4 soruda Birleşik Krallık'ın tartışmalı "mülteci karşıtı yasa tasarısı"

"Bu ahlaksız yasa tasarısı parlamentodan geçtiği için tamamıyla dehşete düşmüş durumdayız"

Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 2021'de Manş Denizi'nden ülkeye 28 bin 526 kişi geçti; bu rakam 2020'de 8 bin 466'ydı (Reuters)

Birleşik Krallık'ta (BK) geçen hafta onaylanan "Uyruk ve Sınırlar Yasa Tasarısı" mülteci krizinin yaşandığı bir dönemde tartışmalara neden oldu.

28 Nisan'da BK Parlamentosu'nun üst kanadı Lordlar Kamarası'nda 157'ye karşı 212 oyla kabul edilen tasarı, Kraliçe II. Elizabeth'in onayıyla yasalaşacak.

İnsan hakları savunucuları ve muhalifler tarafından eleştirilen ve "mülteci karşıtı yasa tasarısı" olarak adlandırılan uygulamayla ilgili bilinmesi gereken 4 şey:

1 - Yasa tasarısının amacı nedir?

BK'de ilk kez Temmuz 2021'de gündeme gelen yasa tasarısında, ülkeye iltica için yasadışı yollardan giriş yapılmasının suç olarak değerlendirilmesi hedefleniyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İlk günden beri tartışma yaratan yasa tasarısı kapsamında, BK'ye sığınma talebiyle yasadışı şekilde giriş yapanlara 4 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor.

Sonradan vatandaşlık alanların da "buna elverişsiz olduğuna ya da ulusal tehdit oluşturduğuna" karar verilmesi halinde, kendilerine haber verilmeden vatandaşlıktan çıkarılması mümkün hale geliyor.

Yasa tasarısı aynı zamanda mültecileri taşıyan küçük teknelere müdahale eden yetkilileri olası cezai işlemlerden de muaf tutuyor.

2 - Kimler etkilenecek?

Tasarı, resmi kanallar üzerinden iltica başvurusu yapmayan, bunun yerine, örneğin Manş Denizi'nden tekneyle ya da kara üzerinden farklı rotalardan araçlarla ülkeye yasadışı giriş yapmaya çalışanlara uygulanacak.

Halihazırda vatandaşlık alan kişilerin bu hakkının kendilerine haber verilmeden iptal edilmesi de büyük bir sorun yaratıyor.

BK merkezli New Statesman gazetesinin aralıkta Ulusal İstatistik Ofisi'nden aldığı verilerle yaptığı bir araştırmada, ülkede bundan etkilenebilecek yaklaşık 6 milyon kişi olduğu ortaya çıkmıştı.

Buna göre beyaz olmayan etnik azınlıklara ait her 5 kişiden ikisi (yüzde 41) bu durumdan etkilenebilir. Buna kıyasla BK'de yaşayan beyazlardan sadece yüzde 5'i benzer şekilde vatandaşlıklarını kaybetme tehlikesi altında.
 


Öte yandan BK hükümeti, bir kişinin kendisine haber verilmeden vatandaşlık hakkının iptal edilmesinin yalnızca "olağanüstü durumlarda" gerçekleşeceğini savunuyor. Bu durumlara dairse henüz detaylı bir açıklama yapılmadı.

3 - Neden Ruanda'yla anlaşıldı?

BK hükümeti, yasa tasarısı kapsamında düzensiz mültecileri Ruanda'da kurulacak merkezlere göndermeyi planlıyor.

BK Başbakanı Boris Johnson, 28 Nisan'daki açıklamasında "1 Ocak itibarıyla BK'ye yasadışı yollardan girenler artık Ruanda'ya gönderilebilecek" demişti.

Geçen hafta Ruanda'yla imzaladığı anlaşma kapsamında BK, şimdilik 5 yıl sürmesi planlanan bu uygulama için Doğu Afrika ülkesine 120 milyon sterlin (yaklaşık 2,2 milyar TL) ödemişti.

Söz konusu uygulamada Ruanda'ya gönderilecek kişilerin çoğunlukla BK'ye yasadışı şekilde girmeye çalışan bekar erkeklerden oluşacağı ifade edilmişti.

Jonhson, Ruanda'nın "güvenli bir ülke" olduğunu savunurken, Ruanda Dışişleri Bakanı Vincent Biruta ise anlaşma kapsamında gelecek kişilerin "korunacağını, saygı göreceğini ve talep etmeleri halinde Ruanda'da kalıcı olarak yerleşmelerinin sağlanacağını" söylemişti.
 


BK, geçen yıl mültecileri ülkeye bağlı olan Man Adası ve Cebelitarık'a göndermeyi düşündüğünü açıklamış fakat bölge yönetimleri bunu reddetmişti. Johnson hükümetinin Gana ve Arnavutluk'la bu konudaki görüşmeleri de olumsuz sonuçlanmıştı.

4 - Yasa tasarısına nasıl tepkiler geldi?

Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiseri Filippo Grandi, geçen haftaki açıklamasında BK'nin yasa tasarısını onaylamasından üzüntü duyduklarını belirterek bunu "mültecilerin çoğunu sınırdışı edilme tehdidiyle sığınma talebinde bulunmaktan caydırmayı amaçlayan bir hareket" diye nitelemişti.

Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü'nün BK Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Steve Valdez-Symonds ise geçen haftaki açıklamasında, "Bu yasa tasarısının altında yabancı düşmanlığının yattığı çok açık. Burdaki iltica önlemleri uygulanırsa, sığınma hakkı olanlar insan kaçakçılarına ve tacizcilere karşı daha savunmasız hale gelirken, BK'nin itibarına da leke sürülür" demişti.

İsviçre merkezli Sınır Tanımayan Doktorlar'dan Sophie McCann de geçen hafta yayımladığı yazılı açıklamada "Bu ahlaksız yasa tasarısı parlamentodan geçtiği için tamamıyla dehşete düşmüş durumdayız" ifadelerini kullanmıştı.

BK merkezli kâr amacı gütmeyen kuruluş Detention Action ise Ruanda'ya gönderilecek mültecilerin "süresiz olarak bir tutuklu merkezinde hapsedileceğini" savundu.

Kuruluş, bu merkezlerin "büyük ihtimalle halktan uzakta ve gazeteciler ya da insan hakkı gözetleyicileri için neredeyse ulaşılması imkansız nitelikte" olacağını ileri sürdü.


Independent Türkçe, Global Citizen, New York Times, New Statesman, Indian Express, AA

Derleyen: Yasin Sofuoğlu

DAHA FAZLA HABER OKU