Özgür Özel: İddiayı araştırmak yerine, Tuncay Özkan’a soruşturma açıyorlar

“2025 yılında sandık gelecek” diyen Özel, “Aday belirleme sürecine de başlamış durumdayız” diye konuştu

CHP Genel Başkan Özgür Özel, İzmir'de partisi tarafından "Bağımsız Yaşam Hakkı" sloganıyla düzenlenen Engellilik Çalıştayı'na katıldı.  Özel, şunları söyledi:

Bugün bir itirazı söze dönüştürmek üzere çalıştayın adı ‘Engellilik Çalıştayı’ olarak belirlenmiş. Engelli örgütlerinin talebiyle, itirazlarıyla. Diyorlar ki, ‘Engelli olan biz değiliz. Engelleniyoruz.’ Bu yüzden meselenin engellilik, engellenme üzerine kurulması ve ifade edilmesi gerekir. Maalesef üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyip, konunun muhatabına ve mağduruna kusur atfeden bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız. 63 bin öğretmen varken mezun olmuş da görevlendirilmemiş, rahmetli Ecevit’e bunların hesabını soran Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği noktada 1 milyon öğretmen var atanmamış olan. Onlara dönüp ‘atanamayan öğretmenler’ diyor. Sanki kusur kendilerindeymiş gibi ya da çok istenmiş de bir türlü olmamış gibi. Engelllier de bir benzer durumla karşı karşıya kaldıklarını, engellendiklerini, haksızlığa uğradıklarını, kendileriyle ilgili kamunun gerekli sorumluluğu yerine getirmediğini, bu yüzden de bu çalışmanın adının ‘Engelllik Çalıştayı’ olmasını talep ettiler. Gerçekten itirazlarında haklılar. Çünkü biraz önce Cemil Başkan da bir veriden bahsetti. Ancak en sonuncusu üç yıl önce açıklanan resmi verilere göre 5 milyon 841 bin engelli vatandaşımız bulunuyor. Yani devlet diyor ki, ‘Benim vatandaşlarımın engellilik sayısı 5 milyon 841 bin.’ Oysa bu salondaki bu işin uzmanı sivil toplum örgütleri, dernekler yaptıkları çalışmalarda bu rakamın 10 milyonu aştığını söylüyorlar. Bu konuda doğru verilere erişmek için devletin şeffaf olması lazım, paylaşımcı olması lazım. Ancak maalesef, bundan çok gerideler ve bugün engellilerimiz yıllardır çözüm bekleyen ağır sorunlarını ifade ederken, rakamlara dahi erişememek gibi bir sorunla karşı karşıyalar. Bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Gölge Bakanımız Aylin Nazlıaka koordinasyonunda düzenlenen bu çalışma, hem dün yapılan panel ve verimli çalışmalarla hem bugün 15 ayrı masada yapılacak olan tartışmalarla aslında hem Türkiye’ye İzmir’den bir sorunun varlığını, çözüm yollarının neler olacağını söyleyecek, hem de partimizin içinde bulunduğu program hazırlama çalışmalarına çok özlü bir katkı sağlayacak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

''Engelli aylıklarını okumaya ben utanıyorum''

Bugün tüm vatandaşlarımız büyük bir ekonomik yıkım yaşıyor. Bu iktidarın geldiği günle bugün arasında emeklilerin aldığı maaşlarda, bu memur emeklisi de olsa aynı, işçi emeklisi de olsa aynı. En düşük emekli maaşı karşılaştırmalarında, asgari ücret karşılaştırmalarında. Devletin yaptığı tüm yardımlarda, en basitinden hatta övündükleri alanlarda. Örneğin, ‘Öğrencilere verdiğimiz burslar, geldiğimizde 450 liracıktı, biz 2 bin lira, 3 bin lira yaptık’ diye övünüyorlar. Ama ister altın hesabına, ister simit hesabına, ister somun ekmek hesabına, hangi hesaba vurursanız vurun çok büyük farklar var. 8’ken 2,5’a düşmüş; örneğin 8 çeyrek altın alıyorken, 2,5 çeyrek altına düşmüş. Çay - simit hesabında yerlerde sürünen rakamları hep beraber paylaşıyoruz. Biraz önce videoda da arkadaşlar bir grup konuşmasından alıntılamışlar. Engelliler açısından durumun ne kadar daha da vahim olduğunu birkaç rakamla ifade etmek isterim. Bu seneki yaşlılık aylığı. Bakacak kimsesi yok, yaşlılık aylığı alıyorlar. Bakın hangi rakamlarla nasıl geçinilemeyeceğini ne kadar çok konuştum. Bugün 14 bin 500 lira gibi en düşük emekli maaşı var. Bugün 22 bin lira gibi bir asgari ücret var. Bunlarla nasıl yaşanılamayacağını, nasıl ya barınılacağını ya da karın doyurulabileceğini; bu paranın kiraya giderse boğazdan geçmeyeceğini, boğazda geçerse açıkta kalınılacağını çok haklı bir şekilde söylüyoruz. Sokakta büyük bir isyan var. Kadın kollarımız, pazara çıktığında ellerindeki kırmızı kartları kapıp, arkasındaki hesabı bizden iyi anlatan emeklilerin videoları her gün geliyor. Rize’den geldi dün, Samsun’dan geliyor, Diyarbakır’dan geliyor. 

''100 engelliden 77’si yoksul, dışlanmış''

Biraz önce istihdamdan bahsedildi. Engellilerin en haklı isyanı, kanunlarda yazan haklarını, kontenjanlarını alamamak. Bir karşılaştırma yapacak olursak, 2022 yılında kamuda çalışan engelli sayısı 22 bin 162 iken, 2023 Mart ayında 20 bin 51’e düşmüş. Artması gerekirken, talep varken, talep sürekli dile getiriliyorken, arada 2 bin 111 engelli daha azalmış kamuda çalışan. Özel sektörde 2022 yılında çalışan 117 bin 545 engelli varken, 2023 Mart ayında 101 bin 397’ye gerilemiş. Yani 16 bin 148 engelli istihdamı azalmış.

2022 yılında Türkiye’de yapılan Türkiye Sağlık Araştırmasına göre, engellilerin sadece yüzde 15’i çalışıyor. 100 engelliden 85’i istihdam dışında. Avrupa Birliği’nde engelli bireylerin yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık riski taşıyanları yüzde 29. Avrupa diyor ki, ‘Engellilerin yüzde 71’i toplumda dışlanmadan, zorlanmadan, yoksulluk riski çekmeden geçiniyor.’ Ama bu yüz 29 üzerine çalışıyorlar. Türkiye’de bu rakam yüzde 77. Türkiye’de 100 engelliden 77’si başta yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık olmak üzere sorun yaşıyor ve çözemediğimiz sorunları var. İşte bu salonda o sorunları konuşuyoruz.

OECD ülkelerinde engelli bireylerin istihdamı için ayrılan kamu yardımları, milli gelirin ortalama yüzde 2,1’i. Yani en yüksek olan ülkeden bahsetmiyoruz. OECD’nin ortalaması yüzde 2,1, Türkiye’de ise binde 1; yüzde 0,1. Bir tarafta onların gelirlerini düşünün. 100 bin dolara varan milli geliri olan ülkelerden bahsediyoruz, 65 bin dolar milli geliri olan ülkelerden bahsediyoruz. Onlar bu milli gelirin yüzde 2,1’ini engellilerine ayırırken, biz zaten düşük olan milli gelirimizin sadece binde 1’ini engellilerimiz için ayırıyoruz.

''Engelli vatandaşlarımız Meclis'te olacak, bakan olacak''

Sosyal Demokrat Belediyeler Eşgüdüm Konseyi’nin en önemli görevlerinden biri, engelli hakları konusunda sosyal demokrat belediyelerin birbirlerinin iyi örneklerini almaları, birbirlerinden öğrenmeleri ve belli bir standardın sağlanması. Parti olarak geçen sene 4-9 Eylül tarihleri arasında Değişim Kurultayımızı gerçekleştirdik ve tüzüğümüzde bir engelli kotası tarif ettik. Ayrıca ağır engelli bir bireyin mutlaka milletvekili seçiminde liste başı olmasını, ama ayrıca bu rakamın bir ile kalmamasını ve seçilecek yerlerden engellilerin Cumhuriyet Halk Partisi sıralarında, öyle milletvekillerine dert anlatmak için Meclis’e gelmek ya da şehirlerde randevu istemek yerine kendi haklarını aradıkları, korudukları, kendi yasalarını yaptıkları bir süreci ümit ediyoruz. Engelli örgütlerinden gelen, sorunu bilen ve mutlaka iktidar olduğumuz o sıralarda sizlerin o sorunlarını doğrudan Meclis’te, kürsüde dile getirecek olan milletvekillerinin de buradan şimdiden size müjdesini veriyorum. Son olarak, Meclis’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı olduğunda, çoğunluğu olduğunda ve bir Cumhuriyet Halk Partili cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partili Türkiye İttifakı’ndan bakanlar, her hafta Bakanlar Kurulu toplantısında bulunduğunda biz bu ülkenin önüne ne koyacağız?

''Engelliler Bakanlığı kurulacak ve Bakanlığın başında bir engelli bakan olacak''

Onları ifade ederek sözlerimi tamamlamak isterim. Biz engellilerin sorunlarının ve taleplerinin elbette farkındayız. Ama bu farkındalığın kamu yönetimine tam olarak yansıması için güçlü de bir bütçesi olan icracı bir Engelliler Bakanlığı kurulacak ve Bakanlığın başında bir engelli bakan olacak. Engelli bireylerin bağımsız bireyler olarak yardım değil, hak öznesi olduğu gerçeği kabul edilerek bütün adımlar ona göre atılacak. Engellilerin eğitime, istihdama, sağlığa ve tüm insan haklarına erişimi ve toplumsal yaşama aktif katılımları için erişilebilirlik koşulları sağlanacak ve bütün engeller kaldırılacak.

Özel gereksinimli çocuklarımızın örgün eğitim dışında aldıkları rehabilitasyon hizmetleri haftada en az 40 saat olarak belirlenecek ve uygulanacak. Özel eğitim kurumlarının öğretmenlerinin ücretine mutlaka devlet desteği verilecek, maaşları artırılacak, tazminat hakları tanınacak. Özel eğitim merkezlerine giden özellikle 0-12 yaş arasındaki öğrencilerin seans sayıları, 8+4 saat gibi kabul edilemez gibi bir noktadan en az 20 saate çıkarılacak. 2024 yılında engelli öğretmen ataması yapmadılar, 2 bin 500 engelli öğretmen atama bekliyor. İktidarımızda atanmayan, ‘atanamayan’ öğretmen sorununu ortadan kaldıracağız. Ancak iktidarımızın ilk Bakanlar Kurulu toplantısında atama bekleyen bütün engelli öğretmenleri atayacağız. Engelli haklarından yararlanmak için Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerine tamamen aykırı olarak, çağ dışı düzenlemelerle en az yüzde 40 vücut fonksiyon kaybı aranmasına da ilk Bakanlar Kurulu toplantısında son vereceğiz. Gerekli yasal düzenlemeyi de bir ay içinde yapacağız. Engellilerin kamu hizmetlerinden ücretsiz ya da ya da indirimli yararlanmalarına dayanan bugünkü sosyal destek sistemi yerine, aylık engelli ödeneği şeklindeki sosyal destek sistemine geçeceğiz.

 “Teğmenler mutlaka hakkını alacaklar”

Özel çalıştayın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 5 teğmen ile 3 disiplin amirinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilmesini değerlendiren Özel şunları söyledi:

Yüksek Disiplin Kurulu’nda birden çok şerh olduğunu arkadaşlar iletti. Önümüzdeki günlerde konu yargıya gideceği için konu ileride netlik kazanacak. Eğer o YDK’dakiler gerçekten Mustafa Kemal’in ordusu olsalar teğmenleri değil, onları disipline verenleri ordudan atarlardı. Çünkü 'Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz' diyen bir teğmeni disipline veren kimse, esas bu ordu için tehlike odur. O yüzden şerh yazanların yaptığı iş doğrudur.

Ben yazmayanlarla ilgileniyorum. İhracı yapanlarla ilgileniyorum. Bunu onaylayanlarla ilgileniyorum ve esas olarak da bu süreci birtakım cemaatlerin, tarikatların istemesiyle sekiz gün önce tebrik ettiği, gözünün içine baktığı, selamını aldığı teğmeni ve bir kadın teğmeni, ihraç sürecini tetikleyen Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendisiyle ilgileniyorum.

Sekiz gün önce tebrik ediyor, her şey yolunda. Sekiz gün sonra sosyal medya linciyle birtakım şeriatçı hesaplar teğmenleri hedef gösteriyor. O da bu yola giriyor. Bu yolun yol olmadığını kendisine söylemiştim. Teğmenlerin önlerinde koca bir ömür var ve onlar mutlaka hakkını alacaklar. Kısa çöp, uzun çöpten hakkını alacağı gibi bugün ezmeye çalıştığı teğmenler de o uzun adamdan hakkını mutlaka alacak. Ortak akıl artık adayımızın belli olması yönünde. Bazı farklı görüşler olabilir, onlara da saygı duyuyoruz.

“İstifa etmiyorsa da görevden alınması lazım”

Özel Kartalkaya’daki yangınla ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

Zaten bir bilirkişi raporu biliyorsunuz, önce ‘korsan’ dediler. Resmi bir bilirkişi raporu var, o raporu yok edemedikleri için yok saymaya çalıştılar ve gözaltıları tutuklamalara çevirirken bile bilirkişi raporunu dosyaya koymadılar. ‘Bakanlığı sil, yerine Bolu Belediyesi’ni yaz’ dediler, bilirkişiler mesleki onurlarına sahip çıktılar, baskıya direndiler, ben de raporu yayınladım. O günlerde rapora, ‘korsan’ diyorlardı, yetki belgesi çıktı, çalışırken ki raporları çıktı. Adalet Bakanının benim şahsımdan değil ama milletimizden özür dilemesi gerekir. İçişleri Bakanını dinledik, niye açıklamıyorlar biliyor musunuz? Nasıl o gün ölü sayısını açıklamak için il kongresini bekledilerse bugün de büyük kongrelerini bekliyorlar. Birkaç ya da çok sayıda bakanla birlikte bu bakanı da içine koyup normal bir bakan revizyonuymuş gibi bakan değiştirecekler. Böyle oyunlarla devlet yönetilmez, bu ciddiyetsizliktir. Sorumlu Turizm Bakanıdır. Bu bakanı atayan da Erdoğan’ın ta kendisidir. Bakanın çatır çatır istifa etmesi, kendisi istifa etmiyorsa da görevden alınması lazım. Ama maalesef suçluların telaşıyla ve kendisini gizleme amacıyla böyle bir yola gidiyor

“Aday belirleme sürecine de başlamış durumdayız”

Partisinin seçim çalışmalarına ve cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecine yönelik de konuşan Özel şunları söyledi:

2025 yılında sandık gelecek. Sandığın gelmesi için var gücümüzle çalışacağız. Aksi takdirde biz bu milletin önüne bir sandık koyacağız ve bu milletin bu iktidardan artık desteğini çektiğini göstereceğiz. Bunun bir başka yolu yok.

Bunun için bütün hazırlıklarımızı yaparken aday belirleme sürecine de başlamış durumdayız. Bu benim şahsi kararım değil. Zaten eğer şahsen ben kendim aday olacağım desem bu bir şahsi karardır. Ben ondan feragat etmişim. Bir partinin genel başkanı aday olursa aday olur zaten. Ama ben bundan feragat etmişim. Biz belirleyeceğiz bir grupla desek onu yapmıyoruz. Sadece MYK ile desek yapmıyoruz. Ben bunu nasıl yapalım diye partinin bütün seçilmişlerini bir dizi toplantıya çağırdım, biliyorsunuz.

“Üye sayılarında artış var”

Tüm milletvekillerimizi çağırdık. Parti Meclisi üyelerimizi, MYK'mızı defalarca topladık. Ortak akıl artık bizim adayımızın belli olması yönünde. Nasıl belirleyelim dedik, en geniş katılımla. En geniş katılım kim? Ya sayıları 1 milyon 600 bine yaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi üyesi. Burada da şöyle bir süreç tarif ettik. Dedik ki üyelikleri açalım ve cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde söz sahibi olmak isteyen herkesin Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisine davet edelim, dedik. Şu anda online üyeliklerde günlük 10-12 kat artış var.

Zaten bunun çok üstünde de bütün il ve ilçelerimize aday üyelik başvuruları var. Ensar Aytekin ve seninle imzasıyla gönderdiğimiz talimatlar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe ve il başkanlıkları cumartesi pazar dahil gece 21'e kadar üye kaydı için açık tutuluyor. Nöbetçiler var. Yoğun bir üye kaydı yapıyoruz. İleride bu rakamlar paylaşılır. Şu anda adeta Türkiye'de bir seçmen kaydı yapılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanı adayının, dolayısıyla geleceğin cumhurbaşkanının aday gösterilmesi sürecinde seçmen olmak isteyen herkes şu anda kayıtlarını yaptırıyorlar. CHP üyesiyseniz yeniden kayıt yaptırmanıza gerek yok. CHP üyesi değilseniz ama gönlünüzden geçen bir adayı desteklemek istiyorsanız baba evinin kapıları ardına kadar açık.

“İddiayı araştırmak yerine, Özkan’a soruşturma açıyorlar”

Özgür Özel, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’a yönelik soruşturma açılmasına tepki gösterdi. "Bir iddiayı araştırmak yerine, iddiayı dile getiren Tuncay Özkan’a soruşturma açıyorlar" diyen Özel, şunları söyledi:

Tuncay Özkan, tahlillerinde ağır metaller çıktığını, karaciğerinin zarar gördüğünü, tedavi gördüğünü söyledi. Akılcı bir savcı, bu iddiayı ciddiye almalı, Tuncay Özkan’ın bilgisine başvurmalı. Tahlillerini isteyip hangi süreçte hesaplandığını incelemeli, bilirkişi tayin etmeli. Ancak bunun yerine, Tuncay Özkan’ı suçlu gibi gösteriyorlar. Önce bir araştır bakalım. Zehirlenme varsa, bunun yalan olduğunu nasıl bu kadar hızlı bilebiliyorsun?

Tuncay Özkan’ın Almanya’da tedavi gördüğünü, elinde bu süreçle ilgili belgeler bulunduğunu söyleyen Özel,  "Önce kendisini çağırın, bilgisine başvurun. Gerçeğe kapalı bir tutum sergilemek yerine, iddiayı araştırın" ifadelerini kullandı.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU