Türkiye'nin Avrupa arenasında bu sezon beş takımla yer alabilmesi için Galatasaray, Fenerbahçe, Demir Grup Sivasspor ve Trabzonspor mücadelesini sürdürüyor.
Doğrudan Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterecek Beşiktaş, elemelerin bitmesini bekliyor.
UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele etmek isteyen Fenerbahçe ile Galatasaray'ın yanı sıra UEFA Konferans Ligi'nde gruplara kalma savaşı veren Sivasspor ile Trabzonspor, bu yoldaki ilk maçlarını tamamladı.
Sahasında Finlandiya'nın Helsinki takımını konuk eden Fenerbahçe, 16 yaşındaki Arda Güler ile 20 yaşındaki Muhammed Gümüşkaya'ya şans verdiği karşılaşmadan 1-0 galibiyetle ayrılarak gecenin tek zaferini elde etti.
Deplasmanda Randers'a konuk olan Galatasaray, genç oyuncusu Kerem Aktürkoğlu ile 1-0 öne geçtiği müsabakadan 1-1'lik beraberlikle döndü.
Konferans Ligi'nde grup mücadelesi veren Trabzonspor Roma'ya; Sivasspor ise Kopenhag'a 2-1'lik skorlarla mağlup oldu ve tur şansını zora soktu.
O an pic.twitter.com/NppOa6hfdK
— Fenerbahçe SK (@Fenerbahce) August 19, 2021
Gecenin Türk ekipleri açısından en önemli detayı ise genç oyuncuların performansları oldu.
Fenerbahçe'de Arda Güler mücadelesiyle alkış toplarken, Muhammed Gümüşkaya attığı golle taraftarın beğenisini kazandı.
Öte yandan geçen hafta Marcao'nun saldırısına uğrayan Galatasaraylı Kerem Aktürkoğlu, attığı golle takımını öne geçirdi ve moral depoladı.
Son yıllarda uluslararası arenada başarısız sonuçlara imza atan ve bu nedenle UEFA sıralamasında gerileyerek daha fazla ön eleme oynayan Türk temsilcileri, play-off'ları geçerek hem gruplara kalmak hem de puanlarını artırarak gelecek yıllarda bu alanda daha rahat bir mücadele sergilemek istiyor.
Domaç: İşi yapanların gençler olması oyunun tatmin edici olmadığını gölgeledi
Spor yorumcusu Haldun Domaç, Fenerbahçe, Galatasaray, Sivasspor ve Trabzonspor'un performanslarını, öne çıkan genç oyuncuları ve takımların tur şanslarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Maçlar başlamadan önce Randers ve Helsinki'nin Fenerbahçe ve Galatasaray ile eş değer performansta olduğunu düşünmediğini söyleyen Domaç, şöyle konuştu:
Özellikle Randers karşısında Galatasaray'ın, Helsinki karşısında da Fenerbahçe'nin favori olduğunu düşünüyordum. İki maçtan da galibiyet bekliyordum. Fenerbahçe kazandı ancak kazanırken iki genç futbolcusunun öne çıkması bir anlamda oyun olarak tatmin edici olmadığının göstergesi. Teknik direktör ve yöneticiler belli isimlerin olmamasından şikayetçiler ve onların olmasıyla daha farklı bir oyun olur düşüncesi var ama futbol açısından baktığımızda Helsinki, İstanbul'da Fenerbahçe ile kafa kafaya oynadı diyebilirim.
"Pelkas ya da Mert Hakan olsaydı gençler oynayacak mıydı?"
Fenerbahçe'de öne çıkan altyapıdan gelen oyuncuların performanslarının oyunda belirleyici olduğunu vurgulayan Domaç, şu ifadeleri kullandı:
Fenerbahçe'nin kenardan gelerek oyunu değiştirebilecek futbolcusunun olmadığı düşünülürken bir anda Muhammed Gümüşkaya her şeyi değiştirdi. Bu işi yapanların gençler olması oyunun tatmin edici olmadığını gölgeledi. Herkes gençler üzerinden yorumlamaya başladı ki her ikisi de geleceğe yönelik yatırım. Pelkas, Mert Hakan, sakatlanan İrfan Can, performansı istenilen seviyeye gelmeyen Mesut'un olması onlar için bir şans oldu. Acaba o isimler olsa gençler oynayacak mıydı? Bu da tartışma konusu. Bu konuyu çok abartmamak gerekir diye düşünüyorum. Açıkçası bu oyuncuların bundan sonraki maçlarda ne kadar süre alacaklarını ben de merak ediyorum.
Helsinki'nin Fenerbahçe karşısında iyi bir direnç gösterdiğini dile getiren Domaç, "'Çok maç yaptı' gibi yorumlar yapılıyor evet doğru. Birbirleriyle daha fazla oynama alışklanlığı oluşmuş bir takım. Bir önemli özellikleri de çok fazla oyuncu üzerinde değişiklik yapmıyorlar. Bu tür iki ayaklı maçlarda 1-0 bile kazanmanız önemli avantaj. Fenerbahçe iki genç oyuncusunun omuzlarında kazandı ancak oyun olarak hala tatmin edici değil. Nitekim başkan ve Pereira'da 4-5 haftaya ihtiyacımız var dediler" yorumunu yaptı.
"Terim'in asıl kadrosunu çıkartmadan hareket etmesi düşündürücü"
Galatasaray'da teknik direktör Fatih Terim'in rotasyonlu kadro ile başlamasına anlam veremediğini dile getiren Domaç, "Her ne kadar kendisi seyahatlerle ilgili yorum yapsa da henüz ligde oynanan resmi maç sayısı bir elin parmağı kadar. Böyle bir ortamda Terim'in asıl kadrosunu çıkartmadan hareket etmesi düşündürücü. Diagne ve Feghouli'nin ilk 11 başlayacağı kadroyu daha çok bekliyorduk ama şu gerçek bir kez daha karşımıza çıktı: Hoca sıkışınca onlara müracaat ettiğine göre demek ki onlarla başlayıp sonrasında diğer oyuncuları kullansa daha doğru olacaktı" değerlendirmesini yaptı.
"Randers, Galatasaray'a eş değer bir takım değil ama öyleymiş gibi mücadele ettiler" diyen Domaç, bazı oyuncuların performanslarının hala istenilen seviyede olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
Muslera'nın hala istenilen düzeye gelememiş olması belli risklerden bir tanesi. Galatasaray, kazanarak gelmesi gereken maçtan ülke puanına yüzde 100 katkı yapamadı. Turu geçer mi derseniz bence yüzde 99 geçer. Futbolun yüzde 1'lik ihtimalini bir kenara bırakıyorum. Fenerbahçe de Galatasaray da tura yakın taraf. Hatta Galatasaray'ın berabere kalmasına rağmen daha önde olduğunu düşünüyorum. Çünkü oradaki ihtimali ortadan kaldırmak adına daha formda oyuncularla başlayacaktır.
"Galatasaray ikinci maçta turu rahat geçer, Fenerbahçe bir adım önde olmanın avantajıyla deplasmana gidecek.
Galatasaray'da hafta sonu cereyan eden Marcao-Kerem olayına da değinen Domaç, bu durumun takım için kolay bir durum olmadığına değinerek, "Genelde 'Kolayca unutulur' deniliyor ama yok, unutulmaz. Nitekim Kerem'in golden sonraki davranışlarından anladık. Tüm takımı etkileyecek bir dezavantaj, hemen ortadan kalkacak bir durum değildi ve öyle de oldu" dedi.
Rövanş maçları öncesi Fenerbahçe ve Galatasaray'ın tur şanslarını da değerlendiren Domaç, "Galatasaray bence ikinci maçta turu rahatlıkla geçecektir. Fenerbahçe de bir adım önde olmanın avantajıyla gidecek. Bence Fenerbahçe'ye göre Galatasaray'ın daha büyük avantajı var. Çünkü deplasmandan beraberlikle kendi evine geliyor, Fenerbahçe ise 1-0'ın avantajıyla deplasmana gidecek" şeklinde görüş belirtti.
"Sivasspor dezavantajlı gidecek ama oradan turla dönerse şaşırmam"
Avrupa arenasında mücadele eden takımlardan Sivasspor ve Trabzonspor'un rakiplerinin Fenerbahçe ve Galatasaray'a göre daha zorlu rakiplerle oynadığını belirten Domaç, Kopenhag'a 2-1 yenilen Sivasspor'la ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
Avrupa deneyimi çok yüksek olan Kopenhag'a karşı Sivasspor dişli bir mücadele gösterdi. Maçı kazanabilecek pozisyonlar üretti. Özellikle son bölümlerde oyun 2-1'ken maçı çevirebileceği kanat organizasyonları Uğur ve Erdoğan ile üretti. Sivas, dezavantajlı gidecek ama oradan turla dönerse şaşırmam. Sivas takımı elinden gelenin en iyisini yaptı. Keşke kazanarak gitseydi. Batum eşleşmesinde olduğu gibi burada da deplasmanda kazanabilecek potansiyeli var. Oradaki oyunu buradakinden daha farklı olacaktır. Kayode gibi Max Gradel gibi çok çabuk oyuncularını sarkıtarak oynarsa ve o dün yaptığı hataları yapmazsa Sivasspor'dan hala umudum var. Tabii yüzde 51 Kopenhag önde.
"Trabzonspor böyle bir Roma'ya rastlamasaydı turnuvada çok daha iyi noktalara gidebilirdi"
Trabzonspor'un İtalyan ekibi Roma ile eşleşerek en şanssız kurayı çektiğini aktaran Domaç, şu görüşü paylaştı:
Ne olursa olsun bir İtalyan takımı. Mourinho'nun takımı. Kadrodaki isimlere baktığınızda her biri ayrı bir yere yazılması gereken Rui Patricio, Mkhitarya, Stephan El Shaarawy gibi çok önemli isimleri var. Trabzonspor böyle bir kadroya karşı oynadı. Özellikle ilk ve ikinci yarının belli bölümlerinde başa baş oynadı. Şanssız bir kura oldu. Bence Roma tura daha yakın görünüyor. Bu ilk resmi maçlarıydı. İtalya'da Fiorentina ile oynayacaklar. Savunma dörtlüsünün kurgusunun iyi olduğunu ve Rui Patricio gibi iyi bir kalecilerinin olduğunu bildiğimizde Trabzonspor'un deplasmanda işinin daha zor olacağını düşünüyorum. Bütün bunlara baktığımızda avantajın net şekilde Roma'da olduğunu söyleyebilirim. Trabzonspor kazanmış olsa dahi Roma'da işler kolay olmayacaktı. Trabzonspor keşke böyle bir Roma'ya rastlamasaydı turnuvada çok daha iyi noktalara gidebilirdi.
"Sezon planlaması doğru yapılmadığı için erken maç trafiğinde açık alanda yakalanılıyor"
Son iki sezonda Türk temsilcilerinin ön elemelerde büyük sıkıntılar yaşadığı turu geçseler dahi bir sonraki aşamada daha çok zorlandıkları medyada sık sık dile getiriliyor.
Domaç, liglerin başlangıç dönemlerine dikkat çekerek şu örneği verdi:
Kuzey ülkelerinin takımlarına 'bizden görece daha aşağı' diyoruz ya. Helsinki'ye bakıyorsunuz Buducnost, Malmö ve Bakü ile 2'şerden 6 Avrupa kupası, 16 lig maçı oynamış. 22 maçla geliyor buraya. Bu tabii büyük avantaj. Kuzey ülkelerinde sezon başının erken olması bir avantaj. Jose Mourinho da maç trafiğinin yetersiz olmasını eleştirdi. Maç trafiği konusunda eksiklerimiz var. Bu noktada bizim Türk futbolu olarak bu tür maçları kazanarak sezonu haziran sonlarında temmuz başlarında açmadan, ağustos sonlarında oynayabileceğimiz maçlara yönelmemiz lazım ki daha sağlıklı bir yapı olsun. Erken sezon açıp erken yükselmeniz gerekiyor üstelik henüz takımlarınızı kuramadan...
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sezonun başlamasıyla birlikte kadroların henüz şekillenmemiş olmasını da eleştiren Domaç, Fatih Terim ve Ali Koç'un transferlerle ilgili sözlerini ise şöyle yorumladı:
Ali Koç, maçtan sonra 'En az 3-4 oyuncu alma zorunluluğumuz var' diyor. Lig başladı, Avrupa maçları oynuyorsunuz ve hala 3-4 oyuncu almaktan bahsediyorsanız bu planlamaları doğru yapmadığınız ortaya çıkıyor. Fatih Terim de keza '8 Eylül'e kadar transfer yapacağız' diyor. O zaman transfer planınızı, sezon planlamanızı doğru yapmadığınız için o erken maç trafiğinde açık alanda yakalanıyorsunuz. Henüz kadronuzu kurmamış oluyorsunuz. Helsinki, Kopenhag, Randers ve diğerleri gibi hazır olmuyorsunuz. Onun doğal sonucu olarak bu sıkıntıları yaşıyoruz.
© The Independentturkish