Uzmanlar aşı tereddütü yaşayan psikiyatri hastalarını uyardı: Korkudan değil ama Kovid-19’dan ölünüyor

Koronavirüs salgınını kontrol altına almada bilinen en etkili yöntem aşı. Ancak ülkede 17 milyona yakın kişi hâlâ aşı olmadı. Bu kişiler arasında anksiyete, kaygı bozukluğu, stres, iğne korkusu yaşayan ya da kan fobisi olanlar da bulunuyor

Hekimler, aşı karşıtlarının oluşturduğu tehlikenin yanı sıra çeşitli korkular nedeniyle tereddütte kalıp Kovid-19 aşısı olmaktan kaçanların durumuna dikkati çekiyor / Fotoğraf: Reuters

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, 1,5 yılı aşkın süredir tüm dünyayı etkisi altına almış durumda.

Virüsün aşı olmayan kişiler nedeniyle toplumda yayılıp çoğalmasının önüne geçilemiyor. Bu çoğalma sırasında mutasyona uğrayan virüsün davranışında değişiklik oluşmasıyla, yeni bir varyant ortaya çıkıyor. 

Bu yeni varyantlar, virüsün daha bulaştırıcı olması, hastalığın daha ağır seyretmesi ya da aşıdan kaçabilmesi gibi tehlikeleri barındırıyor. 

En korkulan durum ise aşıların etkinliğinin yok olduğu bir varyantın ortaya çıkması. Bu nedenle başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere yetkililer ve uzmanlar, ivedilikle aşılama oranın artması çağrısı yapıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak 17 milyona yakın kişi, tüm uyarılara rağmen sırası geldiği halde aşı olmuş değil. Bu durum hem kendileri hem de toplum için tehlike arz ediyor.

Aslında aşı olmayan kişiler arasında farklı gruplar mevcut. Uzmanlar, aşı karşıtlarının yanı sıra aşı tereddütü yaşayanların durumuna dikkat çekiyor. Zira bu kişiler arasında anksiyete, kaygı bozukluğu yaşayan psikiyatri hastaları da bulunuyor.

Yaşadıkları ruhsal rahatsızlıkların yanı sıra sosyal medya üzerinden yayılan bir takım bilim dışı verilerin neden olduğu dezenformasyon da bu kişilerin mevcut kaygılarını artırabiliyor.

Uzm. Dr. Işık: Aşı yaptırmayanlar arasında çok sayıda psikiyatri hastası bulunuyor

Avrupa Şafak Hastanesi’nden Psikiyatrist Doğan Işık, aşı yaptırmayanlar arasında çok sayıda psikiyatri hastası bulunduğuna dikkati çekti.

Işık, kendilerine başvuran hastaların büyük çoğunluğunun, aşıların ölümcül yan etkilerinin bulunduğunu, sakat bıraktığını ya da cinsel sorunlara neden olduğunu sanarak bunu yaptırmaktan kaçtığını anlattı.

Özellikle panik bozukluk hastaları ile kaygı bozukluğu olanlarda bu durumun sıklıkla görüldüğünü ifade eden Işık, bazı kişilerin de “Ben zaten sıkıntılıyım, göğsüm ağrıyor, uyuyamıyorum, karın ağrım var” gibi şikayetlerde bulunup, aşı ile bunların dayanılmaz hale gelmesinden çekindiğini söyledi.
 

Psikiyatr Doğan Işık mobbing haberi.jpg
Psikiyatrist Doğan Işık/ Fotoğraf: Independent Türkçe


Bilimsel veriler ışığında, mantıklı bir şekilde hastaları bilgilendirmenin önemine dikkat çeken Doğan Işık, gerçek olmayan, bilişsel çarpıtmalara dayanan bu inanışı değiştirmenin kritikliğine vurgu yaptı.

“Aşılar hayat kurtarıcı”

Aşıların “hayat kurtarıcı” olduğunu anlatarak hastaları bilgilendirmeye çalıştıklarını kaydeden Işık, insanların korkudan değil ama Kovid-19’dan ölebildiklerini vurguladıklarını anlattı.

Poliklinik pratiğinde önce hastanın panik bozukluğuna yönelik tedaviye başlayıp sonra da en kısa sürede -hatta mümkünse aynı randevuda- aşı randevusu alınmasını sağlanmak gerektiğini de sözlerine ekledi.

Doğan Işık, hekimlerin hastalara telefon numaralarını vererek, istedikleri zaman kendilerini arayabileceklerini söylemenin, hastaların “doktorum yanımda” hissiyatıyla güven duygusu sağlayabileceğini ve böylelikle aşıya ikna etmenin kolaylaşabileceğini de belirtti.

“İğne ve kan fobisi olan hastalarda da aşı korkusu olabiliyor”

“İğne ve kan fobisi olan hastalarda da aşı korkusu olabiliyor” diyen Işık, desensitizasyon yöntemleriyle de yine hastanın tedavisiyle beraber aşı olmalarının sağlanabileceğini dile getirdi.

"Hiperkapnin anksiyete ataklarını azaltıyor"

Uzman Dr. Işık ayrıca, panik hastalarının maske takınca ataklarının arttığını düşünse de bunun doğru bir bilgi olmadığını, bilakis panik sırasında kese kağıdına solumanın anksiyete ataklarını azalttığı (hiperkapnin) gibi örneklerin bulunduğunu anlattı.

"Hastanın aşı yaptırıp yaptırmadığı kontrol edilmeli"

Işık, özellikle ruh sağlığı çalışanlarının hastalarını muayene ederken ve/veya tedavisini düzenlerken hastanın aşı yaptırıp yaptırmadığını kontrol etmesi gerektiğine vurgu yaparak kendisinin bunu poliklinik bir rutin hale getirdiğini de sözlerine ekledi.
 

Kovid-19 ilaç aşı AA.jpg
Fotoğraf: AA


Prof. Dr. Sönmez: Aşı karşıtları homojen değil

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez de sırası geldiği halde aşı vurulmayan 17 milyon kişinin farklı nedenlerle aşı olmaktan kaçtığı, dolayısıyla bu konuda homojen bir grubun söz konusu olmadığı görüşünde.

"Rus ruleti gibi bir şey, ne zaman enfekte olacağınız, yoğun bakıma düşeceğiniz belli değil"

Kimilerinin tüm Kovid-19 aşılarına karşı olduğunu, bazılarının ise SinoVac (CoronaVac) gibi inaktif aşıları kabul ederken BionTech gibi mRNA aşılarına mesafeli durduğunu belirten Sönmez, "'Yerli aşıyı bekleriz, o çıksın onu oluruz' diyenler de var ama bu, Rus ruleti gibi bir şey, ne zaman enfekte olacağınız, yoğun bakıma düşeceğiniz belli değil" şeklinde konuştu.
 

Prof. Dr. Güner Sönmez Twitter DrGunerSonmez.jpg
Prof. Dr. Güner Sönmez / Fotoğraf: Twitter / @DrGunerSonmez


Prof. Dr. Güner de Psikiyatrist Işık gibi, Kovid-19'dan ölenlerin durumuna dikkati çekerek, korkudan değil ama salgından ölenlerin bulunduğunu söyledi.

“Bir kısmı panik atak, bir kısmı anksiyete yaşıyor ve aşı olmaktan kaçıyorlar”

Prof. Dr. Sönmez, doğru bilgiye ulaşamayan ya da tıbbi bilgisi olmadığından yanlış bilgiyi yayan kişilere inananlar olduğu kadar, psikiyatrik rahatsızlık ya da bir takım korkular nedeniyle aşı vurulmayanların durumuna dikkati çekti:
 

Kendilerini ikna ederek sağlık ocağına ya da hastaneye kadar gidiyorlar, kalp krizi inme gibi ihtimaller yaşadıklarını söylüyorlar. ‘Çarpıntı ve terleme başlıyor, bayılacak gibi olup geri dönüyorum’ diyenler var.

Bir kısmı panik atak, bir kısmı da anksiyete yaşıyor ve sonuçta aşı olmaktan korkup kaçıyorlar. Aşı ağızdan ya da burundan verilebilseydi, bu kişiler kaçmaz, aşı vurulabilirdi.

Çevresinden duydukları ve somut olmayan her şeye inanan, anksiyete yaşayan insanlar da aşı olmuyor. Aşı olanların kalp krizi geçirdiğine inanıyorlar.

Kesinlikle ispat edilmeyen, üçüncü şahıslar üzerinden 'kalp krizi geçirdi, pıhtı attı' gibi iddialara dayanan durumlar. Bunları yayanların iyi niyetli olduğunu düşünmüyoruz.

Örneğin ABD'de aşı ile ilgili dezenformasyon yapanların 12 hesaptan bunu yaydığı ortaya çıkarıldı. İnsanlar aşı tereddütü yaşayabilir ama şiddetle tüm aşılara karşı olmak, akla, mantığa uymaz.

Geçmişte de boğmaca ve kızamık aşıları yapılmamasını isteyenler vardı, sonra bu vakalar da ölümler de arttı.

Her gün istatistik, gerçek veri paylaşıyoruz ama bazıları anlamıyor. Canla başla çalışan bilim insanları da artık yoruldu.

 

"Kalp kası iltihabı, Kovid geçirenlerde geçirmeyenlere göre 15-20 kat daha fazla" 

Psikiyatrik sorunlar ya da iğne fobisi (tripanofobi) gibi nedenlerle aşı tereddütü yaşayanların yanı sıra ek bir de aşı karşıtlarının bulunduğuna değinen Güner Sönmez, bu kişilerin çoğunun çocukluk çağı aşılarına da karşı olduğunu belirtti ve bu durumu "tehlikeli" bulduğunu kaydetti.

Aşının içeriğinde zararlı madde bulunmadığını belirten Sönmez, şu sözleri söyledi: 
 

Aşı tereddütü yaşayanları anlayabiliyoruz çünkü tıbbi bilgileri yok, sosyal medya ve bazı meslektaşlarımızın yanlış bilgilendirmesi sonucu aşıdan, aşının yan etkilerinden ve uzun dönem etkilerinden korkuyorlar.

‘Kovid aşısı olanlar kalp kası iltihabı geçiriyor’ diyorlar ama koronavirüse yakalanan, en ufak Kovid geçirenlerde bu iltihap 15-20 kat daha fazla oluyor.

Uzun dönem yan etkiler de dillendiriliyor ama tüm aşıların yan etkileri iki ay içinde ortaya çıkar, sonra görülmez. Bir de aşının içinde maymun böbreği, yıkanmış koyun kanı gibi abuk subuk yanlış bilgiler dolanıyor ve ne yazık ki bazı kişiler buna inanıyor.

Aşıda şeker, tuz, yağ ve mRna dışında bir şey yok. Yüksek miktarda civa veya alüminyum olduğu da söyleniyor, bu da yalan. Aşıdan alınan alüminyum, armuttan alınan alüminyum miktarından daha az. 


"Doktor olmadığı halde bu titri kullanıp sahte hesap açanlar var"

Sosyal medyada aşı karşıtlığı yapanlar arasında hekimlerin de bulunduğunu ancak sayılarının bir elin parmağını geçmediğini de belirten Prof. Dr. Güner Sönmez, diğer yandan doktor olmadığı halde bu titri kullanıp, sahte hesap açanların tehlikesine karşı uyardı.

“Sağlık Bakanlığı harekete geçmeli"

Aşı hakkında doğru olmayan, bilim dışı veriler paylaşarak kamu sağlığını tehdit eden hekimlerin yurt dışında meslekten el çektirilme, sosyal medya hesaplarını kapatma gibi durumlarla karşı karşıya iken Türkiye’de bu kişilerin "at koşturduğu" eleştirisinde de bulunan Sönmez,“Sağlık Bakanlığı harekete geçmeli" sözleriyle bakanlığa çağrıda bulunup, bu duruma el atılmasını talep etti.

“Nosebo etkisi de göz önünde bulundurulmalı”

Aşıların plasebo etkisi kadar nosebo etkisine (hastanın ilacın, aşının kendisine yan etkide bulunacağına inanması) etkisine de değinmek gerektiğini belirten Sönmez, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

Kendisini olumsuz bir şey olacağına şartlandıranlar daha fazla yan etki yaşayabiliyor. Zararlı olduğuna, yan etkisine inanmış olunan aşı ya da ilaç yerine o kişiye tuzlu su da verseniz, birey olumsuzlukların bir kısmını yaşıyor çünkü kendisini buna inandırmış.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU