Yağmur, çamur, kar, fırtına demeden görev başında zamanla yarışarak sipariş yetiştirmeye çalışan kuryelerin "hak arayışına" bir yenisi daha eklendi.
Trendyol ve Hepsiburada çalışanlarının ardından bu kez de Yemeksepeti işçileri eylem yaptı.
2015 yılında 589 milyon dolarlık satış haberiyle dönemin en büyük yurtdışı satışına imza atan şirket, bugünlerde çalışanlarının protestosuyla gündemde.
Şirketin kurye ve depo çalışanlarının İstanbul Şişli'deki eylemini, Yemeksepeti İşçi Komitesi Sözcüsü Kaan Gündeş ve Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk'le konuştuk.
Yüzde 40 zamla asgari ücret
Gündeş ve Öztürk'ün aktardığına göre maaşlar -kıdeme ya da şubeye göre değişse de- ortalama 2 bin 500 TL civarında olduğundan, yapılan yüzde 40'lık zamla bile ancak asgari ücret seviyesine ulaştı.
Bu nedenle zam oranı yüksek gibi görünse de çalışanlar tarafından yeterli bulunmadı.
"Net maaşlar en az 5 bin 500 TL'ye çıkarılmalı"
Yemeksepeti İşçi Komitesi Sözcüsü Kaan Gündeş, eylem yapan işçilerinin 4 ana talebinin bulunduğunu aktardı.
Gündeş, bunların, kurye ve depo çalışanlarının net maaşlarının en az 5 bin 500 TL'ye çıkarılması, yan hakların verilmesi, hakkını arayan işçilerin işten atılmaması ve mobbinge uğramaması, ofis çalışanı değil taşımacılık işçisi olarak gösterilmeleri ve sendikalaşmaya karşı çıkılmaması olduğunu belirtti.
Masaya oturmaya hakkı TÜMTİS'te
Toplu sözleşme yapılabilmesi için TÜMTİS'in masaya oturması gerekli. Ancak Yemeksepeti'nin işçiler üzerinde baskı uygulayarak sendikal örgütlenmeyi engelleyip hukuksuzluğa neden olduğu öne sürülüyor.
Yemeksepeti tarafından TÜMTİS'e yapılan yetki itirazının geri çekilmesi talep ediliyor.
"Sendikaya yapılan yetki itirazı geri çekilmeli"
2021 Haziran'ında TÜMTİS'in Yemeksepeti'ndeki sendikal yetkiyi aldığını, Çalışma Bakanlığı'nın da bunu onaylamasına rağmen şirketin yasalardaki boşluktan faydalanıp itirazda bulunarak süreci uzattığını ifade eden Gündeş, "Gülünç bulduğumuz itirazın geri çekilmesi ve sendika yetkisinin mahkeme beklenmeden hemen tanınması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Kuryelerin emek gücü üzerinden büyük kârlar elde etmiş bir firma"
Talepleri yerine getirilmeden geri adım atmayacaklarını kaydeden Kaan Gündeş, Yemeksepeti için "Kuryelerin emek gücü üzerinden büyük kârlar elde etmiş bir firma" nitelemesinde bulundu.
"İşçi sömürerek elde ettiğiniz kârlılıkla övüneceğinize hakkımızı verin" diyen Gündeş, Yemeksepeti'ndeki mevcut işleyiş ve çalışma koşullarına ilişkin ise şöyle konuştu:
Yoğun baskı altında çalışıyoruz. 1 saatte 4 sipariş teslim etme zorunluluğu var. Sipariş başına 15 dakika düşüyor. Bu yüzden hız baskısı altında çalışıyoruz. Geciken depo müdürlerinden azar işitiyor, mobbing görüyor. Motor kullanırken panik atak geçirenler var. Yetişemeyen kurye o ay kırmızı sayılıyor, uyarılıyor, işten atılmakla tehdit ediliyor. Trafikte resmen yarış atı gibiyiz. İş yetiştirmeye çalışırken yaralanma ve ölüm olayları meydana geliyor. En fazla sipariş teslim eden kuryeye ayda bir gün izin, şubeye de bir tepsi baklava hediyesi var! Düşünün şirket yapılan hızı bir de ödüllendiriyor! Vardiyalar belirsiz, çalışma saatleri bazen haftalık bazen de günlük olarak belirleniyor. Bunu bazı çalışanları cezalandırmada kullanıyorlar. Mesela çıkıntılık yapan işçileri cezalandırmak için gece çalıştırıyorlar ki otobüs bulamasın, eve ulaşması zorlaşsın.
"Evrakta sahtecilik yapıldı, Çalışma Bakanlığı göz yumdu"
Yemeksepeti yönetiminin yaklaşık 2 yıl önce evrakta sahtecilik yaptığını öne süren Kaan Gündeş, Çalışma Bakanlığı'nın da bu duruma göz yumduğunu savundu. Gündeş sözlerini, "Kuryeler ile depo görevlileri, ofis-büro çalışanı olarak gözüküyor, bu nedenle de taşımacılık sendikaları TÜMTİS'e üye olamıyor" diyen Kaan Gündeş, "Yemeksepeti yönetimi 1,5-2 yıl önce evrakta sahtecilik yaptı ve binlerce çalışanın iş kolunu evrakta değiştirdi. Çalışma Bakanlığı bu durumu bildiği halde harekete geçmedi. Pandemi döneminde iş kaygısıyla çalışmaya devam ettik" diyerek sürdürdü.
