Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Konuşmasında ekonomide yaşananlara değinen Karamollaoğlu, "Bugünlerde gittiğimiz ilçeler, şehirler değişiyor ama öncelikli konular hiç değişmiyor; hayat pahalılığı, işsizlik, yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı ve daha da üzüntü vericisi öngörülemezlik. Bugün zam mı yapılacak, döviz ne olacak, yatırımlar hangi hale gelecek, işsizliğin çözülmesi konusunda hangi kararlar alınacak, maalesef kimse bilmiyor" diye konuştu.
2001 yılında yaşanan krizin 2021 yılında tekrar ettiğini kaydeden Karamollaoğlu şunları söyledi:
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İktidar kanadının yaptığı her açıklama ve aldığı her karar sonrasında herkes birbirine şaşkınlıkla şu iki soruyu soruyor; 'E, ne oldu?' ve arkasından da 'Tamam da ne olacak şimdi?' İktidarın politika ve karar değişiklikleri arasındaki açı farkı hep 180 derece. Ne hikmetse ülkemizde ne kadar problem ve eksiklik varsa; bu, ya muhalefetin ya da dış güçlerin suçu. Kendileri çok masumlar ve başarılar ise sadece kendilerine ait.
Erdoğan'ın "yoktum" açıklamasına tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum, Cumhurbaşkanıydım" ifadelerine tepki gösteren SP lideri Karamollaoğlu, "Buna iyi espri mi desek kötü espri mi desek bilemiyorum" diye konuştu.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiğinde doların 2 lira 15 kuruş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğinde ise doların 4 lira 60 kuruş olduğunu aktaran Karamollaoğlu, "Hangi rakama göre başarıyı belirleyelim, siz karar verin? 2014 öncesi mi, 2014-2018 arası mı, 2018 sonrası mı, 2020 mi, yoksa şu 3-4 günlük dönem mi?" diye sordu.
"Bu kararların alınacağından haberdar olan bir avuç insan kâr ediyor"
Karamollaoğlu şöyle devam etti:
Ne yazık ki iktidar başarısızlıkları başkalarına yüklemekte, başarıyı da sadece kendi aldıkları kararlarda görmektedir ama zararı ve faturayı daime millet ödetiyor. Daha düne kadar; 'Faiz düşecek, nass var' denildi, talimatlarla faiz indirildi. Şimdi yüksek kur farkını bahane ederek adını faiz koymayıp destek diye isimlendirerek paradan para kazanma imkanını vermek ne ile izah edilebilir. Hani nass vardı?
Bu açık şekilde görülüyor ki bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağından haberdar olan bir avuç insan kâr ediyor. Bu korkunç bir şey
"Sürekli fakirden zengine kaynak aktarması yapılıyor"
Konuşmasında iktidara sorular yönelten Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Nass ne oldu? Bu 'devlet destekli çifte faizin' hükmü nedir?
Bu açıklanan model başarılı olmazsa; ortaya çıkacak mağduriyeti kim ödeyecek?
"Zenginin parası garanti altına alınıyor, kârı teminat altına alınıyor ama bu; milletten alınan vergilerinden karşılanacak" ifadelerini kullanan Karamollaoğlu, "Sürekli fakirden zengine kaynak aktarması yapılıyor, buna nasıl teşebbüs ediyorsunuz anlayamıyorum" dedi.
Türkiye'nin bütün imkanlarını tahsis ederek ihtiyacı olan ürünleri üretmesi gerektiğini vurgulayan Karamollaoğlu, "Üretime katkı sağlamayan bütün yatırımlar durdurulmalı. İsraf ve yolsuzluk mutlaka engellenmeli. O zaman ülkemizde büyük bir potansiyelin olduğu ortaya çıkar. SİHA'larla, buna benzer birtakım savunma sanayisinde atılan adımlarla ülkemizin problemlerinin çözüleceği intibaını doğurmak doğru değil. Hayat bundan ibaret değil" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe