Kays Said, Arap Baharı'nda demokrasiye geçen tek devlet olan Tunus'u yeniden diktatörlüğe götürüyor

Memet Aksakal Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AP

Tunus Devlet başkanı Kays Said, hazırlattığı yeni anayasayı 25 Temmuz'da referanduma götürme hazırlığında.

Geçen nisan ayında aralarında Müslüman Kardeşler yanlısı Nahda Partisi'nin de olduğu beş siyasi parti ve bağımsız siyasetçiler tarafından kurulan Ulusal Kurtuluş Cephesi adlı muhalefet grubunun lideri Ahmed Necib Çebbi, pazartesi günü yaptığı açıklamada, halkı Anayasa referandumunu boykot etmeye çağırdı. 

Düzenlediği basın toplantısında, Kays'ın hazırlattığı anayasa kabul edilirse Tunus'ta özgürlüklerin yok edileceğini söyleyen Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Nejib Çebbi, "Tunusluları Kays'ın yaptığı darbeyi meşrulaştırmayı amaçlayan bu Anayasaya aykırı yasadışı süreci boykot etmeye çağırıyoruz" dedi.

Tunus Devlet Başkanı Kays Said, eski anayasadaki eksikliklerin giderildiğini ve sistemin daha iyi işlemesi için yeni anayasanın yapıldığını söylüyor; ama Muhalefet, Said'in bu anayasa ile 2011 devriminden sonra geçilen sistemi lağvedip otokrasi ve tek adam rejimine yeniden kurmak istediğini savunuyor.

Tunus'ta Aralık 2010'da polisin el arabasına el koymasına kızan bir seyyar satıcının kendini yakması ile başlayıp ülke geneline yayılan ülkedeki işsizlik ve ekonomik sorunları protesto gösterileri, Ocak 2011'de 24 yıldır Tunus'u yöneten devlet başkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin BAE'ye kaçması ile sonuçlanmıştı. 

2014 Ocak ayında yeni anaysa kabul edildikten sonra Ekim 2014 ve Ekim 2019'da yapılan seçimler, ülkeye bir türlü istikrar getirmemişti. 

Ülkede Müslüman Kardeşler yanlısı Nahda Partisi ile laiklikler arasındaki çekişme kaynaklı siyasi sorunlar ve ekonomik sorunlar nedeni istikrarın bir türlü sağlanamaması üzerine, Tunus Devlet Başkanı Said, geçen yıl temmuz ayında Hişam Meşişi başkanlığındaki hükümeti görevden alındığını açıklayıp parlamentoyu askıya aldı ve tüm yetkileri kendi eline alıp ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı.

Said, Eylül 2021'de Necla Bouden'e yeni bir teknokrat hükümeti kurma görevi verdi ve bazı bakanların Said'e yakın kişilerden oluştuğu yeni hükümet Ekim 2021'de göreve başladı.

Muhalefet ve bazı Batılı ülkeler tarafından demokrasiye darbe olarak kabul edilen Said'in bu hamlesi, Tunus'un yeniden tek adam rejimine doğru götürüldüğü şeklinde değerlendiriliyor.

1995'ten 2019'a kadar Tunus Anayasa Hukuku Derneği'nin başkanlığını yapan ve emekli hukuk profesörü olan Said, Ekim 2019'da yapılan devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda yüzde 72,71 oy alarak devlet başkanı seçilmişti.

2019'daki seçim propagandası döneminde Said, bir Fas gazetesinde 12 Temmuz 2019'da yayınlanan bir röportajında, siyasi partiler ve meclis seçimleri dönemimin bittiğini, bu sistemin yanlış olduğunu, Anayasayı değiştirip mevcut parlamenter sistemin değişmesi gerektiğini söylemişti. 

Said, kafasındaki yeni sistemi anlatırken, milletvekillerinin siyasi partilerden değil yerel meclislerden kura ile seçilmesi gerektiğini ve siyasi partilerin ortadan kaldırılıp sadece devlet başkanlığı seçimlerin yapılması gerektiğini belirtmişti. 

Tunus'taki Muhalifler, Said'in geçen yıl yaptığı darbeyi önceden kafasında planladığı ve diktatörlük sistemini gerçekleştirmek için bilerek sorunların çözümünü ve Anayasa mahkemesi kurulmasını engellediğini ve ülkede yaşanan sorunları bahane ederek hükümeti devirdiğini söylüyorlar.

Said'in şu ana kadar yaptığı icraatlarına ve 25 Temmuz'da referanduma sunacağı anayasa taslağına bakınca, muhalefetin, Said'in 2019'da açıkladığı siyasi partilerin ve meclis seçimlerinin olmadığı, tek adam sistemini uygulamak istediği şeklindeki iddiasının hiç de haksız olmadığı görülüyor. 

Yargıyı tamamen emrine almak için geçen şubat ayında Tunus Yüksek Yargı Konseyi'ni lağveden Said, 1 Haziran'da da yolsuzluğa bulaşmış kişilerin gizlenmesi ve terör şüphelilerinin kovuşturulmasını aksatma iddiası ile 57 hakimi görevden aldı. Hakimler Said'in bu kararı üzerine grev kararı aldı. 

Tunus Genç Hakimler Derneği Başkanı Murad el-Mesudi, 21 Haziran'da yaptığı bir açıklamada, Said'in elinde bir liste olduğunu ve 25 Temmuz'da yapmak istediği anayasa referandumu sonrasında 400 yargıcı daha görevden alacağını ileri sürdü. 

El-Mesudi, Said'in yargıçalrı görevden almasının sebebinin kişisel emellerini gerçekleştirmek, siyasi muhaliflerinden intikam almak ve yargıçların geri kalanına baskı yapmak olduğunu, delil olmadığı için milletvekillerine hapis cezası vermeyi reddeden hakimlerin görevden alındığını belirtti.

Kays Said, 8 Temmuz'da yeni anayasa taslağını açıkladı ve 25 Temmuz'da referandum yapılacağını söyledi.

Said'in açıkladığı yeni anayasa taslağı, parlamenter sistemi bitirip Said'e sınırsız yetki ve ülkeyi kararnamelerle yönetme yetkisi veriyor.

Tunus muhalefeti ve sivil toplum örgütlerinin tepkisini çeken Said'in açıkladığı anayasa taslağı kabul edilirse, Tunus, 2011 devrimi öncesi tek adam rejimine geri gitmiş olacak.

Tunus'ta 2014'te kabul edilen anayasa, son seçimlerde birinci parti olarak meclise giren Tunus'un Müslüman Kardeşler partisi olarak bilinen Nahda ile laik kesimler arasında yapılan uzun pazarlıklar sonucu kabul edilmiş ve yürüme yetkisi, başbakan ile devlet başkanı arasında dengeyi sağlayacak şekilde paylaşılmıştı.

Said'in hazırlattığı ve sonradan değiştirip açıkladığı anaysa metni, yasama, yürütme ve yargıda tüm yetkiyi Said'e veriyor. 

Yeni anaysa taslağını hazırlamakla görevli komiteye başkanlık edip taslağın hazırlanmasını denetleyen ve 20 Haziran'da taslağı Kays Said'de sunan Tunuslu hukukçu Sadık Belaid, taslak metin açıklandıktan sonra yaptığı açıklamada "Bu metin, bizim sunduğumuz metinden farklı; bu taslak bizim hazırladığımız taslak değil. Bizim hazırladığımız taslağın bazı maddeleri diktatörlüğe yol açacak şekilde değiştirilmiş, biz bu metni kabul etmiyoruz, taslağa verdiğimiz desteği geri çekiyoruz" dedi. 

Said'in planlandığı şekilde yeni anayasa taslağı 25 Temmuz'da kabul edilirse, 17 Aralık'ta Meclis seçimleri yapılacak.

Kays Said, geçen nisan ayında yayımladığı bir kararname ile Tunus Yüksek Seçim Kurulu'nun üyelerini atamayı kendi yetkisine aldı.

Eski Tunus Devlet Başkanı Monsef Marzuki, Kays Said'in meşruiyetini kaybettiğini ve Said'in hazırlattığı yeni anayasanın kabul edilmesi durumunda, 17 Aralık'ta yapılması planlanan meclis seçimlerinde hile yapmak için Yüksek Seçim Kurulu'nu kendi kontrolüne aldığını söyledi. 

Marzuki, "Said'in bu kararnamesinin arkasında, diktatörlüğü ve otokrasiyi yeniden kurmak için herhangi bir seçim sürecini kontrol etmekten ve halk iradesini tahrip etmekten başka bir amacı yok, Said, birçok şehidin canına mal olan demokratik devlet sisteminin temellerini yıkıyor" demişti.

Tunus Yüksek Seçim Kurlu'nu kontrolüne alan Said, 13 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Tunus'ta yapılacak seçimlerde yabancı gözlemci kabul etmeyeceğini açıklamıştı.

Tunus'u kararnamelerle yöneten ve hazırlattığı yeni anayasa taslağı ile tek adamlığını yasal hale getirmek isteyen Kays Said, bir taraftan da ülkeyi diktatörlüğe götürecek yeni sistemini kabul etmeyen muhalif rakiplerini de seçime sokmamak için kendisinin emrindeki yargıçları kullanarak etkili muhaliflere siyaset yasağı getirmek istiyor. 

Tunus'ta bir mahkeme, 5 Temmuz'da aldığı bir kararla Kays'ın geçen yıl feshettiği Meclisin Başkanı olan ve İslamcı Müslüman Kardeşlerin partisi olarak bilinen Nahda'nın lideri olan Raşid Gannuşi ve iki aile üyesi ile eski Başbakan Hamadi Cebali ve iki kızının banka hesaplarını dondurdu.  

Daha önce aralarında Gannuşi'nin de bulunduğu 34 kişiye seyahat yasağı getirilmişti.

Muhalefetin kurduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib Çebbi, pazartesi günü başkent Tunus'ta düzenlediği basın toplantısında, başta Nahda lideri Raşid Gannuşi olmak üzere üst düzey muhalif siyasetçileri bastırmayı amaçlayan bir kampanyanın önümüzdeki dönemde gerçekleştirileceğini ve Gannuşi'nin 25 Temmuz'da Said'in planladığı anayasa referandumu öncesi tutuklanmasının planlandığını söyledi.

Dünya Kovid-19 pandemisi ve sonra da Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ile meşgulken, Tunus Devlet Başkanı Kays Said, ülkeyi adım adım tek adam rejimine doğru götürdü ve son adım olarak da 25 Temmuz'da tek adam Anayasasını referanduma götürüyor.

Biraz da Müslüman Kardeşler'in yönetime gelmesini istemedikleri için Batı dünyası, Tunus'ta yeniden bir diktatörlük kurulmasına şu ana kadar ciddi bir tepki vermedi.

Kays Said, Tunus'ta tam diktatörlüğünü kurabilecek mi yoksa son anda bir engel çıkacak mı, önümüzdeki haftalar da göreceğiz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU