Gezi davasında verilen hapis cezalarının ardından Çağlayan Adliyesi önünde Adalet Nöbeti başlatan Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla Beyoğlu'daki TMMOB MMO binası önünde protesto gösterisi düzenlendi.
Eylemde, "Karanlık gider, Gezi kalır", "Biz Geziciyiz, siz gidici", "Her yer Taksim her yer direniş", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganlarıyla 8 kişiye ceza yağdırılmasına tepki gösterildi.
Öte yandan sokak çıkışlarına polis barikatları konulduğu ve İstiklal Caddesi'nin polis ablukasına alındığı görüldü.
Eylemde basın metnini Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen okudu.
Köymen, "İşçilerin ekmeğine, köylülerin ürününe sahip çıkmasının istenmediği, hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin sorgulanmasının, emeğinin karşılığın talep etmek için ses çıkaranların vatan haini olarak görüldüğü bir ülke haline geldik" dedi.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Hukuka güvenin iyice azaldığı, mahkemelerden adalet çıkacağına dair inancın zayıfladığı ülkemiz, Gezi davasında açıklanan kararlar sonrasında dün itibariyle, ranta karı çıkıp, doğanın talanına itiraz edenlerin, hayatımıza müdahale etme diyen milyonların sesine ses olanların, Gezi Parkı park olarak kalsın diye çabalayan mimar, şehir plancı ve avukatların “Ağırlaştırılmış müebbet ve ağır hapis” ile cezalandırıldığı bir ülke haline geldik. Gezi parkı park olarak kalsın diye, Taksim Dayanışması bileşenleri ile birlikte ilk günden itibaren Mimarlar Odası adına mesleki ve yasal girişimleri başlatan Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu Sekreteri Mimar Mücella Yapıcı, mevcut yasa ve yönetmeliklere uymayan kararlara karşı Şehir Plancıları Odası Başkanı olarak itiraz dilekçeleri yazan Şehir Plancıları Odası dönem Başkanı Tayfun Kahraman ve Mimar Odası’nın yetkili avukatı olarak Gezi parkına dair bütün davaları açan ve takip eden avukat Can Atalay ile birlikte bu hukuksuz davada yargılanan Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin 18’er yıl ağır hapis ile cezalandırıldığı, 4,5 yıldır kanıtsız, tanıksız hapis yatırılan ve hepsinin ötesinde Gezi sürecinde parka birkaç kez uğradım diyen Osman Kavala’nın ise Gezi üzerinden “Darbeye teşebbüs” gibi absürd bir itham ile “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası aldığı bir ülkenin yurttaşları haline geldik. Polis tutanaklarına göre en az üç buçuk milyon insan, yani Gezi’ye gelen, destekleyen, mesaj atan, börek getiren, revir kuran, kütüphane yapan, yeryüzü sofrası açan, şarkı söyleyen, tiyatro sergileyen, dans eden hatta ağaçlara sarılan milyonların “Müebbet ve ağır hapis cezaları” ile korkutulmaya çalışıldığı bir ülke haline geldik. Tek adam rejimini ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, tanıksız, kanıtsız, keyfi ve tutarsız kararlar aldığı bir rejimde, demokrasinin kuvvetler ayrılığının ve en temel anayasal hakların yok sayıldığı bir ülke haline geldik. Sadece Gezi parkına değil Kazdağları’ndan Cerattepe’ye, Kuzey Ormanlarından Salda Gölü’ne kadar yeşile, doğaya sahip çıkan gençlerin ve çevre örgütlerinin düşman görüldüğü bir ülke haline geldik. Gezi parkına sahip çıktığı için yaşamıma daha fazla karışma dediği için Gezi direnişi sırasında polis şiddeti ile hayatını kaybeden gençlerin katillerinin aklandığı, bu vahşete isyan edenlere hapis cezaları verilebildiği bir ülke haline geldik. Gezi’de gür sesleriyle biz de varız diyen kadınların, LGBTİ+ bireylerin taleplerinin yok sayıldığı, cinayetlere kurban gitmelerine ses çıkarılmasının engellendiği bir ülke haline geldik. İşçilerin ekmeğine, köylülerin ürününe sahip çıkmasının istenmediği, hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin sorgulanmasının, emeğinin karşılığın talep etmek için ses çıkaranların vatan haini olarak görüldüğü bir ülke haline geldik.
İzin verilmedi
Açıklama bitiminde dağılan kitlenin İstiklal Caddesi'ne çıkışına izin verilmedi. Kalabalık, izdiham oluşmasına rağmen Sıraselviler tarafına yönlendirildi.
İstiklal'e girişlerine izin verilmeyen kitle sloganlar eşliğinde Beyoğlu sokaklarında kararı "Her yer Taksim, her yer direniş", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganlarıyla yürüyerek protesto etti.
Evrensel