Türkiye, İran ve Rusya'ya rağmen Suriye'ye yeni bir operasyon düzenler mi?

Tahran'daki üçlü zirveden sonra Suriye'ye yönelik operasyon tekrar gündemde. ABD, İran ve Rusya'ya rağmen askeri harekat gerçekleşir mi bilinmez. Ancak stratejistler bir süre ertelense de Ankara'nın operasyonu gerçekleştireceği görüşünde

Türkiye'nin olası yeni Suriye operasyonu tekrar gündemde / Fotoğraf: AA

Suriye'de ateşkesin garantörü olan Türkiye, Rusya ve İran liderleri, iki yıllık bir aranın ardından dün ilk kez Tahran'da bir araya geldiler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi arasında gerçekleşen "Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı"nın resmi ana gündem maddesi Suriye'ydi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Toplantının ardından yapılan ortak açıklamada, son uluslararası ve bölgesel gelişmelerin ele alındığı ve Astana sürecinin, Suriye krizinin barışçıl ve sürdürülebilir çözümündeki öncü rolüne vurgu yapıldı.

Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli bağlılıklarını vurguladıklarına yer verilen açıklamada, liderlerin, bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir eylemin söz konusu ilkeleri zayıflatmaması gerektiği kaydedildi.

Zirve bitti tartışma bitmedi

Üçlü zirve bitti ancak tartışmalar sürüyor. Tartışma konusuysa Ankara'nın olası Suriye operasyonu için gerekli desteği alamadığı oldu.

Geçtiğimiz mayıs ayında Suriye'ye yönelik yeni bir operasyonun sinyalini veren Erdoğan, Tel Rıfat ve Münbiç'in terör yatağı haline geldiğini, milli güvenliklerine kast eden şer odaklarını Suriye'den söküp atmakta kararlı olduklarını bir kez daha yineledi. 

Ancak İran ve Rusya, tek çözüm yolunun diplomasi olduğunu ve askeri müdahalenin sorunu artıracağı görüşünde. ABD'nin tavrı ise baştan belli.

 

Tahran'da üçlü zirve / Fotoğraf: AA
Tahran'da üçlü zirve / Fotoğraf: AA

 

Bir başka deyişle birbiriyle hiç geçinemeyen ABD, İran ve Rusya, Suriye'ye düzenlenecek operasyona karşı duruyor.

Unutmamak gerekir ki Türkiye, daha önce birçok ülkenin karşı olmasına rağmen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi askeri harekatlar düzenlemiş bir ülke.

Peki Ankara, sözkonusu ülkelere rağmen bir kez daha Suriye'nin kuzeyine askeri operasyon düzenleyebilir mi?

Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulunan stratejistler, bir süre gecikse de Türkiye'nin operasyonu gerçekleştireceği görüşünde.

"Suriye Türkiye için hayati önem arz eden bir konu"

Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı ve Emekli General Doç. Dr. Güray Alpar, Suriye meselesinin Türkiye için hayati öneme haiz bir konu olduğunu söyledi.

Hayati önem arz eden konularda ilk başta uluslararası desteğin alınmasının normal olduğunu ifade eden Doç. Dr. Alpar, "Olası bir harekata girişmeden önce bölgedeki ülkelerle bir konsensuse varmak ve uluslararası alanda destek almak gerekir ama bu tek şart ve koşul değildir" diye konuştu.

 

Güray Alpar
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı ve Emekli General Doç. Dr. Güray Alpar,  / Fotoğraf: SDE

 

Türkiye'ye yönelik saldırıların bitmediğini ve uluslararası hukukun da buna müdahale imkanı verdiğini kaydeden Alpar, "Belli bir aşamadan sonra operasyon için izin almaya gerek kalmaz, çünkü hem BM hem de uluslararası yasa ve hukuka göre harekat yapabilir. Türkiye nezaketen böyle bir izni almak için gerekli koordineyi yapmaya çalışıyor ama belli bir aşamadan sonra tehlike devam eder ve derecesi yükselirse bir anda harekatı gerçekleştirebileceğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"Tahran zirvesi Cidde'ye cevap niteliğindeydi"

Savunma ve strateji uzmanı Prof. Dr. Esat Arslan ise ABD Başkanı Joe Biden'in Suudi Arabistan'ın Cidde kentindeki toplantısında "ABD Ortadoğu'dan çekip gitmeyecek. Bölgede Çin, Rusya ve İran'ın dolduracağı bir boşluk bırakmayacağız" sözlerine dikkati çekti.

Erdoğan, Reisi ve Putin'in Tahran buluşmasına önemine değinen Prof. Dr. Arslan, "Astana süreci görüntüsü altındaki Tahran toplantısı Cidde'ye bir cevap niteliğindeydi. İki toplantıyı karşılıklı bir meydan okuma ve cevap şeklinde okumak gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Arslan'a göre Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun Rus birliklerini denetlemek için ikinci kez Ukrayna'daki hareket bölgesine gitmesi ve Putin'in Kiev yönetimi için şartlarını 5'ten 3'e indirmesi, Moskova'nın biran evvel Ukrayna savaşı bitirip Ortadoğu'ya yönelmesinin bir göstergesi.

 

Esat Arslan
Savunma ve strateji uzmanı Prof. Dr. Esat Arslan / Fotoğraf: Twitter

 

"Türkiye, Tahran ve Moskova'ya rağmen harekatı yapar"

Ankara'nın İran ve Rusya'ya rağmen harekatı düzenlemekte kararlı olduğunun altını çizen Arslan, "Ancak Türkiye'nin düzenleyeceği harekat bölgesinde Fatimiyyun ve Zeynebiyyun silahlı örgütlerin hakim olduğu Nubul ve El-Zehra adlı iki bölge ön plana çıkıyor. Zannediyorum ki İran, Türkiye'den bu bölgelere girmeme sözü aldı. Sözkonusu bölgenin etrafından dolaşarak harekatını icra edecek" dedi ve ekledi:
 

Suriye karışık bir bölge ve kimin eli kimin cebinde belli değil.

Suriye PKK'sı Türkye'nin harekat yapacağını ve hedefin kendisi olduğunu öğrenince ilk yaptığı şey rejimi davet etmek oldu ve sınır boyunca Suriye bayraklarını asmak oldu.

Gördüğüm kadarıyla Türkiye bu operasyonu yapmakta kararlı. Operasyonu yapmayacak da ne yapacak? Daha ne kadar bekleyebilir ki, bıçak kemiği geçti.

Dolayısıyla hayatiyet ve beka bakımından askeri operasyonun mutlaka olacağını öngörüyorum.


"Koordinasyon sağlanması önemli"

Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, İran, Türkiye ve Rusya'nın imzaladığı sonuç metnine bakıldığında Suriye'ye dönük bir sınır operasyonuna karşı bir duruşun olduğunun anlaşıldığını söyledi.

Moskova ve Tahran yönetiminin operasyonuna karşı olduğunun bilindiğini ve sonuçlarından ötürü Ankara'ya kaygılı olduklarını ilettiklerini aktaran Orhan, "ABD başta olmak üzere Batı'nın da karşı olduğunu düşündüğümüz zaman Ankara'nın operasyon karşısındaki niyetini bir kez daha gözden geçirmesi gerektiren bir durum ortaya çıktı" dedi.

 

Oytun Orhan
Ortadoğu Araştırmalar Merkezi Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan / Fotoğraf: ORSAM

 

Olası bir operasyonda İran'dan ziyade Rusya'nın tavrının önemli olduğuna vurgu yapan Orhan, şunları söyledi:
 

Çünkü hem Suriye hava sahasını kullanma hem de bölgedeki Rus askeri varlığı düşünüldüğünde Moskova ile koordinasyonun sağlanması önem arz ediyor.

Bölgede İran'ın doğrudan bir askeri varlığı yok, sadece Tahranı destekleyen milisler var ve bu operasyonu etkileyici bir faktör değil.

Daha önceki operasyonlarda Putin-Erdoğan arasında yapılan liderler diplomasisi neticesinde bir mutabakat sağlanıyordu.

Ancak bu sefer Rusya'nın İran'ı yanına alarak Ankara'ya geri adım attırmaya çalıştığı gözüküyor.


"Operasyon planı rafa kalkmadı"

Ankara'nın her şeye rağmen operasyonu gerçekleştirmesine bir süreç yönetimi şeklinde değerlendirmek gerektiğine değinen Orhan, itirazlar neticesinde sözkonusu operasyonun bir süre ertelenmesinin mümkün olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
 

En nihayetinde bu bir kriz yönetimi ve Türkiye baskıyı artırarak süreç içerisinde şartların da değişmesine paralel olarak operasyonu gerçekleştireceğini düşünüyorum.

Ancak şu anki şartlar henüz bir operasyon için uygun değil gibi gözüküyor. Bu Türkiye'nin baskısını sona erdireceği, operasyon planlarının rafa kalkacağı anlamına gelmiyor.

Bunu biraz geçmişteki ABD-Türkiye arasındaki Minbiç meselesine benzetebiliriz. Benzer süreç Rusya ile yaşanacaktır diye düşünüyorum.

Sonuç itibariyle Türkiye'nin operasyonu yapacağını ama şu anki şartlar itibariyle biraz ertelemeyi gerektirebilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU