Medya temsilcileriyle bir araya gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye'de Suriyeli 4 milyondan fazla öğrenci olduğuna dikkat çekerek, eğitim niteliğinde dünyanın önde gelen ülkelerinden olan Finlandiya ile kıyas yaptı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Özer, "Türkiye'de 4 milyondan fazla Suriyeli var. Diğer ülkelerden gelen 6 milyon öğrenci var. Türkiye'nin bunu yapma kapasitesi var. Finlandiya dediğiniz ülkenin 450-500 bin öğrencisi var. Onun için hakikaten kapasitemiz, organizasyon kapasitemiz çok güçlü. Hemen bir program düzenleyip onları eğitime dahil edebiliriz" diye konuştu.
Büyüyerek iyileşme
Özer, Türkiye'de yükselen eğitim kapasitesini ise kalite ve büyümeyi bir arada götüren stratejiye bağladı. Derslik başına düşen öğrenci sayısının düşürülmesini, "Kimsenin farkında olmadığı müthiş bir başarı. Türkiye'nin beşeri sermeyesiyle ilgili yapılmış en kalıcı yatırımlardan bir tanesi" olarak niteleyen Özer, fiziksel iyileştirmenin öğretmenin performansından öğrencilerin başarısına kadar her noktayı etkilediğini söyledi.
Özer, konuşmasına şöyle devam etti:
Bazen sadece 'okul, derslik yapıldı' deniliyor ama bu ertelenmiş bir ihtiyaçtı. Önemli olan noktalardan biri bu kaliteye rağmen mi yapıldı, kalite odaklı mı yapıldı? Türkiye'de en büyük problemlerden biri, eğitimde büyüme ile kalitenin birbirine düşman olarak görülmesi. Büyüdüğü anda diyor ki 'kalite elden gidiyor'. Kalite nasıl bir şey ki büyümeye düşman. Destekleyici mekanizmaları koyduğunuz zaman kaliteli büyüme olur
"Takdir edilmesi gereken devrimsel bir dönem"
Bu dönemin eğitim tarihinde takdir edilmesi gereken devrimsel bir dönem olduğunu kaydeden Özer, "Kitleselleşme evresinin aşılıp eğitimde evrenselleşme döneminin yaşandığı bir dönem. Nüfus artarken bir taraftan eğitime erişimi artırmak kolay değil. Burada en büyük eksikliklerden biri okul öncesi eğitim. Bunu da bu dönem biz çözeceğiz. Sürekli iyileştirme kültürüyle hareket edeceğiz" dedi.
"Kadrolu öğretmen olmasına gerek yok"
Milliyet’in haberine göre Özer, “fırsat eşitliğinin” geliştirilmesinde “ücretli öğretmenlik” sisteminin etkili olduğunu savundu.
Özer, ihtiyaç anında kadrolu öğretmene gerek duymadan, ücretli öğretmenlik sistemiyle her derste açığı kapattıklarını belirterek, "Talep edilen her türlü dersi seçilsin diye açıyoruz. Bu konuda kaygımız da yok korkumuz da. 2014-2015’te ortaokul sınıflarında seçmeli ders sayısı 65-74 arasında iken bu yıl sayı 101 derse yükseldi. MEB’de kadrolu öğretmen olmasına gerek yok illa. Kadrolu öğretmen varsa orada görevini yapıyor zaten, yoksa ücretli öğretmen devreye giriyor. O anda orada öğretmen yoksa eğitim fakültesi mezunlarını istihdam ediyor" ifadelerini kullandı.
Milliyet