Omicron'un önceki varyantlara nazaran daha hafif seyredip yoğun bakımda yatış ve ölüm oranlarını düşürdüğü ifade ediliyor.
Uzmanlara göre hastalığın daha kolay atlatılmasının ana nedeni, virüsün güç kaybetmesi değil, toplumda belli oranda aşılamaya ulaşılmış olması.
Ancak bu oran hala istenilen düzeyde değil. Türkiye'de 23 milyonu aşkın kişi, 3. doz hatırlatma aşısını yaptırsa da bir o kadarı sırası geldiği halde aşısını yaptırmamış durumda.
Bu kişilerin çok küçük bölümünün hastalığı geçirdiği için antikor yüksekliğinin sağladığı doğal koruma sayesinde aşıya gerek duymadığı belirtiliyor.
Diğer taraftan milyonlarca bireyin ivedilikle 3. dozu yaptırması yönünde çağrı yapılıyor. Aşıya erişim konusunda "dengesiz" ve "adaletsiz" durum sürdüğü için ise yoksul ülkelerin mağduriyeti bitmiyor.
Virüsle yaşamda 2 yıl geride kaldığından salgın, toplumlarda bıkkınlığa da neden olmuş durumda. Akıllarda 'pandemiden kurtulmanın ne zaman mümkün olacağı' sorusu var.
Pandeminin etkisini yitirdiği ve Omicron'un artık "tünelin ucundaki ışık" olduğu yönünde beklenti artsa da ölüm oranlarının tekrar yükselişe geçmesi ve yeni varyant riski, tedirginliğe neden oluyor.
Bahar aylarında Kovid-19'un etkisini yitirip yitirmeyeceğini, maskesiz günlere ne zaman kavuşulabileceğini, Omicron varyantı ve salgının gidişatı konusundaki merak edilenleri, Akademik Solunum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile konuştuk.
Öncelikle Omicron'un önceki varyantlardan farkını sorduğumuz Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, "Çok büyük oranda üst solunum yollarında oyalanıyor. Tutuluyor orada yerleşip aşağıya inmeden belirtilerini gösterdiğinden bağışıklık sistemi de orada müdahale ediyor. Eski varyantlar böyle değildi. Eskiden virüs burayı pas geçip akciğere inebiliyordu" yorumunu yaptı.
Ağırlıklı olarak boğaz ağrısı, burun akıntısı ve şiddetli öksürük semptomlarının görüldüğünü belirten Tutluoğlu, öksürük varsa "virüs direkt akciğere indi" diye düşünmemek gerektiğini, 5. günde bile hala yüksek ateş ve öksürük görülüyorsa o zaman doktor kontrolünün şart olduğunu da sözlerine ekledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Ölüm oranının 10 kat azalmasında aşının etkisi büyük"
Geçen yıl bu dönemde yüzde 2,5'larda olan ölüm oranının yüzde 0,25'lere düştüğüne işaret eden Tutluoğlu, virüsün mutasyonuna ve Omicron'un nispeten zayıf olmasının etkisine değinse de öncelikle aşı vurgusu yaptı:
"Asıl durum varyantın güçsüzlüğünden değil, aşının başarısından kaynaklanıyor. Aşısızlar için hastalığın ilk zamanlardaki ağırlılık derecesi hala geçerli. Aşılama olmasa, yoğun bakım ve ölüm oranları yine yüksek olurdu. Aşısızlar ya da diğer hastalıkları olanlar, ağır geçirebiliyor."
"Mayıstan itibaren rahatlama olacağını düşünüyoruz"
Bahar aylarında salgının etkisini kaybetmesini bekleyen bilim insanlarından olan Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, "Mayıs itibarıyla bir rahatlama olacağını düşünüyoruz ama maskeleri atmak biraz daha zaman alacak. Havaalanı ya da hastane gibi kalabalık olan ve enfeksiyon yayılması yüksek riskli yerlerde birkaç yıl daha maske kullanılır" dedi.
"Grip gibi olacak"
"Pandemi endemiye dönecek" söylemi için ise şimdilik erken olduğunu savunan Prof. Dr. Tutluoğlu, "Umutluyuz. Kovid-19, grip gibi bir hastalık olacak ama bitmeyecek, hayatımızdan tamamen çıkmayacak. Grip gibi olacak diyoruz ama bir yandan da şu var, normal grip mevsimsel bir hastalık, kış aylarında zarar veriyor ama Kovid enfeksiyonu 4 mevsim sıkıntı yaratabiliyor, mevsimsel değil. Bu açıdan farklı" diye konuştu.
"Asıl konu, gelecekte bizi bekleyen farklı virüsler ile enfeksiyonlar"
Yeni varyantların oluşmasında aşısızların rolüne değinen Tutluoğlu, "Ne kadar yeni varyant da çıksa bir taraftan bağışıklığımız oluşuyor, aşılar etkili oluyor. Ancak asıl konu, gelecekte bizi bekleyen farklı virüsler ile enfeksiyonlar var. Küresel ısınmanın da etkisiyle başka virüsler hayatımıza girebilir. Önümüzdeki yıllarda farklı virüslerle karşılaşabiliriz. Doğanın dengesini alt üst etmemiz, bu tür enfeksiyonların evrilip karşımıza çıkmasına neden oluyor. İnsanlık olarak önlem almak şart" değerlendirmesinde bulundu.
"Günah ve sorumluluk, kendini gelişmiş ülke olarak gören ülkeler ile aşı şirketlerinde"
Salgının olası seyrini sorduğumuz bir diğer isim de Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul oldu.
Ertuğrul'a göre 'Omicron nasıl olsa rahat geçiriliyor' anlayışından hareketle rehavete kapılıp tedbirleri göz ardı etmek, en büyük yanlışların başında geliyor.
Bağışık olan kişiler hastalığı hafif şekilde geçirse bile aşısı eksik ya da hiç yaptırmamış olanların -özellikle ileri yaşta ya da bağışıklık yetmezliği bulunan, ek hastalığı olanlar- Kovid-19'u hala ağır geçirdiğine ve bu isimlerde akciğer tutulumu gözlendiğine dikkat çeken Bülent Ertuğrul, aşının virüs karşısında en büyük koz olduğunda ısrarcı. Ancak aşıya erişim hala en büyük sorunlardan biri.
Bu konudaki 'adaletsiz' tutuma dikkati çeken Ertuğrul, "Günah ve sorumluluk, kendini gelişmiş ülke olarak gören ülkeler ile aşı şirketlerinde" ifadelerini kullandı.
Aşı konusunda yurtdışında pek çok araştırma mevcut. Bunlardan örnekler veren Prof. Dr. Ertuğrul, aşısızlar ile aşılılar arasında hastaneye yatış oranlarında yüzde 80 fark olduğunu, İtalya'daki bir başka bir çalışmaya göre de aşısızların 3 kat fazla oranda hastaneye yattığını dile getirdi.
"Önlem alınmazsa, şubat ayında daha yüksek vaka ve can kayıplarını beklemeliyiz"
Vaka sayısı düşükken aşısız olanların virüsten daha rahat kaçabildiğini ancak hasta sayısı arttığında virüsün onları da yakalamaya başladığını vurgulayan Bülent Ertuğrul, bu kişilerde Kovid-19 hastalığı daha ağır geçirildiği için hastane yatış ve ölüm oranlarının artmaya başladığını söyleyerek şöyle devam etti:
Yurtdışında hastaneye yatışlar ve ölüm sayıları artmaya başladı. Türkiye'de de artış var. 130'lara kadar düşen ölüm sayıları 185'lere çıktı. Omicron, aralık sonuna doğru Türkiye'ye girdi, yılbaşı ve sonrasında virüs yayılıp hakim suj haline geldi. Önlem alınmazsa, şubat ayında daha yüksek vaka ve can kayıplarını beklemeliyiz.
"Otobüs yolculuklarında HES sorgusunun kalkmasıyla virüs Anadolu'ya taşındı"
Önlemlerin başında PCR taramalarının artırılması ve kapalı alanlarda HES zorunluluğunun geri getirilmesinin geldiğini ifade eden Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, özellikle otobüs yolculuklarında HES sorgusunun kalkmasıyla virüsün İstanbul'dan Anadolu'ya taşındığı ve bunun yansımalarının görüleceğini öne sürdü.
"Maskeyle yaşamaya alışalım"
Bahar aylarında "tünelin ucundaki ışığın görülebileceği" konusunda ise temkinli davranan Ertuğrul, dünyada milyarlarca kişinin daha infekte olmasının beklendiğine dikkati çekti.
Prof. Dr. Ertuğrul, sözlerini "Tünelin ucunda görünen ışık, size doğru gelen bir trene de ait olabilir! Mayıs ayı için net bir şey söylemek mümkün değil. Salgının yakın zamanda biteceğinden emin olmamak gerek. Elbette ki umudumuz pandeminin endemik hale gelmesi. Ancak maskeyle yaşamaya alışalım. Kovid-19 endemik hale gelse bile, maskeleri yazın çıkarsak bile kışın yeniden takmamız lazım. Maske sadece Kovid'den değil, influenzadan, pek çok üst solunum yolundan koruyor ve aynı zamanda en ucuz korunma yöntemi" diyerek noktaladı.
© The Independentturkish