Buraya kadınlar köyü diyorlar, ancak bu isim tam olarak doğru değil.
Çalışma yaşındaki bir avuç yetişkin erkeğe ek olarak, genç oğlanlar ve yaşlılar da var. Ancak yetkililer, kocalarının, kardeşlerinin ve oğullarının ABD’de iş aramak için bıraktığı düzinelerce kadının La Cumbre’deki nüfusun en az yüzde 75’ini oluşturduğunu söylüyor. Her gün daha fazlası yola çıkıyor, ilk durakları tepelerin üzerinde mücevher bir kolye gibi parıldayan Motagua nehri üzerindeki Guatemala sınırı.
Kahve plantasyonlarında hayat hiçbir zaman kolay olmamıştı. Ancak son yıllarda, köylüler yeni bir zorlukla sarsıldı: İklim değişikliği. Yerel halk düzgün bir hasat kaldıracak kadar yağışı son on yıldır alamadıklarını söylüyor. Hızla yayılan mantarlar ve düşük kahve çekirdeği fiyatlarıyla beraber bu durum birçoğunun sınırını zorluyor. Binlerce kişi, "çakal" denen insan kaçakçılarının ABD'ye gidiş ücreti olarak talep ettiği 5 bin doları (yaklaşık 28 bin TL) ödemek için borçlandı. Bu ücretin üç deneme için iyi bir fiyat olduğu söyleniyor.
Trascerros (San Pedro Sula'nın yaklaşık 100 kilometre batısında, La Cumbre'nin de dahil olduğu bölge) belediye başkan yardımcısı Vincente Madrid Norrriega, bölgenin toplam nüfusunun son birkaç yılda 10 binden 7 bine düştüğünü tahmin ediyor. La Cumbre'nin nüfusuysa 2012 yılındaki 700 kişiden 450'ye düştü.
Şehrin zarif merkezindeki ofisinde oturarak, “Göç her zaman vardı ancak son iki yılda gerçekten de arttı” diyor ve ekliyor:
Endişeliyiz. Bu bölgede insanlarımız olmadan yapamayız.
Nüfusun yüzde 30'unun ani ayrılışının etkisi büyük oldu.
İşletmeler kapandı, dükkanlar kepenk indirdi. “Geçen yıl 52 öğretmenimiz vardı. Şimdi 22'ye düştü. Bunun nedeniyse daha az öğrencimiz olması.”
Göç etkisini başka alanlarda da hissettirdi. Ebeveynler, çocukları gideceklerini söylediğinde üzülüyor, önlerindeki tehlikeli ve bazen ölümcül olabilen yolu düşünerek korkuyor.
İnsanlar artık arkadaşlarını göremediği için üzülüyor. İş sahipleri iflas edenlerin arasına katılmaktan korkuyor. Genel bir huzursuzluk hissi kasabayı sarmış durumda.
Ayrılanlardan yaklaşık 200'ü gönüllü olarak ya da sınır dışı edilerek Trascerros çevresine geri döndü. 2018 yılında, ICE olarak bilinen ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Ajansı, 28 bin 894 Honduraslıyı sınırdışı etti. Bu sayı günde 80 kişiye tekabül ediyor.
Norrriega “Hükümet şehri terk etti. Yıllardır onlardan yol inşa etmelerini istiyoruz, ancak yardım etmek istemiyorlar” diyor.
Honduras, Orta Amerika'daki göç krizinin tam merkezinde kalıyor. Geçen yıl ABD'nin güney sınırına varan insan kervanlarında El Salvador ve Guetamalalılara ek olarak ezici çoğunluğu 10 milyon nüfuslu bu ülkenin vatandaşları oluşturuyordu.
Yeniden seçilme stratejisinin merkezinde ırkı bir yem olarak kullanıp sert bir göçmen karşıtı politika sürdüren Donald Trump, bu göçü bir “istila” olarak nitelendirmiş ve Honduras halkını Twitter üzerinden “ordumuz sizi bekliyor” diye uyarmıştı.
Bu tür sözler, ekonomik sorunların, yerel çete şiddetinin kol gezdiği, gençler için hiçbir fırsat bulunmayan bölgelerden ayrılan kişiler üzerinde hiç de caydırıcı olmadı.
Ülkenin bu kısmının geliri her zaman için kahveye bağlıydı ancak artık bunu sağlamaları mümkün değil.
İlk olarak 6 yıl önce, kahveyi mantar salgını vurmuştu, daha sonra 2016 yılında kahve çekirdeklerinin piyasa fiyatı 2006'dan bu yana en düşük seviyesini gördü. Sektördeki uzmanlara göre bu özellikle de Brezilya gibi ülkelerde düşük kaliteli kahve çekirdeklerinin aşırı üretilmesinin bir sonucuydu.
Şimdi, insanlar aynı zamanda aşırı hava koşullarına karşı koymak zorunda.
Norrriega, 9 yıldır hava düzeninin değiştiğini, dolayısıyla çekirdeklerin tamamen olgunlaşması için yeterince yağmur olmadığını ve sert kaldıklarını söylüyor. Artık çiftçilerin, satmaya götürdükleri bir çuvalı doldurmak için normalde gerekenden iki kat fazla kahve çekirdeğine ihtiyacı var. Norriega “Bunun adı iklim değişikliği. İnsanlar bu konuda çok konuşuyor” diyor.
Şehrin yukarısındaki gölgeli bir terasta, 40 yaşındaki kahve çiftçisi Jorge Ardon, çekirdeklerin yeterince su almadığında nasıl göründüklerini gösteriyor, sert ve kartlaşarak buruşmuş haldeler.
Ardon, yağışlardaki düşüşün sebeplerinden birinin onlarca yıl önceki ağaç kesimleri olduğuna inanıyor. “Bir diğer etkense iklim değişikliği” diye ekliyor.
İnsanların yüzde 100'ünün bağlı olduğu” sektörde beklenmeyen bir etkense daha önce çeteciliğin olmadığı kasabada çete faaliyetlerinin eşi görülmemiş artışı. (...) Haraç kesmeye çalışan gruplar var. Bu sadece son birkaç yıldır oluyor
ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın 2017 tarihli bir raporunda “iklim değişkenliğinin etkileri Honduras'ta kendisini şimdiden hissettiriyor” denmişti. Raporda, bu durumun “şiddetli gıda güvensizliğini, yetersiz beslenmeyi ve hazır olmayan kentsel alanlara kitlesel göçü” tetiklediği söylenmişti.
İklim değişikliği ve aşırı hava koşullarıyla ortaya çıkan sorunlar Trascerros'a ya da Honduras'a özgü değil. Honduras'ın batısında, Güney Meksika'dan Panama'ya kadar uzanan “kurak koridorun” bir parçası ve yağış yetersizliğinin önüne geçmeye çalışan birden fazla uluslararası girişimin odak noktası olan Lempira'da, binlerce çiftliğin kapandığı bildirildi. Başka bir iş bulamayınca, çok sayıda insan göç etti.
Geçen yıl, Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir raporda, Orta Amerika'da kahve yetiştirmeye uygun toprak miktarının 2050 yılına kadar yüzde 40 oranında düşebileceği ve 1,4 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kalabileceği belirtildi. Wageningen Üniversitesi'ndeki Hollandalı gıda güvenliği araştırmacılarına göre, Honduras'ta kahve endüstrisinde yaklaşık 1 milyon insan çalışıyor.
Dünya Bankası raporunda, “İklim göçü tecritte gerçekleşmeyecek, alt bölgelerde de ekonomik, sosyal ya da çevresel nedenlerden kaynaklanan iç göçlerin sayısında belirgin bir artış görülecek” dendi.
Austin'de bulunan Teksas Üniversitesi'ndeki Meksika Güvenlik Girişimi direktörü Stephanie Leutert, kervanlara katılan göçmenlerle görüşüp nereden geldiklerine dair veri topluyor. Lautert, birçoğunun göç etme nedeni olarak öngöremedikleri hava koşullarından bahsettiğini söyledi. “İklim değişikliği hakkında bir vergiymiş gibi konuşuyorlar” diye belirtti.
Lautert, ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza Ajansı tarafından yayınlanan verilere göre, ABD-Meksika sınırında yetkililer tarafından alıkonan kişiler arasında Honduras'ın kahve üretim bölgesi Lempira'dan gelenlerin sayısının 2017'den 2018'e iki kattan fazla arttığını belirtti. Topraktan geçimini sağlayamayan başkalarıysa Tegucigalpa gibi şehirlere taşınıyor.
La Cumbre'ye yalnızca tekerlek izleriyle işaretlenmiş sarsıntılı bir patikadan ulaşılabiliyor. Kasabaya katedralleri anımsatan bir sessizlik hakim. Çok az trafik var, neredeyse hiç hareket yok. Bu bölgedeki yerleşimlere özgü görülen hareketlilik burada mevcut değil. Birçok ev boş, evlerin kapılarıysa kilitli. Kasabanın küçük kilisesinin ayinlerine birkaç sene öncesine göre çok daha az insan katılıyor.
Kocası bir yıl önce ayrılıp bir insan kaçakçısı yardımıyla ABD'ye gittiğinden beri, Marcia Elena Pineta, küçük dükkanlarını işletiyor ve 5, 7 ve 13 yaşlarındaki üç kızıyla ilgileniyor. Kocasıysa inşaatlarda çalışıyor ve eve para gönderiyor ancak hayat kolay değil.
Pineta, “Gitti çünkü burada çalışabilir ama fayda göremezsiniz. 'Aileme yardım etmek için oraya gidip çalışmam gerekiyor' demişti" diye konuşıyor en küçük kızı Roxanne dizinde otururken.
Her gün kocasıyla WhatsApp üzerinden konuştuğunu söylüyor, ama bu yan yana olmak gibi hissettirmiyor. Kocasının Amerika Birleşik Devletleri'ndeki hayatı da kolay değil.
“Orada ne kadar kalacağı hakkında konuşmuyoruz. Bu Tanrı'ya bağlı.” diyor Pineta. “Gerçekten çok zor ama Tanrı'nın yardımıyla devam ediyorsunuz işte. Ahali artık çok farklı hissediyor. İnsanların ayrılmayı bırakacağını sanmıyorum” diye ekliyor.
Başka bir kadın, Antonia Reaz, kocasının 14 yaşındaki oğluyla beraber iki hafta önce ayrıldığını söyledi. Köydekiler yanlarında bir çocuğun olmasının sınırda durduruldukları takdirde ABD'ye giriş izni alma şansını artırdığını düşünüyor.
Kadının kocası ve oğlu neredeyse anında gözaltına alınmış. Oğlu Madondo Lopez'in fotoğrafını tutarken ağlıyor; fotoğrafta birkaç yıl önce altıncı sınıftan mezun olan oğlu parlak bir gülümsemeyle bakıyor. Onlardan haber almadığını ve endişeden kıvrandığını söylüyor.
Her nasılsa, üç kızına bakmanın bir yolunu bulmak zorunda. Gözleri zemine dalmış vaziyette, “Şu sırada, tüm sorumluluk benim üzerime yığıldı, çünkü gitti o” diyor.
“Başta onun gitmesini istemedim. Dedim ki: 'Orada akrabamız yok.' Ama sonra bazı akrabalarımız oraya ulaştı, biz de bu kararı aldık” diye ekliyor.
ABD’ye gitmek isteyip istemediği sorulduğunda anında cevaplıyor:
Ben gitmek istemiyorum. Bu benim rüyam değil.
56 yaşındaki Freddie Vasquez, La Cumbre'de çalışma yaşındaki az sayıdaki erkek arasında ve La Cumbre’den ayrılmayı düşünüyor. Evli ve altısı erkek ikisi kız olmak üzere sekiz çocuğu var. Bazıları Guatemala'da çalışıyor.
“ABD'ye giderseniz, arazi veya sığır satın almak için para kazanabilirsiniz" diyor ve ekliyor:
Fakat orada birçok zorluk var; eğer odağını kaybedersen, yolunu da kaybedebilirsin.
Vasquez ve diğer köylüler, La Cumbre’nin çarpıcı biçimde değiştiğini söylüyor. Okulda daha az oğlan var. Artık ailenin topraklarından sorumlu olan kadınlar, daha önce eşleri ya da akrabaları tarafından yürütülen işleri yaptırmak için erkeklere ödeme yapmak zorunda.
Köyün görünüşü de değişti. Akrabaları Amerika'ya varıp para gönderebilen ailelerin evlerini ayırt etmekse kolay. Taze boyaları, yeni kapıları, hatta yeni odaları var. Bu aileler daha iyi yemek yiyor.
En güzel evlerden biri de Belsis Lopez'in evi. Kocası, 2016 yazında erkek kardeşiyle beraber ABD'ye gitmiş, bugünse bu köyden birçok erkeğin yerleştiği bir eyalette yaşıyor. Çatı inşaatlarında çalışıyor ve eve düzenli olarak para gönderiyor, Lopez'in evi onarabilmesini sağlayan şey bu.
Ancak Belsis üç çocuğunun da -12 ve 17 yaşlarındaki iki kızının ve 14 yaşındaki bir oğlunun- babalarının yanlarında olmasını tercih edeceğini söylüyor.
Parlak renklere boyanmış evlerinin dışında dururken sessizce, “Her gün onunla konuşuyorum. Dönmesi gerekiyor” diyor. “Ekonomik durum yüzünden gitti, ama ben burada olmasını yeğlerdim” diye ekliyor.
La Cumbre’de bulunan Paulo Cerrato’dan da yararlanılmıştır
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/world/americas
Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk
© The Independent