Büyük takım reflekslerini kaybediyor Fenerbahçe. Uzun zamandır sorunlarla mücadele etme şekli, daha çok sorunları reddetmek ve süreci yönetmeye çalışmak oluyor.
Yoksa son 3 yıldır, bu kadar başarısızlığın ve serbest düşüşün bir çözümünü, bulabilirdi Fenerbahçe yönetimi.
Ve daha da önemlisi, rakiplerine göre bagajı dolu umutla göreve gelen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve yönetiminin, camiasına artık umut vermekte zorlandığı gerçeği.
Finansal açıdan ne kadar başarılı olursa olsun Ali Koç ve yönetimi, sportif hatalar ile bagajdaki umutları eritti geçen 3.5 yılda.
Kısa bir süre önce, basketbolda Avrupa'nın önde gelen şubesi olan basketbol şubesi ile kaotik bir şubeye dönen futbol şubesinin başarısızlığı, sadece şansızlık ya da başka sebepler olamaz.
İki şube de serbest düşüş yaşıyor ve çözümsüzlük de artık olağan bir durum oluyor.
Fenerbahçe, futbol ve basketbolda sezona mağlup başladı
Aslında iki şubede de sezona 1-0 geride başladı Fenerbahçe ve üstelik golü de kendi kalesine attı Fenerbahçe yönetimi. Çünkü iki şubenin de teknik adam tercihleri sorunluydu.
Fenerbahçe camiasının saygı duymakta zorlandığı tercihler yapıldı ve bu tercihleri sindirmek, taraftar için kolay olmadı.
Futbol takımın başına geçen Vitor Pereira ile daha önce çalışılmış ve soru işaretleri dolu bir sezondan sonra, noter eşliğinde gönderilmişti Fenerbahçe'den.
Ve en önemlisi, tekrar tercih edilmesi zorunluluktan kaynaklandı.
Basketbol takımın başına geçen Koç Sasha Djordjevic de koç olarak parlak bir kariyeri olmayan, umut vermeyen ve eurolig takımları tarafından tercih edilmeyen bir koç olarak geldi Fenerbahçe'ye.
Soru işaretlerinin fazla olduğu Sasha Djordjevic, üst üste 5 yıl Final Four yapmış ve sürekli tepelerde kalan Fenerbahçe için zorunluluktan tercih edildi tıpkı Vitor Pereira gibi.
İki şubenin de zorunluluk üzerine yaptığı ve soru işaretleri fazla olan tercihleri ile zaten sezona, bulanık duygular ile başladı taraftar.
Ve böyle süreçlerde takımların başındaki bu isimlerin, camiayı kendilerine inandırması, pek kolay olmuyor.
Ve bağışıklık sistemi çökmüş bir bünye gibi en ufak sallanmada, tartışmaya açık ve umutsuz bir durum ortaya çıkıyor.
Aynı zamanda bu tartışmaya açık durum, kaotik bir süreç yaratıyor camia üzerinde. Mesela bir gece, futbol takımının teknik direktörünü gönderiyor spor programlarındaki yorumcular.
Anket yapan spor programları ve yaratılan ruh hali ile taraftarın vazgeçmesi de kolaylaşıyor.
Ya da mağlubiyetten sonra tartışılan basketbol şubesinin başındaki Koç'un, uzun süre kalamayacağını düşünüyor birçok taraftar.
Ve uzayan bu süreçlerde, hem oyuncuların, hem de taraftarların, güven duymakta zorlandığı isimlere dönüşüyor bu isimler.
İki şubede farklı isimler ile benzer süreçler yaşanıyor
3,5 yılda futbol takımın başında 8 teknik adam saha çıkarken, aynı sürede basketbol takımın başında da 3 koç görev aldı Fenerbahçe'de.
Bu sürede rakiplerinden Galatasaray, futbol takımında hiç hoca değişikliği yapmazken, Beşiktaş ise üçüncü teknik adamı ile çalışıp, verdiği reaksiyonla arada bir şampiyonluk yaşadı.
Basketbol şubelerinde ise eurolig'de mücadele etmeyen rakipleri açısından basketbol şubeleri, düşük bütçeli olarak devam ederken, Fenerbahçe ise daha fazla bütçe ile daha mutsuz bir durumda kaldı.
Bakıldığında sportif açıdan en önemli örnek, Fenerbahçe basketbol şubesi. 3,5 yılda zirveden aşağıya doğru düşen şube, bütçe küçülmesi ile yaşamadı bu düşüşü aslında.
Uzun zamandır iddialı büyük bir kulübün, bu kadar edilgen bir dönem yaşadığı ve tercihlerinin bu kadar tartışıldığı bir dönem pek hatırlanmıyor belki de.
Alınan kararlar ve yapılan tercihler, bir plandan çok, süreçlerin dayatması gibi duruyor. Ve artık sorun, sportif açıdan şampiyon olmamak ya da saha içi kötü sonuçlar değil Fenerbahçe için.
Asıl sorun, her sportif başarısız dönemde ortaya çıkan, refleksleri zayıflamış bir büyük kulüp ile belirsizlik ve çözümsüzlük durumu.
Ve sadece, maç kazanmak da yetmez artık.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish