Önce Moody’s, 18 banka, 11 şirket ve Türkiye’nin notunu düşürdü. Bir ay sonra ikinci not indirimi, Rusya’dan S-400 savunma sistemleri teslim edildiği gün Fitch Ratings’ten geldi. Kuruluş, Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyesinin iki basamak altında bulunan ve “spekülatif” olarak adlandırılan BB’den BB- seviyesine çekti.
ABD merkezli reyting kuruluşlarından Moody’s, indirime gerekçe olarak kırılganlık, Fitch Ratings ise Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasını gösterdi. Para piyasaları, karara büyük bir tepki vermedi. Geçen hafta 5,75 seviyesinde hareket eden dolar, Rusya’dan S-400 teslimi ve Fitch’in not kararı sonrasında 5,77’ye yükseldi. Haftanın ilk işlem gününe de 5,71 seviyesinden başladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Borçlanma maliyeti artar
Ancak uzmanlar, ilk etapta etkileri sınırlı kalsa da önümüzdeki aylarda not indirimlerinin, yurt dışından borçlanma maliyetlerine yansıyabileceği görüşünde. Beklenti, yarım puana kadar. Bu da örneğin 1 liralık bir maliyetin, yarım puan artması halinde 1,5’e çıkması, bu yolla da faizleri etkilemesi demek.
Göstergelere bakıldığında, ekonomi bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2.6 küçülürken, haziran ayında enflasyon yüzde 15,72 oldu. Faiz de yüzde 24. Ekonomistlere göre, ilave maliyet artışları büyümeyi geciktirebilir.
Sert indirim 3 yıl önce geldi
Not değerlendirmelerinin bir diğer etkisi yatırımlar üzerinde. Bilindiği gibi küresel ölçekte reyting kuruluşları, milyarlarca dolarlık uzun vadeli uluslararası yatırım ve emeklilik fonlarına tavsiyelerde bulunarak, bir anlamda yatırımcılara yön veriyor.
Örneğin emeklilik fonu. Bu fonlar, bir ülkeye yatırım yaparken, en az iki reyting kuruluşundan ‘yatırım yapılabilir’ nota sahip olma şartına bakıyor. S&P ve Moody’s, Türkiye’yi ‘yatırım yapılabilir’ kategorisinden 2016 yılında çıkarmıştı.
Yatırımcı niteliği kısa vadeli
Türkiye’ye gelen yatırımcı niteliğinin değiştiğini söyleyen Ekonomist ve Stratejist Haluk Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
Yatırımcı tabanının kısa vadeli bakan, kısa süreli getiri peşinde koşan yatırımcılar olduğunu görüyoruz. O tür yatırımcılar hep olur ancak piyasada dalgalanma getirir. Bu tür yatırımcılarda Londra daha ağırlıklı görünüyor. Mesela 100 milyon dolarla girip çıktıkları olabiliyor.
Maliyet etkisine de değinen Bürümcekçi, “Türkiye’nin kaldıramayacağı gibi değil ancak diğer ülkelere göre daha yüksekte borçlanmaya zorluyor” ifadelerini kullandı.
Kâr satışıyla piyasayı dalgalandırma
Yatırımcı eğilimi Merkez Bankası'nın ‘Menkul Değerler’ istatistiklerinden de görülüyor. Ticaret müzakereleri sırasında ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Çin anlaşmayı bozdu” sözleri ve İran’la artan gerilime tepki veren dolar 6,10 seviyesinden 6,25’e kadar yükselmişti.
Kurun sert yükseldiği 10 Mayıs haftasında yatırımcıların 214,5 milyon dolarlık hisse senedi, 340,3 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ve 13,3 milyon dolarlık da şirket borçlanma senetleri sattığı görüldü.
Doların 5,60’da sakin seyrettiği 5 Temmuz haftasında ise yabancı yatırımcıların 130,1 milyon dolarlık net hisse aldığı, buna karşılık 70,8 milyon dolarlık DİBS ve 19,6 milyon dolarlık şirket borçlanma senetleri sattığı belirlendi.
Son bir yılda net çıkışlar ise 2,8 milyar dolar. Ödemeler dengesi istatistiklerine göre ise geçen yılın ilk 5 ayında 2,1 milyar dolar olan doğrudan yabancı girişleri, bu yılın aynı dönemde 288 milyon dolarlık azalışla 2,4 milyar dolar oldu.
Yarım puanı geçmez
Fitch’in not kararının S&P ve Moody’s’in bir basamak üstünde olduğuna işaret eden Fed Eski Ekonomisti Erkin Şahinöz, fiziksel sermaye getiren yatırımcının bu tür değerlendirmelere önem verdiğini belirterek, “Londra sermayesi ise vur-kaçcı. Kârlı mı değil mi ona bakıyor” dedi.
Borçlanma tarafında ise maliyet artışının muhtemelen yarım puanı geçmeyeceği öngörüsünde bulunan Şahinöz, “Borçlanma maliyetlerinin artması büyümenin daha geç başlamasına yol açar. Muhtemelen yarım puanı geçmez. Ancak kurun 5,80’i geçtiği senaryoda başka şeyleri de tetikleyeceği için 2 puana yakın bankaların yurtdışından borçlanma maliyetini artırabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Şahinöz, gelişmelerin etkisiyle hisse piyasasının yüzde 40 aşağıda olduğunu, fiyat avantajından dolayı alım fırsatı gören yabancının da gelmek istediğine vurgu yaptı.
“Yabancı ayaklarını suya sokuyor, ılıksa bir adım atıyor” diyen Erkin Şahinöz, şöyle devam etti:
Merkez Bankası başkanının görevden alınmasının biraz rahatsız etti. Gelmek isteyenler özellikle tahvile ilgililer. Çünkü Temmuz’da faiz indirimi beklendiği için ‘burada aşırılık olur mu’ düşüncesi var.
Piyasa ‘en iyi 5’i fiyatlıyor
ABD konusuna da değinen Erkin Şahinöz, ABD Başkanı Donald Trump’ın 12 seçenekten beşini seçmesi isteneceğini belirterek, şöyle devam etti:
Ya en iyi ya da en kötü beşi seçecek. Beklenti, Türkiye açısından en yumuşak beşi seçer. Hatta ‘180 gün erteleyelim’ diye öneri olabilir. Piyasa ‘öneri gelirse’, hatta ‘ertelenebiliri’ fiyatlıyor. Seçilecek maddeler arasında belli fonların Türkiye’ye daha az gelmesi de olabilir. Yani müzakere sürecinin kaldırılmayacağı fiyatlanıyor.
Bu hafta ABD heyetinin de geleceğine işaret eden Şahinöz, söz konusu görüşmelerin önemine vurgu yaptı ve dolarda 5,76’nın direnç seviyesi olduğunu kaydetti.
Negatifte bırakması sürpriz oldu
Fitch’in görünümü negatifte bırakmasının sürpriz olduğunu söyleyen Gedik Portföy Fon Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı ise kararı şöyle değerlendirdi:
Fitch not indirimi, önceden açıklanan olağan değerlendirme tarihini beklemeden gerçekleştirmesi ve görünümü de negatif bırakması nedeniyle sürpriz oldu. Yoksa notun inmesi şaşırtıcı değil. Çünkü Fitch bu karar öncesi S&P ve Moody’s ile kıyaslandığında Türkiye’yi iki basamak yukarıda notluyordu. Karar ile fark bir kademeye geriledi. Piyasa etkisi ilk gün son derece düşük olsa da bu refleks fiyatlama ve önümüzdeki süreçte öne çekilerek alınan bu kararın Türk kurumlarının borçlanma maliyetlerini görece arttırması mümkün.
© The Independentturkish