Kovid-19 salgınında Omicron etkisi: Vaka artışları 2022'de de sürer mi? Kapanmalara ihtiyaç duyulur mu? Pandemi, endemiye döner mi?

Prof. Dr. Güner Sönmez ve Prof. Dr. Mustafa Çetiner ile salgınının olası seyrini konuştuk. Omicron'un etkisiyle vaka artışları sürse de hastalığı ağır geçirme ve hastaneye yatış oranlarının düştüğüne değinen uzmanlar, yeni kısıtlama beklemiyor

Uzmanlar, salgın bitmiş gibi davranmama ve rehavete kapılmama yönünde uyarıyor / Fotoğraf: AA

İki yılı aşkın süredir devam eden Kovid-19 salgınında Omicron varyantının etkisiyle vakalar katlandı.

Dünya genelinde günlük vaka sayısı iki milyonu aşarken, Omicron, Türkiye'de de kısa sürede dominant hale geldi.

Bu varyant özellikle çocuklar arasında önceki varyantlara göre daha etkili oldu.

İki ay aranın ardından aralık sonunda Türkiye'deki günlük vaka sayısı ilk kez 30 bini aştı ve hatta 40 bine dayandı.

Yeni yıla Omicron'un etkisiyle giren Türkiye'de dün de günlük vaka sayısı 34 bine yaklaştı.

Ancak bu sadece işin kayıt altına alınabilen kısmı. Zira Kovid-19 olduğu halde test sonucunun negatif çıktığı kişilerin varlığının yanı sıra test yaptırmadığı için resmi kayıtlara geçmeyenlerle birlikte asıl sayının 100 bine yaklaştığı belirtiliyor.

Pandemi gidiyor yerine endemi mi geliyor?

Ancak diğer taraftan bazı bilim insanları, 2022 yılında pandeminin yerini endemiye bırakacağı görüşünde.

Yani hastalık zamanla yerleşik hale gelecek ancak etkisi azalacak, ölüm oranı düşecek. Bir bakıma Kovid-19 da influenza ya da verem gibi bir hastalık olacak ve salgın etkisini yitirecek.

Tüm bu olasılıklar ışığında Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez ve İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner'le Omicron varyantı etkisini, yeni yılda salgının olası seyrini ve yeniden kapanmalara ihtiyaç duyulma ihtimalini ele aldık.  

"Vaka sayısının yoğunluğuna rağmen hastaneye yatış ve ölüm oranları düşük"

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez, diğer varyantlardan farklı şekilde Omicron'un etkisiyle Türkiye'deki vakaların 2-3 günde ikiye katlandığını belirtse de genel anlamda hastalığın daha hafif şekilde geçirildiğini söyledi.

Sönmez, "Bu varyantta vaka sayısının yoğunluğuna rağmen hastaneye yatış ve ölüm oranları düşük" dedi.

"Daha çok bronşit yapıyor, zatürre vakaları daha az görülüyor"

Omicron varyantının ilk görüldüğü yer olan Güney Afrika'daki verilerin de benzer sonuçlar ortaya koyduğuna değinen Sönmez, virüs bronşlarda diğer varyantlara göre daha hızlı şekilde yayılsa da akciğere tutunma olasılığının daha düşük olduğunu dile getirdi.

Dolayısıyla Omicron varyantının zatürreye neden olma ihtimalinin de azaldığını vurgulayan Sönmez, "Daha hafif hastalığa neden oluyor. Daha çok bronşit yapıyor, zatürre vakaları daha az görülüyor" yorumunu yaptı.

 

Prof. Dr. Güner Sönmez Twitter DrGunerSonmez.jpg
Prof. Dr. Güner Sönmez / Fotoğraf: Twitter / @DrGunerSonmez

 

"Yaşananlar rehavete neden olmasın, virüsün öldürücülüğü devam ediyor"

Ancak bu durumun rehavete neden olmaması gerektiğine de vurgu yapan Sönmez, hastaneye yatışlardaki azalma, daha önce enfeksiyon geçirme ve aşıya bağlı oluşan bağışıklığın da bir etkisiyle virülans (hastalığa neden olma) azalsa da Kovid-19 virüsünün hala ağır hastalık yapıp ölümlere neden olduğunun unutulmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

"Üçüncü doz aşı, kapanmaların önüne geçmek ve hastane yükünü önlemek için şart"

İki doz aşıya ek olarak üçüncü dozların yapılmasının virüsün dolaşımını azaltmak için şart olduğunu belirten Sönmez, böylelikle kapanmaların önüne geçmek ve hastane yükünü önlemek adına da tedbir alındığını kaydetti.

"Hastalık hafif geçirilse bile oluşan bağışıklık Delta gibi daha önceki varyantlara karşı da olumlu oluyor"

 Hastalığı Omicron varyantı ile atlatan kişilerin önceki varyantlara karşı da bağışıklıklarının geliştiğini vurgulayan Sönmez, "Omicron varyantı nedeniyle enfekte olanlarda olumlu bir durum da şu, hastalık hafif geçirilse bile oluşan bağışıklık Delta gibi daha önceki varyantlara karşı da olumlu oluyor" diye konuştu. 

Şu an için Türkiye'de yeniden kısıtlamalara gidilmesini beklemediğini kaydeden Sönmez, vaka sayılarının 40 binlerden 70-80 binlere yükselmesi halinde ufak çaplı birtakım tedbirlerin yeniden gündeme gelebileceği görüşünde.

"Kovid-19 pandemisi endemik hale gelebilir"

Son olarak bilim insanlarının 2022'nin baharında hastalığın endemik hale gelebileceği şeklindeki yorumlarına da katılan Sönmez, Omicron varyantının tüm toplumlarda Güney Afrika'da olduğu gibi hafif hastalık şeklinde yaygınlaşırsa, oluşan bağışıklıkla endemik hale gelmesinin öngörüldüğünü de aktardı.

 

Omicron salgın ABD koronavirüs Reuters.jpg

Omicron varyantının ilk görüldüğü yer Güney Afrika oldu. Vaka sayılarının en fazla artış gösterdiği yerlerin başında ise ABD geliyor. Ülkede günlük vaka sayısı 500 bine ulaştı. Omicron virüsüne bağlı vaka sayılarının en fazla arttığı eyalet ise New York. Vakaların yükseldiği Avrupa ülkeleri de peşi sıra çeşitli tedbirlerle ve kapanmaya gitti. ABD'de bazı üniversiteler ocak ayı için online eğitime geçildiğini açıkladı. Sonrasında ne olacağı ise salgının gidişatına göre belirlenecek / Fotoğraf: Reuters

 

"Kovid vakaları influenza gibi olacak ve hayatımızdan hiç çıkmayacak gibi görünüyor"

İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner de salgının 2022'deki nasıl seyredeceğini ilişkin değerlendirmede bulundu.

Delta varyantının Hindistan'dan, Omicron'un Güney Afrika'dan çıktığını hatırlatarak, yeni mutasyonların gelişme riskine dikkati çeken Çetiner, enfeksiyonun yayılma hızı sürdükçe, olumsuz mutasyonların ortaya çıkma tehlikesinin artacağını kaydetti.

Salgına ilişkin öngörülerin doğru bir yaklaşım olmadığını savunan Çetiner, her şeyden önce Kovid-19 vakalarının tıpkı influenza ve diğer üst solunum yolları enfeksiyonları gibi olacağını ve hayatımızdan hiç çıkmayacak gibi göründüğü için artık bununla yaşamayı öğrenmemizin şart olduğunu savundu.

"Bundan sonra kapanma ya da kısmi kapanma gibi durumların olacağını hiç sanmıyorum"

İnsanoğlu, virüsün kendisi, aşılama ve tedavi olmak üzere gidişatı belirleyecek dört ana faktöre değinen Prof. Dr. Çetiner, sözlerini ifadelerle sürdürdü:

"İnsanlarla ilgili belirleyici durum aşılama. Omicron varyantında da aşılanma oranlarıyla hastaneye yatış arasında net bir ters orantı olduğu görülüyor. İngiltere'de bir günde 117 bin vaka bildirildi ama ölümler artmadı. ABD'de de özellikle New York eyaletinde vakalar çok yüksek seyrediyor ama ölümler aynı oranda artmıyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Portekiz, Singapur gibi aşılamayı yüksek ölçüde başarmış ülkeler avantajlı durumda. Türkiye'de de aşılama artırılmalı. Bundan sonra kapanma ya da kısmi kapanma gibi durumların olacağını hiç sanmıyorum. Ekonomik gerekçeler söz konusu. Ancak Hollanda gibi insanların kapanmadan doğacak ekonomik kayıplarını ödeyebilecek bir ülke olsanız, o zaman bir anda kapanmaya gidebilirsiniz. Türkiye'de bu mümkün değil. Kapanmada sosyal yaşam da sürdürülemez hale geliyor. Zaten artık ülkeler, çok radikal önlemler almadan bu dalgayı geçiştirmeyi planlıyor. İnsanlar pandemi yorgunluğu içinde olsalar da kurallara uymada azami özeni göstermeyi sürdürmeliler."

 

Prof. Dr. Mustafa Çetiner Twitter profdrcetiner.jpg
Prof. Dr. Mustafa Çetiner: Kovid-19'la yaşamayı öğreneceğiz / Fotoğraf: Twitter / @profdrcetiner

 

"Zor bir kış geçireceğiz"

Türkiye'de günlük yaklaşık 363 bin test yapıldığını ve 33 bini aşkın vaka kayıtlara geçse de gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mustafa Çetiner, Birleşik Krallık gibi ülkelerin günlük testlerin ise 2 milyonu bulduğuna dikkati çekti. Bu ay (ocak) vaka sayılarının çok yükselmesini bekleyen Çetiner, "Zor bir kış geçireceğiz" yorumunu yaptı.

Yaz aylarında vakalarda düşüş olur mu?

Yaz aylarında rahatlama olup olmayacağına ilişkin ise Çetiner, bazı öngörülemez virüs davranışlarının salgının gidişatını etkilese de aşılama oranı yükselmediği takdirde zorlukların yaşanmaya devam edeceğini dile getirdi. Prof. Dr. Çetiner, "Önerim, önce herkes aşısını yaptırsın, sonra da kendi kendisinin doktoru olup gerekeni yapsın. Bundan sonra siyasi otoritenin, zorlayıcı önlemler alması hayalperestliktir. Herkes kendi sorumluğunu almalı" ifadelerini kullandı.

Salgınla başa çıkmanın en etkili faktörlerinden bir diğeri olan tedaviye de değinen Prof. Dr. Çetiner, Pfizer firmasının çıkardığı Paxlovid'den bahsetti.

Bu ilacın daha önce AIDS tedavisinde de kullanıldığını, hastaneye yatış ve ölüm oranlarını yüzde 90'lara kadar azalttığını da aktaran Çetiner, tedavi konusunda ne kadar hızlı yol alınırsa pandeminin endemiye dönmesinin de kolaylaşacağını belirterek sözlerini noktaladı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU