Henüz 24 yaşında "tılsımı bozmayacağız" diye söz veren Adalet Bakanı Gül'ün ikinci istifası kabul edildi

5 yıla yakındır Adalet Bakanlığı yapan Abdulhamit Gül görevi bıraktı. Daha önce de "görevden affını istediği" öğrenilen Gül'ün bakanlığı döneminde birçok tartışma yaşanmıştı

"O, Milli Gençliğe özgüveni, evrensel düşünmeyi, adanmayı, imkansızı başarmayı, köprü altında yatan çocukların mesuliyetini, parasızlıktan okula gidemeyen öğrencinin sıkıntısını, şehadet aşkını, hayatın anlamını öğretti. Yetiştirdiği gençler olarak söz veriyoruz, tılsımı bozmayacağız…"

Bu satırlar, Milli Gençlik Vakfı'nın (MGV) Genel Başkanı Adnan Demirtürk'ün bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından MGV'nin Üniversite Komisyonu Başkanı tarafından Anadolu Gençlik Dergisi'nde yazıldı. 

"Tılsımı bozmayacağız" diye vurgulayan isim, Abdulhamit Gül'dü. 

Gül, Gaziantepli tanınan bir ailenin oğlu. Siyasi aktivizme Milli Görüş hareketi içinde başladı.

MGV'deki görevlerinin ardından Refah ve Fazilet partilerinin gençlik kollarında görev aldı. 

Saadet'ten Has Parti'ye, oradan AK Parti'ye

Milli Görüş hareketinin bölünmesi ve AK Parti'nin kurulmasının ardından siyasi tercihini Necmettin Erbakan'dan yana koydu.

Birçok arkadaşı AK Parti'ye katılırken o Saadet Partisi gençlik kollarında çalıştı.

Şu anda AK Parti'nin İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Saadet Partisi'nin Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanıyken onun yardımcısı Abdulhamit Gül'dü. Partide Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel İdare Kurulu Üyeliği de yaptı.

2010 yılında dönemin Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan arasındaki ihtilaf Gül'ün Saadet Partisi'yle organik bağının bitmesine neden oldu. Partiden istifa eden Numan Kurtulmuş'la birlikte hareket etti ve Halkın Sesi Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı.

Kurtulmuş'un AK Parti'den gelen daveti kabul etmesiyle HAS Parti kapatıldı ve AK Parti'ye iltihak etti. Gül, biraz gecikmeli de olsa AK Parti'ye katılmıştı. AK Parti MYK üyesi ve Genel Sekreterliği görevlerine getirildi.

19 Temmuz 2017'deki kabine değişikliğiyle Adalet Bakanı oldu. 2018'deki seçimin ardından kurulan ilk Cumhurbaşkanlığı kabinesinde de bakanlık koltuğunu korudu. Bu süre zarfında bazı çekişmelerin görünür olmasını sağladı. Bütün bunlar, hem eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak hem de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla arasında soğuk rüzgarların estiği yorumlarının yapılmasına neden oldu.

İlk mesaj gazete köşesinden verildi: Aynı maklubeye kaşık sallayanlar

En çok konuşulan çıkışı da bu döneme denk geliyor. Eylül 2019'da Sabah gazetesindeki bir köşe yazısında, "yargıda tuhaf işlerin olduğu" ileri sürülmüş ve "bazı FETÖ'cülerin yargıda kritik noktalara getirildiği" iddia edilmişti. 

Adalet Bakanı'nın bu sözlere tepkisi hayli sertti:

"Bu örgütün sadece yargıya, orduya, emniyete sızdığı sanılmasın. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilin ki orada FETÖ'nün bir tezahürü vardır. Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın."

Böylece kapalı kapılar ardındaki çekişme ilk kez kamuoyunun önüne taşınmıştı. Gül'ün açıklamasındaki bu ton, bu tür ithamlara asla müsamaha göstermeyeceğini anlatıyordu.

İçişleri Bakanı'nın sözlerine yüklendi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, içinde uyuşturucu kullanılan binaları yıkamadıklarından yakınan muhtarlara, "Ya kardeşim sen gece yık, mahkeme kararı arkadan gelsin" sözleri çok tartışılmıştı. Bu sözlerden hemen sonra Adalet Bakanı Gül'ün çıkışı daha çok konuşuldu. Adalet Bakanlığı'nın bir programında konuşan Gül, "Bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti" demişti.

Gül ile Soylu arasındaki gerginlik bununla sınırlı kalmadı.

Geçen yıl Twitter'dan bir açıklama yapan Soylu sosyal medyada annesine hakaret eden birinin serbest bırakıldığını dile getirerek şunları söyledi:

"45 gündür anam hastanede. Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım? Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder? Tweetimle yeniden alınırsa provokasyon sayacağım."

Gül'ün bu sözlere cevabı aynı ölçüde sertti. İstinaf Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Gül, isim vermeden Soylu'yu şu sözlerle eleştirdi:

Yargının eksik, yanlış, hatalı kararları yok mu? Elbette vardır. Benim de eleştirdiğim, ‘Bu nasıl karar' dediğim onlarca karar, yüzlere karar sayabilirim. Bazı dosyalarda tutuklama mümkün hatta gerekliyken bu yola başvurulmadığını görüyoruz. Bazılarındaysa tam tersi, tutuksuz yargılama yeterliyken kamu vicdanını yaralayıcı kararlara rastlıyoruz. Kaynar kazan döküyor serbest kalıyor, süt kazanına giriyor tutuklanıyor. Ama bu tür kararlara karşı kanunumuz itiraz yolu getirmiş. Yürütme içerisinde sorumluluk makamındakilere düşen, bu süreci saygıyla karşılamaktır. Elbette yasal hakları kullanacağız, elbette itirazımızı yapacağız, elbette eleştirimizi yapacağız. Bu konuda sürecin saygıyla karşılanması makamımız, görevimiz işimiz, mesleğimiz ne olursa olsun bu anlamda beklenen bir davranıştır. Aksi davranış yargı bağımsızlık ve tarafsızlığına gölge düşürebilir. Klavye başına geçip her gün sosyal medyada bana tutuklama siparişi ya da tahliye siparişi verenlere sesleniyorum; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, burada kanunlar işler, kurallar işler, usuller işler, işlemeye de devam eder…Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya kimse parmak sallayamaz. Adalet Bakanı'nın hakim-savcı cübbesi yoktur, görevim süresince o cübbeyi giymedim ve hiç kimse kusura bakmasın o cübbeyi de asla giymeyeceğim. 

En son konuşması: FETÖ'cü zihniyetle de mücadele etmeliyiz

Gül'ün bakanlığı boyunca, adalet sisteminde etkin olmak isteyen bazı gruplarla da karşı karşıya geldiği kulislerde çok konuşuldu. Hepsi Beştepe'ye yakın ama birbirine uzak olan bu grupların sistem içinde Abdulhamit Gül'e takıldığı belirtildi. 

Gül, Adalet Bakanı olarak son konuşmasını 28 Ocak 2022'de yaptı. Veri Koruma Günü etkinliğinde mikrofonun başına geçen Gül şunları söyledi:

"Hukuk devletinde esas itibariyle haysiyet cellatlığı olmaz, itibar suikastı olmaz. Hukuk buna asla izin vermez, veremez, vermemelidir. Bu anlamda dijital kumpaslarla insanların hayatını tarumar eden, insanlara kumpas kuran bu anlayış, bu FETÖ'cü zihniyetin de asla ama asla utulmaması gereken bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Ve bu anlayışın, bu FETÖ'vari anlayış ve uygulamaların da hiçbir zaman hiçbir surette ve hiçbir kimse tarafından gerçekleşmemesi yönünde de teyakkuzu ve bu konuda hukukun gerekli tedbirleri alması en esaslı görevlerinden biridir. ‘Geçmişte oldu efendim, şimdi de olsa ne olur' diye asla bir şey kimsenin aklından geçemez. Hukuk buna asla ve asla izin veremez."

Bu sözler, İstanbul'da kar kaosu yaşandığı sıralarda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İngiltere Büyükelçisi'yle yemek yerken restoranın önündeki MOBESE görüntülerinin servis edilmesine tepkisi olarak yorumlandı.

İkinci istifası kabul edildi

Independent Türkçe'nin ulaştığı kaynaklar, Gül'ün daha önce de cumhurbaşkanıyla görüşerek görevden affını talep ettiğini ancak Erdoğan'ın kabul etmediğini belirtiyor. Gül'ün bu yöndeki ikinci talebi ise Beştepe'den kabul gördü.

Gül dönemine eleştiriler

Bitmeyen davalar, uzun tutukluluk, tutuklamanın bir tedbir olmaktan çıkıp cezanın kendisine dönüştüğü eleştirileri onun bakanlık yaptığı süre boyunca hep iletildi. En son tartışmalı tutuklama, gazeteci Sedef Kabaş'ın bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında kullandığı ifadelerin ardından geldi. Kabaş önce gözaltına alınmış ardından tutuklanmıştı. 

Kabaş gözaltına alındıktan sonra Adalet Bakanı Gül, kişisel sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: 

"Edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum. Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır."

Gül'ün bu tweetinin ardından Kabaş'ın tutuklandığını ileri süren avukat Uğur Poyraz ise konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu.

5 yıla yakın devam eden bakanlık bitti

29 Ocak 2022 günlü Resmi Gazete'nin yayınlanması normalinden biraz uzun sürdü. Kulislerde kabine değişikliği olacağı iddiaları yaygınlaşırken gazete yayınlandı. 2022/22 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre Gül, "görevden affını istemiş" bu talep Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmişti. Böylece Gül'ün 5 yıla yaklaşan bakanlığı sona erdi. 

Gül'ün henüz 24 yaşında, eski başkanı Demirtürk'ü anarken verdiği "Tılsımı bozmayacağız" sözünü tutup tutmadığına da kamuoyu karar verecek.






© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU