ExxonMobil ve Valero gibi petrol şirketleri protestoları önlemek için sıkı tedbirler getirdi.
14 Nisan'da Londra'da bir petrol tankerini durdurarak M4 otoyolunda tıkanıklığa neden olan aktivistler, daha birçok kez petrol tankerlerine tırmandı.
19 Nisan'da hükümetin cevabını beklemek için petrol eylemlerini bir haftalığına duraklatan ekip, ayın 28'inde bu kez M25 otoyolundaki benzin istasyonlarına baskınlar düzenledi.
Grand Prix'te piste çıktılar
Aktivistler en ses getiren protestolarını temmuzda başlattı. Bunların ilki 3 Temmuz'da gerçekleşen Britanya Grand Prix baskınıydı. İlk turdaki bir kaza nedeniyle yarışın duraklatılması üzerine aktivistler piste çıktı ve asfaltta oturma eylemi yaparak gözaltına alındı.
Protestocular bu eylemle Formula 1 sürücüleri Fernando Alonso, Lewis Hamilton ve Carlos Sainz'in desteğini kazandı. Ancak üç sürücü de aktivistlerin kendilerini fiziksel riske atmamasını istedi.
Sansasyon yaratan sanat galerisi protestoları
Temmuz aynı zamanda aktivistlerin sanat galerilerini hedef almaya başladığı ay oldu. İlk olarak iki aktivist 4 Temmuz'da Londra'daki Ulusal Galeri'de sergilenen John Constable'ın 1821 tarihli The Hay Wain tablosunun üzerini başka bir resimle kapladı. Bu resim, pastoral bir manzarayı resmeden eserin distopik bir yeniden tasviriydi.
Bunun ardından aktivistler, ellerini tablonun yaldızlı çerçevesine yapıştırarak yere oturdu. Eylemciler gözaltına alınırken, tablo da incelenmek üzere kaldırıldı.
5 Temmuz'daki hedefse Kraliyet Sanat Akademisi'nde sergilenen Leonardo da Vinci'nin Son Akşam Yemeği tablosunun kopyasıydı. 5 protestocu tablonun çerçevesine ellerini yapıştırırken, çerçevenin altındaki boşluğa da sprey boyayla "Yeni petrol istemiyoruz" diye yazdı.
32 günlük ekim protestoları: Londra abluka altında
Ekimde Just Stop Oil, Londra'da bir ay boyunca başkent çevresindeki trafiği engellemek için eylemlere başladı. Ellerini yollara yapıştıran aktivistler, pankartlarla asfaltlara oturarak 4 işlek caddeyi trafiğe kapattı. Bunun üzerine Harleyford Street'te sürücüler, arabalarından inip eylemcileri yolun dışına sürükleyince gerilimin dozu da arttı.
Bu arada iki protestocu 18 Ekim'de Dartford Geçidi üzerindeki Kraliçe II. Elizabeth köprüsüne tırmandı. Polis güzergahı kapatırken, kendilerini köprünün direklerine bağlayan eylemciler bir gün boyunca aşağı inmedi.
20 Ekim'deyse Londra'nın en lüks alışveriş merkezlerinden Harrods'ın önünde toplanan 20 kişi, trafiği durdurdu. Potestocular ayrıca ünlü mekanın camlarını spreyle turuncuya boyadı.
27 Ekim'deki eylemde de lüks araç galerileri hedef alındı. İki aktivist, Londra'da yer alan HR Owen Bugatti, Jack Barclay Bentley, Bentley Motor Cars London ve Ferrari Mayfair galerilerinin camlarına, yangın tüplerine doldurdukları turuncu boyaları püskürttü.
Ayçiçekleri ve İnci Küpeli kız tablolarına saldırı
Just Stop Oil'in 14 Ekim'deki eylemi, şimdiye kadarki en sansasyonel olanlardan biriydi. İki aktivist, Hollandalı ünlü ressam Vincent van Gogh'un 1888 tarihli Ayçiçekleri tablosuna çorba fırlattı. Ardından ellerini tablonun altındaki duvara yapıştırdı.
Galeri yetkilileri, çerçeve sayesinde resmin zarar görmediğini açıkladı. Ancak çerçevenin kendisinin de çok değerli olduğu belirtildi. Bu eylemle ilgili 20 kişi gözaltına alındı.
24 Ekim'de Eilidh McFadden ve Tom Johnson adlı iki aktivist Londra'daki bir müzede Kral III. Charles'ın balmumu heykeline çikolatalı pasta fırlattı.
27 Ekim'de ise iki protestocu Hollanda’nın Lahey kentindeki Mauritshuis müzesinde sergilenen Johannes Vermeer'in İnci Küpeli Kız tablosuna kendilerini yapıştırdı. Aktivistlerden birinin tabloya kafasını yapıştırdığı görüldü. Tablo cam sayesinde hasar görmedi ama 3 Kasımda Hollanda Mahkemesi iki protestocuya ikişer ay hapis cezası verdi.
BREEK - Meisje met de parel van Johannes Vermeer besmeurd in #Mauritshuis. pic.twitter.com/XzAZTOoBv9
— Steven Bakker (@Kolpen) October 27, 2022
Ekim protestoları başladığından beri yaklaşık 400 kişinin 1000'den fazla kez gözaltına alındığı tahmin ediliyor.
Aktivistler bu protestoların ardından yayımladıkları açıklamada, hükümetin cevabını beklemek üzerine eylemlerine bir süre ara verdiklerini duyurdu.
Tabloları hedef alan tek hareket Just Stop Oil mi?
Son günlerde bu tür protestolarla en çok gündeme gelen aktivist grubu Just Stop Oil olsa da bu tür eylemleri başka örgütler de yapıyor.
Örneğin Last Generation (Son Nesil) üyeleri de Floransa'da ve Almanya'da benzer protestolar düzenlemişti.
Avustralya'da benzer bir eylemi Extinction Rebellion üstlenirken, 4 Kasım'da İtalya'nın başkenti Roma'da Vincent Van Gogh'un Ekici (The Sower) tablosu hedef alınmıştı. 1888 yapımı ünlü tabloya sebze püresi fırlatıp kendilerini duvara yapıştıran aktivistler de Last Generation hareketinin üyeleriydi.
Neden sanat eserlerine saldırıyorlar: "Süfrajetler daha fazlasını yaptı"
Just Stop Oil sözcüsü Alex De Koning, şiddet içermeyen kitlesel sivil direniş hareketlerinden ilham alarak bu eylemleri yaptıklarını söylüyor.
Euronews Culture'a konuşan De Koning, "Biz sadece bir cam bölmeye çorba fırlatırken, oy haklarını savunan süfrajetler (19-20. yüzyıldaki kadın hareketleri) resimleri kesmiş ve şiddetli bir şekilde yok etmişti" ifadelerini kullandı.
19. yüzyılda Birleşik Krallık'taki süfrajet hareketinin önemli isimlerinden biri olan Mary Richardson, Ulusal Galeri'de sergilenen The Rokeby Venus adlı bir tabloya saldırmış ve resmin yer aldığı tuvali keserek hasara yol açmıştı.
Pakistan'daki 33 milyon kişi ve Van Gogh tablosu
De Koning ayrıca, enerji krizini hatırlatmak için çorba gibi gıda malzemelerini kullandıklarını ima etti. "İnsanlar bir kap çorbayı ısıtmayı göze alamıyor" diyen aktivist, şöyle ekledi:
Hükümet ise milyonlarca insanı öldürecek olan fosil yakıt üretimini hızlandırmaya çalışıyor. Bu, ülkenin gördüğü en kötü ekonomik krizi çözemiyor.
Sanata kendilerinin de önem verdiğini ama iklim krizinin aynı ölçüde dikkate alınmadığını söyleyen De Koning, "Geçmişteki tüm büyük sanatçılar radikal ve ileri görüşlüydü" dedi.
Pakistan'daki sel felaketiyle eylemleri arasında bağlantı olduğunu söyleyen aktivist, "Pakistan'daki selde 33 milyon insan yerinden edildi. Ancak Van Gogh eylemine bundan daha fazla öfkelenen insanlar var" diye devam etti.
Pakistan, haziran-eylül arasındaki muson yağmurları nedeniyle son 30 senedeki yıllık ortalama yağış miktarının 5-6 katına maruz kalmıştı. Yağışların yol açtığı sellerde 1400'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 12 bin 728 kişi yaralanmıştı.
"Bir resim çerçevesi cefa çeken insanlardan daha mı önemli?"
Genç iklim aktivisti Zak de benzer bir noktaya parmak bastı ve eylemlerde zarar gören tek nesnenin çerçeveler olduğunu vurguladı.
"Hem iklim acil durumu hem de hayat pahalılığı kriziyle karşı karşıya olduğumuz bir dönem" diyen Zak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir resim çerçevesinin hayat pahalılığı yüzünden cefa çeken ailelerden ve küresel güneyde iklim krizi nedeniyle halihazırda ıstırap çeken insanlardan daha önemli olup olmadığını kendimize sormalıyız. Bu eylemleri bu perspektiften değerlendirmeliyiz.
Genç aktiviste göre bu protestolar, insanların bir başyapıtı ve değer verdikleri bir şeyi kaybetmenin nasıl bir his olduğunu anlamasını ve bunu iklim kriziyle kıyaslamasını sağlıyor:
İklim acil durumu etkisini ciddi biçimde göstermeye başladığında kitlesel ölçekte tam da bunu yaşayacağız.
"İnsanlar çaresiz kaldı"
12 yaşındaki aktivist ayrıca, insanların bu noktada artık çaresiz kaldığını ve bu yüzden "aşırı" eylemlere yöneldiğini belirtti.
"Hükümet iklim acil durumuna karşı harekete geçmediği için çaresizler. Bu yüzden birçok insan daha 'aşırı' eylemlere yönelmeye istekli" diyen Zak, şöyle ekledi:
Çünkü bu tür eylemler medyada yer buluyor ve gazetecileri bakmaya ve haber yapmaya zorluyor. Aynı zamanda hükümete harekete geçmesi için baskı yapılmasında da etkili.
"Tek talebimiz var, o da çok basit"
Just Stop Oil destekçileri, Birleşik Krallık hükümetinden net bir talepte bulunduklarını, hükümet bu talebi yerine getireceğini açıklarsa eylemlerini sonlandıracaklarını söylüyor.
"Tek talebimiz var, hem de çok basit ve ulaşılabilir bir talep. Hükümetin daha fazla petrol ruhsatı dağıtmayacağına, ülkede fosil yakıtların araştırılması, geliştirilmesi ve üretimine izin vermeyeceğini açıklaması" diyen Zak, sözlerine şöyle devam etti:
Bence birçok insan bu talebi destekleyebilir. İçinde bulunduğumuz durumun ciddiyetini herkes biliyor. Bu yüzden de 2022'nin başlarında kurulduğunda, bu kadar çok insan harekete geçmek için kampanyaya katıldı.
Son protestolar aktivistleri de ikiye böldü
Çoğu aktivist, tutuklamalara tepki gösterse de bu eylem tarzını sahiplenmiyor. Örneğin, kendisi de iklim aktivisti olan felsefe profesörü Rupert Read, daha fazla insanı mücadeleye çekeceğine inandığı ılımlı bir kanat oluşturmaya çalışıyor.
"Geniş bir fikir birliği olmadan bunu kazanmanın yolu yok. Halkı yanımıza almalıyız" diyen Read, şöyle söylüyor:
Bu sonsuza kadar devam edemez: Gittikçe daha fazla sevilmeyen biri olursunuz. Ve gitgide daha fazla kutuplaşırsanız, kazanma şansınız da azalır.
The Guardian'a konuşan Read'e göre insanların, iklim mücadelesine katılmak için kendilerini aktivist olarak tanımlaması gerekmemeli. Öte yandan yüzlerce Just Stop Oil aktivistinin gözaltına alınması bunun tersi bir tablo çiziyor.
Sanatçı aktivist Aktel'e göre eylemin niteliği tartışma konusu
Sanatçı ve iklim aktivisti Eymen Aktel de protestoların niteliğini sorgulayan isimlerden.
Resimleri, heykelleri ve diğer sanat eserleri çeşitli sergi ve müzelerde yer alan Aktel, bu eylemleri etki alanı geniş olduğu için aslında başarılı bulduğunu belirtti.
Öte yandan aktiviste göre "eylemin yaratıcı ve kavramsal bir söylem getiriyor olması önemli". Independent Türkçe'ye konuşan Aktel, şu ifadeleri kullandı:
Yani sanatsal anlamda da bir şeyler söyleyebilmesi gerekiyor. Bir mantık çerçevesine oturması gerekiyor ki tüm tarafların bir araya gelebileceği bir söylem ortaya çıkabilsin. Bu açıdan değerlendirdiğimde de Just Stop Oil eylemleri kafamda soru işaretleri bırakıyor.
"Yani hayatını sanata adamış ve bunun uğrunda sefalet içinde yaşamış Van Gogh'un resmine neden saldırılıyor?" diye soran aktivist, "Bu sorunun cevabı sadece ünlü bir resim olmasıysa çok yetersiz ve niteliksiz bir cevap" diye ekledi.
"Üzerine çok düşünülmemiş çocukça bir eylem gibi düşündürüyor"
Bu nedenle Aktel'e göre sanat eserlerinin dahil edildiği eylemlerin vereceği mesaj üzerine düşünülmesi gerekiyor.
Aktel, "Van Gogh sanat ve doğayla saplantılı bir ilişki içinde olan bir sanatçı. Örneğin onun papatya resmine saldırmak doğayla ilgili bir eleştiri içeriyorsa İnci Küpeli Kız'a neden saldırıldı? Onun doğa ve çevre ilişkisi nedir?" diye soruyor:
Böyle bir durumda üzerine çok düşünülmemiş çocukça bir eylem gibi düşündürüyor ve benim için saygınlığını sarsıyor açıkçası. Bir sanatçı olarak, bir gün benim eserim üzerinde de tepki gösterilebilir. Ama bunun mantıklı bir açıklama getiriyor olması lazım benim için.
Bilim insanları ne diyor: Saldırılar iklim mücadelesinden soğutuyor mu?
Bu arada, Just Stop Oil'in sansasyonel eylemleri, ne tür protestoların daha etkili olduğuna dair tartışmaları da gündeme getirdi. Zira bazı kişiler bu protestoların asıl zararının, halkı iklim aktivizminden soğutarak verildiğini savunuyor.
Bristol Üniversitesi Bilişsel Psikoloji Bölümü'nün başkanı Colin Davis de böyle düşünenlerden. Daha önce bu konuyla ilgili bir psikoloji deneyi yapıldığını aktaran akademisyen, "Deneye katılan kişiler, radikal protestocularla duygusal bağlantı ve sosyal özdeşleşme kurmuyor veya daha az kuruyor" ifadelerini kullandı.
Davis, The Conversation'da kaleme aldığı yazıda bu durumu "aktivist ikilemi" diye nitelendirdi:
Bu bulgular aktivist ikileminin resmini çiziyor: Aktivistler, büyük ölçüde göz ardı edilen ılımlı eylemler ve dikkat çekmeyi başaran ama insanları daha az düşündürdükleri için amaçlarına ters düşen radikal eylemler arasında seçim yapmalı.
"Yöntemlere katılmasalar da mesajı alıyorlar"
Just Stop Oil sözcüsü Alex De Koning ise endişelerin aksine insanların iklim mücadelesinden soğumadığını düşünüyor:
Daha fazla destek oluşturduğunu düşünüyorum. İnsanlar yöntemlere katılmayabiliyor ama mesajı kabul ediyor.
De Koning, 2021'de benzer şekilde yol kapatma eylemleri yapan bir başka çevreci grubun mesajının benimsendiğini söylüyor. Insulate Britain (Yalıtımlı Britanya) adlı hareket, sosyal konutların yalıtımının iyileştirilmesini talep ediyordu.
Onlar da çok sevilmiyordu. Ancak kampanya sona erdikten birkaç hafta sonra, iklim kriziyle Rus gazına karşı nasıl mücadele etmemiz gerektiğine dair bir anket yapıldı. İnsanların yüzde 84'ü evleri yalıtmamız gerektiğini söyledi. Bir anda herkes yalıtımdan bahsetmeye başladı.
Aktivist ayrıca, "Mücadelemiz artık farkındalık yaratmakla değil, eyleme geçilmesini talep etmekle ilgili" diye ekledi.
Greta Thunberg protestolarla ilgili ne dedi?
15 yaşındayken cuma günleri okulunun önünde oturarak başladığı iklim grevleriyle adını duyuran genç aktivist Greta Thunberg de bu protestolara dair görüşlerini açıkladı.
"İnsanların çok ama çok çaresizleştiğini düşünüyorum" diyen 19 yaşındaki aktivist, "Böyle eylemlerin olacağını zaten beklememiz gerekiyordu" diye konuştu:
Daha önce hiç böyle bir krizle karşı karşıya kalmadık. Bu yüzden insanlar birçok farklı yöntemi deneyecek. Başka hiçbir şey işe yaramadığı için yeni şeylere başvuracaklar.
"Ambulansların engellenmemesi gerek"
Thunberg, yolların kapatıldığı eylemlerde ambulansların da engellendiğine yönelik söylemlere de değindi:
Bu yapamayacağımız bir şey çünkü başka insanlara zarar veremeyiz.
Independent Türkçe'ye konuşan aktivist ve sanatçı Eylem Aktel de aynı noktaya parmak bastı ve kamusal alandaki her davranışın etraftaki kişileri etkilediğini, hiç beklenmedik sonuçlar doğurabildiğini vurguladı.
"Toplum içinde tepki göstermek isteyen aktivistin çok ciddi sorumlulukları var, düşünülmesi gereken çok fazla şey var. İklim aktivizmi üzerine üretim yaparken benim de ilk düşündüğüm şey kamusal alanda hayati bir engel yaratıp yaratmayacağım" diyen Aktel, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hayati tehlike yaratabilecek, örneğin yolları kapatıp ambulansların gecikmesine neden olabilecek bir kaos yaratılmaması gerekiyor. Evet, tersi de yapılabilir, bu mümkün. Hayat durdurulabilir ama bu benim tercihim olmaz.
Just Stop Oil'i kim finanse ediyor?
Öte yandan, Just Stop Oil'le ilgili tartışılan tek konu eylem tarzı değil. Kısa bir süre önce hareketin, petrokimya imparatorluğuyla dünyanın en zengin insanlarından biri olan Jean Paul Getty'nin torunu Aileen Getty'den dolaylı olarak fon aldığı konuşulmaya başladı.
Hareket, aslında internet sitesi aracılığıyla destekçilerinden de bağış topluyor. Ancak gelirlerinin çoğunun, 2019'da kurulan ve dünya genelindeki iklim örgütlerine hibe veren ABD merkezli İklim Acil Durum Fonu'ndan (CEF) geldiği biliniyor.
CEF ise 2019'da Aileen Getty'den aldığı 500 bin dolarlık bağışla kuruldu. Bu yüzden de iklim aktivizmi içerisinde bazı tartışmalara neden oldu.
Diğer yandan CEF'in başka kaynakları da var. Kısa süre önce Yukarı Bakma'nın yönetmeni Adam McKay'den de 250 bin dolar bağış aldı. Vakfın yönetim kurulunda da yer alan McKay, özellikle de Just Stop Oil gibi hareketlerden etkilenerek bu bağışı yaptığını söylüyor.
Vakfın bağışçıları arasında film yapımcısı Abigail Disney, ABD'li işadamı Trevor Neilson ve eski ABD Başsavcısı Robert Kennedy'nin kızı Rory Kennedy de var.
CEF hangi hareketlere hibe veriyor?
Bu yıl CEF, Birleşik Krallık, ABD, Avustralya Kanada, Fransa, Almanya ve İsviçre dahil olmak üzere 25 ülkedeki iklim aktivistlerine yaklaşık 1,7 milyon dolar bağışta bulundu.
The Guardian'ın aktarımına göre hibenin önemli bir kısmı Birleşik Krallık'taki Just Stop Oil ve Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) gibi radikal hareketlere gitti.
CEF'in bazı üyeleri sosyal medyada Just Stop Oil'in galeri protestolarını eleştirse de vakıf kurumsal olarak bunları desteklediği görülüyor. The Telegraph'a göre vakıf yönetimi bu eylemlerden "gurur duyduklarını" söylüyor:
Bir tabloya çorba atmaktan daha yıkıcı bir iklim eylemi fikriniz var mı? Bunu finanse etmekle ilgileniyoruz.
Bu durum, petrol şirketiyle ilişkili olduğu anlamına gelir mi?
Kısacası, Just Stop Oil'i petrol gelirleriyle ilişkilendiren iddialar, Getty'nin bağışlarıyla kurulan CEF'ten finansal destek almasına dayanıyor. Hareketin internet sitesine göre bu destekler "yemek, konaklama ve seyahat masrafları" için kullanılıyor.
Aileen Getty, Getty ailesinin 1942'de kurulan petrol şirketi aracılığıyla edindiği 5,4 milyar dolarlık servetin birkaç mirasçısından biri. 2000'li yılların başında satılan şirket artık faaliyetlerine devam etmiyor.
Mirasçının 2012'de Aileen Getty Vakfı adlı bir dernek kurduğu da biliniyor. Bu vakfın amacı da internet sitesinde şöyle özetleniyor:
Yenilikler, koruma çabaları ve nezaket yoluyla çevreyi, toplulukların ve bireylerin yaşamlarını iyileştiren yerel ve küresel organizasyonları ve girişimleri desteklemek.
"Ölmüş dedesinin günahlarından o mu sorumlu?"
Öte yandan, Jerusalem Post'un aktardığına göre kamuya açık kayıtlar, Getty'nin herhangi bir petrol girişimine yatırım yapmadığını gösteriyor.
Gazetede yayımlanan Shira Silkoff imzalı analizde, "Aileen Getty'nin petrol endüstrisiyle halen aktif bağlantıları olup olmadığı sorgulanıyor" ifadeleri yer alıyor:
Ancak Getty, kamuya açık hiçbir kaydı bulunamayacak kadar gizli petrol girişimlerine yatırım yapmıyorsa, bunun tam tersi doğru gibi görünüyor.
65 yaşındaki Getty'nin iklim aktivizmine katkıları medyada geniş yer bulunda CEF'ten de konuyla ilgili açıklama geldi. Twitter'da yapılan açıklamada, Getty'ye karşı "çok fazla nefret örgütlendiği" yazıldı:
Kendinize sorun: Onun yerinde olsaydınız, paranızı iyilik için nasıl kullanırdınız? Bir insan, ölmüş dedesinin günahlarından sorumlu tutulur mu?
Aileen's answer has been to become a philanthropic leader, in housing, HIV/AIDs, and disruptive climate activism. She co-founded Climate Emergency Fund and has donated over a million dollars to brave climate activists. We don't tell them what to do. We support them.
— Climate Emergency Fund (@ClimateEFund) October 15, 2022
Açıklama, "Aileen, barınma, HIV ve radikal iklim aktivizmi konularında hayırsever bir lider" diye devam etti:
İklim Acil Durum Fonu'nun kurucu ortağı ve cesur iklim aktivistlerine bir milyon doların üzerinde bağışta bulundu. Aktivistlere ne yapacaklarını biz söylemiyoruz. Onları destekliyoruz.
Getty de daha önce iklim aktivistlerine yaptığı bağışlarla ilgili şunları söylemişti:
Kaynaklarım petrolden gelmiş olsun ya da olmasın, aciliyet hissediyorum ve sahip olduğunuz her türlü kaynağı vermek bir ayrıcalık.
© The Independentturkish