"Ofis çalışanı olarak gösterildiğimizden aşı hakkı tanınmayınca bakanlığa özel liste gitti"
Gündeş, Kovid-19 salgını başladığında taşımacılık sektörünün aşı için öncelikli meslek gruplarından sayıldığını ancak kendilerinin kağıt üstünde ofis çalışanı gibi gösterildiklerinden aşı hakkı tanınmadığını ve bunun üzerine tepkilerini dile getirip kampanya düzenlemeleri sonucunda Yemeksepeti tarafından bakanlığa "özel" bir listenin sunulduğunu da savundu.
"Türkiye, emek yasalarının esnek, güvencenin az, sömürünün çok olduğu ülkelerden"
Kaan Gündeş, Yemeksepeti'nin satıldığı Delivery Hero'nun 2020 tarihli finans raporundaki bir noktaya dikkati çekerek, "Utanmadan bir de şununla övünüyorlar: Dünya üzerinden 10 siparişten 6'sı Delivery Hero üzerinden verildi ve çalışanlarımızın sadece yüzde 6'sı toplu sözleşme yapma hakkına sahiptir! Türkiye, emek yasalarının esnek, güvencenin az, sömürünün çok olduğu ülkelerden. Zaten Delivery Hero da böyle ülkeleri seçiyor. Bunlardan biri Türkiye. Avrupa ülkelerinden ise işçilerin haklarının görece korunmadığı Asya, Ortadoğu ve Latin Amerika ülkelerine kayıyorlar" şeklinde konuştu.
"Kuryeleri koruyucu yasalar çıkarılmalı"
Kuryeler için genel bir talepte de bulunan Gündeş, özel koruyucu yasaların eksikliğine vurgu yaptı. Gündeş, "İş kazaları, trafik kazaları gibi olaylar meydana geliyor. Bunların meslek hastalığı sayılarak sigorta kapsamına alınması gerekli" derken, işçi gibi çalıştırılsalar da işçi haklarından faydalanamadıklarını öne sürdü ve sigorta, sendika, fazla çalışma ve hastalık izni gibi taleplerde de bulundu.
Trendyol'un da uyguladığı 'esnaf kurye modeli'
Geçen haftalarda eylemleri ülke basınında yer bulan Trendyol kuryelerinin ne şekilde çalıştığı da merak konusu.
Gündeş, 'esnaf kurye modelinde patronların 'Ben sizi işçi gibi çalıştıracağım ama öyle göstermeyeceğim' dediğini hatırlatarak, "Hepiniz kağıt üstünde kendi şahıs şirketinizi kuracaksınız' deniliyor, böylelikle sanki bu firmanın (Trendyol) 2 bin şirketle ticari bağı varmış gibi gösteriliyor. Bu sistemde kuryeler Bağ-Kur'lu olduklarından sigortalarını da kendileri yapıyor, pek çok masrafları oluyor. 12 bin 500 TL maaş alıyorlar ama ellerine kalan asgari ücret gibi bir şey. Çünkü esnaf kuryeler benzin masrafını bile kendi cebinden ödüyor. Zaten mazota, benzine sürekli zam geliyor" bilgilerini verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Emek sömürüsüne son verin, çalıştırdığınız robot değil, insan"
Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk de kuryelere büyük haksızlık yapıldığını söyledi.
Emekçilerin demokratik haklarını kullanıp sendikaya üye oldukları bağlı oldukları iş kollarının (Nace kodu) değiştirilip üyeliklerinin düşürüldüğünü aktaran Öztürk, şunları kaydetti:
"İş kolu değişmeyen, taşıma iş kolunda çalışan işçileri üye yapmaya devam ettik, bakanlık da sendikanın şirkette toplu iş sözleşmesi için gerekli çoğunluğun sağlandığına dair belge verdi, işveren buna da dava açtı. Dava sonuçlanmadan toplu iş sözleşmesi yapmak mümkün değil. Türkiye'deki mahkemeler yıllarca sürdüğünden, işveren kasıtlı olarak sendikalaşmayı engellemek için bunu yaptı. İşçilere yoğun şekilde' esnaf kurye olun' baskısı var, Trendyol'daki gibi… Yemeksepeti de bunu başlatıp sigorta ve kıdem tazminatından kurtulmak istiyor. İşçiyle bağı kalmasın diye uğraşıyor!"
Yemeksepeti için "Uluslararası ve çok yüksek oranda kâr eden bir firma ama işçilerini kötü koşullarda çalıştırıyor" yorumunu yapan Kenan Öztürk, firma yöneticilerine tepki gösterdi.
"Kârlılıklarının ne kadar arttığını anlatıp reklam yaparken iyi de neden işçiler köle gibi açlık sınırının altında çalıştırılıyor" diyen Öztürk, "Çalışanların eline asgari ücret bile geçemiyor. Bir yandan da sürekli mobbing, baskı. Kuryeler bu nedenle kaza geçiriyor, yaralanıyor, hayatını kaybedenler bulunuyor. Koşullar kötü. Sendika hakkına tahammülsüzlük var. Kuralsız çalışma dayatması devam ediyor. Mahkemeyi kazanacağımıza inanıyoruz. Emek sömürüsüne son verin, çalıştırdığınız makine değil insan. İşçilerin sırtında bu şirket büyüyor" ifadelerini kullandı.
"İşçilerin sendikalaşma hakkına saygı gösterilmezse büyük illerde kitlesel eylemler başlayacak"
Şirket yönetimine işçilerin haklarına saygı gösterilmesi ve sendikalaşmaya izin verilmesi yönünde çağrı yapan TÜMTİS Genel Başkanı, sorunun diyalogla çözüme kavuşturulmaması halinde farklı kentlerde eylemlerin başlayacağını da sözlerine ekledi.
© The Independentturkish