Kovid-19 salgını sağlık personeli üzerine ek yükler getirse de çalışanların özverilerinin karşılığını alamadığı eleştirileri yükseliyor.
Eleştirileriler artan çalışma saatleri, nöbetler ve düşük maaş üzerinde yoğunlaşıyor.
Türk Tabipleri Birliği'nin geçen ay Independent Türkçe'ye aktardığına göre mesleğini yurtdışında sürdürmek isteyen hekim sayısı son 10 yılda 25 kat arttı.
2010'ların ilk yıllarında 40 civarındaki sayı, 2020'de 1000'e yükseldi.
Hemşirelerde de benzer bir hareketliliğin yaşanabileceği belirtiliyor.
Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği'nden alınan bilgilere göre yurtdışında iş arayan hemşire sayısı azımsanamayacak seviyeye ulaştı. Pek çok isim mesleğini Türkiye dışında sürdürmek için yabancı dil kursuna başladı. Bu durum, "Hekimler göçünün ardından sıra hemşirelere geldi" yorumlarını beraberinde getirdi.
Hemşirelerin yurtdışındaki çalışma şartlarını araştıran Independent Türkçe, Birleşik Krallık'ta görev yapan iki Türk hemşire ile konuştu.
"Türkiye'deki diplomalar burada kabul oluyor ama gelenler İngilizce sınavında zorlanıyor"
Bu isimlerden biri Wolverhampton'da yönetici hemşire olarak görev yapan Pakize Durmaz.
Durmaz, Birleşik Krallık'a ilk gittiğinde kimseden destek alamadığından zorluk çektiğini, bu sebeple başkalarına yol göstermek istediğini söyledi.
Yurtdışına giden Türklerin yabancı dil seviyesinde sorun çıktığını aktaran Pakize Durmaz, "Ben Türk hemşiresinin bilgisine, becerisine kefilim. Lisans mezunuysanız Türkiye'deki diplomalar burada kabul oluyor ama gelenler İngilizce sınavında zorlanıyor. Buradaki sorun İngilizce seviyesi oluyor. Filipinler'den, Hindistan'dan gelenler, Afrikalılar çok iyi İngilizceye sahipler. Türkiye'den gelenlerin önüne dil sorunu çıkıyor. İngilizcenizin ileri seviye olması gerekiyor ki, bir hemşire olarak hastayla konuşabilin. Onu yanlış anlama lüksünüz yok" şeklinde konuştu.
Kendisinin de 9 Eylül Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışırken İngilizcesinin yeterli olmaması sebebiyle Birleşik Krallık'a gittiğini dile getiren Durmaz, "Gözlemci (observer) olarak geldim. Amacım hem İngilizcemi geliştirmek hem de İngiltere'deki sistemi görmekti. İş teklifi aldım. Çalışma iznimi de alınca mesleğimi burada devam ettirmeye karar verdim.20 yıldır buradayım" ifadelerini kullandı.
Türkiye'deyken de mesleğini çok sevdiğini ancak işleyişin farklı olduğunu belirten Pakize Durmaz, Birleşik Krallık'ta ise "tam olarak üniversitede öğretilen, olması gerektiği gibi işleyen" bir sistemin varlığını gördüğünü savundu.
"Hem kadına hem de hemşireye değer veriliyor"
"Türkiye ve Birleşik Krallık'ta hemşirelik mesleğini yapmak arasındaki farklılıklar nelerdir?" diye sorduğumuz Pakize Durmaz'a göre öncelikle verilen değer ve gösterilen saygıdan bahsetmek gerekli:
"Burası İngiltere, Florance Nightingale'in doğduğu ülke. Hem kadına hem de hemşireye değer veriliyor. Kendimi kraliçe gibi hissediyorum. 6 yıl boyunca sorumlu hemşireydim, şimdi daha da üst bir pozisyondayım. Her zaman kendimi oranın sorumlusu olarak hissettim. Hiçbir zaman ikinci sınıf hissettirmiyorlar ama ne yazık ki Türkiye'de böyle değil. 'Ben doktorum daha önemliyim, sen ise hemşiresin' ayrımı var. Burada ise hasta için çalışan bir ekip var ve herkes o takımın bir parçası olarak görülüyor. Hekimler tanıyı, tedaviyi koyuyor, elbette çok kıymetliler ama burada hemşiresiz karar verilmiyor."
"Boris Johnson Kovid geçirdikten sonra hastane çıkışında yaptığı konuşmanın yüzde 70'inde hemşirelere teşekkür etti"
Birleşik Krallık'ta hemşireler ve ebelerin bağımsız bir birliğinin bulunduğunu belirterek, meslek gruplarına verilen öneme değinen Durmaz, Başbakan Boris Johnson'ın geçtiğimiz yıl Kovid-19 geçirdikten sonra yaptığı konuşmayı hatırlatarak,"Boris Johnson Kovid geçirdikten sonra hastane çıkışında yaptığı konuşmanın yüzde 70'inde hemşirelere teşekkür etti. Tek tek isim verdi. Bu değer vermektir, saygı göstermektir. Başbakan bunu yaptı. Tepeden aşağı doğruya gidiyor bu durum" diye konuştu.
"İlk başta 35 gün, sonra 37 gün izin veriliyor"
Çalışma koşullarını da sorduğumuz Pakize Durmaz, öncelikle haftalık 37,5 saati geçmeyen sistemden bahsetti. Bireylerin ekstra ücret karşılığında daha fazla çalışmayı talep edebileceklerini de aktaran Durmaz'ın dikkat çektiği konulardan biri de yıllık izinler oldu. Yönetici hemşire Durmaz, "İlk başta 35 gün, sonra 37 gün izin veriliyor. 10 yılın üzerinde yılda 41 gün izininiz oluyor. Benim senede 8 hafta iznim var. Türkiye'deki bir hemşire nasıl yurtdışına tatile gidebilir? Maddi manevi çok zor. Ben pek çok kez gidebildim" görüşünü paylaştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Çok zengin bir hayat sürmüyor belki ama bir hemşire evini, arabasını alabiliyor"
Bir hemşirenin aylık en düşük 2 bin pound maaş kazandığını ve bu rakamın tecrübe kazandıkça arttığını vurgulayan Durmaz, şöyle devam etti:
"Çok zengin bir hayat sürmüyor belki ama bir hemşire evini, arabasını alabiliyor. Mortgage var, faizler düşük. ABD'de hemşirelerin gelirleri daha da yüksek. Buraya sadece para için gelen hayal kırıklığına uğrar. Paradan ziyade değerli olduğunu hissetmek, mesleğin görev ve sorumluluklarına kuralı kuralına uyulması gibi etkenler mühim. Burada hiçbir hemşire, görev ve yetki sahibi olmadığı konularda iş yapmaya zorlanmıyor. Türkiye'de ise 'Görevim değil, ben bunu yapamam' dediğinizde sürülebiliyor ya da mobbing görebiliyorsunuz."
"Ülkeme dönmek istesem, sınav sistemi var ve beni tecrübemle değil; matematikle, Türkçeyle test etmeye çalışıyorlar"
Son olarak sesi titreyen Durmaz, "Keşke ülkemizde o değeri görebilsek ve çalışabilsek, Atatürk'ün nesilleriyiz... Beni ülkem yetiştirdi. Babam öğretmendi, ileri görüşlüydü. Bize hep 'Okuyun, kendinizi geliştirin' demişti. Ben de hep o yolda ilerlerdim. Ama şimdi ülkeme dönmek istesem, sınav sistemi var ve beni tecrübemle değil; matematikle, Türkçeyle test etmeye çalışıyorlar" diyerek sözlerini tamamladı.
"Hemşireler ve ebeler için ayrı bir birim var, mesleğin saygınlığını görmek için etken"
Birleşik Krallık'ta görev yapan hemşirelerden biri de Derya Şahin Ekrem.
Durmaz'la hemen hemen aynı noktalara vurgu yapan Ekrem de 9 Eylül Üniversitesi mezunu olduğunu, 20 yıl önce eğitimini tamamlayıp dil öğrenmek amacıyla çocuk bakıcılığı (au pair) programıyla Londra'nın yolunu tuttuğunu anlattı.
Amacı İngilizcesini geliştirdikten sonra Türkiye'de dönüp akademik kariyer yapmak olsa da denklik alıp orada hemşirelik yapabileceğini öğrenince Hemşireler ve Ebeler Birliği'ne (Nursing and Midwifery Counsel) başvurduğunu belirten Ekrem de Birleşik Krallık'ta hemşireler ve ebeler için ayrı bir birimin olmasını, "mesleğin saygınlığını görmek için bir etken" olarak niteledi.
Hemşire Ekrem, şunları kaydetti:
"Beni burada en çok mesleğe verilen değer, hemşireliğin gördüğü saygı etkiledi. Hastaneye girdiğiniz andan itibaren kendinizi bir takımın bir parçası olarak hissediyorsunuz. Siz de o pastanın bir dilimisiniz. Türkiye'de hemşireler için ‘doktor yarısı' tabiri var. Ama biz kimsenin yarısı değilsiniz. Türkiye'de hemşireliğe değer verilmiyor. Kötülemek için söylemiyorum ama hemşirelik her yerde çok kutsal bir meslektir. Ama Türkiye'de meslektaşlarımızın 40 saatin üzerinde çalıştırıldığını duyuyoruz. Bu durum hasta sağlığı bakımından da hemşirenin kendisi için de güvenli değil. Burada haftalık 37,5 saat çalışılıyor. Eğer siz isterseniz, ekstra çalışıp karşılığını alabilirsiniz ama bunda da bir sınırlama var. Denetleme var. Belli bir saatin üzeri sağlık açısından riskli olduğu için kabul edilmiyor. Spor salonları ve mağazalar gibi pek çok yerde hemşirelere özel indirimler sağlanıyor. Bu durum, halkın hemşirelere bir teşekkürü olarak nitelendiriliyor ve verilen değeri yansıtıyor."
"İlk şart yabancı dil, İngilizcelerini geliştirmeleri gerekiyor"
Türkiye'den yurtdışına gitmek isteyen hemşirelere tavsiyelerini sorduğumuz Derya Şahin Ekrem, öncelikle yabancı dilin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
"Amaç para kazanmaktan ziyade kendini geliştirmek olmalı"
Çalışma saatleri dışında en merak edilen faktörlerin başında maaşlar geliyor.
Londra'daki hemşire maaşlarının hangi aralıkta olduğunu sorduğumuzda Derya Şahin Ekrem, ortalama 2 bin sterlinden başlayıp 3 bin sterline kadar çıkabildiğini, skalanın kişilerin kendini geliştirip tecrübe kazanmasıyla doğru orantılı olduğunu belirtti ve "Amaç para kazanmaktan ziyade kendini geliştirmek olmalı" şeklinde konuştu.
"Bir hemşire burada çalışıp evini, arabasını alabilir, tatilini yurtdışında yapabilir"
Genel anlamda maaşların "orada yaşamak için yeterli" olduğu yorumunu yapan Ekrem, "Beklentilerin çok yüksek olmaması gerekli. Sonuçta buradaki hayat da filmlerdeki gibi değil. Başlangıçta mütevazı bir yaşam sürdürmek gerekiyor. Öncelikli amaç para kazanmak değil, deneyim edinip kendini geliştirmek olmalı. Ama gelirden de bahsedeceksek, bir hemşire burada çalışıp evini, arabasını alabilir" dedi.
Maddiyattan daha önemli şeylerin bulunduğuna vurgu yapan Derya Şahin Ekrem'e göre dünyanın neresine giderseniz gidin hemşirelikle çok zengin olmanız mümkün değil, ancak hemşire olarak Birleşik Krallık'ta Türkiye'ye kıyasla daha iyi şartlarda yaşamanız mümkün.
"İngiltere'de refakatçi yok"
Hemşireliğin maksimum dikkat gerektiren bir meslek olduğuna vurgu yapan Erdem, sözlerini, Birleşik Krallık'taki farklı bir uygulamaya dikkati çekerek noktaladı:
"Burada yani İngiltere'de Türkiye'dekinden farklı olarak refakatçi yok. Dolayısıyla her şey hemşire ve hasta bakıcıların üzerine kalmış vaziyette. Hasta bakıcı sayısı da her servis için yeterli olmayabiliyor. Benim bulunduğum yerde her vardiyada 1 hasta bakıcı var. Hemşirelik zaten çok dikkat gerektiren bir meslek. Türkiye'de hemşirelik yapmadım ama burada öğrencilerle birlikte çalıştığımız bir sistem var ve onlara bir şeyler öğretmek çok güzel."
© The Independentturkish