Finlandiya'nın eski Savunma Bakanı, Independent Türkçe'ye konuştu: Türkiye ile iyi ilişkilere sahibiz, bazıları akraba olduğumuzu bile söylüyor

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle sarsılan güvenlik endişeleri yüzlerce yıldır sessizliğini koruyan Finlandiya ve İsveç'i NATO üyelik sürecine soktu. Eski Finlandiya Savunma Bakanı Jussi Niinistö, süreci Independent Türkçe'ye değerlendirdi

2015-2019 yılları arası Finlandiya Savunma Bakanlığı görevini yürüten Jussi Niinistö'nün aynı zamanda Finlandiya askeri tarihi alanında doçentliği bulunuyor. Fotoğraf: Kalle Niskala / Yle

Türkiye'nin güvenlik kaygıları somut adımlarla belli bir takvimde karşılanmazsa sürecin ilerleyemeyeceğini çok net ifade ettik.


25 Mayıs'ta düzenlenen basın toplantısında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın bahsettiği süreç, tarihte bir dönüm noktası olan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik talebiyle ilgili. 

İsveç 200 yıldan fazladır, Finlandiya ise II. Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yana "tarafsızlık" politikasını izliyor. Her iki ülke de 1994'ten bu yana NATO'nun "Barış için Ortaklık" programında yer alıyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Soğuk Savaş'ın ardından 1994'te başlatılan "Barış için Ortaklık"ın temeli, her ortak ülke ile NATO arasında bireysel ortaklık oluşturulmasına dayanıyor. 

Ortak ülkeler, bölgesel bütünlüklerini, siyasi bağımsızlık ve güvenliklerini öncelerken, diğer devletlere karşı tehdit ve güç kullanılmayacağını, uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalınacağını ve uluslararası silahsızlanma ve silah kontrolü anlaşmalarına uygun davranılacağını taahhüt ediyor. 

NATO'nun uzun süredir "Barış için Ortağı" olan İsveç ve Finlandiya'nın "NATO üyesi" olma süreci ise iki ülkenin 18 Mayıs'taki başvurusuyla resmen başlamış oldu. 

Ancak Türkiye, güvenlik endişeleri giderilmediği sürece bu sürece karşı duracağını açıklıyor. İsveç ve Finlandiya heyetleri, bir uzlaşmaya varabilmek için ilk resmi adımı 26 Mayıs'ta Ankara'ya gelerek attı. 

Görüşmeler sonrası konuşan İbrahim Kalın'ın açıklamasına göre Türkiye'nin güvenlik kaygıları, "özellikle Türkiye'ye karşı terörist mücadele sürdürmekte olan PKK, PYD/YPG, DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütlerinin özellikle Avrupa ülkelerinde, bazı NATO üyesi ülkelerde ve Finlandiya ve İsveç'teki mevcudiyetiyle ilgili".
 

Jens Stoltenberg AP İsveç Finlandiya
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 18 Mayıs'ta yapılan İsveç ve Finlandiya başvurularıyla kameraların karşısına geçmişti/ Fotoğraf: AP


"Bugüne kadar İsveç'ten 28, Finlandiya'dan 12 iade talebimiz oldu. Fakat, maalesef bugüne kadar bunların hiçbirisine olumlu bir cevap almadık" diyen Kalın, "Türkiye'nin güvenlik kaygıları, somut adımlarla belli bir takvim çerçevesinde karşılanmadığı takdirde sürecin ilerleyemeyeceğine dair mesajımızı çok net bir şekilde ifade ettik" ifadelerini kullandı. 

Toplantıdan bir müzakere metni çıkmadı. Ancak Kalın, "Muhataplarımız notlarını aldılar, değerlendirmelerini yaptılar. Dönüp kendi liderliklerine takdimde bulunacaklar. Önümüzdeki günlerde, kendilerinin taleplerimize nasıl cevap vereceklerine dair cevapları aldıktan sonra da süreci karşılıklı olarak sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. 

Finlandiya'nın eski Savunma Bakanı: Ya tarafsız kalacaktık ya komünist rejim altına girecektik

Muhataplardan biri olan Finlandiya'da toplumun NATO'ya desteği yüzde 60'ı geçmiş durumda. 

Finlandiya'nın devlet kanalı Yle'nin düzenlediği ankete göre "NATO'ya katılmalıyız" diyenlerin oranı şubat sonunda yüzde 52 seviyesindeyken, mart ortasında yüzde 62'ye çıktı. İsveç'te de mart ayında yüzde 47 olan destek, nisanda yüzde 53'e kadar yükseldi. 

2015-2019 yılları arasında Finlandiya'da Savunma Bakanlığı yapan Jussi Niinistö'ye göre Finlandiya halkı, NATO'ya katılma sürecini "bir rahatlama" olarak görüyor. 
 

US_Sweden_Finland_48982.jpg-537b5.jpg
Soldan sağa:  İsveç'in eski Savunma Bakanı Peter Hultqvist, eski ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ve Finlandiya'nın eski Savunma Bakanı Jussi Niinistö, Mayıs 2018'de Pentagon'da gerçekleşen üçlü zirvede bir araya gelmişti/ Fotoğraf: AP


"Artık yalnız değiliz" diyen Niinistö, Finlandiya'nın uzun süre izlediği "tarafsızlık" politikasının ardından neden bugün NATO'ya katılmak istediğini, Independent Türkçe'ye şu şekilde açıkladı: 
 

Finlandiya, Soğuk Savaş dönemi boyunca "tarafsızlığı" seçti çünkü diğer alternatif, komünist rejim altına girmekti. 

Sovyetler Birliği'nin çökmesinin ardından Finlandiya, 1995'te Avrupa Birliği'ne üye oldu. O günden beri "tarafsızız" diyemeyiz ama askeri olarak taraf olmadık. 

Rusya'ya iyi ve güvenilir bir komşu olmaya çalıştık ancak Rusya'nın Ukrayna'ya acımasız saldırıları gösterdi ki Ruslara güvenemezsiniz. Artık yalnız olmak istemiyoruz. 

Herkes 1930-1940 yılları arasında devam eden "Kış Savaşı"nı (aşağıda detaylı şekilde anlatılmaktadır) hatırlıyor. Artık asla yalnız olmayacağız


 "Bazıları akraba olduğumuzu bile söylüyor"

"Şurası açık ki biz, İskandinavya'nın en güçlü ordusuna sahibiz" diyen Jussi Niinistö, Finlandiya'nın üyeliğinin NATO'yu güçlendireceğini savundu. 

Türkiye hükümetinin tepkisini de değerlendiren Finlandiyalı meclis üyesi, "Türkiye ve Finlandiya iyi ilişkilere sahip, bazıları akraba olduğumuzu bile söylüyor. NATO'da çok iyi iki ortak olacağız" yorumunu yaptı. 

Ne olmuştu?

Rusya'nın Ukrayna'ya 24 Şubat'ta açtığı savaş, yalnızca küresel gıda zincirini ve enerji tedarikinin geleceğini değil, Avrupa'daki güvenlik algısını da sarstı. 

İskandinavya'nın refah ülkeleri Finlandiya ve İsveç için "güvenlik endişesi", diğer ülkelere göre daha kuvvetliydi. 

Zira, Rusya'yla 1300 kilometrelik sınırı paylaşan Finlandiya ve Rusya'nın Baltık Denizi komşusu İsveç, geçmişte de pek çok savaşta Rusya ile karşı karşıya gelmişti. 

Finlandiya Devlet Başkanı Sauli Niinistö, 15 Mayıs'ta yaptığı açıklamada NATO üyeliğine başvuracaklarını söyleyerek, "Bu güvenliğimizi en yüksek seviyeye çıkaracak" demişti. 

Bu açıklamadan bir gün sonra İsveç Başbakanı Magdalena Andersson da hükümetinin NATO üyeliği için resmi başvuruda bulunma kararı aldığını duyurdu. 
 

 Sauli Niinistö Magdalena Andersson İsveç Finlandiya
Finlandiya Devlet Başkanı Sauli Niinistö (solda) ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ​​​​​​, 17 Mayıs'ta Stockholm'de ortak bir basın toplantısı düzenledi/ Fotoğraf: Markku Ulander / Lehtikuva


Bu açıklamalardan çok daha önce iki ülkenin NATO'ya başvurup başvurmayacağı konuşulurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili olumlu düşünce içerisinde olmadıklarını söylemişti. 

"Bizi ikna etmeye mi gelecekler? Hiç zahmet etmesinler"

13 Mayıs'ta ilk açıklamasını yapan Erdoğan, "İskandinav ülkeleri terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi. Hatta parlamentolarında yer alıyorlar. Bu noktada bizim olumlu bakmamız mümkün değil" ifadelerini kullanmıştı. 

Erdoğan, 16 Mayıs'ta yaptığı açıklamada "Türkiye'ye yaptırım uygulayanların, bir güvenlik örgütü olan NATO'ya girmelerine biz evet demeyiz" diyerek, Türkiye'yi ziyaret etmesi beklenen delegelerle ilgili "Pazartesi geleceklermiş… Bizi ikna etmeye mi gelecekler? Hiç zahmet etmesinler" demişti. 

14 Mayıs'ta Almanya'nın başkenti Berlin'de yapılan NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da iki ülkenin PKK ve YPG'ye açık şekilde destek verdiğini söyleyerek "Dolayısıyla müttefik olacak bir ülke açıkça PKK/YPG'ye, her gün bize saldıran askerlerimizi, polisimizi şehit eden sivillerimizi şehit eden terör örgütüne destek vermemeleri gerekiyor" demişti. 
 

Mevlüt Çavuşoğlu AA
14 Mayıs'ta NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, girişte soruları yanıtladı/ Fotoğraf: AA​​​​


İsveç ve Finlandiya'dan diyalog çağrısı

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto, 17 Mayıs'ta yaptığı İsveç parlamentosuna yaptığı konuşmada "Türkiye'den gelen açıklamalar son birkaç gün içinde çok hızlı bir şekilde değişti ve daha da sertleşti. Ancak yapıcı görüşmelerle sorunları çözeceğimize eminim" ifadelerini kullandı. 

Aynı gün Niinisto ile görüşen İsveç Başbakanı Magdalena Andersson da NATO bünyesinde Türkiye ile iş birliğini artırmayı istediklerini belirterek, "İsveç, NATO ve AB gibi terörün her türlüsüne karşı mücadelenin arkasında duruyor. Mevcut soru işaretlerini tartışmaya ve çözmeye Türkiye ile diyalog için hazırız" mesajını verdi. 

"PKK, terör örgütü listesinde"

Daha önce yaptığı konuşmada "PKK'yı terör listesine alan ilk ülkelerden biri olduklarını" söyleyen Andersson, Stockholm'de düzenlediği basın toplantısında, "Terör örgütlerine elbette para ya da silah göndermiyoruz. Medyadaki haberlerde ve diğer yerlerden yapılan açıklamalarda belirsiz olan şeyleri açıklığa kavuşturacağız" değerlendirmesini yaptı. 

22 Mayıs'ta devlet televizyonuna açıklamada bulunan Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto da ülkesinin, Avrupa Birliği politikasına uygun olarak PKK'yı terör örgütü listesine aldığını hatırlatmış, Türkiye ve Finlandiya arasındaki sorunların çözüleceğini tahmin ettiğini fakat müzakerelerde hızlı bir ilerleme beklemediğini ifade etmişti. 

24 Mayıs'ta iki ülkeden gelen açıklamaları değerlendiren Bakan Çavuşoğlu "Somut adım atabiliriz dediler, yazılı mutabakat istiyoruz" talebinde bulunmuştu. 

"Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu kabul etmek zorundayız"

ABD Başkanı Joe Biden, "Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelik başvurusunu güçlü şekilde destekliyoruz ve memnuniyetle karşılıyoruz" mesajı verirken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu kabul etmek zorundayız. Türkiye terör saldırılarından en fazla mağdur olan ülke. NATO içinde herhangi bir müttefik ülkeden açık ara daha fazla" şeklinde konuşmuştu. 
 

Joe Biden AP
ABD Başkanı Joe Biden, 19 Mayıs'ta Finlandiya ve İsveç liderleriyle Beyaz Saray'da bir araya geldi/ Fotoğraf: AP


İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurularını "tarihi" olarak niteleyen Stoltenberg, "Şubat başında çok az kişi böyle bir beklenti içindeydi. Başkan Putin NATO'ya kapıları kapatmayı denerken işte tam da bu anda İsveç ve Finlandiya içeri girmeye karar verdi" ifadesini kullanmıştı. 

NATO'nun karşısındaki taraf Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Finlandiya ve İsveç ile herhangi bir sorunu olmadığını, bu ülkelerin NATO'ya katılmalarının kendi başına Rusya'ya doğrudan bir tehdit oluşturmayacağını, askeri altyapının genişletilmesi halinde ise Rusya'nın tepki göstereceği uyarısında bulunmuştu.

Finlandiya-Rusya ilişkilerinin kısa tarihi

İsveç'in aktif olarak bir savaşa girdiği, daha doğrusu topraklarında bir savaş gördüğü son tarih 14 Ağustos 1814. 

İsveç ve Norveç arasındaki savaşı bitiren Moss Sözleşmesi, 14 Ağustos 1814'te imzalanmış, Norveç parlamentosu kurulmuş ve İsveç Kralı da Norveç'in bu yeni sistemini kabul etmişti. 

Ülke, 14 Ağustos 2022'de "savaşsız" 208'inci yılını kutlayacak. 

Önce İsveç, daha sonra Rusya hükümdarlığı

Finlandiya'nın tarihini ise üçe ayırmak mümkün: 1809'a kadar olan İsveç hükümdarlığı, 1809-1917 arası Rusya yönetimi ve 1917'de kazanılan, bugüne kadar devam eden bağımsızlık dönemi. 

13'üncü yüzyıldan başlayarak yaklaşık 550 yıl İsveç hakimiyetinde olan Finlandiya'da 16'ncı yüzyıldan itibaren kilise ayrışmaları ve milliyetçi akımlar baş göstermeye başladı. 
 

879px-Swedish_Empire_(1560-1815)_en2.png
Yeşille gösterilen alan, İsveç Krallığı'nın ulaştığı sınırları gösteriyor/ Harita: Wikipedia


1617–1721 yılları arasında bölgenin süper gücü konumunda olan İsveç, 18'inci yüzyılın başlarından itibaren güç kaybetmeye başlayınca Rusya ile karşı karşıya geldi. 

İsveç Krallığı'na bağlı bir grup vilayetten oluşan, Stockholm'den yönetilen Finlandiya toprakları, İsveç ve Rusya arasında 1808 - 1809 yılları arasında yaşayan savaş sonrası, "Büyük Dükalık" adı altında Rus Çarlığı'na bağlandı. 

Bu tarihten sonra otonom bölge özelliği kazanan Fin devletinin başkenti 1812'de Helsinki oldu. 

Finlandiya bağımsızlığını kazanıyor

Rus hükümdarlığı altında milliyetçilik akımının daha da momentum kazandığı Finlandiya'da, "Bolşevik İhtilali" önemli bir dönüm noktasıydı. 
 

Finnish_Soldiers_during_the_Battle_of_Gorni_Dubnik.jpg
93 Harbi ya da diğer adıyla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rusya ordusunda görev yapan Finlandiya askerleri/ Fotoğraf: Wikipedia


Finlandiya'nın 1906'da yeni bir yasama organı kurması, o zamana kadar Avrupa'daki en radikal parlamenter reformdu. Finlandiya ayrıca, parlamento seçimlerinde kadınlara ilk kez oy kullanma hakkı veren Avrupa ülkesiydi. 

6 Aralık 1917'de bağımsızlığını ilan eden Finlandiya, İkinci Dünya Savaşı'nda Rusya ile karşı karşıya geldi. 

Almanya ile Sovyetler Birliği'nin Ağustos 1939'da imzaladığı protokolde Finlandiya SSCB'nin "etki alanı" içerisinde bırakılıyordu. 

Ancak Finlandiya, topraklarında Sovyet askeri üslerinin olmasını reddetti. Bunun üzerine SSCB 1932'de imzalanan saldırmazlık paktını iptal etti ve 30 Kasım 1939'da Finlandiya'ya saldırdı.

13 Mart'ta Moskova'da imzalanan bir barış anlaşmasıyla biten "Kış Savaşı" sonrası Finlandiya'nın güneydoğusu Sovyetler Birliği'ne geçti. 
 

Finlandiya Kış Savaşı
Finlandiya'nın Kış Savaşı'nda görev yapan kayaklı askerlerinin Rusya ordusunda önemli kayıp verdiği söyleniyor/ Fotoğraf: SA-kuva


Topraklarının yüzde 12'sini kaybetti

Almanya, 1941 yazında Sovyet topraklarını işgal ettiğinde Finlandiya, savaşa Almanya'nın müttefiki olarak girmişti. Ateşkes, 1947 Paris Barış Antlaşması ile geldi ancak Finlandiya, Rusya ile girdiği iki savaşta topraklarının yüzde 12'sini kaybetti. 

İkinci Dünya Savaşı sonrası Finlandiya, kendini korumak adına, Doğu ve Batı blokları arasında tarafsızlık politikası izledi ve bu politika, bugüne kadar devam etti. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU