ABD, Sovyetler Birliği'nin "radyasyon saldırılarını" 9 yıl boyunca çalışanlarından saklamış

Washington'ın Rusya Büyükelçisi Stoessel'in ölümü de gizlenmiş

"Moskova sinyali" ortaya çıktığı dönemde büyük tartışma yaratmıştı (TASS)

ABD'nin 1970'lerde Moskova'daki büyükelçiliğine Sovyetler Birliği'nin radyasyon sinyali gönderdiğinden şüphelendiği ve bunu çalışanlardan 9 yıl boyunca sakladığı ortaya çıktı.

George Washington Üniversitesi'nin kampüsünde yer alan, kâr amacı gütmeyen araştırma kurumu Ulusal Güvenlik Arşivi'nin (National Security Archive) elde ettiği belgelerde, ABD'nin "Moskova sinyali" adını verdiği radyasyon dalgalarıyla ilgili endişeleri ve buna dair bilgileri örtbas etme çalışmaları gün yüzüne çıktı.

Belgelere göre bununla ilgili ilk yazışma 1967'de yapıldı.

Kayıtlarda, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk'ın, Sovyetler Birliği'ndeki mevkidaşı Andrey Gromiko'ya Moskova'daki büyükelçilik binasını hedef alan bir elektromanyetik sinyalden bahsettiği görülüyor.

Rusk, binada radyasyon tespit edildiğini savunurken, Gromiko konuyla ilgileneceğini söylemesine rağmen herhangi bir değişiklik yaşanmıyor.

Aralık 1975'te dönemin ABD Başkanı Gerald Ford ve Sovyet lider Leonid Brejnev arasındaki bir yazışma, durumun daha da kötüleştiğine işaret ediyor.

Ford, Sovyet lidere mektubunda şu ifadelere yer veriyor:

Tıp yetkililerimizin görüşüne göre bu dalgalar, büyükelçilik binasında yaşayan ve çalışan Amerikan ailelerin sağlığını etkileyecek düzeyde radyasyona yol açtı.

ABD Başkanı, daha sonra adını paylaşmadan bir diplomatın hayatını kaybettiğini de söylüyor.

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian'ın belgelere dair haberinde, Ford'un yüksek ihtimalle ABD'nin Rusya Büyükelçisi Walter J. Stoessel Jr.'dan bahsettiği belirtildi.

Stoessel, bu dönemde lösemiye yakalanmış ve 10 yıl sonra hastalıktan hayatını kaybetmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Brejnev ise Ford'a yanıtında binayı etkileyen elektromanyetik alanın çevredeki sanayilerden kaynaklandığını savunuyor.

Guardian'ın aktardığına göre ABD yönetimi, tüm endişelerine rağmen durumu elçilik çalışanlarıyla paylaşmadı ve Stoessel'in ölümünü gizli tuttu.

Ford'dan sonra ABD'nin 37. Başkanı olan Richard Nixon da aynı örtbas politikasını izledi.

Elçilik çalışanları yaşananları ancak 1976'da öğrendi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın o dönem gönderdiği bir telgrafta, elçilik çalışanlarının ailelerinin ya da hamilelerin test yaptırmak için binadan bir an evvel tahliye edilmesi istendi. 

ABD'li yetkililer, büyükelçilik binasını hedef aldığını öne sürdükleri bu radyasyonun iki amacı olabileceğini düşünüyordu. Buna göre Sovyetler, elçilikteki elektronik istihbarat cihazlarını bozmayı veya binaya yerleştirdikleri dinleme cihazlarını aktif hale getirmeyi hedefliyordu.

1964'te yenileme amacıyla elçilik binası yıkıldığında, duvarların içine yerleştirilmiş onlarca mikrofon ortaya çıkmıştı.
 


"Havana sendromu"

Ortaya çıkan belgeler, ABD'nin "Havana sendromu" iddialarına tarihsel bir bağlam da kazandırıyor.

Sendrom, ilk olarak 2016'da Küba'daki ABD'li ve Kanadalı diplomatların yoğun baş ağrısı, mide bulantısı ve çınlama gibi şikayetleriyle gündeme gelmişti. Bu tarihten sonra Avustralya, Çin, Kolombiya, Almanya ve Rusya'da görev yapan istihbarat yetkilileri ve diplomatlar da benzer semptomlar yaşadıklarını bildirmişti.

Bazı yetkililer ABD'li diplomat ve istihbarat görevlilerinin Rusya ve Çin gibi ülkelerin "enerji saldırısına" uğradığını, bu yüzden söz konusu semptomları yaşadığını iddia etmişti. Fakat şimdiye kadar bu iddiaları destekleyebilecek hiçbir kanıt bulunamadı.

CIA Direktörü William J. Burns ise ocaktaki açıklamasında semptomların yabancı devletlerin saldırılarından değil, tanı konmamış rahatsızlıklardan ve stresten kaynaklanabileceğini söylemişti.



Independent Türkçe, Guardian, New York Times

DAHA FAZLA HABER OKU