31 Mart seçimlerinin iptal sürecinde AK Parti'den gelen açıklamalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "39 ilçede 39 miting" yapacağı yönündeydi. Cumhur ittifakının diğer ortağı, MHP Lideri Devlet Bahçeli ise, "Seçim iptal edilmelidir, iptal olduğunda mitili İstanbul'a atacağım" demişti.

23 Haziran'a 12 gün kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, MHP Genel Başkanı Bahçeli de henüz İstanbul için kampanya sürecine başlamadı.

Önümüzdeki haftaya kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ankara programı dolu. Haftasonunda ise Tacikistan'da olacak. Yani kampanyaya katılması için sadece son hafta kalıyor. Bazı haberlere göreyse Erdoğan 23 Haziran öncesinde İstanbul'da miting yapmayacak. 

Muhalefet partilerine bunun olası nedenlerini sorduk. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, "Biz hem Erdoğan'ı, hem Bahçeli'yi İstanbul'da görmekten memnuniyet duyarız ama herhalde kendi değerlendirmelerini yapıp böyle bir karar almışlar" diyor.

"Anlaşılan kendileri bir durum değerlendirmesi yapmışlar ve bunun doğru olduğuna karar vermişler. Kendi içlerindeki tartışmalar sürüyor. Biz cumhur ittifakının iki partisinin de liderini istanbul'da görmekten memnuniyet duyarız. Sadece Erdoğan değil, Bahçeli de 'mitili atarım' demişti ama İstanbul'da mitil yok. Sonuçta biz kampanyamızı Erdoğan ve Bahçeli'nin İstanbul’da yürüttükleri programlara göre yapmıyoruz. Biz kendi gündemimize göre plan yapıyoruz. Biz 31 Mart'ta kazandık ama seçim YSK eliyle tekrar edilmek zorunda kalındı. Şimdi 16 milyonun hakkını arıyoruz. Mevcut durumda onlar hak gasbını meşrulaştırmaya çalışan siyasetçiler durumundalar, buyursunlar gelsinler."

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Erdoğan'ın İstanbul'da miting yapmama kararı aldığını ve bunun da 31 Mart öncesinde yürüttüğü kampanyanın sorunlarını-sonuçlarını görmesinden kaynaklandığını söylüyor.

"31 Mart seçimlerine giderken Erdoğan’ın sürdürdüğü kampanyanın iki sorunu vardı; Birincesi cumhurbaşkanı sıfatıyla adeta bütün şehirlerde belediye başkanı adayıymış gibi kampanya sürdümesiydi. Bu elbette AKP’nin kaybettiği her yerde Erdoğan’ın kaybettiğine dair bir işaret vermiş oldu. Kendi durumuna ilişkin bir meşruiyet tartışması açtı. İkincisi de kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, toplumu birbirine düşürmeye çalışan, seçmenin yarısından fazlasına terörist suçlamasında bulunan, Kürt ve HDP'li seçmene ağır hakaret eden bir hat izledi Cumhurbaşkanı. Bunun da elbette sonuçları oldu. İstanbul sonucu bunun sonuçlarından biridir mesela. İstanbul seçmeni bu kampanyayı kabullenmediğini, reddettiğini gösterdi. Bu nedenle de, 23 Haziran için bilinçli olarak geri çekildi."

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "Erdoğan olası bir başarısızlığın kendi başarısızlığı olarak görüleceğini biliyor, onun için İstanbul'a asılmaktan vazgeçti" görüşünde.

"Erdoğan aslında İstanbul’a asılmaktan vazgeçti. Çünkü olası bir başarısızlık sadece İstanbul seçiminin kaybedilmesi olarak algılanmayacak. Bu artık AK Parti ve Erdoğan’ın seçim kazanamadığının toplum tarafından net olarak algılanması anlamına gelecek. Bu nedenle Erdoğan bunun önüne geçmek istedi. Binali Yıldırım’ı günah keçisi yapmak için de İstanbul kampanyasından vazgeçmiş olabilir diye düşünüyorum. Bahçeli de aynı durumda. Mitil atacaktı İstanbul'a. Mitil yok, kayboldu. Bütün İstanbul'da mitil arıyoruz, seferber olduk parti olarak."

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı ise, her partinin kamuoyu yoklaması yaptırdığını, Erdoğan'ın da yapılan kamuoyu yoklamalarından gelen sonuçlara göre böyle bir karar almış olabileceğini düşünüyor.

"31 Mart’ın sonuçlarında da görüldü ki, seçmen yerel seçimlerde yerel gündemin işlenmesini tercih ediyor. 31 Mart öncesinde meselenin İstanbul gündemi dışında tutulup Türkiye gündeminin işlenmesi hatta dış politikanın yerel seçime alet edilmesi seçmen tarafından olumsuz karşılandı, karşılığını da iktidar partisi gördü. Tabii iktidarın kuruluşundan bugüne kadar her seçim döneminde Erdoğan’ın yaygın şekilde arazide olması bir gelenek. Onun için 23 Haziran için de 39 ilçede 39 miting olacağı açıklaması yapıldı ama kamuoyu yoklamalarında bu politikanın doğru olmadığını gördüler. Bir de şu var ki; 31 Mart öncesinde Binali Yıldırım'ın konuşamadığına dair eleştiriler de oldu, iç eleştiriler yapıldı. Dolayısıyla biraz daha adayların sahada olmasını öncelemiş oldular. Öyle zannediyorum ki CHP’nin adayının çok fazla ön planda olmasından rahatsız olduklarından böyle bir karar aldıklarını düşünüyoruz. Bahçeli'nin mitili İstanbul'a atmaması da aynı stratejinin parçası. İstanbul seçmeni liderleri değil adayları dinlemek istiyor. Nihayetinde bu bir İstanbul seçimi, seçmen onları duymak istiyor."

Independent Türkçe