Amerikalı dilbilimci ve tarihçi Noam Chomsky, Amerikan solunun popüler yayını Jacobin’e verdiği röportajda Harrison Samphir’in sorularını yanıtladı. Chomsky iklim değişikliği, ABD’nin Venezuela’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlar, ABD ve İran arasındaki gerginlik gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu.
“Tarihin en güçlü devletinin başında bir çete var”
Chomsky, ABD’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’nin (NOAA) sera gazı emisyonu seviyesinin değişmediği takdirde 2100’de deniz seviyesinin 2,5 metreden fazla yükselebileceği yönündeki değerlendirmesine dair, “Faciaları önlemek için bir şansımız var mı? Şüphesiz. Halihazırda iyi düşünülmüş ve mantıklı öneriler mevcut. Fakat önümüzdeki görev çok büyük ve yeteri kadar vakit yok” dedi.
Küresel ısınmanın yaratabileceği felakete dair yoksul ve korunmasız kesimlerin daha fazla etkilenebileceğini belirten Chomsky, “Ancak suçlulardan oluşan bir çete şeklinde tanımlanabilecek insanlık tarihinin en güçlü devletinin yönetimi, kendini uçuruma hevesle koşmaya adamış durumda” dedi.
Cumhuriyetçi Parti’nin küresel ısınmayı ciddi bir sorun olarak görmediğini belirten Chomsky, ekonomist Robert Pollin’in Yeşil Yeni Anlaşma’sını (Green New Deal) mantıklı bulduğunu ekledi.
“Varoluşsal krizle başedebilmek için büyük yapısal değişikliklere ihtiyaç var”
Noam Chomsky gaz salımı ve çevre kirliliğinden sorumlu şirketlerin çeşitli mekanizmalarla denetlenebileceğini ancak bunun sorunun çözümünde tek başına yeterli olmayabileceğini belirtti.
Buna ek olarak, “Varoluşsal krizle başedebilmek için büyük yapısal değişikliklere ihtiyaç var. Etkili bir toplu taşıma hizmetinin kurulması bunlardan yalnızca biri. Ayrıca karbonsuzlaştırma konusunda daha somut çabalar gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Somut çözümler için planlamanın dikkatle yapılması gerektiğinin altını çizen Amerikalı akademisyen, “Fransız sarı yelekliler sorunu açık biçimde ortaya koydu: ‘Fransız hükümeti dünyanın sonundan bahsediyor ancak biz ayın sonunu getiremeyebiliriz.' Yenilenebilir enerjiye geçiş daha yaşanabilir bir çevre yaratabilir ancak bu kaçınılmaz olarak çalışanların bir kısmını kötü etkileyecek” dedi.
“Venezuela’da çözüm için tek umut müzakere masasına oturmak”
Venezuela’da Hugo Chavez’in ölümünün ardından petrol fiyatlarının düştüğünü ve Nicolas Maduro hükümetinin uluslararası kredi piyasalarına yönelmek zorunda kaldığını söyleyen Chomsky, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların halihazırdaki krizi felakete dönüştürdüğünün altını çizdi.
Maduro hükümetinin de çok kötü ekonomik kararlar aldığını belirten Chomsky, “Bağırıp çağırmak kolay ancak çözüm için tek umut her iki tarafın bir araya gelerek geçiş hükümeti için müzakere yapması” dedi.
“Liberal medyanın en eleştirel kanadı dahi gerilimi yükseltiyor”
Harrison Samphir’in İran ve ABD arasındaki mevcut gerilimde ABD basınının tutumuna dair sorusunu, “Liberal medyanın en eleştirel kanadı dahi gerilimi yükseltiyor” diye yanıtlayan Chomsky, İran konusunda medyanın neredeyse bir refleks şeklinde ABD’nin söylemini benimsediğinin altını çizdi ve İran-ABD gerilimine ilişkin haber yapmanın uzun zamandır bir kalıbı olduğunu belirtti.
Chomsky, 2014 yılında yapılan bir kamuoyu anketinin sonucuna atıfta bulunarak insanların dünya barışını en çok tehdit ettiğini düşündüğü ülkenin ABD olduğunun altını çizdi ve buna özgür medyada yer verilmediğini söyledi.
İran ve ABD arasındaki nükleer anlaşma gerginliğine dair ise “Trump yönetimi anlaşmadan çekilerek ekonomiye zarar verdi ve vahşice yaptırımlar uygulayarak nüfusu cezalandırdı. İran, Avrupa Birliği’nin efendisinin emirleriyle arasına mesafe koyacağını umarak ilkin herhangi bir adım atmadı. Ancak AB bunu yapmakta başarısız olunca, İran nükleer programını yenilemek için hamleler yapmaya başladı” yorumunda bulundu.
Muhayyel İran nükleer tehdidini yatıştırmak için Ortadoğu’da nükleer silahların kullanılmayacağı bir serbest bölge (NWFZ) oluşturulabileceğini belirten Chomsky, “Bu fikir onlarca yıl Arap ülkeleri tarafından önerildi. İran da G-77’de güçlü biçimde savunmuştu. Fakat bu fikir ABD tarafından veto edilmişti. Bu, diğer taraftan İsrail’in büyük nükleer silah cephanesinin varlığını kabullenmek anlamına geliyor” dedi.
“Yarım yüzyıldır çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz”
ABD’nin küresel gücünün çoktandır azaldığını ifade eden Noam Chomsky, “Yarım yüzyıldır çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz. ABD artık basitçe askeri darbeler gerçekleştirip istediği gibi terör rejimi dayatamıyor. Hala ayakta olsa da ABD’nin kapasitesi azaldı” ifadelerini. kullandı. Askeri açıdan ABD’nin hâlâ dünyanın en büyük gücü olduğunu belirten Chomsky, ABD’nin dünya finansal sistemini etkin biçimde kullanarak ölümcül yaptırımlar uygulama olanağına sahip olduğunu ifade etti.
Chomsky, ABD egemenliğinin Trump’ın istikrarsız hamlelerine rağmen muhtemelen farklı bir biçimde devam edeceğini söyledi.
Independent Türkçe için derleyen: Esra Güngör
© The Independentturkish