Ahmet Hakan: Orantısız güç olayına dair her şey

"Gerçekten de Adana’daki olay, 'Orantısız güç nedir?' sorusunun cevabı gibi. Polis okullarında ders diye okutulur yani"

Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan, Adana’da tutuklu arkadaşları için eylem yapmak isteyen Furkan Vakfı üyelerine yönelik sert polis müdahalesini köşesine taşıdı.

"Furkancıları anlamıyorum"

Hakan, bugünkü köşe yazısında “Furkancılar” olarak tanımlanan grubu “anlamadığını” söyledi:

Ne istiyorlar, dertleri nedir falan... Bilmiyorum. Çünkü bu grubun lideri Alparslan Kuytul denilen şahıs, çok çelişkili bir şahıs... Dinliyorum videolarını. Bazen “Helal olsun” diyorum. Bazen de “Yok artık, çok saçma bu” diyorum. Fakat bir ortak tema, bir ortak anlatı, bir ortak yaklaşım göremiyorum. Hemen söyleyeyim: “Furkancılar” ya da “Kuytulcular” denilen grupla ilgili bu düşüncelerimin, onların Adana’da maruz kaldıkları orantısız güçle uzaktan yakından alakası yok.

Eylemcilere yönelik sert müdahalenin ardından iktidar cephesinden gelen açıklamaları değerlendiren Hakan, “burnundan kıl aldırmayan anlayıştan uzaklaşıldığını” söyledi:

İlk özeleştiri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Henüz tepkiler ayyuka çıkmamışken “Yanlış oldu” dedi Bakan Soylu. Sonra AK Parti’nin çeşitli kademelerinde görev alan isimler, olaya karşı çıktılar. En son AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Orantısız güç kabul edilemez” diyerek son noktayı koydu. Bu tepkiler kıymetli. Artık burnundan kıl aldırmayan, asla hata kabul etmeyen anlayıştan uzaklaşılıyor. Bu iyi.

"Nasıl oldu da polis bu derece çileden çıktı"

Köşesinde, eylem sırasında polislerin gözaltına aldığı sivilleri coplamasının fotoğrafına yer veren Hakan, şunları yazdı:

“Bana orantısız gücün resmini çizebilir misin Abidin?” diye sorsalar... Hemen “Yapılmışı var” derim ve Adana’da polisin “Furkancılar” ya da “Kuytulcular” denilen gruba yönelik olarak tutumunun görüntülerini ortaya koyarım. Gerçekten de Adana’daki olay, “Orantısız güç nedir?” sorusunun cevabı gibi. Polis okullarında ders diye okutulur yani. Anlamadığım şey ise şu: Nasıl oldu da polis bu derece çileden çıktı? Biliyorum, polisin çileden çıkma lüksü yok. Ama yine de merak ediyorum.

"Başörtülü polis, başı açık polis yoktur"

Başörtülü bir polisin, başörtülü bir eylemciye yönelik müdahalesine dair de görüşlerini dile getiren Hürriyet’in genel yayın yönetmeni, şöyle yazdı:

Adana’da başörtülü polis, başörtülü eylemciyi copladı ya... En büyük tatava buradan çıktı. Şaşıranlar oldu, “Olmaz böyle şey” diyenler çıktı. “Başörtülü başörtülüye bunu yapar mı?” diyenlere bile rastladım. Bu yaklaşımdakiler, zihinlerinde “başörtülü polis”i normal polisten farklı bir figür olarak kodluyorlar. Böyle bir kodlama, çok yanlış bir kodlamadır. Olay nettir: Başörtülü polis, başı açık polis yoktur. Vatandaş da vatandaştır. Başörtülü vatandaş, başı açık vatandaş yoktur. Ben olaya böyle bakarım. Bu olayda odaklandığım tek husus var: Vatandaşa uygulanan orantısız güç... Gerisi boştur.

 

Hürriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU