Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi'ne dair taleplerini haziran ayında ileten TÜRK-İŞ'e kendi tekliflerini sundu.
Türkiye İşçi Sendikaları (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, Bakan Zehra Zümrüt Selçuk'la yaptığı görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenledi.
Atalay, Bakanlık'ın 3 bin 500 liranın altında ücret alanlar için 60 lira, ilk altı ay yüzde 5, ikinci altı ay için de yüzde 4 oranında zam teklifi sunduğunu söyledi.
TÜRK-İŞ'in zam talebi ise tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam, ilk altı ay yüzde 15, iki, üç ve dördüncü altı aylar enflasyon+3 puan refah payı şeklindeydi.
"Bu rakamın müzakere edecek, konuşacak bir tarafı yok" diyen Atalay, son olarak 2017'de imzalanan sözleşmede ilk altı ay için yüzde 7,5, ikinci altı ay için ise yüzde 5 zam oranında anlaşıldığını hatırlattı ve şunları söyledi:
Ortalama iki senede elektriğe yüzde 50 zam gelmiş, çaya, şekere, tüpe yüzde 35-45 civarında zam var. Bizim hesabımıza göre enflasyonun yüzde 17 olduğu yerde bize diyorlar ki “Yüzde 5 zam yapacağız”. Biz de Sayın Bakan’a teşekkür ettik. Kamu Koordinasyon Kurulu bizi bekliyor. Bu oranı, oraya götürmenin de bir anlamı yok.
Vergiler nedeniyle işçinin maaşı altı ayda 185 lira eridi
Atalay, ocak ayında 3 bin 400 lira net maaş alan bir işçinin, vergiler nedeniyle temmuz ayı itibariyle eline geçenin 3 bin 215 lira olduğunu söyledi ve ekledi:
Aradan geçen altı aylık zamanda 185 lira yalnız vergiden kaybımız var. Biz, sıkıntılı, problemli insanların, dar gelirlilerin başkanıyız. Bu ülkede yeteri kadar sıkıntı var. Ekonomik sıkıntı olduğu zaman ilk başvurdukları “işçi ücretleri sabit kalsın”. Ha bu parayı bize yüzde 5 verdiler, ha bu parayı bizden yüzde 5 noksan aldılar fark etmiyor. Konuşulacak fazla bir şey yok.
"Grev istemiyoruz ama mecbur kalacağız"
"Maalesef kamuoyuna ve işçilere olumlu bir haber veremiyoruz" Başkan Atalay, sendikaların süreçlerinin devam ettiğini ve 60 günlük bir sürenin olduğunu hatırlattı:
TÜRK-İŞ’in arzusu bu işin masada bitmesi. Ağustosun sonuna kadar ya masa başında imzalayacağız ya greve çıkmak mecburiyetinde kalacağız. Şahsımın ya da TÜRK-İŞ’in grevle ilgili bir arzusu yok. Kanunlar çerçevesinde yasalar sendikacılara neyi emrediyorsa onu yapmakla mükellefiz. Bu teklifin kabul edilecek bir tarafı yok. Ben ve yönetim kabul etmediği sürece kimsenin de kabul edecek durumu yok.
Ergün Atalay, Bakanlığın hangi gerekçelerle bu teklifi sunduğunu sorması üzerine "Hiç gerekçe falan konuşmadan müsaade istedik kalktık. Yüzde 15 beklenen yerde yüzde 5’i görünce; 300 denilen yerde 60’ı görünce soracak bir durum yok. Neyi soracağım ki? Hiçbir şey sormadan teşekkür edip kalktık" yanıtını verdi.
"Hükümet çağırırsa gideriz, çağırmazsa talep etmeyiz"
60 günlük süreçte hükümet yetkilileriyle görüşülüp görüşülmeyeceğinin sorulması üzerine ise TÜRK-İŞ Başkanı "Hükümet çağırırsa geliriz, çağırmazsa bir talebimiz olmaz haberiniz olsun" dedi ve ekledi:
"‘Kanunen grev yapacağız’ diyoruz, bazıları çıkıyorlar diyorlar ki ‘Bu insanlar Türkiye’yi karıştıracak”’ Yani ben kasapların ya da esnafın başkanı değilim ki… Kanunun bana verdiği çerçevede hareket etmek mecburiyetindeyim. Dün böyle yaptım, bugün böyle yapacağım, yarın da böyle yapmaya devam edeceğim. Arzum kırmadan, dökmeden bir netice almak."
"Arzumuz yaşayabilen, nefes alabileceğimiz bir ücret almak" diyen Ergün Atalay, "Biz bu ücretle nefes almayı bırak adım atacak durumumuz yok" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe