Prof. Dr. Üşümezsoy: Türkiye orman yangınlarına ne kadar hazırlıklıysa depreme de o kadar hazırlıklı

Marmara Denizi'nde 7,2 büyüklüğünde deprem beklendiği iddialarını "spekülatif" bulan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'a göre asıl riskli yer Datça tarafı. Üşümezsoy, buradaki olası depremin tüm bölgeyi etkileyeceği uyarısı yapıyor

Prof. Dr. Üşümezsoy'a göre Marmara’da önümüzdeki yıllarda 7.2'lik deprem olma ihtimali bulunmazken, 6,5’lik depremin gerçekleşme ihtimali ise yüzde 2-3’ü geçmiyor. Üşümezsoy ayrıca, Kanal İstanbul’un Marmara Denizi’ne açılma noktasının büyük yapılaşmaya uygun olmadığını savunuyor / Fotoğraf: Gölcük depreminin ardından bir kare / AA 

18 bin 373 kişinin yaşamını yitirdiği, binlercesinin de yaralandığı Gölcük depreminin üzerinden 22 yıl geçti.

Ancak Türkiye hâlâ deprem, sel ve orman yangını gibi doğal afetlerle boğuşurken, tehlike öncesi zarar azaltıcı tedbirlerin alınmaması tartışılıyor.

Bir başka deyişle 17 Ağustos depreminin yıldönümüne, tehlike analizi eksikliği eleştirilerinin gölgesinde giriliyor.

 

17 Ağustos Depremi 7.jpg
17 Ağustos 1999'da gece 03.02'de merkez üssü Gölcük olan, Marmara bölgesi ile pek çok başka yerde hissedilen 45 saniyelik depremde 20 bin kişi yaşamını yitirmiş, binlercesi de yaralanmıştı. Cumhuriyet tarihinin en sarsıcı olaylarından biri olan bu yıkımın üzerinden 22 yıl geçse de ders alınmadığı eleştirileri yapılıyor / 17 Ağustos depremi sonrası Gölcük'ten bir kare / Fotoğraf: AA

 

"Marmara'da 7,2'lik deprem iddiası spekülatif"

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Türkiye'nin yeni bir depreme hazırlıklı olup olmadığı ve riskli yerleri, haritalar eşliğinde Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

İlk olarak "Türkiye depreme ne kadar hazırlıklı?" sorusunu yönelttiğimiz Üşümezsoy, "Orman yangınlarına ne kadar hazırlıklıysa depreme de o kadar hazırlıklı" yanıtını verdi. 

Sözlerini "Allah'tan İstanbul'da geçen yüzyılda faylar kırıldı da bu yüzyılda kırılacak çok büyük bir fay kalmadı. Depreme hazırlıklı değiliz ama bu hazırlıksızlık orman yangını kadar büyük felakete neden olmaz" diyerek sürdüren Şener Üşümezsoy'a, Marmara Denizi'ndeki deprem ihtimalini de değerlendirdi. 

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy 2 Twitter Prof Dr Usumezsoy .jpg
Deprem risklerine ilişkin yaptığı tahminler nedeniyle kimilerinin "kahin" nitelemesi yaptığı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 1900-2000 yılları arasındaki yüzyılda Marmara'daki fayların kırılıp stresini attığı gerekçesiyle yakın gelecekte burada riskli bir durum öngörmüyor / Fotoğraf: Twitter / @Prof. Dr. Usumezsoy


"Gerçekte 30 kilometrelik ikinci bir fay olmadığından, 7,2'lik deprem söylemi çürümüş oluyor"

Marmara'daki fayların geçmiş yüzyılda kırılarak enerjisini boşaltması nedeniyle önümüzdeki dönemde burada yıkıcı bir deprem görülmeyeceğini savunan Prof. Dr. Üşümezsoy, burada Çınar, Tekirdağ-Silivri, Kumburgaz ve Karamürsel çukurları olmak üzere dört büyük alanın bulunduğunu belirterek, şu yorumu yaptı:

1894'te Çınar çukurunda enerji boşaltılmış, 1912'de Tekirdağ ve Silivri çukurunda faylar kırılmış. 1999'da ise Körfez ve Karamürsel çukurunda fay kırılmış. Kırılmayan yegane fay Kumburgaz çukurundadır, potansiyel olarak 6,5'lik deprem potansiyeli vardır. 35 kilometrelik bu fayı, 35 kilometrelik diğer fayla birleştirerek 7,2'lik deprem tehlikesinden bahsediyorlar ama bu spekülatif bir söylemden ibarettir. 7,2'lik deprem iddiasını çürüten olgu ise şudur; Büyükçekmece ile Yeşilköy arasında olduğu varsayılan 30 kilometrelik ikinci bir fay gerçekte yok! Bu nedenle de aslında faylar birleşmiyor! Kumburgaz fayı ile bunu toplayıp 'Burada 7,2lik deprem olacak' söyleminde bulunanlar olsa da, bu iddia çürümüş oluyor.

Marmara haritası deprem riski Üşümezsoy.jpg
Marmara'daki deprem riskini sorduğumuz Prof. Dr. Üşümezsoy'a göre 7,2'lik deprem iddiaları gerçeği yansıtmazken, 6,5'in yakın gelecekte olma ihtimali yüzde 2-3  / Fotoğraf: Prof. Dr. Üşümezsoy

 

"Marmara'da 6,5'lik depremin önümüzdeki yıllarda olma ihtimali yüzde 2-3'ü geçmiyor"

Marmara'da 7,2'lik deprem olacağı söylemine katılmayan ve "Yanlış faylar ve yanlış modeller, spekülatif sonuçlar doğuruyor" diyen Şener Üşümezsoy'a olası sarsıntının büyüklüğünün hangi aralıkta gerçekleşebileceğini sorduk.

Üşümezsoy bu soruya, "Kumburgaz çukurunda Silivri'deki depremden sonra Rothstein'in yaptığı stres hesaplamasında 6,5'lik depremin önümüzdeki yıllarda olma ihtimali yüzde 2-3'ü geçmiyor" yanıtını verdi.

 

İzmir deprem AA.jpg
Ekim 2020'de gerçekleşen depremin ardından İzmir Bayraklı'dan bir kare / Fotoğraf: AA

 

"Adalar fayı ölü"

İki ay önce Kartal'da meydana gelen 3,9'luk depreme ilişkin olarak ise Prof. Dr. Üşümezsoy, söz konusu sarsıntının "Adalarda deprem olacak" denilen fay modelini "çöpe attığını" savundı. 

"Adalar fayı ölü" yorumunu yapan Üşümezsoy, burası için herhangi bir risk kalmadığını öne sürdü.

 

Gölcük depremi 4 baba ve çocuk AA.jpg
Gölcük depremi sonrası / Fotoğraf: AA

 

"Kanal İstanbul'un Marmara Denizi'ne açılma noktası, büyük yapılara uygun olmayan bir zemin"

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Kanal İstanbul'un Marmara Denizi'ne açılma noktasında makaslama etkisinde faylar bulunduğunu belirterek, burada otoyol, köprü, site gibi büyük yapılaşmaların tehlikeli olduğunu savundu.

Kanal İstanbul Marmara denizi makaslama Üşümezsoy.jpg
Fotoğraf: Prof. Dr. Üşümezsoy

 

Alandaki heyelan riskine de dikkati çeken Üşümezsoy, "Kanal İstanbul'un Marmara denizine açılan kesiminde -Çekmece Gölü'nün Marmara Denizi'nin ağzında- makaslama fayları vardır. Bu faylar, Avcılar'da yıkıma neden olan fayladır. Bu makaslama fayları zemini küçük küçük çatlaklara ayırmaktadır. Dolayısıyla burası büyük yapıların yapılmasına uygun olmayan bir zemindir" ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul harita Üşümezsoy.jpg
Kanal İstanbul'un Marmara Denizi'ne açılan göller bölgesindeki jeolojik yapıda, biri kuzeye, diğeri güneye doğru makaslama hareketi görülüyor ve bu hareket, buradaki kayaları, minik bir camın kırılması gibi kırılma pattern'i (model) oluşturuyor / Fotoğraf: Prof. Dr. Üşümezsoy

 

"Datça ve Rodos riskli, 6,5'i geçen deprem olabilir, tüm bölge etkilenir"

Son zamanlarda Datça açıkları da sık sık deprem haberleriyle gündeme gelirken, orman yangınlarından büyük zarar gören Ege Bölgesi genelindeki risk de merak konusu.

Bodrum'da yangının etkili olduğu Mazı, Çökertme gibi yerlerden Turgutreis'e doğru giden alandaki fayın zaten 2017'de, Kos'unkinin ise 1957'de kırıldığını belirten Prof. Dr. Üşümezsoy, asıl riskin Datça tarafında olduğunu ve burada meydana gelecek depremin tüm bölgeyi etkileyeceğini öne sürdü.

Ege deprem riski Şener Üşümezsoy.jpg
Sarı çizgiler yakın zamanda kırılmış, stresini boşaltmış fayları; kırmızılar ise stresini boşaltmış faylara işaret ediyor. Buna göre en fazla stresin oluğu kesim, İzmir'deki fay hattı, Narlıdere fayı, Ikaria fayı ve Datça güneyinde Girit'e doğru uzanan fay hattı, Bodrum fayı, 1957 ve 2017'de, Samos fayı geçen sene, ondan önce de Midilli fayı kırılmıştı. Bu alanlar haritada sarı ile gösteriliyor / Prof. Dr. Şener Üşümezsoy

 

Prof. Dr. Üşümezsoy, Ege Bölgesi'ne yönelik uyarılarını "Datça ile Kos'un arasından güneye Girit'e doğru uzanan Karpados Adası ve çukuru var. Oradaki fay hattı kırılabilir çünkü orada sürekli 5 büyüklüğünde depremler oluyor. Nisan ayında 5,5'lik, haziranda 5,2'lik, ağustosta da 5,5 ve 5,7'lik iki deprem oldu ama orman yangınlarından dolayı pek gündeme gelmedi. Bu yüzden riskli yerler olarak Datça ve Rodos'u söyleyebilirim, burada 6.5'i geçen bir deprem olabilir, 2017'deki Bodrum depremine benzer bir deprem olabilir" ifadeleriyle noktaladı.

Deprem riski haritası Bodrum tarafı ve Datça- Şener Üşümezsoy.jpg
Şener Üşümezsoy'un en üstte sarı çizgilerle işaretlediği alan, Ula'dan Gökova körfezinin kuzey kıyısı boyunca Akyaka, Ören, Çökertme, Mazı, Bodrum ve Turgutreis. İkinci sarı çizgi Kos, kırmızı renkli olan ise Datça ile Kos adasından güneye doğru gidiyor. Fayın yırtılma alanının olduğu kesimin Rodos'un batısında, Girit'in kuzeyinde, Kos'un gündeyinde ve Marmaris'in batısında kaldığını belirten Üşümezsoy'a göre bu fay hattı bölgeyi genel olarak etkileyecek / Fotoğraf: Prof. Dr. Üşümezsoy  

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Bundan sonra asıl risk Aydın, Denizli ve Kuşadası'nda"

Prof. Dr. Üşümezsoy geçen yıl Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, İzmir'in kuzeyinde, kordon boyunca Narlıdere ve Urla'ya kadar devam eden fayın 350 yıldır stres biriktirdiği uyarısı yapmıştı.

İzmir depreminden sonraki en riskli yerlerin Aydın, Denizli ve Kuşadası olduğunu aktaran Üşümezsoy, "Bundan sonra asıl risk, Aydın, Denizli ve Menderes Vadisi boyunca yer alan faylarda. 1550'li yıllardan beri bu faylar kırılmadı. Ege kıyılarında en kuzeydeki açılma merkezi Foça'yla Midilli arasındaki Foça Koyu, 3 yıl evvel 6,3'lük deprem oldu. Bodrum'daki fay, 6,7'lik depremle (kuzeyde Bodrum, Kos, güneyde ise Marmaris ile Datça arasındaki kol açıldı. Bundan dolayı da ben, sürekli Aydın'dan başlayarak Kuşadası'na ve Kuşadası'ndan Samos'a doğru giden Kuşadası körfezinde deprem olacağını düşünüyorum" şeklinde konuşmuştu.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU