İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale, Türkiye’de cari açığın enerjide dışa bağımlılıktan değil, birim enerjiyle en yüksek değeri üretememekten kaynaklandığını belirtti, nükleer enerji üretiminden yana olmalarına rağmen Akkuyu NGS’deki modele karşı olduklarını söyledi.
Dünya gazetesinden Mehmet Kara’nın sorularını yanıtlayan Özlale, iktidara geldiklerinde sanayide ve ticarette enerji verimlilik artıcı politikalar izleyeceklerini ve bunun için de teşvikler vereceklerini dile getirdi.
Özlale'nin açıklamalarının bir kısmı şu şekilde:
Sizce Türkiye’nin enerjideki en önemli problemi nedir?
Enerjideki en önemli problem arz güvenliğinin sağlanmaması. Bir başka problem de enerji maliyetleri. Türkiye enerjide oldukça dışa bağımlı bir ülke. Özellikle petrol ve doğal gazda çok fazla dışa bağlıyız.
Arz güvenliğinden kastınız?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Burada uzun dönemli stratejik planlar yapılmamış. Özellikle pandemi sürecinde doğal gaz boru hattı anlaşmalarının yenilenmemesi, çok uygun fiyatlarla yenilenmemesi, yenilenebilir enerji politikasının çok iyi çizilmemesi, nükleerle ilgili ya da kömürle ilgili çok net bir duruşun sergilenmemesi, enerji arz güvenliğinin en temel problem olarak karşımıza çıkmasına yol açtı.
Enerji maliyetleri?
Türkiye, Enerji Bakanı’nın söylediği gibi oldukça sübvanse edilmiş bir enerji kullanıyor. BOTAŞ’ın rekor derecede görev zararı yazmasının arkasındaki sebeplerden bir tanesi bu. Ama bu sübvanse edilmiş enerji fiyatları bile bize çok pahalı geliyor. Çünkü fakirleşiyoruz.
İktidarınızda enerji problemlerini nasıl çözeceksiniz?
Hem sanayide, hem ticarette, hem enerjide verimlilik arttırıcı politikalar izleyeceğiz. Enerji verimliliğini arttırmak için bunlarla ilgili teşvikler vereceğiz, ilk önce bu. Çünkü enerjide dışa bağımlı bir ülkeysek eğer, zaten bunu verimli kullanmamız için hazır bir gerekçemiz var.
Şu anda verimlilik teşviki yok mu?
Türkiye’deki bütün teşviklerin nerdeyse hiç etki analizi yapılmıyor. Oysa siz her türlü teşvikin etki analizi yaparak ve bunun etkili olup olmadığını ölçerbilirsiniz. Türkiye çok uzun zamandan beri dağıttığı kamu kaynaklarının etki analizini yapmıyor. Dolayısıyla biz şimdi bu enerji verimliliğinde belli teşvikler veriyoruz. Peki bunun etkisi ne olmuş? Siz bununla ilgili bir rapor duydunuz mu, rapor gördünüz mü? Ben görmedim.
Siz nasıl çözeceksiniz?
Eskiden Enerji Bakanlığı ile beraber çalışan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) vardı. DPT, Türkiye’nin yatırım programlarını tasarlayan çok ciddi bir kurumdu. Türkiye için önemli yatırım stratejilerini belirler, yatırım programlarını yapardı, bunun için kaynakların nasıl ayrılması gerektiğini söylerdi. Bir bakıma politikanın aklıydı. Biz o aklı kaybettik. O yüzden fahiş hatalar yapabiliyoruz.
Ne tür hatalar bunlar?
Mesela doğalgaz ve boru hattı anlaşmalarında orta-uzun vadeli sözleşmeleri yenilemek yerine tamamıyla spot LNG piyasasının inisiyatifine kalmak böyle hatalardan biriydi. Akkuyu Nükleer Santrali projesi de fahiş hatalardan bir diğeri. Nükleere karşı değiliz, fakat Akkuyu modeline karşıyız. Bunun çok temel bir sebebi var. Bir, teknoloji yeni değil, üzerinde soru işaretleri olan bir teknoloji. İki bu teknolojiyi (Ruslar) bizimle paylaşmıyor. Üçüncüsü fiyatlar çok yüksek. Dördüncüsü öyle bir anlaşma ki, Rusya bizim ülkemizde ürettiği elektriği bize ihraç ediyor gibi.
Akkuyu modeline karşıysanız sizin öneriniz ne?
Dünyada son dönemde geliştirilen ve bizim dikkatle takip ettiğimiz küçük nükleer reaktörler var. Bunlarda heyecan verici gelişmeler oluyor ve Türkiye’nin enerji problemini önemli ölçüde hafifl etecek bir potansiyele sahip. Ama ülkemizde bu konuda yeterince çalışma yapılmıyor.
Söyleşinin tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz
Dünya