Hollanda’nın Eindhoven kentinin Sosyalist Parti Grup Lideri, Ulusal Konsey Üyesi ve Belediye Meclisi üyesi Murat Memiş, Antalya’da gözaltına alındı ve dört günlük gözaltının ardından Türkiye’den çıkış yasağı kararıyla serbest kaldı. Aslen Diyarbakırlı olan Memiş, “Terör örgütü propagandası” ile suçlanıyor. Türkiye kamuoyundan haftalardır saklanan gözaltı ve yasaklamanın bilgilerine Independent Türkçe ulaştı.
Hollanda’nın Brabant bölgesinde bir mantar çiftliğinin sahibi olan Murat Memiş, 28 Nisan’da Antalya’ya geldi.
12 yaşındayken ailesiyle birlikte Hollanda’ya taşınan Memiş, Eidnhoven Konseyi’nde iki dönemdir görev yapıyor, aynı zamanda Sosyalist Parti’nin siyasi grup başkanı.
30 Nisan’da ailesiyle Antalya’da yaptığı tatilde gözaltına alınan Memiş, gözaltı hikayesini şöyle anlattı:
Akşam Antalya'da bir restoranda ailemle beraber balık ısmarladık, içki içtik. Saat sekiz civarında bir garson masamıza geldi ve ‘Murat Memiş kimdir?’ diye sordu. Ve bir dakikalığına gelmemi istedi. Faturada bir sorun olduğunu düşündüm. İçeride üç adam bekliyordu. Elimi sıktılar ve terörle mücadele bölümünden gelen polisler olduklarını söylediler.
Polislerin kendileriyle otele gelmelerini istediğini söyleyen Murat Memiş, otele vardıklarında, beş kişinin de orada kendilerini beklediğini görmüş:
Neredeyse on kişi birden odama geldi. Hiçbir şeye dokunmama izin verilmedi. Bir terör örgütüne üye olduğum ve propaganda yaptığım için tutuklandığımı söylediler. Cep telefonumu bulmak için otel odamda iki saat aradılar. Onu Hollanda'dan getirmemiştim. Gerçekten tatilde rahatlamak istemiştim. iPad'e el koydular. Üzerimdeki her şeyi çıkardılar ve kopyaladılar. iPad'de Eindhoven Belediyesi'ne ait çok gizli belgeler de vardı.
İki saat sonra hastaneye götürüldüğünü anlatan Memiş, daha sonra fotoğraflarının çekildiğini ve parmak izlerinin alındığını söylüyor ve ardından Antalya Emniyet Müdürlüğü’ndeki bir hücrede dört gün boyunca gözaltında tutulduğunu anlatıyor:
Sadece üçüncü günün akşamında sorguya çekildim. Dördüncü gün mahkemeye çıkmam gerekti. Hakim otomatik olarak savcının önerisini onayladı. Tweetlerime dayanarak, benim de PKK üyesi olduğum sonucuna vardılar. Ülkeyi terk etmemek şartıyla mahkeme tarafından serbest bırakıldım. Hollanda pasaportumu kurtardım. Şu anda 2 Temmuz'da Antalya'da duruşmayı bekliyorum.
Antalya'da iki hafta daha otelde kaldığını belirten Murat Memiş, sonunda pahalı geldiği için Diyarbakır’daki ailesinin yanına gittiğini, karısı ve iki küçük çocuğunun ise Eindhoven'a geri döndüğünü anlatıyor.
Çocukluğunun savaşa tanıklık ederek geçtiğini dile getiren Memiş, politik mücadele içindeki babasını arayan askerlerin babaannesini saçlarından sürüklemelerini unutamadığını söylüyor. Kendisi de henüz çocuk yaşta o askerlerden dayak yemiş ve köyleri yakıldıktan sonra şehre göç etmek zorunda kalmışlar.
Murat Memiş, çocukluğunu şöyle anlatıyor:
Askerler babamı arıyordu, kaçtı. O günlerde askerler evimize geldi. Beni dövdüler ve ‘Baban nerede’ Diye bağırdılar. Sonra tavuk, koyun ve ineklerin bulunduğu ağılı ateşe verdiler. Yangın kolayca evimize yayılabilirdi. Artık orada hayat şansımız yoktu, şehre taşındık. Kısa bir süre sonra bütün köyümüz yandı.
Kolay zamanlar değildi ama ben her zaman barış ve demokrasiden yana oldum. Diyalog, şiddet kullanmaktan 10 bin kat daha iyi. Barış ve demokrasi için uğraşırken, terörizmle suçlanmanın çok utanç verici olduğunu düşünüyorum.
1999'da annesi ve erkek kardeşleriyle birlikte 12 yaşında bir çocuk olarak Hollanda'ya gelen Memiş, yeni ülkesine kolayca entegre olmuş. Veldhoven'deki VMBO'yu bitirmiş, hızlıca Hollandaca öğrenmiş. 16 yaşındaki Kürt Kültür Derneği Eindhoven'ın (KCVE) başkanı olmuş, Türk-Kürt partileri düzenlemiş. Ancak bu faaliyetleri, özellikle Türk milliyetçilerinin kendisini hedefleyen mesajlar atmasına sebep olmuş. Ülkücü Türk gençlerinin saldırısına da uğrayan Memiş, o günlerde yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor:
16 yaşındaydım. Türk gençlere sesimi duyurmak için masaya çıktım ve ‘Neden terörist olduğumu düşünüyorsun, ben bir insanım ve anadilinizi sizden daha iyi konuşuyorum’ dedim.
Tutuklanmasını ‘bir kabus’ olarak niteleyen Memiş sözlerine şöyle devam ediyor;
Ellerinde herhangi bir kanıt olduğunu sanmıyorum. Ama bu beraat ettiğim anlamına gelmiyor, açıkçası korkuyorum.
Sosyal medyadaki mesajlarının kendisine suçlama olarak yöneltildiğini anlatan Memiş, Facebook’ta bir tane, Twitter'da 14 tane mesajın suçlama konusu edildiğini, bunların tamamının retweet ettiği mesajlar olduğunu söylüyor:
Bir Alman milletvekilinden, Avusturya’daki bir milletvekilinden, Rotterdam’da bir şehir meclisi üyesi, Washington’da bir gazeteci tarafından atılan mesajlardı ve hepsi Sosyalist Parti’deki pozisyonum doğrultusunda yaptığım paylaşımlardı.
Hollanda’nın kendisiyle ilgili diplomatik girişimlerini sessizce sürdürdüğünü ancak henüz bir sonuç alınamadığını da kaydeden Murat Memiş, gelişmeler hakkında bir öngörüde bulunamayacağını belirtiyor. Ancak üç yaşındaki oğlu Azad ile, bir yaşındaki kızı Jinda’yı görememenin kendisini fazlasıyla üzdüğünü de belirtmeden edemiyor. Ve Türkiye’ye geldiği için kendisine kızdığını söylüyor:
Aptallık ettim, buraya gelmemeliydim. Siyasi iklimin nasıl olduğunu biliyorum, hassasiyetlerin ne olduğunu biliyorum. Bunu her zaman göz önünde bulundurmaya çalıştım. Özellikle sosyal medyada her zaman temkinli oldum. Yıllardır Türkiye’ye gelirim, o zaman yanlış olmayan şeyler şimdi aniden yanlış oldu. Ama ben terörist değilim ki, tatile çıkmak isteyen sosyal sorunlarla ilgilenen bir kamu temsilcisiyim.
Öte yandan Memiş'in tutuklanmasının ardından Hollanda Dışişleri Bakanlığı Türkiye için seyahat tavsiyesini yeniden düzenledi. Bu tavsiye, başka şeylerin yanı sıra, ülke dışında kullanılan ifadeler için Türkiye'de kovuşturmaya uğranılabileceğine dikkat çekiyor.
© The Independentturkish
