I.
İsrailliler, Arap nüfusun yoğun yaşadığı ülkenin kuzeyindeki Banama köyünde Salim Hasarma'nın öldürülmesini medyadan öğrendiler.
Bu sene Arap toplumundan yaklaşık 100 kişi toplum içi şiddetin (Araplar arası) kurbanı oldu. Hasarma da bunlardan biri.
İsrail'deki Arap toplumunda suç ve şiddetle mücadele ulusal siyasetin gündemine girmiş durumda.
Bu şiddet birçok şekilde kendini gösteriyor. Mafya içi hesaplaşmalar, aileler arası mücadele, sokaklarda görülen küçük grupların anlık kavgalarına uzanan şiddet sarmalı var.
Bu durumun harlanmasında ve özellikle kontrolden çıkmasında çok sayıda kayıtsız silahın varlığının etkili olduğu söyleniyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrail'in nüfusunun yüzde 20'sini Araplar oluşturuyor. Fakat İsrail'de vuku bulan cinayetlerin yüzde 70'i İsrail'de yaşayan Araplar arasında gerçekleşiyor.
İsrail'de son seçimlerde ilginç bir gelişme olarak Arap partisi Ra'am, Naftali Bennett liderliğindeki değişim hükümetine destek verdi.
Ra'am hükümetin kurulmasında pay sahibi oldu ve seçmenlerine bunun karşılığında ne aldığını ve verdiğini anlatması gerekiyordu.
Ra'am Partisi'nin lideri Mansur Abbas ve aynı partiden milletvekili Velid Taha koalisyon hükümetinin taleplerini karşılamaması durumunda bütçeye destek vermeyeceklerini ve hükümeti düşüreceklerini açıklamışlardı.
24 Ekim'de devlet bütçesinin Knesset'te ilgili komisyonlarda onaylanmasıyla bu tehlike ortadan kalktı.
2022-2026'yı kapsayan 5 yıllık kalkınma planının da onaylanmasıyla Arap toplumunun yıllarca ihmal edilen ekonomik eşitsizlik durumuna böylece bir nebze çare bulundu.
Bu plan 9,5 milyar dolarlık kamu harcama kalemlerini içeriyor. İstihdamın arttırılması, teknolojik gelişmenin teşviki, konut inşası gibi sosyal harcamalar öne çıkıyor.
Bu yazının da konusu olan Arap toplumunda yaygınlaşan şiddetle mücadele için de Ulusal Mücadele Planı kabul edildi. Bu plan İsrail Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından hazırlandı.
Hükümete suç örgütleriyle mücadele için takviye güç teminine izin verirken aynı zamanda toplumsal aktörlere de iş birliği için birtakım ödemeleri fonlamayı hedefliyor.
Başbakan Bennett'in Arap toplumuyla kurduğu ilişkide temel dinamiğin ekonomik gelişmeyle oluşacak refah artışının iki toplum arasındaki entegrasyonu hızlandıracağı düşüncesine dayanıyor.
Bennett'in becerikli bir işadamı geçmişi olduğunu hatırlayınca, bu fikrin hiç de kötü görünmediğini eklemek gerekir.
Fakat Bennett ve ekibi yaygınlaşan toplum içi şiddetle mücadelede İsrail'in iç istihbarat kurumu Şin Bet'i (Şerut HaBitahon HaKlali, Şabak: Genel Güvenlik Servisi) devreye sokmakta kararlı olduğu bildiriliyor.
Bu planın duyulması ile "Şin Bet'in İsrail'deki özel statüsünün Arap toplumu içindeki çatışmalarda taraf olması itibarıyla aşınacağını" dile getirenler de var.
Hükümet yetkilileri ise İsrail polisinin sayısı yüzbinleri bulan ruhsatsız silahları ele geçirme noktasında teknoloji ve kadro olarak yeterli olmayacağını düşünüyorlar.
Şin Bet'in dahil olmasını isteyenler, onun gelişmiş teknolojik kapasitesi, deneyimli sorgulama ekibi ve kapsamlı ve yerleşmiş soruşturma yetkilerinin göz ardı edilemeyeceğini düşünüyorlar.
Başbakan Bennett Arap toplumunda mevcut şiddet açmazının daha fazla sürdürülemeyeceğinin farkında. Özellikle kaçak silahların güvenlik tehditlerine kapı aralaması söz konusu.
Hükümetin acele karar verdiğini söyleyenler de yok değil. Bennett'in bu parlak ve hızlı kararı üzerinde etraflıca düşünülmediği ekleniyor.
Şin Bet'i sihirli bir değnekmiş gibi görmek telafisi güç zararlar doğurabilir. Fakat bu geniş çaplı ve yönetilmesi güçleşen şiddet dalgasının bugünün ürünü olmadığını belirtelim.
Bu mesele Ekim 2000'e kadar geri götürülebilir. O tarihlerde 12 İsrailli ve 1 Gazzeli Arapın İsrail polisince öldürülmesiyle polis Arap nüfusun yoğun yaşadığı yerlerden çekildi. Bu geri çekilme beraberinde mafyatik oluşumların yükselişine imkân tanıdı.
II.
İsrail'de koalisyona ortak olmayan Arap partisi Birleşik Liste ise, Şabak'ın Arap mahallesine girmesine soğuk bakıyor.
Partinin üyeleri Şabak'ın daha çok yeşil hat ve etrafındaki terörist unsurlarla savaşma konusunda iyi olduğunu; suçlularla mücadele konusunda yetersiz kalacağını öne sürüyorlar.
Bu eleştirinin arka planında yatan ise Şin Bet'in İsrail polisi gibi hukuki kısıtlara ve sivil denetime açık olmadığında birleşiyor.
Mesala Şabak, şüphelileri suçlama olmaksızın gözaltına alabilir ve avukatlarla görüşmelerini engelleyebilir.
Tüm bu önlemler insan hakların ihlali anlamına geliyor ve kurumun yasal ve bürokratik sınırlarının nerede çizileceğine dair soru işaretlerini yükseltiyor.
Arap kamuoyundan Şabak'ın suçlularla mücadele noktasında aktif rol üstlenmesini savunanlar da var.
Koalisyon ortağı Meretz Partisi'nin Arap kökenli bakan ve milletvekili Esawi Frej ve Ra'am Partisi'nden Mansur Abbas Bennett'in önlem paketini destekleyenler arasında.
Destekleyenlerin temel argümanı İsrail'in polisinin yetersizliğinin sınırlı bir şekilde Şabak'ın girişimini destekleyeceği yönünde.
III.
Bu yapısal şiddetin nedenlerini soruştururken İsrail'in ulus devlet niteliğinin içeriği ve sınırlılıkları da göz önünde tutulmalı.
İsrail devletinin toplumsal mutabakatı Araplar nezdinde sağlama çabaları hep sorunlu oldu.
İsrail'in modern bir ulus devlet olarak üzerine inşa edildiği mutabakat daha çok farklı ülkelerden gelen kültürel ve etnik olarak ayrışmış Yahudileri bir araya getirmeye dayanıyordu.
Yahudi nüfusu içerisinde rıza devşirme çabaları ulusal siyasetin temel deseni olurken; Araplara yönelik ise gücün ve olağanüstü halin geçerli olduğu bir ilişki biçimi tercih edildi.
Bu eşitsiz ilişkinin sürdürülmesi intifadalar boyunca İsrailliler için maliyetli görünmeye başladı.
Arap toplumunun kolektif hafızasının ivmelendirdiği topyekûn mobilizasyon ve Filistin diasporasının arzulu ve sürekli direniş stratejisi, İsrail içindeki Arapların bir kısmını alternatif bir rotaya soktu: siyasete öncelik vermek.
Arap elitlerin siyaset yoluyla toplumsal eşitsizlikleri tamir etme çabaları Filistin ulus-devletinin tahayyül edilen teritoryal/ülkesel bütünlüğünün sağlanamaması ve kurulamaması sebebiyle bu siyaset tarzı her zaman moral sorguya tabi tutuldu.
İsrailli Arap siyasiler ve toplum arasındaki ilişkinin kırılganlığından yerel önderler ve kayıt dışı işle meşgul gruplaşmalar çokça yararlandı.
Arap sokağında İsrail'e direnişin toplumsal psikolojinin temel dinamiği olduğu düşünülürse mafyalaşma ve bunla ilintili küçük ölçekli silahlı grupların yükselişi şaşırtıcı olmayacaktır.
Şunu da vurgulamak gerekir, İsrail'de ulusal bir ordunun toplumsal temsili ve kapsamı Arapları içermiyor.
Araplar da devletin ve ordunun yoksunluğu ile güdülenen yer altında silahlanma pratikleri ve İsrail güvenlik güçlerinin Arap mahallelerden önleyici bir kuvvet olarak geri çekilmesi mafyalaşmayı olgunlaştıran ve kökleştiren dinamikler olarak öne çıktılar.
Bugünlerde ise Arap toplumu ve liderleri, İsrail siyasetinin merkezinde yer alan kurucu ve meşru aktörler olarak ön plandalar.
Ulusal siyasete eklemlendikçe merkeze ilerlemeleri de hızlanıyor. Bu da eninde sonunda merkezi otoritenin bir parçası olmayı gerektiriyor.
Toplumsal sorunları dar grupsal çerçevede değil artık kamusal ve açık platformlarda gündeme getirmek de doğal bir sonuç olarak ortaya çıkıyor.
Arap toplumunda dayanılmaz boyutlara ulaşan şiddet dalgası bu kez çözüme kavuşturulacak gibi.
Burada sağlanacak başarı Arapların ulusal siyasete, bürokrasiye ve belki de güvenlik sektörüne daha yoğun katılımını sağlayabilir.
İsrail'de yükselen milliyetçilik ilginç şekilde Araplara ulusal siyasette fırsat alanları açmaya devam ediyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish