Süleyman Soylu'nun Sevilay Yılman hakkındaki suç duyurusuna takipsizlik: Yazılar sert ve tahrik edici olabilir

Yılman'ın Sedat Peker'in açıklamalarına atıf yaparak kaleme aldığı yazıları sonrası Soylu'nun yaptığı suç duyurusunu değerlendiren İstanbul Başsavcılığı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi

Kolaj: Independent Türkçe

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 27 Mayıs 2021 tarihinde yayımlanan "Şu Peker meselesi"  ve 11 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan "Pandora"  başlıklı yazıları nedeniyle Habertürk yazarı Sevilay Yılman'a "Kamu görevlisine hakaret ve iftira" suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dilekçede, Yılman'ın "Asli görevi suç ve suçlularla mücadele etmek olan İçişleri Bakanı ve ilgili kamu görevlileri hakkında sistematik bir şekilde kişilik haklarına saldırı kastıyla iftira, hakaret, yalan ve şaibe oluşturma amacıyla hareket ettiği" öne sürüldü.

Suç duyurusunda köşe yazılarının basın özgürlüğü kapsamında kalmasının mümkün olmadığı, sansasyon yaratma ya da manipülasyon yapma amacına yönelik haberlerin, köşe yazılarının basın özgürlüğü ile gerekçelendirilemeyeceği ifade edildi.

Suç duyurusunu değerlendiren İstanbul Başsavcılığı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Kararda, Yılman'ın Peker'in bazı sözlerinden alıntı yaptığı ve bunların ilgiyle izlendiğine atıfta bulunduğu yazıları özetlendikten sonra, Yılman'ın, suç duyurusuna konu ifadeleri kendisinin kullanmadığı, Sedat Peker'in sözlerinden alıntı yaptığı kaydedildi.

AİHM kararları

Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "İfade Özgürlüğü" başlıklı 10. maddesine atıfta bulunularak "Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir" denildi.

Ayrıca AİHS'nin "Aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran bilgiler ya da düşünceler için de geçerli olduğu, çoğulculuk, hoşgörü, ve açık fikirliliğin bunu gerektirdiğini ve bunlar olmaksızın 'demokratik bir toplum' olmayacağı" tespitlerine yer verildi.

"Yakından takip edilen Peker"

Kararda, hakaret ve iftira suçunun unsurları tartışıldıktan sonra, "İfade özgürlüğü ile aynı öneme sahip bir hakkın (şeref ve itibarın korunması) karşı karşıya geldiği durumlarda "ifadenin kamu yararına katkısı, muhatabının tanınmışlık düzeyi ve konumu vb. kriterlerin göz önüne alınması gerektiği" anımsatıldı.

Kararda, yazıların Sedat Peker'in açıklamalarına ve yargıya intikal etmiş konulara ilişkin ve güncel olduğu, doğrudan Soylu'yu hedef almadığı belirtildi. Kararda, "Sedat Peker'in açıklamalarında Soylu'nun isminin geçmesi ve müştekinin İçişleri Bakanı olması nedeniyle haberin kamuoyu tarafından yakından takip edildiği, Yılman'ın da yazı içeriğinde bu duruma değindiği, kullanılan dilin haberin niteliği gereği sert, tahrik edici, şaşırtıcı ve çarpıcı olduğu ve fakat ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, hakaret suçundan kovuşturma yapılamayacağı anlaşılmıştır" denildi.

Kararda, Yılman'ın Soylu'ya yönelik hukuka aykırı fiil isnat etme kastıyla hareket ettiğine yönelik delil bulunmadığı da vurgulandı.

Yılman: Asıl benim dava açmam lazım

Kararla ilgili OdaTV'ye konuşan Yılman, "Beklediğim buydu, aksini beklemiyordum. Kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş savcı. Adaletin kestiği parkam acımaz. Umarım bakan da bu sonuca bakarak ne kadar yanlış suç duyurusunda bulunduğunun farkına varır.Hakimleri, savcıları meşgul etmenin anlamı yok.İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan birinin hiç yapmaması lazım. Bana parmak sallama niyetiyle suç uydurma başlatmasına üzüldüm. Aslında karşı dava açmam lazım. Düşünüyorum da bana iftira edildi. Ne o niyetle yazdım ne öyle bir amaca hizmet ediyor" dedi.

 

T24, Odatv

DAHA FAZLA HABER OKU