Emniyet teşkilatında bir süreden beri konuşulan "Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği"nde yapılan değişiklik önceki gün Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yönetmelikte en dikkat çeken düzenleme Türkiye'nin tayinler açısından iki bölgeye, o bölgelerin de kendi içlerinde iki gruba ayrılması oldu.
Böylelikle Türkiye, yeni düzenleme ile 4 bölgeye ayrıldı. Bir polisin mesleği sürecince bu 4 bölgede de farklı bir ilde görev yapması karara bağlandı.
Düzenleme ile büyükşehirlerdeki görev süreleri genellikle 8 yıl oldu. Ülkenin batısı ve ortasındaki illeri kapsayan birinci bölgelerde yer alan diğer kentlerdeki görev süreleri çoğunlukla 6 yıl oldu.
Genellikle doğu ve güneydoğudaki illeri kapsayan 2. bölgedeki illerdeki görev süreleri ise 2 ile 5 yıl arasında değişiklik gösterdi. İlçelerde ise bu süre 4 yıla indirildi
Twitter'da 'Bizi göçebe hayata zorladınız' tepkileri
"Bölge sistemi" olarak da adlandırılan değişikliğin yayımlanmasının ardından Twitter'da farklı isimler kullanan ama polislere ait olduğu sanılan birçok hesaptan tepki içeren paylaşımlar yapıldı.
Kısa sürede ilk sıralarda yer alan #PolisindeOyuVar tagının altına "Bizi göçebe hayata zorladınız" gibi yorumlar yapıldı.
"Çok tayin adaptasyon sorunu yaşatacak"
Emniyet-Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, Independent Türkçe'ye verdiği demeçte yönetmeliğe dair itirazları şöyle açıkladı.
Çok tayin var. Dört bölgede tayin dediğin zaman polisler evleri sırtında gezecektir. Tam bir yere adapte olurken onun hayatı değiştirilecek. Özellikle evlenme ve aile düzeni kurma konusunda sıkıntı yaşayacaklarından endişe ediyor genç polisler. Asıl sorunu 40 yaş üstündeki polisler yaşayacak. Çocuğu diyelim ki bir okula başlamış bir anda düzeni bozulacak.
"En büyük eşleri özelde çalışan, çocuklu polisler yaşayacak"
Görevde olduğundan adını veremediğimiz bir polis memuru ise "Eskiden polis ağabeylerimizin eşleri genellikle ev hanımıydı. Eşleriyle birlikte tayin oldukları yere sorunsuz gidiyorlardı. Şimdi ise eşlerin çoğu çalışıyor ve bir kısmı da özel sektörde. Devlet memuru olsa hadi bir şekilde tayinini isteyebiliyorsun. Ancak özel sektörde çalışan kişiye 'işini bırak gel şu ilde evde otur' demek kolay değil. Keza iller arasında eğitim kalitesi ve sosyal yaşamda da ciddi farklar var. Çocuğu olanlar da bu noktalarda sorun yaşıyorlar" şeklinde görüş belirtti.
Yönetmelik siyasileri de karşı karşıya getirdi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise dün akşam Twitter hesabından yaptığı açıklamayla "garabet" olarak nitelediği yönetmelikle polislerin hayatının daha da zora sokulduğunu öne sürerek iktidara geldiklerinde buna son vereceklerini söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Kılıçdaroğlu'na cevaben yaptığı açıklamada uygulamanın 2024'te başlayacağını ve birçok olumlu düzenleme getirildiğini, şark sürelerinin kısaldığını savundu.
Emniyet: Şark süreleri kısaldı, çocuğu son sınıfta olan tayini bir yıl erteleyebilecek
Gelen tepkilerin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü de yazılı bir açıklama yaparak düzenlemeye dair bilgiler verildi.
Açıklamada şark sürelerinin kısaltıldığı, polislerin çocuklarının eğitim hayatlarının olumsuz etkilenmemesi için son sınıfta çocuğu olanlara tayini bir yıl erteleme şansı verildiği, bir bölgede uzun süre görev yapmanın yarattığı sıkıntıların aşılması için böyle bir düzenleme yapıldığı kaydedildi.
"Cumhuriyet, uluslaşmak için de memurları gezdiriyordu"
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Erdoğan, memurluğun Türkiye'deki devlet geleneğinin bir değişmezi olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, bir Osmanlı memurunun tayin olduğu yerlerin işaretlenmesi halinde neredeyse Evliya Çelebi kadar gezdiğinin görüldüğünü belirterek, cumhuriyet döneminde de tayin politikasının korunduğunu kaydederek bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Cumhuriyet yönetimi, toplumun birbirleriyle kaynaşması ve akraba evliliklerini önlemek için de memurları gezdiriyordu. Çünkü herkes aynı yerde yaşamaya devam etse ancak kendi çevresiyle, akrabasıyla evlenecekti. Ama dolaşan bir memur nüfusu sayesinde örneğin bir Çorumlu memur tayin olduğu Antalya'da oradan biriyle evlendi. Böylece hem uluslaşma süreci hızlanıyor hem de gen zenginliği artıyor. Ayrıca eşitlik de sağlanıyor. Yoksa tercihe bıraksan herkes gelişmiş yerlerde kalıp daha yetersiz olduğu düşündüğü yerlere gitmek istemez oraların gelişmesi de sekteye uğrardı."
"Uzun süre aynı yerde görev yapan polis tarafsızlığını kaybedebilir"
Bir memur aynı yerde uzun süre kalması halinde insanlar kuracağı ilişkiler ve dostluklar nedeniyle objektifliğini, tarafsızlığını yitirebildiğine ifade eden Erdoğan, "Bu sadece Türkiye'de de yok. Örneğin Reuters temsilcisi gazeteciler, 4 yıldan uzun aynı yerde görev yapmıyor. Çünkü eğer daha uzun süre aynı bölgede kalırsa görev yaptığında yaşadığı yerin sorunlarına körleşebildiği, eşraf, esnaf ve diğerleriyle kurduğu yakın ilişkiler nedeniyle tarafsızlığını kaybedebileceği düşünülüyor. Benzer bir durum memurlar için de geçerli. O nedenle memurların yer değişikliği işin doğası gereği gereklidir" diye konuştu.
"Üç taşınma bir yangına bedel!"
Erdoğan, buna karşın çalışan eş, okuyan çocuklardan kaynaklanan sıkıntıların tayin olayını evli polisler açısından zorlaştırabileceğine değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
Genç polisler de alıştıkları sosyal çevreden koparak küçük bir yerde yaşamak istemeyebiliyorlar. Son olarak üç taşınma bir yangına bedeldir diye Japon atasözü var. Her taşınma beraberinde ödenek dahi verilse bir yük getiriyor. Bir evde aldığın perde başka bir eve uymayabiliyor. Bu da insanların zorunlu değişikliklere soğuk bakmasına neden oluyor.
"Göç en büyük stres faktörlerinden biri"
Peki fazla tayin insanların psikolojisini nasıl etkiliyor? Bu soruyu cevap Psikiyatrist Doktor Ayhan Akcan'dan geldi.
Akcan, bir yere belli bir süre dahilinde bile gitmenin sonuç olarak göç olduğunu kaydederek, "Göç en büyük stres faktörlerinden biridir. Ayrı bir çevre, ayrı bir kültür ve iklim. Her biri adaptasyon yani uyum gerektiren konular" ifadelerini kullandı.
Akcan, yaşanan olası etkiler hakkında şunları söyledi:
Kimi insan yüksek rakımlı bir yerde yaşayamaz. Biyolojik adaptasyon sorunu yaşayabilir. Baş ağrısı yapar. Kimi zaman da psikolojik ve sosyal adaptasyon sorunu olur. Çünkü insanın yaratılışı hep daha iyiye gitmeye yöneliktir. İyi bir yerdeyken daha kötü bir yere düşmek onu biyolojik, psikolojik, sosyal olarak geriletebilir, boşluğa düşürüp öfke eşiğinin düşmesine, ani parlamalara, dikkat dağınıklığına ve uykusuzluğa hatta kimi zaman ciddi baş ve karın ağrılarına neden olabilir. Biz ona uyum süreci diyoruz.
"Depresyon riskini artırıyor"
Bu uyum sürecinin 6 aydan fazla sürmesi halinde ciddi sorunlara yol açabileceğini kaydeden Akcan, konuşmasını şöyle tamamladı:
Tabii polislik mesleğinin kendi içinde dinamikleri var. Yani orada da işte bu mesleği seçerken bunu da kabul etmişsinizdir diye geçiştiriliyor. İşin bilimsel sosyolojik psikolojik boyutu görmezlikten geliniyor. Depresyon riskini artırıyor. Şayet polis psikososyal kültür düzeyi daha düşük olan bir yerden gelmişse bazen faydası bile oluyor. Ortama da daha çabuk adapte oluyor. Ancak Z kuşağı olarak nitelenen kesimler içindeki genç polisler, tayinler nedeniyle yaşadıkları bu kültürel değişimleri daha zor karşılayabilir, ciddi uyum sorunu yaşayabilirler.
© The Independentturkish