Afrika'da işsizlik sorununun artması ve yeterli iş imkânlarının oluşmaması, kıtanın sanayileşme sorununu ister istemez yeniden gündeme getiriyor.
Bugün Afrika'da işsizlik oranı yüzde otuzların üzerinde seyreden ülkelerden söz edilebilir. Kıta ekonomisinin kendine yeterli kapasiteye ulaşmamasında Afrika'nın sanayileşme hamlesinin tamamlanmaması en önemli nedenlerden biri olarak ileri sürülür.
Afrika'nın sanayileşmesi geç de olsa kıtayı ekonomik olarak dışa bağımlılıktan kurtarır. Sorun sanayileşmenin neden bir türlü gerçekleşememesi değildir, hatta bunun bir strateji olarak benimsenmesinden çok bu yapıya hazır olmaktır.
Kıtanın sanayileşmesinin zorunluluğuna işaret eden Gana ilk devlet başkanı Pan-Afrikanist lider Kwame Nkrumah'nın bu hayali hâlâ gerçekleşmeyi bekliyor.
Horman Chitonge'nin Industrialising Africa-Unlocking the Economic Potential of the Continent [Afrika'nın Sanayileşmesi-Kıtanın Ekonomik Potansiyeli Çözmek] adlı kitabı tam da bu sorunu yeniden gündeme getiriyor.
Chitonge çalışmasında sanayileşmenin gerekliliğini ve kıtaya getirisini tartışıyor.
Çoğu Afrika ülkesinde verimli iş olanaklarının olmamasının siyasi bir zorunluluk haline geldiğini belirten Chitonge, birçok Afrika hükümetinin bu zorluğa çözüm bulmak için mücadele ettiğini ifade eder.
Sözgelimi, 2012 Afrika Ekonomik Raporu, Afrika'nın büyüyen işgücünü karşılamak için yeterli istihdam yaratamamasının temel olarak sürdürülebilir endüstriyel üretim kapasitesi yaratamamasına bağlar.
Birleşmiş Milletler Ekonomi Birliği'nin 2012 yılında yayımladığı Afrika raporunda, kıtanın sanayileşmesindeki başarısızlığının ana nedeni olarak Afrika ekonomisinin ihracatındaki emtia üretimine bağımlılığı gösterilir.
2015 yılında küresel pazarda emtia fiyatlarının dramatik düşüşü, sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyümeyi ve sosyal dönüşümü teşvik etmenin bir aracı olarak Afrika'nın sanayileşme ihtiyacı konusundaki tartışmayı yeniden alevlendirdiğini söyleyen Chitonge, kıta ülkelerinin genel olarak sanayileşmedeki başarısızlıklarını sömürge ekonomilerini yeniden yapılandırmamaya bağlar.
Afrika ülkelerinin sanayileşmedeki başarısızlık sömürgeci ekonomik yapıyı yeniden yapılandıramaması ve onun temelini oluşturan gerekçeleri ortadan kaldıramamasına bağlanır.
Afrika ekonomileri, sömürgelerin hammadde tedarikçileri olarak yapılandırıldığı ve nihai ürünler için küçük (belki de büyüyen) pazarlar olarak yer aldığı sömürgeci ekonomik mimarisinde sıkıştırılmış durumda.
Bu yapı hammadde ihracatına bel bağlayan ülkeleri dezavantajlı hale getirir, Afrika'nın sanayileşmesi de bu yapısal vaziyetin yıkılmasını gerektirecektir.
Walter Rodney sömürgelerin metropolün çıkarlarına hizmet etmeye ayarlandıklarını söylüyordu.
Chitonge, bağımsız Afrika'da sömürgeci ekonomik yapıyı ve mantalitesini hoşnut kılması kıtanın çıkarlarına yaramadığını ifade eder.
Chitonge'ye göre, Afrika'nın sanayileşmesinin önündeki en büyük engel sömürge ekonomik mantığının devamlılığıdır.
Bu mantık bertaraf edilmedikçe sanayileşmenin tam gerçekleşemeyeceğini görüşünü savunur yazar.
Sanayileşme imkânlarının tartışıldığı eserde Chitonge üç önemli faktörün bunda etkili olduğuna dikkat çeker.
Sömürgeci ekonomik mantığın dezavantajlarına dikkat çeken güçlü bir farkındalığın yanında sömürgeci ekonomik mantığın merkezciliğini yok edecek bir kararlılık ve devlet tarafından Afrika'nın potansiyelini gerçekleştirmeye dönük yetenekleri geliştirmeyi amaçlayan tutarlı adımların atılmasının sanayileşme sürecinde gerekliliğini savunur Chitonge.
Afrika Birliği 2007 yılında sanayileşme sahasında Afrika'nın dünyanın en az gelişmiş bölgesini olduğunu rapor etmişti.
O da küresel sanayi üretiminin ve mamul ihracatının ihmal edilebilir bir payına denk düşer.
Çok sayıda Afrika ülkesinde, imalat sektörünün GSYİH'ya katkısı yüzde 15'ten, bazı durumlarda yüzde 5'ten daha azdır. Sektörün üretimi ağırlıklı olarak gıda, tekstil, giyim, ayakkabı vb. gibi düşük teknolojili ürünlere odaklanmıştır.
Afrika ülkelerinin çoğu henüz küresel üretimin orta ve yüksek teknoloji segmentlerinde önemli ölçüde yer almamıştır.
Son yıllarda dinamizm ve hızlı büyüme ile karakterize edilen Afrika ekonomisi, birincil ürünlerin üretimine ve ihracatına büyük ölçüde bağımlıdır ve sonuç olarak bu bağımlılığın ilişkili risklerinden mustariptir.
Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde istihdam kaynağının merkezinde sanayinin olduğunu vurgulayan Chitonge, Afrika ülkelerinin istihdam yaratmak, katma değeri olan faaliyetleri yükseltmek, gelirleri artırmak ve ekonomiyi çeşitlendirmek için sanayileşmek zorunda olduklarını savlar.
Afrika ekonomilerin bu emtia ihracatına bağımlılığın yerini güçlü imalat sektörüyle desteklenen çeşitlendirilmiş üretim merkezlerinin alması gerektiğini iddia eden Chitonge, bunun da Afrika ekonomilerini küresel ekonominin hammadde tedarikçisi olarak gören sömürgeci ekonomik zihniyetten arınmakla mümkün olduğunu savunur.
Bununla beraber kolonyal ekonomi zihniyetini dayatan "statik karşılaştırmalı üstünlük" etrafındaki geleneksel görüşlerden vazgeçilmesi gerektiğini belirtir Chitonge.
Sanayileşmenin gerçekleşmesinin bilinçli, planlı ve amaca odaklanmış eylemlerle mümkün olacağına da inanan Chitonge, kamu kurumlarının rolünün de altını çizer.
"Afrika ülkeleri, endüstriyel piramidin tepesine tırmanmak için kendi merdivenlerini inşa etmek zorunda kalacaklar" diyen Chitonge, çıkış noktasının ise ödünç alınan ya da taklit edilen merdivenlerin ve Afrika hükümetlerinin kendilerinin dışında başka kimsenin bu işi yapmayacağını anladıktan sonra, bu merdivenleri nasıl inşa edeceklerini öğrenmek olduğunu vurgular.
Afrika'nın ekonomik kalkınması sanayileşmesiyle doğru orantılıdır. Chitonge, Afrika'nın Sanayileşmesi kitabında sanayileşmenin öncelikle ekonomik zihniyetin değişmesiyle mümkün olduğunu vurgular.
Eski sömürge zihniyetinin kıtayı Batı ülkelerine tedarikçi, hizmetçi kıldığını ve bundan kurtulmadan da sanayileşmenin tam yolunun açılamayacağını savunur Chitonge.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish