Jerusalem Post gazetesinin 6 Ocak'ta kaynaklara dayandırarak yayımladığı haberde, İsrail hükümetinin oluşturduğu ve savunma bütçesinin analizini yapan Nagel Komisyonu'nun hazırladığı raporda, Türkiye-İsrail ilişkilerinde gerilimin artabileceğine dikkat çekilmiş ve İsrail hükümetine savunma bütçesini artırarak yeni uçaklar ve silahlar alması tavsiye edildi.
Özellikle Rusya'nın bazı basın kuruluşları, Nagel Komisyonu raporunu adeta "Türkiye'nin İsrail'e bir an önce saldıracağı" şeklinde sunmuş ve İsrail'in de Türkiye'yi hedef aldığını savunmuştu.
Aslında Nagel Komisyonu raporunda hükümete hangi tavsiyelerde bulunuldu?
Rusya'nın bazı basın organları, neden iki ülke arasındaki gerilimin artacağı yönünde yayınlar yapıyor?
Independent Türkçe'nin sorularını, Tel-Aviv'den Ortadoğu uzmanı, gazeteci-yazar Mihail Gurevich cevaplandırdı.
Nagel Komisyonu'nun hazırladığı ve Türkiye ile ilişkilerin gerilmesi ihtimaline karşı savunma bütçesinin artırılmasını öngören raporun, istişare niteliği taşıyan bir belge olduğunu ve iki ülke arasındaki gerilimin hemen yükseleceğini veya mutlaka yükseleceğini gündeme taşımadığını vurgulayan Mihail Gurevich, "Suriye'de iktidarın değişmesi ve Türkiye Cumhurbaşkanına doğrudan yakın güçlerin Şam'da yönetimi ele geçirmesinden sonraki gelişmeler haliyle Tel-Aviv'de de yakından izliyor. Mevcut durumda Ankara, istediği her şeyi Şam yönetimine yaptırabilecek durumdayken, ilerleyen dönemde bu avantajın İsrail'e karşı kullanılabileceği endişesi mevcut olsa da bunun aşırı gerilim düzeyine yükseleceği beklenmiyor. Nagel Komisyonu, tüm ihtimallere karşı savunma bütçesinin bu sene 20 milyar şikele çıkarılmasını önerse de, Başbakan Netanyahu bu konuyla ilgili hükümet toplantısı yaptı ve bütün ihtimaller masaya yatırıldı" dedi.
"Burada iki ülkeyi de gerilimden uzak tutacak esas güç ABD'dir" diyen Mihail Gurevich, sözlerine şunları ekledi:
Mevcut Başkan Joe Biden, görev süresinin bitimine kadar Şam'ın yeni yönetimini tanıma sözü vermişti ancak bunu Trump yönetimine bıraktı. Trump'ın ise Suriye'deki gelişmeler üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili sarfettiği övücü sözleri herkes duydu. İşte ondan dolayı İsrail için şimdi Trump yönetiminin yeni Şam iktidarını tanıması önem arzediyor. Çünkü bu durumda Golan Tepeleri, Suriye yönetimi tarafından İsrail toprakları olarak tanınacak.
2019 yılında Donald Trump'ın, başkanlığının ilk döneminde Golan Tepeleri'ni İsrail toprakları olarak tanıdığını hatırlatan Mihail Gurevich, "Ben Nagel Raporu'ndaki istişare ve öneri niteliğindeki maddelere rağmen ilerleyen dönemde Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin gerileceğine inanmıyorum. Türkiye'nin bastırdığı PYD/YPG konusuna gelince; o bölgede ABD'nin askeri üssünün olduğunu ve ilerleyen dönemde ABD'nin Kürtlerle ilişkilerini geliştireceğini tahmin etmek zor değil. Suriye'deki Kürtlerin durumunun da ABD ve Türkiye arasındaki görüşmeler sonucunda çözüme kavuşacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Peki, Rusya basını neden Nagel Komisyonu raporunu bu kadar abartarak, "İsrail ile Türkiye'nin savaşın eşiğine geldiğini" iddia ediyor?
Örneğin, en son yazılardan birinin başlığı: "İsrail, Türkiye'yi hedef alıyor". Bunun sebebi ne acaba?
Mihail Gurevich'e göre bunun ana nedeni Rusya-İran ilişkileri.
"Esad ailesi iktidarının düşmesiyle İran rejimi, Suriye sahasında ağır bir darbe yedi" diyen Mihail Gurevich, sözlerini şöyle sürdürdü:
Rusya ise Ortadoğu'daki çalışmalarının bir kısmını İran üzerinden yürütüyordu. Şimdi Akdeniz'deki Lazkiye hava üssünü ve Tartus deniz üssünü kaybetme endişesi ortaya çıkınca, dört elle Tahran'a sarılmış durumda. Bugün-yarın Müttefiklik Antlaşması imzalayacaklardı ancak yine ertelendi.
Gelinen noktada, İran, eskiden beri Ortadoğu'da işbirliği içinde olduğu Rusya için adeta can simidi haline geldiğini ileri süren Mihail Gurevich, "Onun için İsrail ve Türkiye'nin sözüm ona karşı karşıya geleceğine ilişkin aralıksız propagandalar yapıyor. Bunun zayıftan daha zayıf bir ihtimal olduğunu bilmelerine rağmen, propagandanın sürdürülmesi İran'ı daha hızlı biçimde kendi yanına çekme amacından başka bir şey değil" dedi.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
