1970'lerde yayımlanan ve toplumsal çöküş öngören makale henüz yanılmadı

Ekonomik büyümede ve nüfus artışında yukarı yönlü eğriler çevresel hasarla da birleşerek erken uyarı veriyor

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de hava kirliliği sık sık tehlikeli seviyelere çıkıyor (AFP)

Ekonomik büyümenin ve nüfus artışının devam etmesine dair karamsar uyarılar içeren yeni bir çalışmaya göre, onlarca yıl önce yayımlanan ve 2050 itibarıyla toplumun çökeceğini öngören bilimsel makalenin tahminleri, belirtilen zamanda çıkıyor gibi görünüyor.

Muhasebe firması KPMG'nin analisti Gaya Herrington, Harvard Üniversitesi'nde yazdığı tezi için bağımsız bir araştırma yürüttü ve yaşam standartlarındaki "düşüşün" 2040 gibi erken bir tarihte başlayabileceğini ve 2050 itibarıyla tarihi dip noktasını görebileceğini tespit etti.

Herrington toplumsal çöküş hakkında, "Bunun insanlığın yok olacağı anlamına gelmediğini", daha ziyade "ekonomik ve endüstriyel büyümenin duracağı ve düşüşe geçeceği, bunun da gıda üretimini ve yaşam standartlarını kötü etkileyeceği" anlamına geldiğini yazdı.

Sürdürülebilirlik konusunda önemli bir KPMG analisti olan Herrington, toplumun çöküş rotasında olup olmadığını anlamak için nüfus artışı, endüstriyel büyüme ve kirlilik de dahil 10 faktörü inceledi.

Makalesinde ilk kez 1972'de, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü veya kısaca MIT'deki bilim insanlarının öne sürdüğü "büyümenin sınırları" teorisine bir kez daha bakmak istediğini çünkü bunun hiçbir örneğini bulamadığını yazdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

1970'lerde yaygın olarak kabul gören bu teori, toplumun artan nüfus ve ekonomik büyüme rotasından çıkmaması halinde uygarlığın çökeceği uyarısında bulunuyordu.

Harvard öğrencisi söz konusu teorinin "nahoşluğu" da göz önünde bulundurulduğunda, "büyümenin sınırları" teorisi ve toplumsal çöküş uyarısının tutarlı olup olmadığının onlarca yıllık veriyle desteklenip desteklenmediğini "merak ettiğini" yazdı.

Herrington'ın makalesi "işleri her zaman olduğu gibi devam ettirmenin, yani sürekli büyüme peşinde koşmanın" Batı genelinde, teknolojik uyarlamalarla bile, yaşam standartlarında düşüşe yol açacağı sonucuna vardı.

Analist, geleceğe doğru daha az tüketimli ve daha az atıklı, altyapı yatırımlarının yapıldığı ve nüfus artışının sınırlandırıldığı bir yol benimsemenin çöküşü önleyecek bir alternatif olduğunu ekledi.

Herrington yapılması gereken değişiklikleri de makalesine yazdı:

Bu kolay olmayacak ve geçişte zorluklar oluşturacak fakat sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek hâlâ mümkün.

Söz konusu çalışma Yale Journal of Industrial Ecology adlı akademik dergide yayımlandı.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/climate-change

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU